Yunan ve Roma'ya Genel Bakış
-
ANTİK YUNAN MEDENİYETİ
- Yunanlılar bazı dönemlere ayrılmışlardır. Bunlardan ilki Tunç Devridir. O zamanlarda farklı kültürlere sahip bir topluluğun ortak özelliği çoğunluğun çiftçi olmasıydı.
- Bu devirde yaygınlaşan Miken kültürü olmuştur. Yunanlılar tarafından ‘Kahramanlılar Çağı’ denmiştir. Bu kültüre özgü Miken çanak çömlekleridir. Yunan mitolojisine katkı sağlamıştır. Miken medeniyetinin çöküşüne ‘Karanlık Çağ’ denmiştir.
- Ege’de Yunanlılardan önce başka topluluklarda yaşamıştır. Araştırmalar sonucunda 3 ara bölüme ayrılmıştır. Peleotik Çağ’da (Eski Taş Çağı) mağaralarda yaşanıyordu. Sonra tarım ve hayvancılıkla ilgilenince Neolitik Çağ denmiştir. Küçük taş aletler kullanıldığında ise Mezolitik Çağ olduğu anlaşılmıştır. Yunanistan’da ilk yerleşimler Neolitik Çağ’da rastlanmaktadır.
- Yunanistan, konum olarak dağlık bir bölgede olduğu için insanlar yerleşim olarak kıyıları tercih etmiştir. Bu da denizcilik de ilerlemeye sebep olmuştur.
- Antik Yunan medeniyetinin kültürel özellikleri bakımından halkı 4’e ayrılmıştır. Soylular, hürler, yanaşmalar ve kölelerdir.
- Yunanistan’ın idari sistemine bakarsak ‘Polis’ adı verilen şehir devletleri kurulmuştur. Önemli olanlar Atina, Sparta ve Korint’tir. İlk demokrasi Atina’da ortaya çıkmıştır. Yönetim şekilleri sırasıyla krallık, tiran, aristokrasi ve demokrasidir. 3 tane yasa çalışmaları vardır. Dragon Yasaları, halk arasında var olan hoşnutsuzlukları gidermek amacıyla soylular tarafından Dragon görevlendirildi. Dragon, yazılı olmayan hukuku yazıya döktü. Fakat sınıf ayrılığına son veremedi. Solon Yasaları, borç köleliğini kaldırdı. Halk mahkemelerini ve halk meclislerini kurdu. Kliesthenes Yasaları, halk meclisini devletin gerçek temsilcisi yaparak, gerçek anlamda demokrasinin oluşmasını sağladı.
- Antik Yunan medeniyetinin ekonomik yapı bakımından Akdeniz ve Karadeniz’de ticaret kolonileri kurdular. Kolonicilik faaliyetlerinin nedenleri: Nüfusun artması, toprağın yetersiz olması, gemiciliğin ve denizciliğin gelişmesi, çiftçilerin borçları, partiler arası çekişme, maceracıların ortaya çıkmasıdır. Sonuçları: Borç köleliği ortaya çıktı, burjuva sınıfı ortaya çıktı. Bilim ve felsefe gelişti. Yeni yerler bulundu. Kolonilerden bol ve ucuz mallar geldi.
- Sanat ve edebiyat alanında İyonlardan Fenike alfabesi alınmıştır. Felsefe ve bilim alanında önemli çalışmalar yapmışlardır. Felsefe’de Sokrat, Pluton ve Aristo’dur. Yunanistan’da heykeltıraşçılık ve mimari gelişmiştir.
- Yunanlılar çok tanrılı inanışa sahiptirler. En önemli tanrıları Zeus’tur. Hatta tanrılar şerefine Olympos dağında olimpiyat oyunları düzenlemişlerdir.
ROMA TARİHİ MEDENİYETİ
Roma şehrinin kuruluşu M.Ö. 8.yüzyıla dayanmaktadır. Ama Roma’nın mitolojisinde farklı kuruluş tarihleri görmek mümkündür. Roma’nın bir şehir haline dönüşmesinde Etrüskler rol oynamıştır. Roma’nın mitolojik kurucusu Romulus Etrüsk topluluğu olan Romuli’lere aittir. Genel olarak Roma uygarlığı incelendiğinde Etrüsklerin, Roma’daki mimariye, sanata, dini hayata çok katkıları olmuştur.
Roma şehri krallıkla yönetiliyordu. Şehrin başında bulunan krala, yaşlılardan oluşan bir grup destek veriyordu buna senato denmektedir. Kral öldüğünde yeni kral seçiminde senatonun faktörü önemliydi. Devlet gücü denildiğinde savaş akla gelinirdi. Başkomutanları kraldı. Yönetim sisteminde kral, toplumu, tanrılara karşı temsil etmekteydi. Ayrıca kral, senato ve halk meclisi toplantılarını yönetmektedir. Halk meclisini ‘Curia’ adı verilen aşiret mensupları oluşturmaktadır. Curia başkanları ayrıca cinayet, politik suçlar gibi ceza hukuku ve özel hukukla ilgili konularda son kararı veren kişilerdir.
