Gençler umut veriyor mu?
-
20 yıllık esarete, pahalılığa, ülke kaynaklarının yabancılara satışına, yabancılaştırma operasyonuna son verecek bir gençlik umudunuz var mı?
Ben şahsen günümüzde böyle bir gençlik göremiyorum.
Sosyal medyada yorumlara bakın, üretken, kendini geliştiren, karar mekanizması gelişmiş, kendi karakterini kazanmış bir tane dahi yorum göremezsiniz. Bir tanesi ne yazmışsa diğerleri onu kopyalıyor. Kendine ait düşünceleri yok, sürünün uçurumdan yuvarlanmasına benziyor.
Allahçı, osmanlıcı, arapçı olmayan bir tane yorum yok., sanki bütün sosyal medyadaki yorumlar bir kişinin elinden çıkmış gibi.
CHP bir miting yaptı, yüzde beş bile genç yok.
Aynı gün akpnin yaptığı miting ise tam tersi, tamamı genç.
Sokaktaki, iş yerlerindeki gençlere bakıyorum, hepsi esarete teslim olmuş davranış sergiliyor.
Herhangibir iş kolunda iş bulan gençler doğrudan akpnin düdüğünü çalmaya başlıyor. Genç gazetecilerden siz hiç muhalif gördünüz mü, ben görmedim.
Karşımda lise var, bir tanesinin dahi elinde kitap okurken görmedim. Dini bayramlarda okul coşuyor, milli bayramlarda ise yerinde yeller esiyor.
20 yıldır, basının, yayının, medyanın, sosyal platformların ve hatta eğitimin iktidar propagandasıyla büyüyen gençlerden ancak olacağı da budur.
İleride ne olur pek bilinmez ama bugün için bana göre gençler umut vermiyor. Bu yaşıma kadar ülke gerçeklerine böylesine duyarsız bir gençlik hayatımda görmediğimi de ekleyeyim.
Bu konuda sizin görüşünüz nedir, bu umutsuz vaka yanıltıcı olabilir mi? -
@bilgisezgi katılıyorum, doğru belirlemeler. Ülkede dejenere olmadık hiç bir şey bırakmadılar.
-
@bilgisezgi o gencleri universitelerden bahar senligi adi altinda ucretsiz ilden ile tasidiklari gercegini unutmamak gerek.
AKP suan genclere yogunlasmis durumda fakat genclerimizin gozu ve ufku acik bence onlari yikacak gucte genclerimiz ben olaya bu sekilde bakiyorum.
-
Umutsuz neslin umutsuz çocukları olur.
Bugüne kadar gelen bütün hükümetler suçlu bu durumdan. -
Aslında sorun gençlerde yaşlılarda filan değil. Topluma topyekün bir uyanış gerekiyor. Tüm toplumun üzerine okuyup üfleyip efsunlayıp ölü toprağı üflediler. (Tabii bunlar hep metafor)
İnsanları adeta efendisine hizmetten başka beyni çalışmayan yaşayan ölülere, zombilere çevirdiler. Uyanış şart! Bu ölü toprağından bu ahiret efsunundan silkinip uyanmak gerekiyor.
Bir öleceğiz diye bu kadar da yamulmak aptallık. Öleceksek ne yapalım yani? Öleceğiz diye köle zombi mi olmak gerekiyor? Öleceğiz elbette ve hiç de sıkıntı yok. Herkes her şey zaten ölür. Niye sıkıntı olsun da?
Ben hiç anlamıyorum öleceğiz diye bunca yamulup ezişip büzüşmeyi. Ne oluyor yahu? Öleceğiz diye nedir bu panik? He ölecez, noolmuş da?
-
@phi, içinde söyledi: Gençler umut veriyor mu?
genclerimizin gozu ve ufku acik bence onlari yikacak gucte
Asıl sorun şu, gençler salt sandığa oy atmakla bu işin biteceğini sanıyorlar.
Oysa sandıkla hiç bir halk özgürlüğüne kavuşamamıştır. Aksine bütün esaret sistemleri hep sandıkla gelmiştir.
Özgürlüğü hak etmek için önce mücadele gerekir.
Bu ülkede toplum olarak özgürlük mücadelesi verilmedi. Hep kişisel ve küçük gruplarla sınırlı kaldı. Onlar da çeşitli yollarla etkisiz hale getirildi ve öldürüldü.
