İçeriğe atla
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Popüler
  • Dünya
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
  • Gruplar
  • Kullanıcılar
Daralt
Marka Logo

efelsefe

  • Kurallar
    • Light
    • Cloudy
    • Dim
    • Dark
  1. Ana Sayfa
  2. Tartışma
  3. Sizin Köşeniz
  4. bagimsizkoala
  5. İnsan hiç delirir miydi?

İnsan hiç delirir miydi?

Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı bagimsizkoala
delirmek
4 İleti 4 Yayımlayıcılar 249 Bakış
  • En eskiden en yeniye
  • En yeniden en eskiye
  • En çok oylanan
Cevap
  • Yeni başlık oluşturarak cevapla
Cevaplamak için giriş yapın
Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
  • bagimsizkoalaB Çevrimdışı
    bagimsizkoalaB Çevrimdışı
    bagimsizkoala
    tarihinde yazdı Son düzenleyen:
    #1

    Delirmek neydi? Neden insan delirirdi? İnsan hiç delirir miydi? İnsanı delirecek noktaya getiren neydi ki?

    Çok suskundu. Kimselerle konuşacak tek bir kelimesi yoktu ama zihninde daima sorular vardı. İçten içe kendisiyle konuşur dışarıya suskundu. Gözlerinin etrafı kan çanağına dönmüştü. Yemek yemiyor, temizlenmiyordu bile. Evin içinde dört dönüyor anlamsızca boş boş bir anda durup bildiği nesnelere dalıp gidiyordu. Kaç dakika öyle kaldığını anlamıyordu. Sonra yapması gereken işlerin biriktiğini anımsayıp, "bir şeyler yapmam lazım, hareket etmem lazım, çok iş birikti, hangi birini yapmalıyım." diye söylenerek bir ileri bir geri yürümeye daha sonra hızlı hızlı evin içinde yine dolanmaya başlıyordu. Ama yaptığı hiçbir şey yoktu çünkü zihninde sıralayamıyordu. Bir işe başlayamıyordu bile. Saatler sonra tekli koltukta başı kenara düşmüş, yorgunluktan uyuyakalıyordu.

    Etrafındaki insanların ona uzattığı yardım elini sinirle geri çeviriyordu. Çünkü onun düşüncesinde kendisi iyiydi. Sadece zihni daima konuşuyor ama ağzından iki çift kelime düşmüyordu. Ne hissediyor bilmiyordu. Ne düşünmesi gerekiyor bilmiyordu. Bu bilinmezliğin içinde kayboluyordu. Öyle bir kara delikti ki bu çıkılmaz bir hale sokuyordu onu.

    Temiz olmayı pek bir severdi kendisi. Ne zamandan beri duş almadığını fark edemiyordu. Saç dipleri kaşınıyordu sürekli. Sürekli kaşırdı kafasını ve bu bir yerden sonra onu daha çok sinirlendirmeye başladı. Her saçları kaşındığında saçlarını çekmeye yolmaya başlardı. Canı yanıyordu ama o saçları kaşınamazdı. Neden kaşınıyordu ki? Hızla aynanın önüne geçti bulduğu ilk makasla uzun saçlarını kesmeye başladı. Bir an bile düşünmeden gelişigüzel kesmeye başladı. Her bir makas darbesinde göz bebekleri büyüyordu. Yerlere tomar tomar saçlar döküldü. Yere bakamadı, bakmak istemedi. Yorgun düşmeye başladı. Ama pes etmeden tüm saçlarını kesti. Yavaş yavaş olduğu yere çökmeye başladı. Etrafında saçları ve tam ortada kendisi. Makas elinden kayıp düştü.

    Zihninde çığlıklar vardı. Kendisinden korkuyordu. Nasıl bu hale gelebilmişti? Hiç kıyamadığı o saçlarını nasıl düşmanca kesebilmişti?

