Tek Tanrılı İnançlar Neden Tehlikelidir.
-
Çünkü tüm varlığın tek bir kişi yada bir hayalete teslim edilmesi diğer tüm varlıklara saygısızlık içerir.
Maddi konularda bile kartelcilik yani tekelleşme nasıl tehlikeli ise manevi konularda da tekelleşme en az o kadar kötüdür.
Bu tek tanrı anlayışı buna inananları köleleştirir. Çünkü seni sen yapan başkasıdır , asla senin bir değerin yoktur , tek yapman gereken o hayalet tanrıya yalakalık yapıp yaranmaktır.
Tek tanrıcılık asla sorgulamaya elverişli değildir. Emirlerin kimden geldiği asla sorgulanmaz. Başkasının fikirleri önemli değildir.
Tek tanrıcılığa göre herşey boştur. Kimse kendi emeği ile kazanamaz , o tek tanrı isterse verir istemezse vermez. Hiçbirşeyin kuralı yoktur ol der ve oluverir.
Tek tanrı kendinden başka herşeyi değersizleştirir. Bu düşünceyi de üyelerine aktarır. Bu nedenle üyeleri kin düşmanlık ve intikam ile yaşarlar.
-
Din insanların gerçeklik algısını bozmak üzere tasarlanmıştır. Uçan eşşek , konuşan karınca , göğe çıkan dağ , öldükten sonra dirilme , cennet cehennem, mucizeler... Tamamen insanların gerçek algısını bozmayı hedefler.
Bu sayede insan zihnini doğanın etkisinden alıp kendi kontrollerinde tutarlar. Ama bu sonucu değiştirmez.
Aynı safsatayı bilimi kullanarak da yapabilirsiniz ancak etkisi din kadar uzun sürmez.
Gerçeklik algısı bozulmuş bir insanı hipnoz etkisi altında tutmuş olursunuz. Onu artık köleniz yapabilirsiniz.
Bu ilizyon ilk olarak firavun hanedanlığı tarafından kullanılmış ve başarılı olduğu görülünce daha sonra Yahudiler tarafından kopyalanmıştır.
Firavun akenaton (Abdullah demektir) Mısır'daki tüm tapınakları aton tapınağı altında toplamak istemiştir. Bu sayede mısırın tüm gücünü elinde tutmayı başarmıştır. Ancak bu tek tanrıcılık kısa sürede hanedanlığın çöküşüne sebep olmuştur.
Akenaton ve yandaşları mısırdan kaçmak zorunda kalmıştır.
Bu yıkılış sırasında kölelerden olan Yahudiler de tek tanrıcı Musa önderliğinde mısırdan ayrılmış ve kendi dinlerini kurarak kendi kölelik düzenlerini kabul ettirmeye çalışmışlardır.
Tek tanrıcı Musa içindeki intikam hırslarına Yahudileri alet ederek geri dönüp firavunla savaşmaşarını emretmiştir. Yahudilerin çoğu bunun farkına varmış ve musaya isyan ederek "sen ve allahın gidip savaşın biz bir yere gitmiyoruz" diyerek zekice cevap vermişlerdir.
Ancak musa sonrası faşist uygulamalar ile Yahudiler bu kölelik sistemine zamanla alıştırılmıştır.
Gerçi günümzde artık Yahudilerin çoğu bu safsatalara inanmaktadırlar. Daha gerçekçi düşündüklrri için de başarılı olmuşlardır.
-
Bence tanrı inancı dediğimiz şey bir beyin hastalığıdır.
Çok tanrılı inancın ise tek tanrılıdan daha kötü olduğunu düşünüyorum.
Fırtına tanrısı, yağmur tanrısı, bilmem ne tanrısı filan inanmak adama çok ciddi derecede kafayı yedirir.
Bu açıdan, tek tanrıya inanılması daha iyidir.
Ama en iyisi tabi ki tanrı veya tanrılara hiç inanmamaktır. -
Eski KullanıcıSputnik başlığına tarihinde cevap verdi Son düzenleyen: Eski Kullanıcı
@Sputnik çok tanrılı dinler doğaya ve diğer canlılara daha saygılıdır. Çünkü onların da tanrılarının var olduğuna inanır ve kızdırmamaya çalışır. Bu da aslından bir zihin aldatmacası.
Tek tanrı inancı ise başkalarına ve doğağa daha hunharca davranılmasını sebep olur.