Verdiğimiz kurtuluş savaşı dış düşmanın fiili işgaline karşıydı, oysa asıl işgal yerli işgaldir.
Yerli işgal anlaşılmadan ve ona karşı mücadele edilmeden sandıklar her zaman köleliği getirecektir.
Sandıklar Avrupada olduğu gibi özgürlük kazanıldığında işe yarar, yoksa yerli işgalcileri beslemekten başka bir işe yaramaz.
İşte bugünkü gençlikte böyle bir bilinç görmediğim için umudum yok.
Sanmıyorum ama umarım yanılırım. -
@TENTEN, içinde söyledi: Gençler umut veriyor mu?
Umutsuz neslin umutsuz çocukları olur.
Bugüne kadar gelen bütün hükümetler suçlu bu durumdan.Hükümetler suçlu, peki bu hükümetlerin çanağını yalayan halk çok mu masum?
Bana göre halkın kendisi hükümetlerden daha suçlu. -
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki çoğunlukla toplumlarda geçmişe dair bir özlem ve geleceğe dair bir kaygı her daim vardır ve bu toplumların tutucu olması ile ilgili bir durumdur. Her kuşak kendini bir dünya atmosferinde, sosyal-ekonomik-politik ortamında hazır bulur. Bu atmosfer hiçbir zaman bölgesel değildir ve tüm dünyayı etkileyen süreçlerdir söz konusu olan…
20 yy da emperyalist-kapitalist işgalci sömürgeciliğin çeperlerinde filizlenen Ekim Devrimi ve onu takip eden toplumsal alt-üst oluşlar ve Kültür Devrimi işgalci sömürgeciliği frenlemiş ve sömürüsüz bir yaşam modeli olabileceği hem gerçeği hem de inancı tüm dünyayı kasıp kavurmuştur; 68 kuşağı olarak tanımlanan kuşağın motivasyonu bu kalkışmalardan gücünü almıştır. Tüm dünyada emperyalist-kapitalis retoriğin, kapitalizmin ilanihaye sürecek bir ekonomik-politik model olduğuna dair söylemin boş, aldatmacadan ibaret olduğu gözler önüne serilmiştir. Avrupa kökenli temsili demokrasinin de emperyal-kapital sistemin bir “üst yapısı” olduğu gerçeği, gerçek demokrasiyi hedeflemeyeceği gerçeğini ortaya sermektedir. Ancak belirtildiği üzere 20. Yy da yaşanan devrimler yayılmacılığı ve sömürüyü dizginlemiş, sosyal demokrasi kavramı ve kazanımlar bu sayede elde edilmişlerdir.
Reel sosyalizmin 1980 li yıllarda çözülmesi ve liberalizmin beklediği fırsatı yakalayarak tüm dünyaya hızlı bir şekilde yayılması ile bir kararsızlık dönemi yaşanmış, umutlar saman alevi gibi sönmüştür; bu sönümlenme sadece genç kuşaklarda değil önceki kuşaklarda da yaşanmıştır.
Buna rağmen Gezi Direnişi, Boğaziçi Direnişi, ekolojik direnişlerde vs. gençler fazlasıyla aktif rol üstlenmişlerdir dolayısı ile genç kuşaklara duyulan umut varlığını sürdürmektedir; lakin bir 80 öncesinin politik duruşuna henüz ulaşmadıkları da bir realite olarak durmaktadır. Bazı olguları yaşayarak öğreneceklerdir.
-
Güç kazanan herkes sömürüyor. No East no West. Hepsi aynı vahşi kökenin lacivert veya kızıl tonları. Fark yok.
Doğa sömürü üzerine kurulu. Bunu değiştirebilecek tek tür insan türü ama o en büyük sömürgeci olmayı seçiyor.
Sömürülmemenin tek yolu kendi gücün. Gücün yoksa herkes sömürür. Sömürgecinin dünya görüşü hiç bir şeyi değiştirmez.
-
Gençler umut vermiyor şimdiden tüketim makinesi oldular. Suç onlarda değil tabiki. Tüketim ve oy potansiyeli olarak gençlere Z kuşağı diyerek veriyorlar gazı iyice egolarını şişiriyorlar. Z kışağı olmayı bir şey zannediyorlar da sonu hayal kırıklığı olursa ki büyük olasılıkla olacak çok zorlanırlar.