    Yığılıp kaldığı yerde uyuyakalmıştı yine. Bu zihninin ya oyunuydu yada ona verdiği en güzel hediye...

    zafiRaZ nejdet evrenN 2 Cevap Son cevap
    2
    • phiP Çevrimdışı
      phiP Çevrimdışı
      phi
      tarihinde yazdı Son düzenleyen:
      #2

      yazik olmus saclarina.

      Söz uçar, yazı kalır. ✌(◕‿-)✌

      1 Cevap Son cevap
      1
      • bagimsizkoalaB bagimsizkoala

        Delirmek neydi? Neden insan delirirdi? İnsan hiç delirir miydi? İnsanı delirecek noktaya getiren neydi ki?

        Çok suskundu. Kimselerle konuşacak tek bir kelimesi yoktu ama zihninde daima sorular vardı. İçten içe kendisiyle konuşur dışarıya suskundu. Gözlerinin etrafı kan çanağına dönmüştü. Yemek yemiyor, temizlenmiyordu bile. Evin içinde dört dönüyor anlamsızca boş boş bir anda durup bildiği nesnelere dalıp gidiyordu. Kaç dakika öyle kaldığını anlamıyordu. Sonra yapması gereken işlerin biriktiğini anımsayıp, "bir şeyler yapmam lazım, hareket etmem lazım, çok iş birikti, hangi birini yapmalıyım." diye söylenerek bir ileri bir geri yürümeye daha sonra hızlı hızlı evin içinde yine dolanmaya başlıyordu. Ama yaptığı hiçbir şey yoktu çünkü zihninde sıralayamıyordu. Bir işe başlayamıyordu bile. Saatler sonra tekli koltukta başı kenara düşmüş, yorgunluktan uyuyakalıyordu.

        Etrafındaki insanların ona uzattığı yardım elini sinirle geri çeviriyordu. Çünkü onun düşüncesinde kendisi iyiydi. Sadece zihni daima konuşuyor ama ağzından iki çift kelime düşmüyordu. Ne hissediyor bilmiyordu. Ne düşünmesi gerekiyor bilmiyordu. Bu bilinmezliğin içinde kayboluyordu. Öyle bir kara delikti ki bu çıkılmaz bir hale sokuyordu onu.

        Temiz olmayı pek bir severdi kendisi. Ne zamandan beri duş almadığını fark edemiyordu. Saç dipleri kaşınıyordu sürekli. Sürekli kaşırdı kafasını ve bu bir yerden sonra onu daha çok sinirlendirmeye başladı. Her saçları kaşındığında saçlarını çekmeye yolmaya başlardı. Canı yanıyordu ama o saçları kaşınamazdı. Neden kaşınıyordu ki? Hızla aynanın önüne geçti bulduğu ilk makasla uzun saçlarını kesmeye başladı. Bir an bile düşünmeden gelişigüzel kesmeye başladı. Her bir makas darbesinde göz bebekleri büyüyordu. Yerlere tomar tomar saçlar döküldü. Yere bakamadı, bakmak istemedi. Yorgun düşmeye başladı. Ama pes etmeden tüm saçlarını kesti. Yavaş yavaş olduğu yere çökmeye başladı. Etrafında saçları ve tam ortada kendisi. Makas elinden kayıp düştü.

        Zihninde çığlıklar vardı. Kendisinden korkuyordu. Nasıl bu hale gelebilmişti? Hiç kıyamadığı o saçlarını nasıl düşmanca kesebilmişti?

        Yığılıp kaldığı yerde uyuyakalmıştı yine. Bu zihninin ya oyunuydu yada ona verdiği en güzel hediye...

        zafiRaZ Çevrimdışı
        zafiRaZ Çevrimdışı
        zafiRa
        tarihinde yazdı Son düzenleyen:
        #3


        Ah safiyem ahh

        Benim doğrum, senin korkun olabilir korkularınla yüzleşmezsen var olamazsın..!

        1 Cevap Son cevap
        1
        • bagimsizkoalaB bagimsizkoala

          Delirmek neydi? Neden insan delirirdi? İnsan hiç delirir miydi? İnsanı delirecek noktaya getiren neydi ki?

