İçeriğe atla
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Popüler
  • Dünya
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
  • Gruplar
  • Kullanıcılar
Daralt
Marka Logo

efelsefe

  • Kurallar
    • Light
    • Cloudy
    • Dim
    • Dark
  1. Ana Sayfa
  2. Genel Alanlar
  3. Psikoloji
  4. Kaygı Bozuklukları
  5. ZİHNİN DARBE GİRİŞİMİ : OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

ZİHNİN DARBE GİRİŞİMİ : OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Kaygı Bozuklukları
kaygıtakıntıduygudüşünceruh sağlığı
6 İleti 2 Yayımlayıcılar 337 Bakış 1 Watching
  • En eskiden en yeniye
  • En yeniden en eskiye
  • En çok oylanan
Cevap
  • Yeni başlık oluşturarak cevapla
Cevaplamak için giriş yapın
Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
  • StrumaS Çevrimdışı
    StrumaS Çevrimdışı
    Struma
    tarihinde yazdı Son düzenleyen:
    #1

    BÖLÜM 1 : DARBE GİRİŞİMİ

    Bir düşman düşünün ki yaşam merkeziniz olsun.
    Belki de savaşların en yorucusu...

    İşte Obsesif Kompulsif Bozukluk'taki durum tam olarak böyledir.

    Düşman bireyin yaşam merkezi olan zihnin ta kendisidir.

    Darbe teşebbüsündeki zihin genellikle 'serotonin' eksikliğinden faydalandığından; küçük ihtimalleri çok büyük hissettirerek kişiyi tek bir alana , anahtarı olmayan bir kilitle duygular eşliğinde zincirler.

    Duygular eşliğinde diyorum çünkü Obsesif Kompulsif Bozukluk genelde çok yakın arkadaşı olan Depresyonla birlikte gelir.

    İşte beynin oyunu da şimdi başlar.

    Kişiyi sinsice ele geçirmeye çalışan zihin, oyunun türünü biraz satranç boyutuna çeker.

    Satranç, bilinen halinin aksine en adil olmadığı gibidir bu tek taraflı oyunda.

    En acı noktası ise her hamlenize iki misli ve amansız bir güçle bir karşılık vermesidir. Çünkü kuralları kendi yazmıştır.

    Rakibinizin amacı sonucu elde etmek yani mata götürmek yerine azap dolu anları zaman anlamında arttırmaktır. Zaten mat etmek üzerine kurgulanmış bir yapıdan ziyade oyunu üstün bir şekilde akışta tutmak için kurgulanmıştır rakibiniz.

    Sonsuza kadar kaygıdan boğulma hissini yaşatmaya ant içer kendince.


    BÖLÜM 2 : TANIM

    İşi biraz resmiyete dökelim.

    Obsesyon, kişiye mantıksız geldiği halde bazı şeyleri sürekli dü-
    şünmekten kendisini alıkoyamama durumudur. Kişi, mantık dışı telkin-
    lerin yarattığı kaygı durumunu bir türlü hafifletememektedir. (Morgan,
    2011: 314)

    Obsesyon, “tedirgin etmek, sıkıştırmak, rahat vermemek, bunalt-
    mak” anlamında Latince’deki “obsidere” sözcüğünden gelen ve psiki-
    yatri sözlüklerinde, “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan ata-
    madığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen
    saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır (Yılmaz, 2018: 21).

    Yukarıdaki bilgileri gündelik dil ile yorumlamak ve genişletmek istiyorum.

    Halk dilinde 'Temizlik Hastalığı' olarak bilinse de Obsesif Kompulsif Bozukluk durumunun alt obsesyonlarından sadece birine verilebilecek olan bu isimlendirme oldukça eksik bir tanımlama olacaktır.

    NOT : OKB TEMİZLİK OBSESYONUNDAN İBARET DEĞİLDİR. CİNSEL, DİNİ , AHLAKİ ,SAĞLIK VB. ALT BAŞLIKLARI DA VARDIR.

    OBSESYON : TAKINTILI DÜŞÜNCE

    KOMPÜLSİYON: TAKINTILI DÜŞÜNCENİN KENDİSİNDEN YA DA YARATMIŞ OLDUĞU KAYGIDAN KURTULMAK İÇİN SERGİLENEN HER TÜRLÜ RİTÜEL.

    Dilimize bilimsel anlamda 'Takıntı-Zorlantı Bozukluğu' olarak çevrilmiştir .


    BÖLÜM 3 : SERZENİŞ

    Obsesif Kompulsif Bozukluk, kaygı odaklı bir rahatsızlık olduğu için genellikle bu tarz rahatsızlıktaki bireylere ' bu bende de var' gibi ifadeler kullanabilirsiniz.

