İslam'daki Sorunlar
-
@Leonardo, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
ateistler konusunda da "Kuranda" benim dinim bana senin dinin sana" denir. Yani yanlış yorumluyorsun.
Bu söylediğin tabii ki yanlış, çünkü ateistlerin dini olmaz. Bu söz ateistlere söylenmiş olamaz o yüzden.
Ayrıca bu ifade ancak bir çelişki ve bir yerde başka öbür yerde başka konuşmanın kanıtı. Çünkü bir yerde böyle söylüyorken başka yerde müşrikler pisliktir gördüğünüz yerde öldürün yazıyor.
O yüzden bu ancak bir çelişkidir ya da gücünüz yokken kandırın, gücü ele geçirince öldürün anlamına gelir. Başka olmaz. Kafadan direk çelişkili çünkü.
-
@Leonardo, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
1 kere okudun anladın öyle mi?
Evet aynen öyle. "Kısas size yazıldı hüre hür köleye köle dişiye dişi" şimdi bunu elli kere okumaya gerek yok. Ahana da Arapçası, Arap olmaya da gerek yok: "Kutibe alekumul kisasu hurri bil hurri ve abdi bil abdi ve unsa bil unsa." Apaçık, hiç bir anlaşılmayacak taraf yok!
Al sana Arapça "innemel muşrikune necesun" Müşriklere pislik dediğini anlamamanın yolu yok. Devamında da gördüğünüz yerde öldürün dediğini anlamamanın yolu yok.
Kuran öyle anlaşılmayacak filan bir şey değil. Çok basit ve yalındır. Apaçıktır. Anlatım bozukluğu çoktur ama ne demeye çalıştığı açıktır.
Not: Şirkin tanımı tartışması bu başlığı çok şişirir. Buna ayrı başlık lazım, ben şirkin tanımını da, İslam'ı gelmiş geçmiş tüm müslümanlardan daha iyi bildiğim iddiasında da ısrarcıyım. Gazali deyin İmam Azam deyin onlar benim bildiğimin zerresini bilmezler.
-
Yine de şirk konusunda konunun çekirdeği olacak bir kaç yazayım da tartışma uzayacaksa ayrı başlık açarız.
Şimdi ateist de olsa, allaha inanmasa da allaha ait yetkiyi aldı laik yargıya verdi ya. Yani Kuran açısından "tağut"a verdi.
Şimdi tamam ateist bu ama İslam açısından Allah var. Orada Allah var, bu ateist tuttu hüküm yetkisini tağuta verdi. Allahın yanına bir hüküm verici koydu. Allah da orada duruyor İslam açısından, ateist inanmasa da.
Yani allaha inanıyor, yanına bir ilah daha koyuyor olması şart değil. Alıyor allahın yetkisini, tağuta veriyor orada allah yine o inanmasa da var düşüncesi ateisti müşrik tanımı içine sokar. İslam açısından bu böyle.
Ama önemli değil. Bunu tartışmanın bir yararı yok. Yararı olmayan bir şeyi tartışmasak daha iyi. Ben müşrik tanımı içine girip girmediğimi hiç umursamıyorum.
-
Ayrıca müşrik tanımının ne olduğu İslam'ın sorunu, benim değil. Bu beni ilgilendirmez. Önemli olan, bir inanç grubuna pislik diyen, görüldükleri yerde öldürülmelerini emreden, onları asla affetmeyeceğini ve sonsuza kadar yakacağını söyleyen bir tanrıyı kabul edemeyecek oluşumuz.
Bu çöp yani, bu asla kabul edilemez. Bunu kabul etmek insanlıktan çıkmak demek olur. Bu derhal reddedilip anında çöpe atılması gereken bir inanç. Böyle şey olmaz, kabul edilmesi inanılması söz konusu değil.
-
Çok uzattım ama şimdilik son ileti ile bitiriyorum:
Müşrik nedir kimdir hiç önemli değil. Herhangi birilerini herhangi bir inançlarından dolayı sonsuza kadar işkence ile tehdit etmek insan haklarına temelden, direk, apaçık aykırıdır.
