Esnek Serbest Eskizler ; Çalakalemler ve Doğaçlamalar

[ictenlik]

Mesajın kime gettiği yazıldğı ağnaşıldı mı_?

Ağnaştık mı?
Peki ağnaşduk mu?
ağniyin mi?
aniyün mü? aniyun mu?

[ictenlik]

Uyyy(yi)
La böğön galkdım erkenden daş galdudum
Daşları dizdük
Soora odun daşıdım
Geldim a buraya iki kelam edeyim da bi rahat bırakın
Gidecek yer de galmadı
Yav nere gitsem ? gadu gudu

[ictenlik]

Aşşadan yukarı okiyan var

[ictenlik]

Okardan başla okardan. Galdığın bırakdıın yerden

[ictenlik]

ijdenlig (ijtenlik)

yea

ijjj

yea

ijjjjdenlikg yeah

[ictenlik]

Uyyy (iy)

[ictenlik]

Uğraşiidim , uğraşiidim de ni yapcami bilmiim
Bilmiim bilmiim (bilmiyem, pilmeyrum)

pilmeyrum pilmeyrum

neye uğraşacam daa
çünküt (içenkat) çinkit çankıt çınkıt çunkut kuttur

içün içüniki için ki (çünkü)
ne için der gibi

için ki; ne içinin açıklaması ;ne içine yanıt olarak için ki diye

bi çünküyü açalım dedik nere gittik?_ (fonetiksel; izleri takip ;bulunur)
bu da araya girdi o hal de
hala pilmeyrum

[ictenlik]

Şapkadan tavşan çıkarcam bekleyen var
O da iluuıjın (illüzyon) dersin
Numarası var
Yazmanın numarası ne?
İçten ol
Numara bu
Şair, düzyazı ne olursan . 3 yaşında çocuk ol saklanma
Büyürsün. Bebek ol, bebek başla büyürsün.
Büyük başlamaya çalışırsan sararsın, yerinde de sayarsın
Bebeklik yap yani harbiden
Harbiden mi? Harbiden

[ictenlik]

Ula uşşağum. A vu tiribizonili
Sesini içimden buliyim (buliyrum). Kendi kendime konuşa konuştura hem oni seslendiriyim hem yaziyim.

Ee hepisinin sesi farikli

--

Ha buraya ne ediyiz daa?

Ula yazmaya gelduk da uşağum
Görmiin mi;?

--

E şiir yazarıkat (şiir yazırıkana /yazarken) dutiim (tutuyorum ki;tutayım ki) Nazım'ın sesini felan aliyim çünküt yankılı (yangılı) buğulu ,yankımalı..
Böyle o okuyor gibi yapıyorum ama ben kendi içimde sesimi ona çalarak benzeterek onu taklitçesine kendim söylüyorum. Sesi tonu uygulamaya çalışıyorum..
Nazım taklidi yapmayı düşün. İyi bir taklitçi doğaçlama bir politikacıyı taklit eder. İyiyse demediği şeyi bile ne diyebileceğini yakın kestiripte doğaçlayabilir (Buradaki şeye biz düşünce kalıbı diyoruz, düşünse-ses-his-duygu kalıbı , zamanla buna alışırız o kalıbı yakınlaştırır uygularız. Bu ayakkabıcının iş öğrenmesi yapması gibi olur. İyi bir ayakkabıcı kendi dikmediğini de karşı karşıya görse benzerini diker. )
Öyle gözel oliyy

Nazım inanılmaz dürüst biri, açık, yürekten yani. Yürekten yaa.
yüüü rekkk ten yani

"salkim söğüt" dinle. "işler atom reaktörleri işler" bunu kendi sesinden dinleyin ve öyle söylemeyi deneyin. Bence biraz daha yavaş ama. Bakınız ki yumuşacık yapyavaşça akıyor. Sesleri titreştirerek ve birbirine bağlayarak söylüyor. Bu bir pratik mesela bunu yaptım.

Kapat daa uşağum.
A buni sonina ekle de alttan okarı okuyanın gözüne çarpar,
Bu ne der?
a bu ne daa??