    Bu son derece yanlış ve cehalet kokan bir yaklaşım olacaktır.Çünkü bir duyguyu ya da düşünceyi yaşamış olmak ortak bir nokta olsa da yoğunluk, düşünceden de duygudan da daha önemlidir. Asla duygu ve düşüncelerin bu boyuttaki halini tatmadınız.

    Eğer bu ifadenin yerine ' çok takma' derseniz ise
    cehaletin sözlükteki tanımı isminizle değişebilir.

    Düşünmemeye çalış gibi ifadelere değinmek bile istemiyorum. Kan dondurucu bir aptallık olur.

    Kısaca amacımız yardım etmek olsa bile bu konu hakkında bilgimiz yoksa fikrimiz de olmasın. Yardımların en büyüğü bu olacaktır.


    BÖLÜM 4 : NOKTA ATIŞI

    Sigmund Freud'a göre ;

    obsesif nevrozlu kişiler genellikle etkin, ortalama düzeyin üstünde aydın, yüksek değer ölçütleri olan, aşırı vicdanlı ve dürüst kişilerdir.


    phiP 1 Cevap Son cevap
    3
    • StrumaS Struma

      BÖLÜM 1 : DARBE GİRİŞİMİ

      Bir düşman düşünün ki yaşam merkeziniz olsun.
      Belki de savaşların en yorucusu...

      İşte Obsesif Kompulsif Bozukluk'taki durum tam olarak böyledir.

      Düşman bireyin yaşam merkezi olan zihnin ta kendisidir.

      Darbe teşebbüsündeki zihin genellikle 'serotonin' eksikliğinden faydalandığından; küçük ihtimalleri çok büyük hissettirerek kişiyi tek bir alana , anahtarı olmayan bir kilitle duygular eşliğinde zincirler.

      Duygular eşliğinde diyorum çünkü Obsesif Kompulsif Bozukluk genelde çok yakın arkadaşı olan Depresyonla birlikte gelir.

      İşte beynin oyunu da şimdi başlar.

      Kişiyi sinsice ele geçirmeye çalışan zihin, oyunun türünü biraz satranç boyutuna çeker.

      Satranç, bilinen halinin aksine en adil olmadığı gibidir bu tek taraflı oyunda.

      En acı noktası ise her hamlenize iki misli ve amansız bir güçle bir karşılık vermesidir. Çünkü kuralları kendi yazmıştır.

      Rakibinizin amacı sonucu elde etmek yani mata götürmek yerine azap dolu anları zaman anlamında arttırmaktır. Zaten mat etmek üzerine kurgulanmış bir yapıdan ziyade oyunu üstün bir şekilde akışta tutmak için kurgulanmıştır rakibiniz.

      Sonsuza kadar kaygıdan boğulma hissini yaşatmaya ant içer kendince.


      BÖLÜM 2 : TANIM

      İşi biraz resmiyete dökelim.

      Obsesyon, kişiye mantıksız geldiği halde bazı şeyleri sürekli dü-
      şünmekten kendisini alıkoyamama durumudur. Kişi, mantık dışı telkin-
      lerin yarattığı kaygı durumunu bir türlü hafifletememektedir. (Morgan,
      2011: 314)

      Obsesyon, “tedirgin etmek, sıkıştırmak, rahat vermemek, bunalt-
      mak” anlamında Latince’deki “obsidere” sözcüğünden gelen ve psiki-
      yatri sözlüklerinde, “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan ata-
      madığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen
      saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır (Yılmaz, 2018: 21).

      Yukarıdaki bilgileri gündelik dil ile yorumlamak ve genişletmek istiyorum.

      Halk dilinde 'Temizlik Hastalığı' olarak bilinse de Obsesif Kompulsif Bozukluk durumunun alt obsesyonlarından sadece birine verilebilecek olan bu isimlendirme oldukça eksik bir tanımlama olacaktır.

      NOT : OKB TEMİZLİK OBSESYONUNDAN İBARET DEĞİLDİR. CİNSEL, DİNİ , AHLAKİ ,SAĞLIK VB. ALT BAŞLIKLARI DA VARDIR.

      OBSESYON : TAKINTILI DÜŞÜNCE

      KOMPÜLSİYON: TAKINTILI DÜŞÜNCENİN KENDİSİNDEN YA DA YARATMIŞ OLDUĞU KAYGIDAN KURTULMAK İÇİN SERGİLENEN HER TÜRLÜ RİTÜEL.

      Dilimize bilimsel anlamda 'Takıntı-Zorlantı Bozukluğu' olarak çevrilmiştir .