Bu iddiayı çöpe atmak yok etmek bir insanlık borcudur. Bunu yapmadan insan olunmaz. Nokta.
-
"müşrik tanımı üzerinde durmaya gerek duymuyorum. Bu tartışmanın uzayacağı bir konu. Bence Kuran'da Allah'a ait bir yetkinin "tağut"a verilmesi şirk olarak gösterilir ama önemli değil. Yine de müşrik olması için Allah'ı kabul etmesi ama yetkisini kabul etmemesi gerekir dersen haklı olursun. Tamam o yüzden haklısın diyelim. Bu önemli değil, çünkü ben allaha inanmadığım için beni yakar yakmaz filan hiç sallamıyorum."
Müşrik sana söylediğim şeydir. "Ortaklık" kelimesinden gelir ve "Allaha ortak koşmak" anlamına gelen büyük bir günahtır.
Aynı ifade eski ahitte de vadır. "Ben kıskaç bir Tanrıyım" sözü geçer.
Senin söylediğin, yani kuranda "göklerin ve yerin hükmü bana aittir" sözü "Bunları yaratan / yöneten benim, benden başka ilah arama" olarak anlaşılmalıdır.
Sen farkında olmadan daha felsefi bir alana girdin. Ama Kuranda "Ben sana irade vermedim, sen özgür değilsin, benim dediğim gibi olacaksın (!)" diye bir şey yok. Tam tersine "seni özgür yarattım yaptığın her şeyden kendin sorumlusun" mesajı birçok yerde verilmiş.
/Neyse. Ben senin görüşlerini tartışırım. Ama bilgi eksikliği varsa onu gidermek durumundasın. Bilgi eksikliğini tartışamam. Önce öğren sonra tartışalım
-
@DemoKratos, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
Ayrıca müşrik tanımının ne olduğu İslam'ın sorunu, benim değil. Bu beni ilgilendirmez. Önemli olan, bir inanç grubuna pislik diyen, görüldükleri yerde öldürülmelerini emreden, onları asla affetmeyeceğini ve sonsuza kadar yakacağını söyleyen bir tanrıyı kabul edemeyecek oluşumuz.
Bu çöp yani, bu asla kabul edilemez. Bunu kabul etmek insanlıktan çıkmak demek olur. Bu derhal reddedilip anında çöpe atılması gereken bir inanç. Böyle şey olmaz, kabul edilmesi inanılması söz konusu değil.
- Tamam ama bu söylediğinin altına imzasını atmayacak olan hiç kimse yok ki. BU söylediğin de mantıklı.
Benim sorunum: Ben pandemi öncesinde sen ve arkadaşlarınla bu konuyu Ateist Forumda tartışmıştım. Tekrar aynı şeyleri yazmayacağım.
Benim düşüncem: Sizler dini bilmiyorsunuz. Yani "yanlış biliyorsunuz" demiyorum. Bilmiyorsunuz. O yüzdenbence forum ortamında değil, hiçbirşey yapamıyorsanız bazı şeyleri eşinize dostunuza sorup öğrenmelisiniz. Çünkü sizin kadar aşırı uçta ateist zaten yok. Müslüman bile yok. Talibanı karşıma alıp konuşsam onlar bile bu kadar uç nokta fikirleri savunmazlar. Bence sizler kendi yazdıklarınızdan da kopmuş durumdasınız ve bilmeden birbirinizi şişire şişire birbirinizi bu hale getirdiniz.
-
@DemoKratos, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
Çok uzattım ama şimdilik son ileti ile bitiriyorum:
Müşrik nedir kimdir hiç önemli değil. Herhangi birilerini herhangi bir inançlarından dolayı sonsuza kadar işkence ile tehdit etmek insan haklarına temelden, direk, apaçık aykırıdır.
Bu iddiayı çöpe atmak yok etmek bir insanlık borcudur. Bunu yapmadan insan olunmaz. Nokta.
- Siyasal islamcılar bile bunu açık açık savunmazlar. eski yazılarımda bu konuyu da tartışmıştık. O zamanlar kimse beni sallamamıştı o yyüzden şimdi kendimi tekrar etmek istemiyorum.