          Çok suskundu. Kimselerle konuşacak tek bir kelimesi yoktu ama zihninde daima sorular vardı. İçten içe kendisiyle konuşur dışarıya suskundu. Gözlerinin etrafı kan çanağına dönmüştü. Yemek yemiyor, temizlenmiyordu bile. Evin içinde dört dönüyor anlamsızca boş boş bir anda durup bildiği nesnelere dalıp gidiyordu. Kaç dakika öyle kaldığını anlamıyordu. Sonra yapması gereken işlerin biriktiğini anımsayıp, "bir şeyler yapmam lazım, hareket etmem lazım, çok iş birikti, hangi birini yapmalıyım." diye söylenerek bir ileri bir geri yürümeye daha sonra hızlı hızlı evin içinde yine dolanmaya başlıyordu. Ama yaptığı hiçbir şey yoktu çünkü zihninde sıralayamıyordu. Bir işe başlayamıyordu bile. Saatler sonra tekli koltukta başı kenara düşmüş, yorgunluktan uyuyakalıyordu.

          Etrafındaki insanların ona uzattığı yardım elini sinirle geri çeviriyordu. Çünkü onun düşüncesinde kendisi iyiydi. Sadece zihni daima konuşuyor ama ağzından iki çift kelime düşmüyordu. Ne hissediyor bilmiyordu. Ne düşünmesi gerekiyor bilmiyordu. Bu bilinmezliğin içinde kayboluyordu. Öyle bir kara delikti ki bu çıkılmaz bir hale sokuyordu onu.

          Temiz olmayı pek bir severdi kendisi. Ne zamandan beri duş almadığını fark edemiyordu. Saç dipleri kaşınıyordu sürekli. Sürekli kaşırdı kafasını ve bu bir yerden sonra onu daha çok sinirlendirmeye başladı. Her saçları kaşındığında saçlarını çekmeye yolmaya başlardı. Canı yanıyordu ama o saçları kaşınamazdı. Neden kaşınıyordu ki? Hızla aynanın önüne geçti bulduğu ilk makasla uzun saçlarını kesmeye başladı. Bir an bile düşünmeden gelişigüzel kesmeye başladı. Her bir makas darbesinde göz bebekleri büyüyordu. Yerlere tomar tomar saçlar döküldü. Yere bakamadı, bakmak istemedi. Yorgun düşmeye başladı. Ama pes etmeden tüm saçlarını kesti. Yavaş yavaş olduğu yere çökmeye başladı. Etrafında saçları ve tam ortada kendisi. Makas elinden kayıp düştü.

          Zihninde çığlıklar vardı. Kendisinden korkuyordu. Nasıl bu hale gelebilmişti? Hiç kıyamadığı o saçlarını nasıl düşmanca kesebilmişti?

          Yığılıp kaldığı yerde uyuyakalmıştı yine. Bu zihninin ya oyunuydu yada ona verdiği en güzel hediye...

          nejdet evrenN Çevrimdışı
          nejdet evrenN Çevrimdışı
          nejdet evren
          tarihinde yazdı Son düzenleyen:
          #4

          @bagimsizkoala , bu eylem onu bir nebze rahatlatmış olmalı...

          kadınlarını erkeğe muhtaç bir şekilde yaşamaya zorlayan toplumlar, kökten acizdir...

          1 Cevap Son cevap
          1

          Cevap
          • Yeni başlık oluşturarak cevapla
          Cevaplamak için giriş yapın
          • En eskiden en yeniye
          • En yeniden en eskiye
          • En çok oylanan


          © 2021- efelsefe.com
          İzinler Kurallar
          • Giriş

          • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

          • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
          • İlk ileti
            Son ileti
          0
          • Anasayfa
          • Güncel
          • Popüler
          • Dünya
          • Kategoriler
            • All Categories
            • Individual Categories
          • Gruplar
          • Kullanıcılar