TENTEN'e Soru
-
Yazarın mesajı ya da sorusuna ya da denileni toparlamaya gelince;
Bazı bitkilerin toksik olduğunu görebiliriz. Bitkiler çok yıllıklar ve yemişleri meyve ve diğerleri kabaca sebze adı alıyor değil mi ?Tam olarak böyle olmayabilir. Yakın.
Siz hiç sebze/bitki toksisitesinden sözedeni duydunuz mu?
Komşularıma bilimsel et yasaklayan doktor amcalar mesela.Nereye geliyorum?
google'a (İngilizce) et toksik mi yazarsam en başta şu çıkardı.
Etin kendisi doğası gereği insan vücudu için toksik değildir .
İşin aslı etin hiç bir miktarı insan için toksik değil.
Bilim adamı kılığında din adamları ve vaazatörler (olan doktor amcalar)
Sebze yaprakları oksalat (oksalik asit) doludur. Pişirilerek azatılır. Çoğu yaprak çiğ olarak insan tüketimine uygun değildir. Çoğu tohum (bakliyatta) öyle. Fitik asit ve diğerleri doludur. Mineral alımını şu bu sentezini vs azaltır ya da baltalarlar. Mesela en azından böbrek taşında vs yaprak sebze kısıtlamasına gidilmeli.
O yapraklar oksalat dolu olarak çiğ tüketilmiyorsa ataların (öncüler) tüketemedi ve tüketmedi demektir. Evrimsel olarak tüketmeye yatkın değiliz demektir. (Meyve, yemiş ve yumru kökleri katmıyoruz) Doktor amcalar sus pus.Çocuklar sebze sevmiyor, herkes sebze yedirilmeli. Çizgi filmler bile sebze propagandası dolu. Sebzenin ne kadar sağlıklı olduğu ve sebzenin ne kadar sağlıklı olduğu.
Bilim emir işi mi?
Sindirim sorunu yapan şey toksiktir. Mantar toplayıcılığında böyle. Mantar da tek tek uygunluk ararsın, toksisite soruşturursun. Güvenli mi değil mi? Bitkin (o tür) güvenli mi? Kimse sormuyor ya da ağzını açmıyor.
ve
Etin ve yağının hiç bir miktarı insan vücudu için toksik değildir. Bilim budur.
Et güvenlidir
-
Bir komşularım var iki kızı doktor.
Muhtemelen mart gelince ornithogalumlarını sökerek bol bol yiyecekler. Zaten eti azaltmışlardır ve tüm aşıları tam o halde kutsal bilim gerçekleşmiş olacak ve şan, şenlik ve refah içinde yaşamaya devam edecekler.
Bir kalp krizinden önce tüketilse bile ornithogalumdan hiç kimse şüphe etmezdi.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Ornithogalum umbellatum
Bu benim burada da çok çıkıyor. Ben süs bitkisi olarak kullanıyorum.
Zehirli olduğu yazıyor ama hangi dozda ölümcül yazmamışlar.
Pişince zehirin etkisi kayboluyor mu?
Bunlar filan belirtilememiş.Nasıl tüketiyorsunuz? Çiğ mi yoksa pişirerekmi tüketiyorsunuz?
İçine neler kattığınızda önemli. -
https://en.wikipedia.org/wiki/Solanum_pseudocapsicum
Bende bu bitkini kırmızı meyvelerini yiyordum.
Ama az yediğim için dokanmıyordu.
Şimdi hiç yemiyorum.
-
Bizim burada mantar toplayanlar şapkasının altı beyaz olanları yemiyorlar.
Şapka altı Kahverengi olanları toplayıp yiyorlar.
Genede zehirlenen çok oluyor. -
Bırak kim ne isterse yesin. Başkalarının ne yediğine karışmaktan bıkmadın mı?
Sigaranı yak ve rahatla. Bu dünyada zaten fazla yaşamıyoruz. -
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet aldım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meteorologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunanistan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başka bir forumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya, bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteoroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erk, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Etin ve yağının hiç bir miktarı insan vücudu için toksik değildir. Bilim budur.
Et güvenlidir
Et yemek hakkında bende senin gibi düşünüyordum ama zamanla herkes için güvenli olmadığını anladım.
En iyisi bir öğün beslenip çöp gıdalar tüketmemek. Et yemek zorunlu değil. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Ornithogalum umbellatum
Bu benim burada da çok çıkıyor. Ben süs bitkisi olarak kullanıyorum.