Müşrik sana dediğim şey demek (referans da gösterebilirim). Yani imanda, teslimiyette, ibadette Tanrı'ya ortak koşmak. İşkenceyi ben duymadım ama büyük bir günahtır.
Bana göre: kast edilen mesela şaman inancı filan değildir. kast edilen derin bir anlam vardır. Diğer mesajımda yazmıştım. (mesela tarikata mensup olup da kendi pirine ibadet etmek onun ayağını öpnek vs.) belki bir nebze putperestliktir. Ama şirk = putperestlik demiyorum. Şİrk Allaha ortak koşmaktır bana göre siyasal islam da şirk'e benzeyen bir günahtır çünkü Allah ile aldatma eylemidir. bu yüzden şirk değilse bile şirke çok yakın bir günahtır.
- İnanmıyorsan o zaman bütün tektanrılı dinlerden uzaktır. çünkü "Göklerde ve yerde benden başka hakimiyet sahibi olan (ilah) yok" diyor.
ve sana önerdiğim kişi bu çözümlemeleri bütün kitaplarında yapıyor. Dİyor ki "Dinde bu bu değil / budur. Bu dediğimin kanıtı da şudur"
O yüzden "dini bilen" demiyorum ama bu konuyu "merak ediyorum / ben arapça da biliyorum" diyen kişi bence bu kitapları okumalıdır. Çünkü ben dini öğretmen değilim. Azami düzeyde bilgim var. saçma bir şey söylenirse "bu saçma" diyebilirim ama benim öğretmenlik vasfım yok.
Ve tekrar ediyorum: ateist forumda din konusunda (islam da demiyorum, genel olarak din konusunda) 10 yaş grubu üzeri bilgi birikimi olan hiç kimse yok bu söylediğimi de daktilo edip noter huzurunda gerçek ismimle tasdik ettirebilirim. Yok çünkü.
-
@Leonardo bak şimdi. Ateist hüküm yetkisini laik yargıya verdi tamam mı. İslam inancına göre Allah ise orada duruyor, yetki asıl ona ait değil mi. E tamam bitti yani. Hüküm yetkisini orada duran allahtan aldı burada laik yargıya verdi. İslam düşüncesi bu değil mi? Bu.
E tamam yani. Bunda anlamayacak bir şey yok. Tamam açarım şirk nedir diye ayrı başlık ama bu benim sorunum değil. Ben müşrik tanımı içine girerim girmem hiç umrum değil. Allah yok ki umrum olsun?
İslam'ı tüm gelmiş geçmiş müslümlerden çok daha iyi bildiğim iddiamda ısrarcıyım.
Bunun için Kuran'dan başka bir şey okumaya gerek olmadığında da ısrarcıyım. Yaşar maşar okumam kesinlikle. Bir dakikamı harcamam. Kuran dururken başka ne okuyayım ki? İslam=Kuran. Biter. Başka lafa gerek yok.
Kuran'ı okudun mu da hemen anlarsın bunu Emevi meliklerin Arap kabilelerini tek otorite altında toplayıp bir sömürü imparatorluğu kurmak için derlettiklerini. Bu şey allahtan mallahtan filan değil, bu apaçık. Bunu Muhammed diye biri bile yazmadı, Muhammed yok. Bu bir derleme.
Hem Kuran okuduğunu iddia ediyorsun, hem işkenceyi duymadığını iddia ediyorsun.
Bu ne perhiz bu ne acur turşusu be?! Nasıl derilerini değiştirip tekrar yakacağız, irin lav içireceğiz ateşe yüzüstü süreceğiz tehditlerini okumazsın yahu?! Bu nice okumak Leo?
Şu şeyi okuyacaksan doğru düzgün oku!
-
@Leonardo, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
Sen farkında olmadan daha felsefi bir alana girdin. Ama Kuranda "Ben sana irade vermedim, sen özgür değilsin, benim dediğim gibi olacaksın (!)" diye bir şey yok.
Böyle bir şey olmadı. Rüyanda mı gördün? Bu ayrı bir konu ve burada gündeme gelmedi. Konuyu dağıtma.
Aç Kuran'ı bir daha oku ve sonsuz işkence tehditlerini iyice oku. Bu insanlık dışı tanrıya hâla inanacak mısın onu düşün.