Uygulamada da böyle olduğu açıktır. Bir bakıyoruz ki Ortadoğu'nun tek tanrılı dinleri girdikleri heryeri kurutup yok etmeye başlıyorken şamanist yada pagan gibi çok tanrılı dinler çevrelerini güzelleştirmek için uğraşıyor.
Tüm gücü tek tanrıya bağladığında ortaya şu sonuç çıkıyor , ne yaparsan yap allah affeder. Kurban kes sadaka ver işlerdiğin her halttan kendini affettir.
Oldu bitti.
Bunun günümüzdeki uygulaması başkanlık diktasıdır. Ne pislik yaparsan yap git başkana şirin gözük yargılanmaktan kurtul.
Oğuzhanın , Günay'ın hakkını gaspet git başkana affetsin.
Kıvançı , Önderi, Mutluyu öldür sonra git başkana affetsin..
Ne güzel değil mi.
-
Tek tanrılı dinlerden ziyade kitaplı dinler tehlikelidir.
Kitapsız dinler doğal inançlara dayanır, içinde kendinden olmayanı öldürmek yoktur, başkalarının malını-canını işgal yoktur.
Kitaplı dinler ise aksine başkalarının malını ve emeğini işgal ederek ortaya çıkmıştır.
İşgalciler güçlenince krallık kurmuş ve krallarını tanrı veya peygamber yaparak bunu kitap haline getirip insanlara zorla dayatılmıştır.
Yani tek tanrı yerine kitaplı veya ibrahimi dinler desen daha doğru olur. -
Piyasadaki dinlerin/inançların hepsi bizlerin eseri. Hiçbirisi bizlerden bağımsız değil.
Peki, biz neyiz?
Farkındalığının farkına varan, bencil, çıkarcı, yalancı, rezil, gaddar ve eli kanlı bir havyan türüyüz. Haliyle bizlerin ürünü tehlikelidir. Dinlerin tek veya çok tanrılı olması önemsizdir. -
@kâfir-imam
Çok iyi çok güzelde bilimsel olarak yaratıcı diye bir varlık yok. Evren yaratılmadı.
Yani tanrı veya tanrılar/tanrıçalar gerçek değil.
Ben yaratılma düşüncesinin bir beyin hastalığı olduğunu düşünüyorum. Bence evrenin yaratılmadığı çok açık ama insanların çoğu beyinden sakat oldukları için bunu anlayamıyorlar. Beyinleri izin vermiyor.Yaratılışçılık kadar akla hakaret bir inanış daha yok. Gökte oturan tanrı veya tanrılar tarafından yaratılmışız bu aptallığa göre.
İşte bunlar hep beyin hastalığıdır.@bilgisezgi, içinde söyledi: Tek Tanrılı İnançlar Neden Tehlikelidir.
Tek tanrılı dinlerden ziyade kitaplı dinler tehlikelidir.
Tanrı veya tanrılar gerek ibrahimi dinlerde gerekse eski dinlerde hep insan biçimli tasvir edilmiş.
Aslında gizli veya açık akıl hastalığı olmasa kimse bu saçmalıklara inanmaz. -
@Sputnik zaten zihin hastalığı ve tehlikeli türden bir hastalık. Çünkü doğal yollarla kazanılmıyor. Çocukluktan edinilen yanlış öğrenme yolu ortaya çıkıyor.
https://npistanbul.com/hayal-kurma-hastaligi
Hayal kurma hastalığı, bireyin normal hayal gücünün ötesinde, kontrolsüz ve genellikle sürekli hayal kurma eğiliminde olduğu bir durumu tanımlar. Maladaptive daydreaming olarak da adlandırılan bu durum, bireyin gerçek dünyadaki deneyimlerden ziyade içsel bir dünya oluşturmasını içerir. Kişi, bu hayallerine odaklandığında gerçek dünya ile bağlantısını kaybedebilir, bu da sosyal, iş veya akademik işlevselliği olumsuz etkileyebilir.
-
Hani toplumda engelli vatandaşlar vardır ya , mazur görülür.
İşte dini eğilimli kişiler de toplumda sürekli mazur görülmek isteniyorlar. Anormal olduklarını bilinçaltları kabul ediyor ama kurtulamıyorlar. Onların yaptıkları her türlü saçmalığı mazur görmemizi istiyorlar. Bu nedenle de hep mağdura yatıyorlar