Baskıcı iktidarlar ispiyoncu üretir
-
Baskıcı iktidarların kendilerinden olmayanları etkisiz hale getirmek için en çok başvurduğu yollardan biri, halkı ispiyonculuğa teşvik etmektir.
Bunun için çeşitli adlara sahip özel örgüt ve örgütler oluşturulur. Bu örgütler ilk bakışta masumane bir görüntü çizerler.
Muhalifleri ispiyon ederek iktidardan kendilerine bir şey çıkarmaya çalışan veya birşeyler elde edeceğini düşünenler bu örgütlere ispiyon etmeyi bir fırsat sayar.
Bu fırsattan yararlanmak isteyenler zamanla milyonları bulur.
Halkın bir çok kesimi dolaylı ama resmi olarak ispiyoncu yapılır.
Aynı zamanda toplum, ispiyoncu ve muhalif şeklinde ayrıştırılır.
Böylece baskıcı iktidarlar ispiyoncuları bahane ederek muhalifler üzerindeki baskısını sözde yargı yoluyla arttırır.
Baskıcı iktidarlar bu şekilde iki yönden güç kazanır, hem muhalifleri etkisizleştirir hem ispiyonu fırsat sayan milyonlarca taraftar kazanır.İspiyoncular yararlı bir iş yaptıklarını düşünerek iktidardan birşeyler isteme hakkı görür.
Baskıcı iktidarlar elbette ispiyoncuları bir şekilde besler.
Makarna, kömür dağıtmak veya iyi ispiyoncuysa ona iş vermek gibi faaliyetlerde bulunur.
Bu aynı zamanda baskıcı iktidarın varlığını sürdürmesi için önemli bir ayağını teşkil eder.Latin ülkelerindeki baskıcı iktidarlar uzun yıllar varlığını bu yöntemle yürütmüştür.
Orta Doğu'daki dikta yönetimler bir benzerini din adıyla yapar, muhalif kesimler din karşıtı görülür, bu da halkı ispiyoncu yapmak için geçerli bir mazaret sayılır.
Bu konuda en şanssız ülkeler Afrika ülkeleridir. Afrika ülkelerindeki ispiyonculuk muhalif kesimin öldürülmesi demektir. Çünkü Afrika'daki ispiyonculuk kabilecilik üzerinden yürütülüyor. Daha da vahimi Afrika'daki öldürme eylemini fırsat sayan silah tacirlerinin kabile düşmanlığını körüklemesidir.
Hitler, Mussolini gibi faşist iktidarlar da aynı yöntemi kullanmıştı, muhaliflerin sindirilmesinde ispiyoncu halktan yararlanmışlardı.
Bir başka ayrıntı, Che Guevara ve Denizleri ölüme götüren yine halkın ispiyonlamasıydı.Milyonlarca insanın acı çekmesi, işsiz bırakılması, sürülmesi ve hatta öldürülmesini gerçekleştiren ispiyonculuk maalesef baskıcı dikta yönetimlerde başvurulan ilk yöntemlerden biridir. Böyle yönetimlerde özellikle cahil, bilinçsiz, yoksul halkın ispiyoncu tuzağına düşmesi kaçınılmazdır.
Bu yüzden baskıcı iktidarlar halkın bilinçlenmesinden rahatsız olurlar. Halkın aydınlanmasını istemezler, onları din ile futbol ile, makarna ile ve vatanseverlik adına uyutmaya çalışırlar. Hatta halkı aydınlatacak ne kadar oluşum varsa hepsini çeşitli bahanelerle yok ederler. Öyle ki, aydınlanmacı liderlerin, yazarların ve çeşitli figürlerin heykeline bile tahammül edemezler.Dolayısıyla ispiyonculuğu bir fırsat olarak halkın önüne koyan baskıcı iktidarlar ile ispiyoncu halk ilişkisi daha fazla yoksulluk, daha fazla acı ve ayrışmayı getirir.
-
İspiyonculuk, onbeş yaşında çocuğu Libya'da neden istihbaratçı elemanlar kaybedildi diye sorduğu için mahkemelere sürükledi. İğrenç bir ortam yaşanıyor ve yeni sansür baskıcı yasaları ile ispiyonculuğa destek çıkılıyor. Yan baksan ispiyonlanacak mahkemelere sürükleneceksin artık!
İşin çok çirkin tarafı, bu mahkemelere müdahil olarak katılan yandaş avukatların savcıdan bile şiddetli cezalandırmalar talep etmeleri! Bu artık Abdülhamid istibdatına döndü, bunun başka adı yok! Kaşını kaldırdı mahkemede alsın soluğu!
Çocuk soruyor, bu istihbarat elemanları neden kaybedildi? Vay sen misin soran! Bunların cenazeleri denize atılmadı, getirildi ve Türkiye'de gömüldü. E birileri bunu sormasın mı? Uzaya fırlatsaydınız o zaman cenazeleri? Birileri bunu soracak yahu, doğal! Soranı at hapse! Bu mu yani?