-
Açıkça söylüyorum: Şu Arap icadı dini, Emevi derlemesi kitabı artık bırakın. Bunlarla biz yol alamayız. Bizi yolumuzdan alıkoyan ayak bağları bunlardan başka hiç bir şey değil. Bunlardan kurtulduk mu uçarız, bizi kimse tutamaz.
Bizi tutan bu örümcek ağları. Her yanımıza yapışmış. Elimizi kolumuzu bağlamış. Bunlardan bir silkinişte kurtulmak gerekiyor. Sonra merhaba özgürlük. Merhaba uygarlık. Merhaba aydınlık gelecek.
-
İslam'daki en büyük sorunun yalancılık sorunu olduğunu söyledik. İkinci soruna gelirsek bu da yalancılığın kaçınılmaz devamı olan ikiyüzlülük sorunudur.
İslam çok şiddetli ikiyüzlülüğe yol açmaktadır. İddianın büyüklüğü, insanların inançlarından dolayı sonsuza kadar bağdaşamayacak biçimde ayrıştırılması, bir kesime ebedi zevkler, bir kesime sonsuz korkunç işkenceler vaat edilmesi çok vahim bir ikiyüzlülüğe yol açıyor.
Bu kadar korkunç ve bağdaşamaz biçimde düşman gösterilmemek için insanlar ne ikiyüzlülük yapacaklar şaşırıyorlar. İslam içinde bile takiyye denen ikiyüzlülük son derece yaygın.
-
Her dinde ödül ve ceza mevzusu önemli bir yer kapsar, çünkü dinlerin temeli bilgiden ziyade inanca dayanır. İşin içinde kuru bir inanç olunca, o zaman insanları nasıl peşinizden getireceksiniz?
Elbette onları ödüllendirerek veya cezalandırarak. Uslu olanlara ve söz dinleyenlere kulağa hoş gelen güzel şeyler vaad edersiniz.
Peki, aykırı olanlara, karşı gelenlere, söz dinlemeyenlere ve inanmayanlara?
Korkutarak, ürküterek, sindirerek.Bilhassa İslam ve Hrıstiyanlıkta cehennem diyarı çok korkunç bir şekilde tasvir edilir. İslam´da resim yasağı olduğu için bu tasvirlerin görselleri çizilmemiş ancak Hrıstiyanlıkta bir hayli görsel var.
-
Orta çağdan bir Hrıstiyan cehennem tasviri:
-
Uydurmalara kanmanın aptallık olduğunun bilincinde olmadan insan olunmaz sürü olunur. Hiç bir işten hiç anlamayan bildiğin malın teki sürüleri güder götürür. Boş uydurma vaat ve tehditleri kavrayamayacak kadar beyinsiz olanlar da peşine takılır sürüklenir gider.
-
Saldıracaksan, işgal edeceksen, soykırım katliam yapacaksan, sömüreceksen, işgal güçlerini yağma, tecavüz, ganimet, cennette huriler şaraplar gibi şeylerle motive etmen gerekiyor.
Savunacaksan bunlara ihtiyacın yok. Alçak katiller çocuklarımızı öldürmeye kadınlarımıza tecavüz etmeye geldiler hepsini gebertin dedin mi yeterli motivasyon sağlanır.
Bu nedenle dine ihtiyacımız yok. Saldırgan ve sömürgen değilsek. Bunun en iyi örneği muhteşem Stalingrad savunmasıdır. Savaş tarihinin en önemli savunmasıdır. Orijinal adı Çaristin olan şehre başa geçince Stalin adını verdi. Nedeni, şehrin Ekim devriminin en çok destek bulduğu bir işçi şehri ve devrim sonrası önemli bir sanayi merkezi olmasıydı.
Hitler de aynı nedenle şehre gözünü dikmişti. Bütün gücüyle yüklendi. Stalingrad halkı da bütün gücüyle savundu. Korkunç ve kanlı bir savaş oldu. Şehir halkı açlıktan kediler köpekler kalmayınca cesetleri bile yemek zorunda kaldı. Nazilerden fazla Rus kaybı oldu. Buna rağmen şehir asla teslim olmadı.
