Normatif Ayrımcılık
-
normatif düzenlemeler uluslararası sözleşmelerin kabulü ile genişletilmedikçe ülkesel sonuçlar doğururlar; normun ülke coğrafyasında her karışında aynen uygulanması onun vazgeçilmezidir; değilse o norm, ülkesel değil ülke içi bir norm olma özelliğini taşır. bu, ne demektir? normun yere göre farklı uygulanacağı anlamına gelir ki bu durum o normu ülkesel olmaktan çıkarır. ülkenin bir bütünlüğünden dem vuranların normatif ayrımcılığı, gündemin baş köşesinde ve haklı olarak var olan kadın cinayetlerinden farklı değil...her ikisi de özde insan karşıtı olararak tarihin çöplüğünde debdebelenecektir.....
... -
Hiçbir şey eski gibi olmayacak denildiğinde buna dair bir umut kapısı aralanmış olur; oysa ki, hiçbir şey eskisi zaten olamaz, lakin bu iradenin altında yatan şey var-olana dair eleştirinin gerçek bir karşılığının bulması, bir hesaplaşma, bir ödeşme, -helalleşme asla değil- düşüncesini çağrıştırır; bunu somut ortaya koymak yerine oyalamacı bir gizemle, sözüm ona bir taktikle müphemleştirmek iradesi teslim alınmak istenenin iradesini asla etkilemeyecektir; ve fakat taktisyenlerin kaybına neden olacaktır; ya şimdi ya da hiç diye bir söz var, ehveni-şerle, doğru olmasa da vicdanım sızlayarak hukuksuzluk yapıyorum, ya da yapılmasına icazet veriyorum demekle olmaz; eğri oturan doğru konuşamaz! İdi bese!(*)
Yasalar ülke coğrafyalarında eşit uygulanırlar; ABD gibi eyalet sistemli normatif düzenlemelerde eyalet yasalarının farklılaşması normal kabul edilebilir, lakin eyalet sistemi olmayan bir ülkede yasanın A kentinde farklı B kentinde farklı uygulanması hukuk devleti ile bağdaşmaz; hukuk devleti normatif ayrımcılık yapma lüksüne sahip değildir,
Yasalar ayrıca A şahsına ayrı B şahsına ayrı da uygulanamaz; böylesi bir durum ırk, dil, din, cinsiyet vs pozitif bir ayrımcılık temeline dayanır ki hukukla bağdaşmaz; o zaman ne yapmalı?
.../
(*) idi bese: artık yeter!