Forumun birinci kuşağının pili mi bitti?
-
@kereste tabi o benim namım oluyor yakışmıyor mu sizce?
-
yek-diğerini anlamadan yek-diğeri hakkında yargıya varmak kadar zarar verici bir edim olamaz...
-
Din hakkında konuştuğun zaman bunun İslam'la alakasının olmama gibi bir şans yok.
Şöyle söyleyeyim, bu güne kadar en fazla basımı yapılmış kitap İncil'dir. İkinci sırada Kuran gelir. İkinci sırada olsa da senin içinden çıktığın toplumda müslimler çoğunluktaysa dinden bahsettiğinde İslam'dan bahsetme yüzden iyice artar.
Durum bu şekildeyken ben dinden bahsediyorum İslam'dan değil diye bir şans yok. Hava bulutlu olduğunda gölge yapar yani, bana ne buluttan deme gibi bir şans yok. Hiç kişilere göre hava tahmini gören var mı? Öyle bir şey olamaz. Kişiye göre burç tahmini bile olur ama hava tahmini olmaz.
Herkesin içinde olduğu konular ister istemez herkesi ilgilendirir. Ben bunun dışındayım demek ben bu atmosferi solumayacağım özel atmosferimi yaratacağım demek kadar saçmadır. Ateist olmakla da dinin etkilerinden yalıtılamam.
Ben allah demekle tanrı kavramını kastediyorum demek ben İslam'dan bahsetmiyorum demek değil, olamaz da nasıl olsun ki? Hava neyse onu solursun, ben helyum soluyorum diye bir şey olamaz.
-
Bir de terminoloji, jargon gibi konular vardır. Elektrikten bahsederken misal, volt amper om filan demek zorundasındır. O konunun terminolojisini kullanırsın.
Örneğin Anatole France'in Fransız devrimini anlatan kitabı Türkçe'ye "Allahlar Susamışlardı" şeklinde tercüme edilmiştir. Tanrılar susamışlardı değil. Burada bir vurgu yapılmıştır. Bu dilde tanrıya allah denmektedir. Bu dile tercüme ettiğinde bu vurguyu yaparsın.
Ben bu kitabı çocukken okudum. Allahlar gerçekten susamışlar dedim. Vurgu gayet yerinde. Yobaz tepkisinin "Allah tektir" olmasının bir önemi yok. Bu tür vurgular güçlüdür. Etki yaratır.
"Sahtekarın allahı lan bu!" deriz örneğin. Son derece etkili bir vurgudur ve yobazları rahatsız eder sadece.
-
Tercüme Hüseyin Cahit Yalçın. Kendisi sert üslubu ile ün yapmış bir gazetecidir. Eleştiri yaptı mı gözün yaşına bakmayan, kalemi kılıç gibi kullanan bir adamdı.
Tevfik Fikret'ten sonra Servet-i Fünun yöneticiliğini üstlenmiştir. 31 Mart'ta yobazların hedefi olup öldürülmeye çalışılmıştır.
Sert eleştirileri nedeniyle gazetesi kapatılıp Viyana'ya kaçmak zorunda kalmış, daha sonra Malta'ya sürgün edilmiştir. Ülkeye döndükten sonra defalarca yargılanmış, hapis yatmıştır.
En son 1954 de 79 yaşında hapse girmiştir. Celal Bayar yetkisini kullanıp onu affetmiştir. Sivri kalemi uğruna sürgünlerde, hapislerde ömür geçirmiş radikalin allahı bir adamdır.
-
Konunun başka mecralara gitmemesini özellikle rica ediyorum.
Ayrıca foruma kayıt olmuş tüm forumdaşların, eğer yanıt vermemişlerse, konu ile ilgili düşüncelerini yazarsalar sevinirim.
Çünkü burada başlıca bulunma amacımız, birbirimize üstünlük sağlamak veya birbirimizi kırmak değil ki hiç olmamalı. -
@kereste yazacak konu bulamıyorum.
Konu bulursam bu seferde @DemoKratos dediği gibi giriş gelişme sonuç düzenine uyacak şekilde yazamıyorum. -
@TENTEN, içinde söyledi: Forumun birinci kuşağının pili mi bitti?
@kereste yazacak konu bulamıyorum.
Konu bulursam bu seferde @DemoKratos dediği gibi giriş gelişme sonuç düzenine uyacak şekilde yazamıyorum.
Ne demek, konu bulamıyorsun?