O kadar kararlı bir direniş oldu ki Hitler burada bozguna uğradı ve düşüşü başladı. Stalingrad halkı huriler şaraplar ile mi kandırıldı, hayır.
-
Din diye Emevi meliklerin otorite kurmak için derlettikleri bir kitaba ve insan icadı bir dine hiç ama hiç ihtiyacımız yok.
İnsanlar ateist olmak istemiyorlarsa tanrı fikrinden vaz geçemiyorlarsa deist olurlar. İnanca olan bir ihtiyaç varsa bu ihtiyaç sanal olsa da hadi madem varmış, bu şekilde karşılanır.
Deist inancı dinden çok daha doyurucudur. Tanrı ilgilenmez evet deizme göre ama onun dikkatini çekmeye çalışmak, belki de çekmeyi başardığını zannetmek insanlar için çok daha doyurucu bir inançtır.
Ateizmin alternatifi kesinlikle deizmdir, bu denklemde dine hiç yer yoktur. Din, yok edilmesi gereken kadim ve karanlık bir dogma kalıntısıdır. Bu kamburu insanlık bu çağda hâla taşıyor, bu bir insanlık utancı ve ayıbı.
-
Şİmdi İslam'daki bir diğer soruna dikkat çekmek istiyorum. Bu çok ciddi bir sorun ve büyük bir engel. O da İslam'ın laikliğe tamamen kapalı oluşu.
Gerçi inançta sınır, standart olmaz. Çünkü inanç özgürlüğü en temel insan haklarındandır. O nedenle insanlar inanmak istedikleri her şeye inanabilirler. İslam'ın temelinde laiklik olduğuna da, bu gerçeğin tam aksi olsa bile, inanma özgürlüğüne halel verilemez.
Fakat tabii biz insanların inançlarına değil, gerçeğe bakmak zorundayız. İnsanlara gerçeğe dönmeleri için zor kullanıp baskı yapamayız, ama gerçekleri sonuna kadar söylemeye hakkımız var.
Laiklik İslam ile taban tabana zıttır, bağdaşması olanaksızdır. Bu da çok ciddi bir sorundur. Çnkü Kuran'da defalarca, egemenliğin Allah'tan başkasına hiç bir biçimde devredilemeyeceği, bunun tağuta tapmak olduğu, hükmün Allah'a ait olduğu bıktıracak kadar çok vurgulanır. Kuran put kavramını işlemekle kalmaz. Allah'tan başka egemenlik süren tağutlara da yığma yapar. Yani sorun sadece putlara tapılması değildir. Hüküm yetkisinin devri de Kuran açısından kabul edilemez gösterilir.
Bu da tabii en temel insan haklarından olan inanç özgürlüğüne temelden aykırı. Bu yüzden İslam'ın çağdaş olma şansı yok. Kuran okumayan kişiler kendi hayallerinde İslam laik bir dindir diye bir oksimorona inanabilseler bile, dikkatli araştırmacılar Kuran'ı okur ve bunun ancak bir efsane olduğunu görürler.
Toplum okumayan araştırmayan körkütük zır cahillerden oluşsun isteniyorsa başka, ama okuyan araştıran bir aydının İslam'da laiklik var demesinin bir yolu yok. Uygulamada Kuran gözardı edilerek farklı uygulamalar elbette yapılabilir.
Muhammed bile Kuran'da sopa atın yazdığı halde taşlattı iddiasında bulunuluyor. Bu, Kuran'ı Muhammed bile kazımadı anlamına gelir. Böyleyken, elbette müslümanlar da Kuran'ı hiç kazımıyorlar zaten. Ama açıp Kuran'da ne yazıyor diye baktığımızda durum farklı.
Yani şimdi bunu da hiç okumadan put gibi yüksek bir yere ipeklere sarıp koymak ve tapmak da olacak iş değil. Bunun okunması gerekiyor. Okununca da böyle.
Şimdi ne yapaağız? Cahiller isek okumadan bildiğimizi yapacağız ve Kuran'a uygun davrandığımız gibi son derece saçma bir iddiada bulunacağız. Aydınlar isek İslam'dan çıkacağız. Başka olmaz. İki yoldan biri seçilecek.
