İsrail'de Yeni Durum
-
Hamas bir vurursa İsrail on vurur. Devreye Hizbullah girerse ABD de girer. Denklem bu kadar net.
İsrail tarih boyunca anavatanı olmuş topraklarda kurduğu devletini ne pahasına olursa olsun korumak zorunda. Durum da bu kadar net.
Bir bu apaçık gerçeği anlayamayan insanların nasıl tanımlanması lazım ve bunlara ne söylemek gerekiyor o da net.
İnsan bu kadar da kendi merkezci bencillikte çukur olmamalı. Sen anavatanını bırakmışsın hiç daha önce alakan olmayan bir yarımadayı işgal ederek vatan yapmışsın ve her ne pahasına olursa olsun savunursun. İsrail anavatanına, tarih boyunca öz be öz toprakları olan yere devlet kurmuş. Sana yedirir mi?
İsrail yok olsun Filistin devleti kurulsun söylemleri ile, bu yobaz ilkel vahşi kafayla gidilirse daha çok acılar çekilir.
-
Gazze halkı hâla altında tüneller ve silah depoları olan, Hamas teröristlerinin saklandıkları özellikle hastane ve okul olarak seçilmiş yerlerin üzerinde kalkan olarak kalmakta ısrarcılar. Ama diğer yandan bu teröristlerin yaptıklarını ödemeleri de gerekiyor. Peki nasıl olacak?
İsrail ordusu bu işin içinden nasıl çıkacak bekleyip görmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Muhtemelen bu okul ve hastaneleri de bombalamak zorunda kalacaklar. Çünkü herkes biliyor ki tüneller ve atılan roketlerin depoları oralarda. Bunu bilmeyen yok.
-
Bakıyorum, demir kubbeyi küçümseyenler ve Hizbullah´ın elindeki silahları büyütenler var. Bunlar bir türlü hayal dünyasından çıkamayanlar. İçin için İsrail´in yerle bir olmasını o kadar çok istiyorlar ki sadece dans etmediklari kaldı.
Hizbullah´ın elindekiler İran´ın verdikleri kadar (muhtemelen Rusya´da bir şeyler vermiştir) ancak İsrail´le baş edecek güçleri yok. Hele ki ABD İsrail´i Araplara yedirmez. Bunu görmemek için kafayı kuma gümmüş olmak gerek. -
Örneğin Şifa hastanesinin altında tüneller ve depolarda mühimmat dolu olduğunu herkes biliyor. Bunu özellikle İsrail hastane vuruyor dedirtmek için buraya depoladılar. Ve daha önemlisi tam 60 bin sivil kadınlı çocuklu buraya doldurulmuş durumda. Mikrofon tutulan bu insanlar İsrail bizi öldürecekse öldürsün gitmeyeceğiz diyorlar.
Durum gerçekten çok kritik ve İsrail gitmezseniz de Şifa'yı vuracağız diyor.
-
Bu sivillerin mikrofona ölsek de gitmeyeceğiz demelerinden iki gün önce BM bir günlük yakıt kaldı elektrikler kesilecek ve yaralılar ölecekler demişti.
Her taraftaki bütün ışıklar yanıyor elektrik kesildiği filan yok ve bu siviller yeraltındaki mühimmat depolarına kalkan olmayı sürdürüyorlar. Umut bazen daha uzun yaşatır bazen de daha çabuk öldürür. Bu, duruma bağlı ve durum ise çok kritik. İsrail bu operasyonu başarıya ulaştırmak zorunda mı, evet. Bunda kararlı olmak zorunda mı, zorunda. Peki Gazzeliler de Hamas'a kalkan olmakta kararlı mı, öyle görünüyor. Peki ne olacak?
Tam bir kirli savaş ama İsrail'in buna hazırlıklı olması gerekiyor. Bunu düşünememiş olamazlar. Tünelleri tıkamak havasız bırakmak için sünger bombasını bile hazırlamışlar. Bilmiyoruz ne olabilir, bir şey söylemek çok zor. Çok kirli bir savaş bu. Çok...
-
Hamas teröristleri sadece rehineleri değil, kendi halkını da kalkan olarak kullanıyor. Bu nedenle onların Güney´e gitmesini engellemeye kalkıyor. Bu nedenle neredeyse tüm Gaza şeridinin altına tüneller kazımış. Bu nedenle hastanelerin altını karargah olarak kullanıyor.
-
Gaza´daki tüneller...
-
Hamas, yabancı uyruklu rehineleri önümüzdeki günlerde serbest bırakacağını açıkladı. Görünen o ki, Hamas´a Avrupa ve bilhassa ABD´den yoğun bir baskı var.
