Turkiye'de Ozgurluk ve Hurriyet Kavramlari
-
Türkiye'de hürriyet ve özgürlük kavramları, tarih boyunca toplumsal, siyasal ve kültürel dönüşümlerle şekillenmiştir. Bu kavramlar, genellikle bireylerin hak ve özgürlüklerini tanımlamak için kullanılsa da, farklı dönemlerde farklı anlamlar ve uygulamalar kazanmıştır.
1. Hürriyet ve Özgürlük Kavramlarının Anlamları
Hürriyet, genellikle Osmanlı döneminde daha sık kullanılan bir terimdir ve bireyin başkalarının tahakkümünden, kısıtlamalarından kurtulmuş olması anlamına gelir. Eski Türkçe’de "serbestlik" ya da "özgür irade" vurgusu taşır.
Özgürlük, daha modern bir terimdir ve genellikle bireyin haklarının anayasal veya toplumsal düzende tanınması ve korunması anlamına gelir. Demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü gibi kavramlarla daha yakından ilişkilidir.2. Osmanlı Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu’nda hürriyet kavramı, özellikle Tanzimat Dönemi (1839-1876) ile ön plana çıkmıştır. Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı, bireylerin haklarını güvence altına almaya yönelik ilk adımlar olarak görülmüştür. II. Meşrutiyet Dönemi (1908) ise hürriyet söylemlerinin yaygınlaştığı ve anayasal düzenin yeniden tesis edildiği bir dönemdir. Bu dönemde basın ve ifade özgürlüğü gibi kavramlar da tartışılmaya başlanmıştır.3. Cumhuriyet Dönemi
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte özgürlük kavramı, modern hukukun ve laikliğin temel bir unsuru olarak ele alınmıştır:Atatürk İlke ve İnkılapları, bireylerin özgürlüklerini koruma amacıyla hukuk sisteminin yeniden yapılandırılmasını sağlamıştır. Örneğin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, eğitimde eşitlik ve ifade özgürlüğü gibi konular öne çıkmıştır.
Ancak bu dönemde, özellikle tek parti rejimi (1923-1946) sırasında, özgürlükler sınırlı bir şekilde uygulanmıştır.4. Demokrasiye Geçiş ve Özgürlüklerin Genişlemesi
1946’da çok partili hayata geçiş, özgürlüklerin genişlemesi için önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, Türkiye'nin siyasi tarihinde askeri darbeler (1960, 1971, 1980, 1997), bu özgürlüklerin zaman zaman sınırlandığını göstermiştir. Örneğin:1980 Darbesi sonrası bireysel özgürlükler ciddi kısıtlamalara uğramıştır.
1982 Anayasası, özgürlüklerin kısıtlanabileceği alanları tanımlasa da, özgürlüklerin korunmasını da anayasal güvence altına almıştır.5. Günümüz Türkiye’sinde Özgürlük
Bugün Türkiye’de özgürlükler, hem yasal düzenlemeler hem de toplumsal pratikler açısından tartışmalı bir konudur.İfade Özgürlüğü: Sosyal medya düzenlemeleri ve basın üzerindeki kısıtlamalar sıkça gündeme gelmektedir.
Toplanma ve Gösteri Hakkı: Protesto ve gösteri özgürlükleri zaman zaman engellerle karşılaşabilmektedir.
Din ve İnanç Özgürlüğü: Farklı inanç gruplarının hak talepleri gündemde yer almaktadır.6. Uluslararası Perspektif
Türkiye, özgürlükler açısından uluslararası platformlarda da değerlendirilir. Freedom House gibi kuruluşlar, Türkiye'yi "kısmen özgür" kategorisinde sınıflandırmaktadır. Bu durum, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi alanlardaki eksikliklere dikkat çekmektedir.Sonuç
Türkiye’de hürriyet ve özgürlük kavramları, tarihsel olarak önemli bir evrim geçirmiştir. Her ne kadar anayasal ve yasal düzeyde birçok özgürlük güvence altına alınmış olsa da, uygulamada zorluklar ve sınırlamalar yaşanmaktadır. Özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, Türkiye'nin demokratikleşme süreciyle doğrudan bağlantılıdır. -
-
Demokratik bir düzen, dinin devlet işlerinden ayrılması, bireysel düşünce özgürlüğü, herkese eşit olan hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı. Bunlar en hayati noktalar. Bunlar olmadan toplumsal barış ve özgürlükten bahsetmek olanaksız.