-
Bir başka sorun: İslam'ın reforma tamamen kapalı oluşu, hiç bir reform şansı olmayışı. Bu yani çok eski bir yazılımın hiç bir güncelleme yapamayışı gibi. Kaldır at yani, iş çıkma şansı sıfır. Aynen bunun gibi.
İslam ancak George Orwell'in 1984 distopyasındaki gibi reforme edilebilir. Başka yolu yok. 1984'de ceberut Büyük Birader iktidarı tüm belgeleri yok ediyor, hepsini yeniden yazıyordu. Bu yazım için yeni de bir dil icat edilmiş yeni sözcükler kullanılıyordu. Geçmiş tamamen değiştiriliyordu. İnsanların anılarını silmek için de amansız bir baskı uygulanıyordu. Geçmişi hatırlamak suçtu. Geçmişi Büyük Birader'in arzuladığı biçimde hatırlamak bir görev, aksi ağır suçtu.
Geçmişi hatırlama suçu işleyenler hiç bir insanın kaldırabilme şansı olmayan korkunç işkence tehditleriyle kişiliği kaybolana kadar eziliyor ve posası atılıp hiçe çevriliyordu. Ortaya Büyük Birader'e bağlılığı sonsuz bir köle zombi gibi atılıyordu öldürülmüyordu.
İşte İslam ancak böyle bir yöntemle reforme edilip kılıç zoru ile yayılma ve köle cariye ticareti, ganimet yağmasına dayalı bir din olduğu gerçeği değiştirilebilir. Eline kılıç almamış, hiç kölesi cariyesi olmamış tek bir eşi olmuş barıştan başka söz etmemiş bir peygamber tarafından kuruldu ve barış içinde yayıldı efsanesi ancak bu yolla empoze edilebilir. Başka yolu yok. Gerçekler ortada. Bir kere elimizde Kuran var tarihsel kesin belge olarak. Bu kitap bu gerçeği apaçık yazıyor. Bunu imha edip barışçı şekilde yeniden yazmak ve eski halini hatırlamayı yasaklamak gerekiyor 1984 deki Büyük Birader gibi. Başka yol yok İslam'ın reforme olması için.
Bu arada dipnot 1984'de Büyük Birader diye biri yok. Bu tamamen kurmaca bir hayalet. Dev heykelleri posterleri olsa da öyle biri gerçekte yok. Bu hayalet tamamen ceberut iktidarın bir kurgusu ve otorite aracı.
-
Bu başlık bizi ister istemez İslam'daki en büyük soruna getirdi. Bu sorun genel olarak tüm dinler için geçerli olmakla birlikte, en şiddetli olarak İslam dininde kendini gösteriyor. O sorun şu:
"Allah'a inanmamak bütün iyilikleri boşa çıkarır ve sonsuza kadar işkence ile cezalandırılır" inancı. Yeryüzünde bundan daha korkunç ve zararlı bir fikir daha icat edilemedi. Bu dünyanın en korkunç ve en zararlı fikri. Daha kötüsünün ortaya çıkma şansı da yok!
Yok çünkü bu ayrımcılık sonsuz! Sonsuza kadar bağdaşmayacak bir ayrım iddiası bu. En kötü ikinci ayrımcılık olan ırkçılık bunun eline su bile dökemez. Çünkü ırkçılık ölüme kadardır. Bu hayatı birlikte yaşayamam fikridir, ölünce ırk mırk kalmaz. Halbuki din dogması ölünce her şeyin daha yeni başlayacağını öne sürüyor!
Din dogmasının daha kötüsü icat edilemeyecek derecede kötü ve zararlı dogma olduğu apaçık.
Bu aslında "kral çıplak" hikayesi. Tıpkı insanın da bir hayvan türü olduğu gerçeği, evrim gerçeği herkes tarafından apaçık görülür ve kesin bilinirken bunu söylemekten kaçınılması gibi. Din dogmasının insan uydurması olduğunu anlamayacak hiç kimse yoktur, bu apaçıktır ama kimse kral çıplak demez.
Olay bu.