Zehirli olduğu yazıyor ama hangi dozda ölümcül yazmamışlar.
Pişince zehirin etkisi kayboluyor mu?
Bunlar filan belirtilememiş.Nasıl tüketiyorsunuz? Çiğ mi yoksa pişirerekmi tüketiyorsunuz?
İçine neler kattığınızda önemli.Sonuçta çok açık ve net olarak bitkisel toksin/zehir olarak sınıflanan bir kaç açık etken madde barındırıyor. Ordu belediyesi sayfasında yöresel yemek, insanlar onu ultra doz yiyor.
Şunu ekleyelim. Kalp kasını güçlendiren kardiyotonik bir etken madde ve aynı türden bir ilaçla bunu bilmeksizin bunun yemeğini yiyor olabilirler.
Bu tam aynı bitki değil ama yakın kimyasal madde
Kalp glikozitleri (konvallarin, konvallamarin, konvallatoksin) ve irkiltici saponinler bulunur. Sindirim kanalı bozuklukları ve ilerleyici nitelikte kalp düzensizlikleri ve ölüm. Akut durumlarda hiperkalemi, gastroenterit ve kanal boyunca peteşiyal kanamalar.
glikozitleri aritmilere neden olabilir ve kalp fonksiyonunu bozabilir. Vücuda girerlerse şiddetli mide bulantısı ve kusma ortaya çıkacak, ishal ve nöbetlerin ortaya çıkması ve kan basıncında düşme olabilir.
Ciddi zehirlenme durumunda, mağdur halüsinasyonlar ve kafa karışıklığı yaşayabilir.
Çiğ onu kimsenin yiyeceğini sanmam.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi orgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi sorgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi sorgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu.Ben de bunu anlıyorum, anladığımı söylüyorum ve bütün suçları kapitalist canavar ya da kapitalizm adında bir canavara yükleyerek (dışa atarak) insanın bilim faaliyetini irdeleme ya da çelişkileri olan faaliyeti aklama konusunda taraf olunabileceğini ekliyorum.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi sorgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu.Ben de bunu anlıyorum, anladığımı söylüyorum ve bütün suçları kapitalist canavar ya da kapitalizm adında bir canavara yükleyerek (dışa atarak) insanın bilim faaliyetini irdeleme ya da çelişkileri olan faaliyeti aklama konusunda taraf olunabileceğini ekliyorum.
Canavar değil gerçek.
Kapitalizmde Kar,kira, komisyon,faiz,borsa, vb şeyler nedir yazsana buraya?
Doktorun kapısında bekleyen ilaç satıcıların işlevi ne?
Sigortacıları unuttum.
Bireysel emeklilik sistemi , Zorunlu deprem sigortası vb leri ne işe yarıyor?
Bunlar devlet eliyle özel sektöre para akışı değil mi?
Sİgorta şirketi sana tedbir al diyecek almazsan sigorta yapmam.
O zaman ne diye para alıyorsun diye sormazlar mı insana. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
..t adlı forumdan atıldım.Oradan değişen zamanlarda 3 kez atıldım çünkü baş var, yönetim/yönetici var çünkü anarşist, merkeziyetsiz ve antierkçi değiller ya da bunu kavrayabilmiş değiller
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Canavar değil gerçek.
Az önce burada doğadan toplanıp yenen bitkilerin toksisite soruşturmasına devam ettim.
Trachystemon orientalis
Dünyada tıbbi kullanımı var ama Türkiye, Gürcistan ve Bulgaristan dışında yenilebilirlik hakkında kimsenin fikri yok ve fda'ye göre yaprak bir miktar toksik olabilir deniyor ve ayrıca bu ailedeki bitkilerde karaciğer hasarına yolaçabilen bir alkoloit nedeniyle fazla tüketmeme akıllıca deniyor. Marmara üniversitesi bitkide toksik düzeyde kurşun ve kadmiyum bulmuş. Burada tam porsiyon yeniyor.
Smilax ecelsa (Sarsaparilla)
(İnsanlar şunu yemeye neden ihtiyaç duysun ki!)Genel olarak İngilizce bir arama
Tıbbi kullanımları var ancak dünyanın başka yerinde sürgünlerinin sebze gibi yiyecek olarak toplanıp yemek olarak tüketiminden emin olamadık.
ilk sonuç. Güvenli kabul edilir ama kanseri tedavi ettiği ve vücut geliştiricileri için anabolik streoid içerdiği iddiaları kanıtlanmamış dedi
İkinci arama kökler ,sürgünler ve meyveler yenilebilir dedi.