-
Hizbullah, Hamas´ın yaptığı deliliği/geri zekalılığı yapmayacak.
Tercümesi şu: İsrail´e savaş ilân edemez, çünkü iplerini İran tutuyor. İran, Hamas´ın başına gelenleri gördü. Bu nedenle Hizbullah´ın da yok olmasını istemez. -
Alamanya saçmalamış bugün, çünkü İsrail´den Hamas´a karşı savaşırken orantılı(!) olmasını rica etmiş. Sanki Hamas teröristleri çok insancıl hareket etmişlerdi. Çoluk çocuk, genç ihtiyar demeden, 1000´in üzerinde sivilleri katlettiler ve bir kısmını rehin aldılar.
Yahu, adı üstünde savaş işte. Kim, kimi kandırıyor?
Dünya genelinde hangi ülke veya terör örgütü savaşırken/saldırırken orantılı (yani abartmadan ve sivillerin hayatını gözererek) hareket etmiştir? Hiçbirisi!
Boşuna demiyoruz... Savaşlarda, işgalde veya saldırıda daima siviller kaybeder. -
Bu akşam izlediğim bir videodan da yeni şeyler öğrendim, aslında Gazze de bulunmuş olan doğal gaz rezervlerinden bahsediliyor.
Buyurun bu link üzerinden videoya tıklayabilirsiniz. -
@lav
Orta Doğu´da petrol/gaz reservleri olduğu bilinen bir husus ancak Gazze´de olsa ne olur, olmasa ne olur?
Küçücük bir toprak parçası. Dünyanın en yoğun yerleşim yeri orası. -
@kereste Tabii haklısınız, ama insanların ne kadar açgözlü olabileceği de unutulmamalı.
-
@lav
İnsanların doğduğu yer, kaderidir bir bakıma. Geçen gün oğlum bana bir şey söyledi. Önce inanmadım, sonra haklı olduğunu öğrendim.
Gazze´deki insanların ortalama yaşı 19,5 yıl. Evet, yanlış okumadın. Hal böyle iken orada yerden altın fışkırsa bile hiçbir anlamı yok aslında. -
@kereste, içinde söyledi: İsrail'de Yeni Durum
@lav
İnsanların doğduğu yer, kaderidir bir bakıma. Geçen gün oğlum bana bir şey söyledi. Önce inanmadım, sonra haklı olduğunu öğrendim.
Gazze´deki insanların ortalama yaşı 19,5 yıl. Evet, yanlış okumadın. Hal böyle iken orada yerden altın fışkırsa bile hiçbir anlamı yok aslında.Üzücü...
-
Gazze İsrail'in kara operasyonları için yeterince güvenli hale geldi mi? Hayır. Sivil halk İsrail'in çağrısına yeterince uyup güneye gitti mi? Hayır.
Hamas teröristleri halen sivil halkın arasında saklanabiliyor. Buna rağmen İsrail ordusu riski göze alıp sınırlı ve ihtiyatlı bir kara harekatı başlattı. Hamas'ın en büyük kozu sniperlar. Bunlar tünellerden çıkıp atışlar yapıp tekrar tünellerde saklanıyorlar.
İsrail ordusu Hamas'ın atış gücünü test ediyor olabilir. İstese hava saldırılarını daha uzatabilirdi, engel olan yok. Ancak hava saldırılarında gözle açıkça görülür azalma var. Hamas direnişi ölçüldükten sonra yeniden artmayacağının garantisi elbette yok.
İsrail Hamas'a yaptığı terörün karşılığını ödetmek zorunda. Bunu ise sivil kayıpları olmadan başarmanın hiç bir olanağı yok. Bu kirli bir savaş ve ne söylense boş. Bölge neredeyse acılardan ölümden beslenen tuhaf bir yer.
İnsanın aklına ister istemez arabesk kültürü acıların çocuğu gibi çağrışımlar geliyor. İsrailliler bu bölgenin Araplar kadar öz çocuğu ve var olmak istiyorlar, yok edilmek doğal olarak isteyemezler. Araplar ise bu yarımada bizim İsrail yok olmalı söyleminden çıkamıyorlar. Ama yani insan kardeşini öldürüp mirasa tek başına konar mı? Öbür kardeş tamam ölüme razıyım beni öldür sen al mirasın tamamını der mi?
Ne söylesek boş oluyor. Ama İsrail var olma hakkını kullanıyor. Karşısında Filistinliler var gibi görünse de bütün yarımadayı dolduran Araplar var. Arapların ise kendi aralarında hiç kardeşlik duygusu yok, İsrailliler ile Filistinliler nasıl bir devleti iki federe ortak olarak paylaşacaklar?