Mesela yaşadığın yerdeki sorunlardan, sıkıntılardan, problemlerden bahset.@DemoKratos ´u kıstas alırsan, hep dini içerikli konular açarsın, o zaman da içimize bir sıkıntı girer. Amaaan, diiiyiiim!
-
Muhalif olmakta kaçınılmaz bir haz vardır. Bu hazzı biz böyle gördük babamızdan kafalılar tadamaz.
Siyasi muhaliflik ve din muhalifliği en haz alınan muhalefet türleridir. Yönetme konumunda olanlara muhalif olmak kaçınılmaz bir hazdır.
Bu haz, insanlara hapislere girmeyi göze aldırdı tarih boyunca. İnsanlar muhalefet hazzı uğruna ülkelerini terketti.
Aman ne suya dokunayım ne sabuna elim temizmiş gibi yapayımcı kafalar bundan hiç bir şey anlayamaz.
-
İnsanı insan yapan özgürlük tutkusu, genel geçer kabullere, dogmalara, tabulara isyanıdır.
Bu duygulardan yoksun olanlar, suya sabuna dokunanlara rahatsız olmuş gözlerle bakanlar sürü içindeki hiç bir değeri olmayan, olsa da olur olmasa da, varlığı sadece sürü liderini sürü lideri yapan mallar olan önemsizlerdir.
İnsanın insan olması, hayvan ataları gibi sürüler değil, birey bilincine sahip devrimci fikirler geliştirmesi sayesindedir.
-
@TENTEN, içinde söyledi: Forumun birinci kuşağının pili mi bitti?
@kereste yazacak konu bulamıyorum.
Konu bulursam bu seferde @DemoKratos dediği gibi giriş gelişme sonuç düzenine uyacak şekilde yazamıyorum.Dostum, işin sırrı olinde... pardon okumakta. Okumadan geçen günüm değil saatim yok yani, öyle söyleyeyim.
Giriş gelişme sonuç alışkanlığı edinmen, o tarz okumana bağlı. Başta merak duygun olacak. Bu kişi lafa bu şekilde girdi ama lafı acaba nereye getirmeyi amaçlıyor diye merakın olacak ve tahminlerin olacak. Lafı götürmeyi amaçladığı yer hakkında varsayımlar üreteceksin. Sonra bakacaksın tahminlerin ne kadar tuttu.
Sonra bu kişi bu lafı nereye bağlayacak diye merak edeceksin. İşler böyle yürüyor. Sonra okumadan duramadığın gibi yazmadan da duramaz olduğunu görürsün.
-
@DemoKratos, içinde söyledi: Forumun birinci kuşağının pili mi bitti?
merakın olacak ve tahminlerin olacak.
Bu da determinist düşünme alışkanlığının bir parçası.
Ben determinist düşünmeye şöyle başladım: İlk gördüğüm nesneye baktım. Bir kalem. Masanın üzerinde duruyor. Bu kalem neden bu masanın üzerinde duruyor? Soru bu. Bunun bir basit yanıtı, bir de karmaşık ve derin yanıtı var.
Biz gündelik hayatta basit yanıtlarla yetiniyoruz. Felsefe karmaşık ve derin nedensellikle ilgileniyor.
-
Bunun yaygın bir sorun olduğu, insanların bu ülkede düşünme ve okuma özürlü haline getirildiği son derece açık bilinen bir konu. Bitirmedik, yozlaştırmadık ne bıraktılar? Hiç bir şey. Her şeyin ama her şeyin içine pisliklerini sokup çürüttüler.
O bakımdan fikir yazdıysan üç kişi anca okur bu ülkede. Yarın onları da bulamayacaksın.
Bu bir realite, çok acı ama sonuna kadar gerçek. Şurada ve başka yerde fikir yazılarını üç kişi okuyorsa büyük başarı. Fazlasını ummak hayal. Bundan istisna hiç bir yer kalmadı. Bitti o iş, fikir artık bitti.
-
İngilizce öğrenip gidip Evangelistler ile filan tartışacaksın artık. Türklerde fikir mikir bir şey kalmadı. Yobazlık aldı başını gitti. Bunlar bu saatten sonra zor da insan olurlar. Zor. Öbür yüzyıla anca belki, onu da biz göremeyiz!
Bir tane bir inanç özgürlüğü olmayan, kendi gibi inanmayanı elinden ne geliyorsa o şekilde dışlamak için çırpınan yobazın yobazı bir halk oldu bunlar!