İnsan hiç delirir miydi?
-
Delirmek neydi? Neden insan delirirdi? İnsan hiç delirir miydi? İnsanı delirecek noktaya getiren neydi ki?
Çok suskundu. Kimselerle konuşacak tek bir kelimesi yoktu ama zihninde daima sorular vardı. İçten içe kendisiyle konuşur dışarıya suskundu. Gözlerinin etrafı kan çanağına dönmüştü. Yemek yemiyor, temizlenmiyordu bile. Evin içinde dört dönüyor anlamsızca boş boş bir anda durup bildiği nesnelere dalıp gidiyordu. Kaç dakika öyle kaldığını anlamıyordu. Sonra yapması gereken işlerin biriktiğini anımsayıp, "bir şeyler yapmam lazım, hareket etmem lazım, çok iş birikti, hangi birini yapmalıyım." diye söylenerek bir ileri bir geri yürümeye daha sonra hızlı hızlı evin içinde yine dolanmaya başlıyordu. Ama yaptığı hiçbir şey yoktu çünkü zihninde sıralayamıyordu. Bir işe başlayamıyordu bile. Saatler sonra tekli koltukta başı kenara düşmüş, yorgunluktan uyuyakalıyordu.
Etrafındaki insanların ona uzattığı yardım elini sinirle geri çeviriyordu. Çünkü onun düşüncesinde kendisi iyiydi. Sadece zihni daima konuşuyor ama ağzından iki çift kelime düşmüyordu. Ne hissediyor bilmiyordu. Ne düşünmesi gerekiyor bilmiyordu. Bu bilinmezliğin içinde kayboluyordu. Öyle bir kara delikti ki bu çıkılmaz bir hale sokuyordu onu.
Temiz olmayı pek bir severdi kendisi. Ne zamandan beri duş almadığını fark edemiyordu. Saç dipleri kaşınıyordu sürekli. Sürekli kaşırdı kafasını ve bu bir yerden sonra onu daha çok sinirlendirmeye başladı. Her saçları kaşındığında saçlarını çekmeye yolmaya başlardı. Canı yanıyordu ama o saçları kaşınamazdı. Neden kaşınıyordu ki? Hızla aynanın önüne geçti bulduğu ilk makasla uzun saçlarını kesmeye başladı. Bir an bile düşünmeden gelişigüzel kesmeye başladı. Her bir makas darbesinde göz bebekleri büyüyordu. Yerlere tomar tomar saçlar döküldü. Yere bakamadı, bakmak istemedi. Yorgun düşmeye başladı. Ama pes etmeden tüm saçlarını kesti. Yavaş yavaş olduğu yere çökmeye başladı. Etrafında saçları ve tam ortada kendisi. Makas elinden kayıp düştü.
Zihninde çığlıklar vardı. Kendisinden korkuyordu. Nasıl bu hale gelebilmişti? Hiç kıyamadığı o saçlarını nasıl düşmanca kesebilmişti?
Yığılıp kaldığı yerde uyuyakalmıştı yine. Bu zihninin ya oyunuydu yada ona verdiği en güzel hediye...
-
yazik olmus saclarina.
-
Ah safiyem ahh -
@bagimsizkoala , bu eylem onu bir nebze rahatlatmış olmalı...