Yargıtay darbesi
-
Anayasa mahkemesi yargıtayın üzerinde bir kurumdur.
Anayasa mahkemesinin kararına yargıtay uymak zorundadır.
Anayasa mahkemesinin Can Atalay için verdiği tahliye kararına Yargıtay uymayarak anayasayı ihlal etmiş oldu.
Yargıtay bununla kalmadı, anayasa mahkemesi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Yargıtay bununla da yetinmeyerek TBMM'ni tehdit etti.Bunun adı, Türkiye Cumhuriyeti devleti hukukuna açıkça bir darbedir.
Yandaş olmayan muhalif partilerinin hepsi bu darbeye karşı çıktı.
CHP, 25 milletvekiliyle mecliste ve sokakta bu konuyu gündemden düşürmemeye ve ayrıca halkı bu darbeye karşı olmaya çağırdı.
Bu eylem ülkede ne derece yer tutar bilemem ama 15 Temmuz darbesine, Gazze darbesine duyarlı olan aynı halkın bu darbeye ses etmeyeceğine eminim. -
yüksek yargıda yaşanan bu çatlak ciddi değişimlere gebe görünmektedir; dediğin gibi vatandaşın bir tepkisi olmayacak; ancak bir takım sivil toplum örgütleri eski deyimle demokratik kitle örgütleri - ki hala var olduklarına inanmak isterim - seslerini çıkaracaklardır ve bir takım eylemselliği gerçekleştireceklerdir. ne ki, son seçimlerle güç kazanan siyasi irade tüm gücüyle bastırma eğilimi gösterecek ve bir çok kayıp yaşanacak gibime geliyor; gelecek nesiller adına çok üzgünüm.
-
Mâlum parti, mâlum zat ve çevresi bağımsız(!) yarğıtayın dibine dinamiti çoktan yerleştirmişti zaten. Bu ülkedeki Cumhuriyeti yok etmek için ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes Mersin´e giderken, bizimkiler tersine gitmeye ısrarla devam ediyor.
Bence müstehak; yurdum insanlarına (dindarı, laiki ve dinsizi) ne desek boş, çünkü bu ülke hiç umurlarında değil. Batmış mı, yabazlaşmış mı, 1400 sene geriye gitmiş mi, fikirlerinden ötürü zindana atılmış mı, medya susturulmuş mu, tarikatlar denetleniyor mu vs.... Kimin umrunda?Gezi protestolarından sonra doğru dürüst ve ses getiren eylem yapılmadı. Keza yapılmasına da izin vermezler zaten.
Bu ülkenin insanı kendi ve çocuğunun geleceğinden çok Hamas teröristlerini önemsiyor. Bu o kadar belli ki.
-
Her iş halkta biter. Halkın içinde olmadığı hiçbir iş sonuca ulaşmaz. Atatürk kurduğu partinin adına halk kelimesini boşuna katmadı.
Bir halk çürümüş, kokuşmuş, yozlaşmışsa o halkın devletininin tüm kurumları bu çürümeye mahkum kalır. O halkı kimse kurtaramaz kokuşmaktan. Silinir gider yok olur. Unutmayalım, uygarlığın kurucusu olan Sümer halkı bile yok oldu, dili, kültürü, her şeyi ile yok oldu. Süreç kimseye acımaz.
Allahın seçtiği kurtulmuş millet palavraları bu süreci hiç etkilemez ki değiştirsin. İnsanlar inanç ayrımcılığının insanlık tarihinin en korkunç insanlık suçu olduğunu anlayamadıkça insan olamayacaklardır.
-
Bugün Türkiye Cumhuriyeti hukukuna ve meclise yapılan darbeye üçgün oldu, halen bu darbeyle ilgili sokakta avukatlardan başka halktan kimseyi görmüyorum.
Bakalım CHP'nin halka çağrısı birkaçgün içinde yerini bulacak mı yoksa bu çağrı fos mu göreceğiz. -
@DemoKratos "bileşik kaplar kuralı"
-
Tahmin ettiğim gibi böylesi önemli bir konuda sadece hukukçuların bir kısmı sokağa çıktı halktan kimse yok.
Yine tahmin ettiğim gibi Özgür Özel'in halkı sokağa çağırması altı boş bir şovdan ibaretti.
Halkı sokağa çağıran bir genel başkan önce kendi örgütünü sokağa döker, bundan cesaret alan halk daha sonra katılır.
Hem halkı sokağa çağırıyor hem kendi örgütünü sokağa dökmüyor.
Açıkça palavradan ibaret.Velhasıl Türkiye Cumhuriyeti hukukuna yapılan bu darbe bizzat iktidar ve muhalefet tarafından yürütülen bir darbedir. Halkta buna umarsız ve duyarsız kalmıştır.
Eh, hal böyle olduğuna göre yek ekmeğe muhtaç olan bu ahali kuru ekmeği bile haketmiyor. -
Tuz da kokuyorsa... Son alarm zilidir...