Bir başka sonuç meyveler toksik diyor. (Meyve zaten yemiyoruz sürgün yeriz ve farklı alt türler var)Başka sonuç. 60 lara kadar ABD de birası yaygındı ancak içerdiği safrol sıçanlarda karaciğer hasarı yapınca bira geri çekildi ,tedavülden kaldırıldı -yasaklandı- diyor.
Burada saydığım otları ineklerin yediğini bile görüp görmediğimden emin değilim ve şimdi eti yasaklamak dışında bir halk sağlığı olup olmadığından emin değilim ve gerçekten eti yasaklama dışında bir halk sağlığı var mı?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Kapitalizmde Kar
Doktorun kapısında bekleyen ilaç satıcılarıHiç bir bitkinin, herhangi bitkinin, toksisistesinin, kanserojenliğinin ya da kardiyak vb etkilerini et gibi çalışıldığını, halk sağlığı konusu edildiğini topyekun bir sağlık kurumu ve doktorların ağzına alındığını gördünüz mü_?
Bitkilerin içinde tek tek,didik didik, madde (etken madde) ararlar. Oysa basittir ve geneldir. Şunlar bunlar sınıflanır. (Flavonidler vs)
Siz hiç etin içinde ya da farklı farklı farklı etlerin içinde olumlu sağlık etkileri, ilaca dönük etkiler/mekanizmalar vb soruşturulduğunu, -insaı nbaş yemeği etin övüldüğünü gördünüz mü?
Et yağı karaciğere bile girmiyor. Damarla işi ne?
Buna ne kadar katlanacaksınız?
Bu size tuhaf gelmiyor mu?
ve sizin domuz yasaklanan kölelerden farkınız ne? Sınıf atlamak mı? Sosyal aidiyet ve ayrıcaklara sahip olmak mı? Demokrasi adında birbirinizi yiyebilmek mi?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Bunlar devlet eliyle özel sektöre para akışı değil mi?
Bazı veriler
Et yemeyin kalp hastası olursunuz.
Batı Avrupa'daki ülkelerin büyük bölümünde bir kişi yılda ortalama 80 ila 90 kilo et yiyor. Türkiye'de ise bir kişinin yılda tükettiği ortalama et miktarı 35 kilo seviyesinde bulunuyor. -BBC
Yüce bilim. Yüce akademi ve yüce eğitim hatta çok yüce analiz
Bizim Avrupa’ya göre hesaplandığında yüzde 5.2 ile ölüm oranı 2.5-3 kat daha fazla. Buda bizim ülkemize has yaşam tarzımızdaki olumsuz özelliklerle ilişkilendirilmiştir”
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/turkiyenin-kalp-haritasi-bu-5-ilde-yasiyorsaniz-dikkat-40233034
Bence Avrupa dan çok et yediğimizi için oldu, Et yağı damarlarımız tıkadı.
Et tüketim verilerinin kendi et ve tüketimiyle koronor arter hastalığı arasında ilişki olmadığını gösterecek. Dr. Erkan iyi bakarsa görecek. Çok bakması lazım
Çünkü karadeniz en çok et ve yağı yenen bölge sen yanlış biliyorsun
(Kalp hastası gelse hemen eti yasaklar başka hiç bir müdahale yapmaz (stent, bypass ve ilaç vshariç tek seçenek ya da müdahale -teyit edin)Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kaan Kulan, Türkiye'de kalp krizi haritasında Karadeniz'in 1. sırada, Ege Bölgesi'nin ise son sırada olduğunu söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nde kalp krizinin sebepleri arasında A tipi bir davranış olduğunu belirten Prof. Dr. Kaan Kulan "A tipi bir davranış agresif bir davranıştır. Karadeniz halkının en büyük özelliğinden biridir A tipi davranış. Karadeniz insanın iklim yapısından kaynakladığını düşündüğümüz bir durum. Güneşe çok uzun süre hasret kalıyor, bol yağmur alıyor ve bu maalesef agresif bir davranışa sebep oluyor, bu sebeple kalp krizi riski artıyor" dedi.https://www.haberturk.com/saglik/haber/1154521-kalp-krizi-en-cok-o-bolgede-yasayanlari-vuruyor
ET kalp hastalığı yaptığı için eti azaltmalılar çok yiyorlar.