[ictenlik]

EĞLENMEYE DAVET

Herkes işinde gücünde
Herkes işinde gücünde
İşim gücüm deliliktir
İşim gücüm deliliktir
İşim gücüm eğlenmedir

[ictenlik]

GÜLGÜYE DAVET

Gülük gülük gülmekte var
Guluk guluk gulmakta var
Galık galık galmakta var
Kılık kılık kılmakta var
Yılık yılık yılmakta var
Yıkık yıkık yıkmakta var
Yalık yalık yalmakta var
Yazık yazık yazmakta var
Yazık yazık yazık

[Sputnik]

@TENTEN, içinde söyledi: Esnek Serbest Eskizler ; Çalakalemler ve Doğaçlamalar

Diksiyon eğitimi için yazılan tekerlemelere benziyor.

Hayır benzemiyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Daha çok doğaüstü olduğuna inandığı bir güce mesaj veriyormuş gibi geldi. Ben böyle düşünüyorum.

@ictenlik, içinde söyledi: Esnek Serbest Eskizler ; Çalakalemler ve Doğaçlamalar

yiyo yiyo yiyyo yiyyo hoğğo hoğğo hoğ hoğ
hoğuhuhu hoğuhu hu hey hu hey hu hey hu hey heyi heyi heyi
heyi hiye heyi heyi hi ye hi ye hi ye
hiye hiğiğ hiğ

[Sputnik]

@ictenlik, içinde söyledi: Esnek Serbest Eskizler ; Çalakalemler ve Doğaçlamalar

ijdenlig (ijtenlik)

yea

ijjj

yea

ijjjjdenlikg yeah

@TENTEN Bu mu diksiyon eğitimi? Şifreli mesaj gibi bir şey bu.

[ictenlik]

Hoy da di do da, hoy da di do da, hoy da di do da hoy
yuyuyuyuyuyu ğuğuğuğuğu uğuğ uğuğ uğuğ vuğ vuğ vuğ
vuğuğ vuğuğ vuğuğ vuğuğ vuğuğ vuğuğ vuğuğ vuv vuv vuv vuv vuv vuv
vuuuuuuuuuu yiyyi yiyyi yiyyi viyyu viyyu

[ictenlik]

İNSANLIK BİLEŞKESİ : BİLEŞKE DÜŞÜNCELİLİK

PİLEŞUK PİLEŞKE ALAN(LAR) ; PİLEŞUK PİLEŞKE TÜŞUNÇE(LER) ; PİLEŞUK PİLEŞKE KİŞU(LER)

İnsanluk pileşkesu. r'leri söyleyemeyen ama yazabilen adam (kaba taslaktır, genişletilebilir, düzenlenebilir )

Yukarı da Nazım ın kişiliğini örnekledik.
İçtenlik, dürüstlük, düz, açık, zorlantısız, doğal konuşma. Hislere dayalı doğal oluş ve doğal konuşma gibi

Nazim bu anlamda yari şair, yarı halk ozanı ve yari dünya ozani gibidir

Nasil yapar?

Örneğin; Nazım "biz" derken ve "çocuklarımız" derken tüm ülke adına biz der ve bu anlamda düşünür. Kendini insanlık bileşkesi ya da ülkemizdeki kimlik ve insan bileşkesi yerine koyar .Yani empati yapar ve bileşir.
Empatinin yansıtma anlamında ikincil bir anlamı var. Hem kendini diğeri yerine koymadır hem diğeri kendi yerine getirme/koymadır. Bu ikinciye yansıtma denir.

İnsanlık . Örneğin bu kavram bileşmiş insanları kasteder.
Biz. Örneğin bu kavram bileşik/pileşuk bileşmiş/pileşmuş kişilik gibidir.
Bir taraftar grubu, bir ordu ya da farklı düşünebiliriz.

Umutların, düşüncelerin, hayallerin ortak olarak paylaşıldığı alana ise bileşik pileşuk pileşke alan, bileşke düşünce alanı diyoruz. Bileşip ait hissedebildiğimiz gruplara ise biz diyoruz. Biz bileşik kişisi.

Kimya da iyonik ve kovalent bağ(lantı)lar var.

Uzayda dünya güneşe bağlıdır ama yapışık değil. O olmasa olamaz, o olmasa dönemez vs. Bağlılar. Bağsız ama bağlı. Arada boşluk var ama bağlı.

İnsanı birbirine böylecesine bağlı/bağlantılı görmeyi öneriyoruz.

Yani yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.

Orman pi pileşuk alan. Pileşke alan. Bileşik bileşke alan.

Neden "r" katmadık ve neden birleşik demedik?
Bunu aslında özlelikle yaptık. Seçtik. "r" leri söyleyemediğimiz için değil.