      BÖLÜM 3 : SERZENİŞ

      Obsesif Kompulsif Bozukluk, kaygı odaklı bir rahatsızlık olduğu için genellikle bu tarz rahatsızlıktaki bireylere ' bu bende de var' gibi ifadeler kullanabilirsiniz.

      Bu son derece yanlış ve cehalet kokan bir yaklaşım olacaktır.Çünkü bir duyguyu ya da düşünceyi yaşamış olmak ortak bir nokta olsa da yoğunluk, düşünceden de duygudan da daha önemlidir. Asla duygu ve düşüncelerin bu boyuttaki halini tatmadınız.

      Eğer bu ifadenin yerine ' çok takma' derseniz ise
      cehaletin sözlükteki tanımı isminizle değişebilir.

      Düşünmemeye çalış gibi ifadelere değinmek bile istemiyorum. Kan dondurucu bir aptallık olur.

      Kısaca amacımız yardım etmek olsa bile bu konu hakkında bilgimiz yoksa fikrimiz de olmasın. Yardımların en büyüğü bu olacaktır.


      BÖLÜM 4 : NOKTA ATIŞI

      Sigmund Freud'a göre ;

      obsesif nevrozlu kişiler genellikle etkin, ortalama düzeyin üstünde aydın, yüksek değer ölçütleri olan, aşırı vicdanlı ve dürüst kişilerdir.


      phiP Çevrimdışı
      phiP Çevrimdışı
      phi
      tarihinde yazdı Son düzenleyen:
      #2

      @Struma Gunumuzde asiri derece arttigini gordugum bir rahatsizlik obsesif kompusif bozukluk.

      Covid ve savaslar insanin yasama dair umutlarinin yerine kaygilara mi sebebiyet veriyor acaba?

      Söz uçar, yazı kalır. ✌(◕‿-)✌

      StrumaS 1 Cevap Son cevap
      0
      • phiP phi

        @Struma Gunumuzde asiri derece arttigini gordugum bir rahatsizlik obsesif kompusif bozukluk.

        Covid ve savaslar insanin yasama dair umutlarinin yerine kaygilara mi sebebiyet veriyor acaba?

        StrumaS Çevrimdışı
        StrumaS Çevrimdışı
        Struma
        tarihinde yazdı Son düzenleyen:
        #3

        @phi
        Her hastalıkta olduğu gibi boyutları olan bir üst başlık.

        Genetik çıkışlı ve genellikle Freud'un Psikoseksüel Kişilik Kuramiında Anal Dönem olarak adlandırdığı 1.5-3 yas periyodunda yaşanmış olumsuzlukların bilinç dışına itilmesi ile ortaya çıktığı düşünülmekte.

        Diğer ünlü isimlerde farklı isimlendirmeleri olsa da bu yaş aralığındaki yaşantılar oldukça önemli.

        Genetik başta olmak üzere çevre ve 'tarihsel zaman' başlığında inceleyebileceğimiz salgın süreci kalıtımdaki durumu aktif hale getirmiş olabilir.

        1 Cevap Son cevap
        1
        • StrumaS Çevrimdışı
          StrumaS Çevrimdışı
          Struma
          tarihinde yazdı Son düzenleyen:
          #4

          @Efruz

          Gözleme dayalı bir durum. Sigmund Freud'a sormak lazım. Ciddi bir görüş.

          StrumaS 1 Cevap Son cevap
          0
          • StrumaS Struma

            @Efruz

            Gözleme dayalı bir durum. Sigmund Freud'a sormak lazım. Ciddi bir görüş.

            StrumaS Çevrimdışı
            StrumaS Çevrimdışı
            Struma
            tarihinde yazdı Son düzenleyen:
            #5

            @Struma Elbette ciddi bir görüş derken kavramlara karşı bakış açısını ve ölçütü kast etmedim.

            Psikoloji adına ciddi bir görüş.

            1 Cevap Son cevap
            0
            • StrumaS Çevrimdışı
              StrumaS Çevrimdışı
              Struma
              tarihinde yazdı Son düzenleyen:
              #6

              Bu konunun devamını getireceğim özellikle de kaygıyla mücadele konusuna değinerek.

              1 Cevap Son cevap
              1

              Cevap
              • Yeni başlık oluşturarak cevapla
              Cevaplamak için giriş yapın
              • En eskiden en yeniye
              • En yeniden en eskiye
              • En çok oylanan


              © 2021- efelsefe.com
              İzinler Kurallar
              • Giriş

              • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

              • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
              • İlk ileti
                Son ileti
              0
              • Anasayfa
              • Güncel
              • Popüler
              • Dünya
              • Kategoriler
                • All Categories
                • Individual Categories
              • Gruplar
              • Kullanıcılar