-
Bu videoyla twitter yoluyla karşılaştık.
Öyle olup olmadığını bilmiyorum ama anlatılandan şunu çıkardım. (Yanlışsa bilen biri düzeltebilir)Türkiyede bir meslek odası (nın seçilmiş üst kurulu) meslek erbabını herhangi hukuki süreç, soruşturma ya da yargılama ve dolayısıyla kendini savunma hakkı olmaksızın/tanınmaksızın keyfi soruşturma yürüterek ve kendi içinde karar alarak meslekten çıkarabiliyor ya da geçici men edebilir.
Bu eğer böyleyse bu haliyle şöyle gözüktü.
Din kurulunun dinden çıkarması (aforoz) ya da askeri iç disiplin işlemi ve en çokta şuan benzedi. Cadı avı, engizisyon ve dinsel aforoz.
İşi daha da ilginci. Meslek odası kararı (loca/lonca kararı) bölge idare mahkemesine gidiyor, idari işlem yok yani işlemi idare yapmamış, bakanlık değil kamu kurumu değil ve en son da anayasa mahkemesine gidiyor.
Bir meslek odasının verdiği iç karar ya da iç disiplin işlemi gibi görülen şey anayasa mahkemesinde bozulmalıymış ve bozulana kadar kanun hükmünde ve geçerli. Tüm bunları anlayamadık. Ülkenizde neler dönüyor ve oluyor_?
-
Sen ne içtin böyle?
Twitter yoluyla karşılâştın ha. Senin burnun twitter çöplüğünden çıkmıyor zaten. Aklınca laf sokacaksın, yemezler. Öyle oldugunu bilmiyorsan, git araştır, öğren ve gel. Sonra konuş.Artı...
Ne demek, ülkenizde neler oluyor sorusu. Senin ülken işte. Yoksa köyünü Rusya´ya mı taşıdın? -
Yanıt gelmediğine göre, demek ki birisi pılını pırtısını toplayıp özgürlükler(!) cenneti Rusya´ya sıvışmış.
-
birisi pılını pırtısını toplayıp özgürlükler(!) cenneti Rusya´ya sıvışmış.
Türkiye mi sandın sen herkesi?
Bizden başka kimse bılını pırtısını toplayana(mülteci/sığınmacı) kollarını açıp buyur etmiyor.
Hoş ben Türkiye gibi bir ülkeye insanlar(ortadoğu kültürü hariç) neden gelir onu da anlayabilmiş değilim?!
Acaba ben körmüyüm? Bir ülkeye havası suyu güzel, güneş bol diye yerleşilir mi? Hiç mi korkmuyorlar bir depremde diri diri gömülmekten?
-
@house , Türkiye´ye gelen insanların geldiği yerler belli. Oralar Türkiye´den daha kötü durumda. Afganistan, Pakistan, Suriye, Irak vs.
Ayrıca önemli bir kısmı batıya kapağı atmak için Türkiye´yi köprü olarak kullanıyor, bunu yapamayanlar Türkiye ile yetiniyor.
Diğer yandan Avrupa´da az emekli maaşı alanlar, hayatının geri kalanını yaşamak içın Türkiye´yi seçiyor. Antalya ve Alanya´da bunlardan bir hayli var. -
Avrupa´da az emekli maaşı alanlar, hayatının geri kalanını yaşamak içın Türkiye´yi seçiyor. Antalya ve Alanya´da bunlardan bir hayli var.
O eskiden idi,
Türkiye avrupadan pahalı. 1000 avro emekli aylığı alan Türkiye' de avrupa daki konforun çeyreğini bulamaz. Anca o paralarla asya ülkelerinde yaşayabilir. Kendi ülkesinde hiç değilse kira-fatura yardımı alır. Başına bir şey gelip ölmeme olaslığı da cabası.