Roma toplumunda sosyal tabakanın ilk basamağını aile oluşturmaktadır. Ailenin başında baba bulunmaktadır ve baba ailenin tüm fertleri üzerinde ‘baba gücü’ uygulama hakkına sahipti.
Roma’da halk üç sınıfa bölünmüştür. Bunlardan biri Patrici, toprak sahibi soylulara denmektedir. Roma’yı yöneten sınıf bunlardır. İkincisi Plep, küçük çiftçilerdir. Üçüncüsü Client, arazi kiracıları ya da zanaatçılarıdır. Sonuncusu Servi, köledir.
Romalı hakimler ordunun tek elden yönetilmesine karar verip savaş dönemlerinde ordunun başına diktatör getirilmiştir.
Roma cumhuriyeti karakteri bakımından aristokratik bir rejim olarak bina edilmişti. Aristokrat kesimi oluşturanlara ‘Patrici’ denmiştir. Aristokratlar dışında özgür halkın diğer kesimlerinin çoğunu Plep sınıfı oluşturmaktaydı. Pleplerin önemli özelliği kendi aralarından birini lider olarak seçebilirlerdi. Patrici ve Plepler arasındaki mücadele sonucunda Roma hukukunun oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu sayede on iki levha yasaları ortaya çıkmıştır. Bu yasaların merkezinde aile, tarım ve hayvancılık gibi toplumun temel kaideleri bulunmaktadır.
Cumhuriyet döneminde Roma idari yönetiminde en üst yetkililere ‘Consul’ adı verilmiştir. Görev olarak öncelikle orduya komutanlık etmekti. Şehirde oldukları zaman senatoya başkanlık yapmaktı. Halkın şikayet ve isteklerini dinleyip bu konularla ilgili karalar almaktı. Din bakımından ise kurban keserlerdi. Roma idari yönetiminde bir diğer vasıflı olanlar ‘Praetor’dur. Görevleri ise bazı politik uygulamaların bazı kanunlar çıkarılarak değiştirilmesiyle ilgilenirlerdi. ‘Censor’lar kimin Roma vatandaşı olup olmadığına karar verirken aynı zamanda vatandaşların varlıklarına göre ait oldukları sınıfları da belirliyorlardı. ‘Senato’ ise Romalı memurların bir danışma organı fonksiyonuna sahiptir.
Roma medeniyetindeki diğer özellikler ise Lejyon adı verilen paralı askerler vardır.
Mimari ve heykeltıraşçılıkta Yunanlardan etkilenmişlerdir. Bunlar; Anfitiyatrolar, heykeller, tapınaklar, forum meydanı ve su kemerleridir.-LUNA
-
Öncelikle her düzeye hitap eden bir dil olmuş ve maddeler arası geçişler bağlantılı olmuş. Bu nedenlerden dolayı teşekkür eder ve birkaç ekleme yapmak isterim. Çünkü paylaştığınız bilgiler felsefenin neden Yunan'da başladığını betimleyen bilgiler .
Antik Yunan'a baktığımızda
- KÖYLÜ SINIF : EOLİALILAR
- ASKERİ SINIF : DORİALILAR
- DENİZCİ - TÜCCAR SINIF : İYONYALILAR
Vb. sınıflandırmalar görebiliriz.
Bu sınıflamayı baz alırsak Felsefe'nin
DENİZCİ - TÜCCAR SINIF : İYONYALILAR tarafından ortaya çıktığı aşikârdır.1- Antik Yunan'ın coğrafi konumunun yarattığı hemen hemen tüm sonuçlar
2- Antik Yunan'da polis şeklinde bir yapılanmanın doğrudan demokrasi kavramını pekiştirmesi.
3- İnanclarindaki tanrıların insansı acizliklerde bulunması. ( Tanrının insana yakın olması psikolojik olarak eleştiri yaratımını pekiştirir.)Lina'nin Antik Yunan'ı anlatırken bahsettiği bilgilerin hemen hemen tamamı, felsefenin doğuşunun neden Antik Yunan'da gerçeklestiğini ya da bu şekilde kabul gördüğünü gösteriyor.
-
@Struma Değerli yorumlarınız için ben teşekkür ediyorum. Ekleme yaptığınız bilgiler ile konuyu daha da yerinde bir pekiştirme sağladınız.
-
Yunan felsefesinin özü, evreni idelerle açıklamaya çalışan Platon ile nedensellikle (atomlarla) açıklamaya çalışan Demokritos arasında çıkan çatışmadır.
Roma felsefesi Demokritos'u bu savaşta üstün getirmekte başarısız olmuş ve tanrılara, sonra da teke indirilen tanrıya teslim olmuştur.
Roma'nın bu başarısızlığı, din karanlığında bilim şafağının sökmesini Ortaçağ boyunca engelledi. Aydınlanma çağı tam bir Demokritos nedenselliği de ortaya koyamadı. Deist bir hareket olarak gelişti.
Dünya tanrının tümden yok edileceği ateizm şafağını bekliyor. Ölümsüz lider Demokritos hâla aydınlık güçlere yön veriyor.