Kişilerin tütün ve alkol tüketimini azaltması veya bırakması, sağlıksız beslenmeyi ve fiziksel hareketsizliği sonlandırması gibi risk faktörlerine ilişkin adım atması halinde hastalık riskinin azalacağı ve kontrol altına alınabileceği, kalp ve damar hastalığı görülme sıklığının yarıya indirilebileceği belirtiliyor.
Tamam et değil tütün mü? O halde Avrupa da en çok tütün içilen ülkede en çok kalp hastası olmalı değil mi?
AB üyesi 27 ülke ve Norveç'te 26 bin 500 kişi ile görüşülürek yapılan araştırmaya göre, Avrupa'da en çok sigara içilen ülke Yunanistan. Yunanların yüzde 42'si sigara içiyor. -NTV haber ve vikipedi ülkelere göre kişi başına sigara tüketimi
KALP HASTALIĞI VE YUNANLAR
Dünyadaki önde gelen ölüm nedeni Koroner Kalp Hastalığıdır, ancak bilinen risk faktörlerine maruz kalmalarını azaltarak sorunu yöneten, koroner kalp hastalığından ölüm oranları düşük olan birçok popülasyon örneği vardır. Japonlar, düşük risk faktörlerine ve Kalp Hastalığından düşük ölüm oranlarına sahip bir topluma harika bir örnektir. Bu, tarihsel olarak dünyadaki en düşük KKH ölüm oranlarından birine sahip olan, ancak hastalık için yüksek risk faktörlerine sahip olan Yunanlıları nasıl açıklıyor?
https://www.worldlifeexpectancy.com/tr/olive-oil-heart-disease-and-the-greeks
https://ec.europa.eu/eurostat/web/products-eurostat-news/-/edn-20200928-1
Bana bilimi göstersene (gösterir misin?)
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Canavar gerçek.ET kalp hastalığı yapıyor Avrupanın açık ara en az et tüketen ülkesinde açık ara en çok kalp hastalığı var- Bilim
Sigara/tütün kalp hastalığı yapıyor. Avrupanın açık ara en çok tütün tüketen ülkesinde açık ara nispeten az kalp hastalığı var - Bilim
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Kapitalist ekonomi yüzünden
Bilim neden ve hangi gerekçelerle ete, tütüne ve nikotine saldırdı?
Hangisi tutarlı?
Et ve yağının sindirimi metabolik olarak diğer her şeyden en az enerji gerektirendir. Et yağı enerji döngüsüne karaciğere uğramadan girer. İnsülin yok, karaciğere girme çıkma yok, yağ olarak dokuya taşıma ve işleme yok.
Nikotin kafeinden daha az ya da fazla toksik değil ve nasıl alındığının farkı yok ve önemi ne?
Hiç bir tutarlı gerçek zamanlı veriyle et/tütün ve kalp hastalığı ya da kanser arasında korelasyon görünmüyor. Yüksek tütün ve et tüketimi kanser ve kalp hastalığıyla ilişkili gözükmüyor. Öyleyse bilim adındaki kağıtlar bunu nasıl uydurdu?
Bir kere et yağının damar tıkadığını söylemek nedir? Bu ay tutulmasında aya yılan dolandığını söylemek kadar ucube bir yalan ve dolandırıcılık. Angel Keys adında bir işgüzar tarafından üç dakikada icad edilmiş bir yalandı ve sahte gerekçeydi. 70 yıldır neden orada?
Tüm bunlar bilimse; hangi biliminiz buna benzer değil de o doğru ya da bunun gibi değil? ki?!
Temel besininize saldırılmasına neden göz yumuyorsunuz? Kitlelere yalan söylenemsine_?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Bizim burada mantar toplayanlar şapkasının altı beyaz olanları yemiyorlar.
Şapka altı Kahverengi olanları toplayıp yiyorlar.
Genede zehirlenen çok oluyor.Şapka altı beyaz ve kahverengi olma sanırım sadece -kültür mantarının doğadaki aslı olan- çayır mantarı ile ilgili. Başka mantar çeşitleri de var. Çayır mantarı kontrol için tırnakla çizilir ya da parmakla ezilir ve bir süre geçtiğinde sararmıyorsa bu doğru türdür. Ayrıca mantarın acılığı, geçkinliği ve kokusu gözden geçirilir.
Bu konuda bilgi alma için google'a çayır mantarı ve sahte çayır mantarı yazma yeterli olacaktır.