Bir. Kavram toplaşık. Yani bir yığın çağrıştırır. Birbirine çekilip dolanıp yumak olmuş şey gibidir. Dağınık olanı bileşkedir ve arada boşluk olan, farkları tanıyan, yığınlaşmayan bağlantı şeklini o kavram daha iyi tanımlıyor. .
Yani tüm ormanları tüm ağaçları birleştirmek istersem bileşik/bileşme daha iyi ses tonu sunar. Neden nasıl?

Kesilmiş bir kütük yığını ve aralarında mesafeler olan ağaçları düşünelim. Birleşme dediğimizde bunu anlıyoruz. Yani artık kendi olamamak ve kolektivitede erimek ve tek tip olmak gibi algılarız. Niye nasıl?

İnsan birlikleri tepeye merkezlenir. Uzar. Koni gibi yükselir. Bizi krallar sonra yöneticiler yönetmiştir. Altta halk yığınları vardır. Üstte sınıflar vardır. Üstte yöneticiler ve elitler ve para güç sahipleri vardır.
İnsanın birleşme algısı ya buna benzer ya sarılmış yumağa, yığına benzer.
Dağınık merkeziyetsiz bileşkliği algılayamıyor.

Kafanızda 20 metre aralıklarla dikilmiş ağaçlar düşünün. Güneş yüksekçeyken hiçbiri birbirinin ışığını kesmez ve iki ağaç arasında hiç bir fark yok.

Farklar sadece çeşitliliktir. Çeşitlilik yoksunluğu yalınlıktır.

Yağmur ormanlarının biyoçeşitliliğine bak. Pileşmiş pi arada. Kerçek pileşukluk.
İnsan pileşkesu ha bööle olmali.

Şimdi buradan nereye geliyoruz. Yarı halk ozanı gibi dedik. İnsanlık ozanları var ve oldu. Düşünürler ,yazarlar, şairler, besteciler gibi. Bu toprakta ayrıca bir ozanlık kültürü var. Bunu biraz açmaya da çalışıyorum ki belki yokolmaz. Yani nasıl olabilir? Kendini değil dünyadaki tüm ağaçları ve tüm ormanları merkez alma. Biz çok fazla kendimizi merkez alırız ve genellemeyiz. Tek ve salt kendi kişiliğimizin faydasına düşünürüz. Bunun tersine yönelirsek bu ozanlık denilenin varolabileceğine/varedilebilceğine inanıyorum..

Ormanın ortak ruhu ve vicdanı ve bileşik düşüncesinin sesi gibi olmayı deneyiş: Genel düşüncelilik.
Ozanlıkta bence budur.

Bu düşünceyi içselleyen iş emek eden, buna adanan/açılan kişi (genelleşebildiği sürece) bence zamanla gelişir.
Bireyselleşme genelselleşme.. Genel adına düşünme ya da genel üzerinden düşünme, kendini de içine katarak ama bir bütünlük kapsamından düşünme.
Küme elemanın küme adına düşünmesi. Takım oyuncusunun takım adına düşünmesi vb nin geniş yaygın hali.

Örnek;
İnsanlık küme'si. Matematiksel küme. Küme elemanı/üyesi içtenlik. Küme için düşünme.

Çam ağacıysan tüm ormanı çam yerine koymadan geyiksen tüm hayvanları geyik yerine koymadan tüm ağaçlar tüm orman adına genel bakarak kendine geri dönüş. Ormanı bir bütünlük görüp kendi kapsamını bunun üzerinden alma.
Çam ağacının ya da geyiğin kendine fayda aradığını düşün. Kendi bütünlüğünü koparıp.

Pileşelum taa... bileşik ayrışık/ayrık anti anti birleşik çoklaşık anti anti

[ictenlik]

HAYATIN ANLAMI

na gelince

Biri yazdı
Biri besteledi
Biri söyledi
Biri dinledi

Bu yazmış
Bu okumuş
Bu bestelemiş
Bu söylemiş
Bu dinlemiş

tüm anlam

dinleyici/izleyici olmayı bir ileri varma
yapıcı üretici olma, seyirci kalmayı, hazırı yiyici olmayı aşma, katılma

[ictenlik]

Nazım sevgim ki saygım (tamamen zahmetsiz kendinden doğmuş şey) kendi kendine olağanüstü boyuttadır
Tek başına kız çocuğu şiiri iki atom bombası gücündedir
Tek başına kız çocuğu şiiri 5 ya da 9. senfonidir
Beni -yüreğimi- yakalamıştır, tutmuştur yani
Güneşin boşta gezen gezegeni tutması gibidir
Yüreğimi avuçlamıştır yani
Çekmiştir yani
Daha bırakmıyor
Nazım'ın içinden geçtiği ülke bu hal de mi olur?
Nazımlar olmaya bilenmeyecekse yürek o neyi okumaktır, niye okumaktır?

