Spiritizm Nedir
-
Doğrusu, spiritüalizm, spiritizme oranla, daha geniş bir kavramdır ve spiritizm spiritüalizm kavramının altında yer alır. Böyle olmasına rağmen, spiritizmin, spiritüalizme oranla, daha ayrıntılı bir öze sahip olduğu iddia edilir. Nitekim spiritüalizm üç noktaya işaret eder: Maddeden daha fazlası vardır. Bu fazlalık ruhlar olarak görülebilir. Medyumluk söz konusudur. Buna karşılık spirtizm ise içerik olarak daha ince ayrıntılara iner ve bunu ruh ve medyumluk olarak öne çıkardığı iki konuyu çeşitlendirerek yapar. Nitekim spritizm, ruh deyince, ruhsal beden, reenkarnasyon, tanrısal adalet ve etik ilkeler gibi konuları öne çıkarır.
Buna karşılık medyumluk deyince de içsel düşünme, iki dünya arasında iletişim kurma, yaşanılan dünyaların çokluğu, yaratılışın evrimi türü konulardan söz eder. Spiritizme yönelik yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında, spiritizm, bir yandan, “ölülerle iletişim kurulabileceği görüşüne dayanan” bir akımdır. Bu bağlamda, ruh kanalıyla, ölülerle iletişim spiritizmin temel bir postülatıdır. İlgili akım, öte yandan, “ruhlarla iletişimin var olduğu gerçeğini deneysel olarak gösteren ve ruhların bildirdiği hakikatler üzerine evren, varlık ve Tanrı hakkında bilgi ve açıklamada bulunan bir tekamül yolu”5 olarak tanımlanır. Bu tanımda dikkat çeken nokta, ruhsal iletişime ek olarak, ruhun evrimine vurgu yapılmasıdır. Böyle olunca da yeni spiritizmin, spiritüalist akımlar içinde, en yaygın olanı olarak belirdiği görülür. Bunun açıklayıcı bir nedeni, yeni spiritizm ve ilkelerinin daha sade ve daha kolay anlaşılır olmasıdır. Yeni spiritizmin özü ve ortaya çıkış nedeni, kurucusu olduğu iddia edilen Allan Kardec tarafından oldukça açık bir şekilde konuşlandırılır. Kardec, yeni spiritizmin özünü,
Burada bize yeni bir dünya vahyedilmektedir. … bu dünyaya ilişkin bilgi, … inançlarda köklü değişime neden olmadan yapamaz. Spiritizm, düşüncelerde bir yenilenme nedenidir. Spiritizm, bu nedenle, üçüncü büyük vahiy olarak kabul edilir.
şeklinde ifade ederken, ortaya çıkış nedeni konusunda da şöyle der:
Spiritizm, inançsızlığın neden olduğu boşluğu doldurmak, kuşkuya ve hiççi bakış içinde solan umudu yeniden canlandırmak ve her şeyin niçin var olduğunu açıklamak için, gelmiştir.
Spiritizmin yıkıcı boyutunu ve inanç bağlamında oluşturduğu tehdit ve risk daha yakından görebilmek için, önce yeni spiritizmin, ruhsal varlıklarla iletişim, vahyin sınırlarını genişletme ve vahyin kesilmediği iddiası olarak konuşlanan üç ilkesini açıklayan üç alıntıya yer vermek istiyoruz. Şöyle denilir:
Ruhsal varlıklar, çalışma, inceleme ve araştırmadan alıkoymak için gelmezler, hazır bilim getirmezler. İnsanın kendi için keşfedebileceğini insanın gücüne bırakır. İlk iki vahiy, kişisel bir öğretinin ürünü olmaları nedeniyle, zorunlu olarak, yerel kalmışlardır. Çağımızda önemli bir vahiy verilmektedir. Bu durum, bize, ruhsal dünyanın varlıkları ile iletişime geçmenin olanağını gösterir. Bu, kuşkusuz, yeni bir bilgi değil, ancak bugüne kadar ölü bir belge konumunda kalmıştı.
Yukarıdaki ilkelere bakıldığında, inanç sorunu yaşayan genç bireylerin kayıtsız alamayacağı türden, sözgelimi, “insanın kendi için keşfedebileceğini insanın gücüne bırakır” türü son derece keyfi ve görece açıklamalar, “ilk iki vahiy yerel kalmıştır” çerikli aşırı ve gerekçesiz çıkarımlar ve “çağımızda önemli bir vahiy verilmektedir” eklinde yanıltıcı yorum sonucu söylemler içerdiği görülür. Öte yandan, yeni spiritizmin, inanç sorunu gençlerin merakla peşine düşeceği ama içi boş, çekici ama son derece nahoş kimi ilkelerden söz ettiği dikkat çeker. Bu ilkeler, ilginç bir biçimde yeni spiritistlercebir insanın psişik güce sahip oluşuna ilişkin açıklayıcı değerde görülür. Bu bağlamda, garip şeyler görmek, duyuötesi olaylardan endişe duymamak, rüyaların çok gerçekçi olması, eski ve tarihsel yerlerde güçlü bir enerji duyumsamak, sevilen birinin ölümünden sonra garip şeyler yaşamak, evde kimse olmamasına rağmen sesler duymak gibi durumlardan söz edilir.
Doğrusu, psişik güç ile bağlantılı olarak yeni spiritistlerce iddia edilen yukarıdaki türden durumlar söz konusu olduğunda, Evola’nın deyimiyle, dengesiz beyin tahayyülü, paranoyak biçim ve doğaüstü olay hep söz konusu olmaktadır. Bize öyle geliyor ki, böylesine konuşlandırılan ruhsal bir dünyada kişilik sürekli bir risk, tehdid ve tehlike altındadır. Evola, spiritizmle uğraşanların çoğunun, oturmuş, belirgin bir kişilikten yoksun olduğunu ifade eder.16 Doğrusu, spiritistler, alışılmış dünyayı aşma ve daha yüksek bir düzeye ulaşma çabasının, kendilerine bir avantaj sağlayacağı kanısındadırlar. Bu avantajı elde etmek için harcanan büyük sermayenin bir parçası, kuşkusuz, genç akıllardır. Yeni spiritizmi; Guénon, bir tür sanki din. OswaldSpengler ise ikinci dindarlık olarak niteler. Bu aşamada, yeni spiritizmin, dinin kavramlarını ve teolojik söylemlerini kullanarak kendine özgü dinsel bir yapı oluşturmaya çalıştığı gerçeği dikkate alınmak durumundadır. Daha açık konuşmak gerekirse, moda deyimle, gerçekte din görünümlü ama din...