Güç ve şiddet, hatta terör kullanmadan bir iş olmayan tuhaf bir coğrafya... Atatürk boşuna buraya karışmaya hiç gerek olmadığını söylememiş. Eğer Şeyh Said İngiliz kışkırtması ile ayaklanmasaydı Atatürk Kerkük ve Musul'u alacaktı. Türkiye'nin bölgedeki varlığı bununla sınırlı kalacaktı fazlasına da gerek zaten yoktu. Fakat İngilizler hemen Şeyh Said'i ayaklandırıp Türk ordusunu bu isyanla uğraştırdılar, Kerkük Musul işi kaldı.
Fakat yani miras bölüşemeyen iki kardeşten birini tutup öbürünü öldürmesine yardım etmek gibi bir konum olamaz. Bunlar kozlarını ve mirası nasıl paylaşırlar ona çok fazla karışmak doğru değil. İsrail Türkiye sınırına kadar genişler mi, bu çok hayali oluyor ve olabilecek bile olsa bunun gereği Suriye ile arayı germek değil. Tüm Arap ülkeleri demokrasiye kavuştu da bir Suriye demokrasiden mahrum kaldı gibi davranmak da değil.
Sonuç olarak Atatürk'ün askeri ve siyasi dehası bize yol göstermiştir. Bu yoldan çıkmak ülkeye yarar sağlamaz. Körü körüne bağlı kalınacak diye bir kural olamasa da Atatürk'ün ileriyi gören büyük bir deha olduğu kuşku götürmez.
-
bölge sorunlu bölge
-
@Fides aynen öyle. Çöl şartlarında binlerce yılda oluşmuş gelenek ne biliyor musun. Bir kabile bir vahayı tutar ve o vaha geniş bir çevredeki tek yaşam kaynağıdır. Oraya ölümüne hiç kimseyi sokmazlar bir yudum su vermezler kimseye. O vahayı ele geçirmek için hepsini öldürmek gerekir. İşte bölge böyle bir gelenekle şekillenmiş.
Hatta bununla da kalmaz, vahaya yakın geçen kervanları soymak da bu gelenekte var. Hatta Osmanlı döneminde hacı kervanları bile saldırıya uğrardı çölde. Abdülhamid hac güvenliği için demiryolu yaptırdı Hicaz'a, bu demiryoluna bile saldırılar olurdu.
Görüyorsun, Türkiye onca göçmeni aldı, Mısır daha yeni 80 kadar yaralıyı almayı kabul etti, onları da çölde tutacak. İçeriye tek bir kişi bile almaya yanaşmıyor. Bunlar sözde kardeş, ikisi de Arap halbuki.
-
Son olaylar şunu bir kere daha gün yüzüne çıkardı. BM´ye 190 civarında ülke üyenin çoğunluğu bir karar almasına rağmen, herhangi bir yaptırım gücü yok. Geçen gün orada ateşkes kararı çıktı. Bu kararı uygulayacak bir mekanizma yok, çünkü 5´linin ortak kararı değildi. Öyle olsaydı bile, pek fazla bir şey değişmeyecekti.
Bu, üç aşağı beş yukarı hep böyle idi aslında. Bunun baş sorumluları orada oturan Rusya, Çin, ABD, Ingiltere ve Fransa´dır. Dünyadaki birçok anlaşmazlığın ve savaşın kökeni bunlara dayanır.
Bu yetmiyormuş gibi bu eli kanlı 5´lin veto hakkı var. Yani dünyayı kafalarına göre yönlendirmeye kalkıyorlar.
-
İsrail'in bir yarma harekatı planladığı anlaşılıyor. Gazze'yi ortadan ikiye bölecek. Bu da akla parçala ve yut taktiğini getirir. Ama iki milyon Filistinliyi ne yapacak?
Gazze halkı güneye gitme çağrılarına bir ölçüde uydu ama büyük ölçüde uymadı. Hamas diyelim tasfiye edildi bunlar halkın arasına karışacaklar. Bu toplumu yönetmek İsrail için zor.
İşgal olası görünmüyor. İki milyon insanı Sina'ya doğru sürmek bana olanaksız görünüyor. İsrail Hamas'a vurabildiği kadar darbe vurup çekilmek zorunda. Gazze'de kalıcı bir İsrail varlığı ve askeri yönetimi sorun üretir. Ama yine de İsrail uzun bir işgal planlıyor olabilir.
Sorun büyükse zamana yayarsınız. Askeri bir baskı yönetimi ve insanları peyderpey göçe zorlama. Ortadoğuda sorun bitmez ve izlemek bile yorucu.