Hala kendimle hesaplaştayım

Bana tarihten milyarla isim getir doldur süpernova gibi anarım, tek bir şiirin parlaklığından/parlamaşından, ışığının aklıma çakışından-şavkımasından
İzini (ışını, yüreğinin ış'ının izini) süzerim, başka beni nere döndürürsün
Getir paran pulun namın şanın başka beni nere döndürürsün
Yürekçekim, ışçekim, ışı nerden çekti?

Edebiyat kitaplarını çöple süsletin
insan sevgisini görmedin mi?
Bakmadım mı_?
Baktığıma gördüğüme tanık değil miyim?

Bu kadar yoğunlaşmış, bu kadar çıplak/çiğ/ham/taze/diri/dolu/dopdolu -boşalmaz- insansı bir insan sevgisi
Kitapların ilk sayfasıdır yeri
Açılıştır yeri

İnsandır dini, sevgidir dini
İnsan sevgisini din etmiş
Emeği-ni din etmiş

[ictenlik]

ESTETİK

Dünyayı izlemeye/gözlemeye gözlerim yoruldu/ağrıdı/yangıdı
Kafam
Bir ormana bakarsın işler yolunda, kuşlar şakır, ağaçlar yayılmıştır
Dünyaya bakmak istemiyoruz
Ateşe, curcunaya
Karanlık bulaşmasın, göze çakmasın
Acı, ağrı, dert, soluksuz geceler etmesin
İçimize ,kafamıza karanlıklar çökmesin
Gözümüz güzeli arar
Artık göz çeker olduk geri
Estetik nerede?
Gözüm estetik arıyor?

[ictenlik]

al kol yerine oksijen iç

[ictenlik]

Nazıma /Hikmete (taslakça ham işlenecek)

NAZIM HİKMET RAN

Bir hapishane hücresinde yıldıramadıkları
Neşesini solduramadıkları
Umudunu dindiremedikleri
Gülüşünü ve inancını söndüremedikleri adam
Gürleyen bulutlar gibi inanç çakmaya ve sağnak sağnak umut yağdırmaya devam eden adam
İnanç yangının da inancıyla yakmaya devam eden adam

Şemşiyelerle saklandılar umuttan
ki bize ulaşmasın
ki bize de bulaşmasın
Bize ulaşmasın ki günlik gülistanlık yaşam edelim
Orada saydığımız bir Nazım kalır ama
İşe güce emeğe, sorum bulaşmasın
Yüreksel sorum, kamusal sorum, toplumsal sorumluluk ateşi bize de ulaşmasın ki bize de bulaşmasın
İyi şair diyelim yeter
Öylece nasıl ederiz
Kendimizi mi adarız
İnsana mı yanarız

Oluri ki ilerleriz yüreğimiz hapishane kıyısında yargıda nasıl dayanırız

Nazım (inancıyla ve yüreğinin ateşiyle) (on yıllar sonra) bugünde yanmaya devam ediyor hala
O halde Nazım yakmaya devam ediyor hala

Bir felsefe sitesinde çıktı bunlar
İçtenlik istedi yazıktırdı

Diyori ki içtenlik
Güçlenisin yüreğim
Atarlansın damarım
Çankılansın dilim yüreğime çankılansın
Yüreğimden çankıyan atarlanan dilime çankılansın
Çan kipi

Hapishane korkusu duymadan dil yürekten atanı atsın,
Damar yürekten yayılanı yaysın
Sözüm damarımdan toplum yargısı kuşkusu duymadan darlanıp tıkanmadan aksın

dilime yüreğimde çalan gitsin

Yüreğimde çalan/atan damarıma dilime gitsin

Dilim yürek çalsın
Dilimden atan kan gibi sıcak sıcacık olsun
Can gibi can gibi

-işlenecek-
İçtenliğe dönük çalan Nazımdan ayrılacak
Şiir nazıma adanacak