İçeriğe atla
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
    • Tartışma
      • Serbest Kürsü
      • Sizin Köşeniz
      • Eğlence & Oyun
    • Felsefe
      • Felsefe Tarihi
      • Felsefe Okulu
      • Filozoflar
      • Felsefe Sözlüğü
    • Soru & Cevap
      • Din & İnanç
        • Astroloji
        • Mitoloji
        • Spiritüel Hayat
        • Anadolu
        • Orta Doğu
        • Hint
        • Uzak Doğu
        • Yeni
      • Genel Alanlar
        • Sosyoloji
        • Psikoloji
        • Tarih & Edebiyat
        • Bilim & Teknoloji
        • Kültür & Sanat
      • Duyuru & Destek
      • World
      • Güncel
      • Popüler
      • Kullanıcılar
      • Gruplar
      Daralt
      Marka Logo efelsefe
      Düşünce, eleştiri ve paylaşım platformu
      • Kurallar
        • Light
        • Cloudy
        • Dim
        • Dark
      1. Ana Sayfa
      2. Felsefe
      3. Felsefe Okulu
      4. Zihin
      5. Ibn Sina Mantık Felsefesi

      Ibn Sina Mantık Felsefesi

      Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Zihin
      mantık felsefesi
      1 İleti 1 Yayımlayıcılar 107 Bakış
      • En eskiden en yeniye
      • En yeniden en eskiye
      • En çok oylanan
      Cevap
      • Yeni başlık oluşturarak cevapla
      Cevaplamak için giriş yapın
      Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
      • P Çevrimdışı
        P Çevrimdışı
        phi
        8 Mar 2022 18:28 tarihinde yazdı Son düzenleyen: phi 3 Ağu 2022 18:28
        #1

        İbn Sînâ varlık, gerçeklik ve Tanrıyla ilgili nihai hakikatlere erişme sürecinde, bazı kritik noktalarda aldığı yardımlar dışında kendi başına yol alıp ilerlemiştir. İbn Sînâ yorumcularına göre, böyle bir ilerlemeyi mümkün kılan şey, onun gerçeklik ve akılyürütme anlayışı olmuştur. Gerçekten de İbn Sînâ bütün bir varlık alanının yaratıcı ilkesi olan Tanrının saf akıl olduğunu; zihinler, bedenler ve tüm diğer cisimlerin, kendisiyle zorunlu bir ilişki içinde olduğu bu ilkeden sudur ettiğini öne sürmekteydi. Tam olarak anlaşıldığı takdirde rasyonel bir yapı sergilediği kolaylıkla anlaşılabilecek olan bu zorunluluk, İbn Sînâ’ya göre, bütün var olanların birbirlerinden ve son çözümlemede de Tanrıdan türetilmesine veya mantıksal bir düzen içerisinde çıkarsanmasına imkân sağlar.

        Ona göre, gerçekten var olanlar, eşdeyişle akledilir varlıklar mantıksal bir biçimde ya da tasımsal bir yapı içinde düzen kazandıkları gibi, bilgi de akledilir varlığın tasımsal mantığa uygun olarak kavranmasından oluşur. İbn Sînâ açısından bilgi tasıma uygun bir biçimde yapılanmış gerçek varlığın bilgisi olduğundan, akılyürütmenin akledilir varlık ya da kendilikler arasındaki ilişkileri takip etmesini gerektirir. Demek ki varlığın rasyonel ve mantıksal bir yapı sergilediğini, insanın bu yapıyı tam ve eksiksizce kavrayabileceğini, bu kavrayışın tasımda nedenleri veren orta terim aracılığıyla gerçekleştiğini öne süren İbn Sînâ’da mantık sadece epistemolojik bir aracı değil, gerçeklikle zihin arasında ortaklığı temin eden ontolojik bir güç, hatta insanları moral yetkinliğe götüren ahlaki bir yoldur.
        yoldur.

        Söz uçar, yazı kalır. ✌(◕‿-)✌

        1 Cevap Son cevap
        0

        Cevap
        • Yeni başlık oluşturarak cevapla
        Cevaplamak için giriş yapın
        • En eskiden en yeniye
        • En yeniden en eskiye
        • En çok oylanan

        1/1

        8 Mar 2022 18:28


        © 2021-2025 efelsefe.com
        Gunaydin Ziyaretçi
        İzinler Kurallar
        • Giriş

        • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

        • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
        1 - 1
        • İlk ileti
          1/1
          Son ileti
        0
        • Kategoriler
          • All Categories
          • Individual Categories
        • World
        • Güncel
        • Popüler
        • Kullanıcılar
        • Gruplar