İçeriğe atla
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Popüler
  • Dünya
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
  • Gruplar
  • Kullanıcılar
Daralt
Marka Logo

efelsefe

  • Kurallar
    • Light
    • Cloudy
    • Dim
    • Dark
düşüntaşınD

düşüntaşın

@düşüntaşın
Hakkında
İleti
59
Konu
11
Shares
0
Gruplar
0
Takipçiler
1
Takip Edilenler
0

İleti

Güncel En İyi Tartışmalı

  • Ok yaydan çıktı
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Bugün Putin Rusya'sı Ukrayna'yı istila etmek üzere. Başkent Kiev'in kapısına dayanmış durumda. Başkent düşerse muhtemelen ülke dağılacaktır.

    Bu bana sürekli okuduğum tarih kitaplarındaki bir ülkeyi ve bir kişiyi hatırlatıyor. Almanya ve Hitler.

    Polonya'ya girişi. Fransa'ya girişi.

    Benim düşüncem şu. Ukrayna işi bitmiştir. Savaş sürdükçe bir yandan da Türkiye ekonomisi sarsılmakta.

    Putin'in Hitler karakterli olduğunu düşünüyorum. Ne savaş bitecek. Ne de bizdeki ekonomik kriz geriye dönecek. Bence.

    Putin Ukrayna ile durmayacaktır. Çünkü Nato da durmuyor öbür taraftan.

    Sıradaki ülkeler Nato'ya girmemiş olan Finlandiya ve İsveç olabilir. Açıkçası Rus gemileri ve boğazlar konusunda bir kriz çıkmasından da çekiniyorum. Putin gözü kara birisi. Mesela bir gemisini boğazdan geçirmezsek ters bir hareket yapabilir.

    Umarım tarafsız kalmayı başarırız.

    Son söz olarak. Hitler de böyle başlamıştı. Batı savaş ilan etmeden önce "kansız savaş" denilen bir dönem yaşanmış ve Hitler diğer ülkelere yayılmıştı. Polonya'ya girişi sonrası ise Batı sıranın kendisine geleceğini görüp savaş ilan etmişti.

    Batı, Ukrayna sonrası Finlandiya, İsveç gibi ülkeler için de sıranın kendisine gelmediğini düşünebilir ama kırmızı çizgi yine Polonya olacaktır diye düşünüyorum.

    Niye artık bu işin geri dönüşü olmaz? Çünkü Rusya'ya çok sert yaptırımlar geldi. Rusya bunun altından kalkamaz. Bu yüzden de durmayacaktır. Ok yaydan çıktı gibi.

    Tarih & Edebiyat tarih

  • Sütuncular
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Bu sütuncular geçen ay oldukça ilgimi çekti. Hatta arkeolog İsmail Gezgin'e ulaşıp sordum İstanbul'da var mı izleri diye.. Ki gidip gezeyim diye. Ama bir bilgisinin olmadığını söylemişti.

    Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında manastır, keşişlik kültürü doğarken henüz çiğ olan ve sistemi oturtmamışlarken farklı denemeler ortaya çıkmış. Bunlardan birisi de sütuncular.

    İki insan boyunda bir sütun yaptırıp üzerinde yaşıyorlar. Topluca değil. Bir kişi. Mesela bir keşiş Antakya'da, biri İstanbul'da, bunlar gibi birkaç tanesi daha var. 30, 40 yıl o sütun üzerinden inmeden yaşıyorlar. Çevre halk yemeğini getirip götürüyor. O kişi de orada kendini duaya adıyor.

    Hatta birisi felç oluyor öyle durmaktan. Düşününce oldukça ilginç geldi. Bir tanesi İstanbul'da imiş ve sadece özel bir iş için bir kere oradan inip Ayasofya'ya gitmiş imparatora tövbe ettirmek için. Sonra tekrar çıkmış.

    Bunları okuduğum zaman neler var hayatta dedim. Çok farklı yaşantılar gerçekten. Dediğim gibi Avrupa yakasına geçerken de gezmek istedim ama buna dair bir şey bulamadım. İstanbul arkeolojideki sütunlarla bir alakası yok.

    Din & İnanç

  • Mutluluk nerededir ?
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Kendi başına var olan bir mutluluk mefhumu var mıdır?

    Aslında Aristo'ya göre yoktur. Zihnimizde oluşturduğumuz bir ide - fikir'dir.

    Platon / Eflatun'a göre vardır. Göğün üzerinde, Tanrı'nın yanında bulunan ide - fikir - kavram'lar âleminde var olur, yaşar. Hakikat orasıdır. Mekan olarak göğün üzerindeki mekânsızlıkta bulunur.

    Eflatun'un âleminde hakikat orasıdır. Yeryüzü ise oranın yansıması. Belki de bu tür anlatımlarından dolayı Mevlana Mesnevi'sinde onun için Eflâtun-u İlâhi der.

    Mutluluk nerededir sorusunda biraz Eflatun kokusu var. Mistik bir koku gibi. Hakikat nerede gibi.

    Bence mutluluk oldukça özneye bağlıdır. En temelde herkesin ortak noktasında bulunur yani midesinde, midesinin altında ve zihnindeki o güvenlik duygusunda.

    Ve kişinin kendi yaşam tecrübesi ve tepkilerine göre şekillenen karakterinde bazı duyarlılıklar ve duyarsızlıklar oluşur. Buna göre de mutluluk anlayışı şekillenir.

    Bundan dolayı bazı insanları anlayamayız, şöyle böyle yapmadan nasıl mutlu oluyor ya da mutsuz gibi yargılarda bulunuruz. Aslında aynı şeyleri biz yaşasak bizim de mutluluk anlayışımız öyle olurdu ama Tanrı gibi her şeye nüfus edemeyiz ve her şeyi çevik bir hızda idrak edemeyiz. Bu yüzden önyargı yazgımız olmuş.

    Cevap olarak benim mutluluğum Ali'de, Veli'de, Ayşe'de değil bendedir. Benim kendi tecrübemdedir.

    Bence mutluluk sürekli olan hazdır. Yaşamın devinimin güvenliğini sağlayabilmektir. Bu bize sonsuzluk hissi verir. Ölümsüzlük gibi. Çünkü en büyük derdimiz ölümdür. Bunu çözümleyebildiğimiz zaman ya da öyle hissedince mutlu oluruz.

    Bir de mahrumiyetlerde mutluluk vardır. Bunu da sağlayan bir şeylerin, olayların sebebini, hikmetini anlamaktır.

    Felsefe (Aristocu, Eflatuncu anlamında değil genel anlamında) bu yüzden vardır, hikmeti sevmek yani bilmeyi sevmek. Bilerek de mutlu oluruz. Teskin oluruz.

    Tüm insanlar doğal olarak bilmeye iştah duyarlar. Aristoteles, Metafizik'in ilk cümlesi.

    Soru & Cevap

  • İngiltere holdingtir, Amerika onun yatırımıdır
    düşüntaşınD düşüntaşın

    oldukça faydalı bir video

    Tartışma

  • Ayraç
    düşüntaşınD düşüntaşın

    alt metni
    Yaşamına çekidüzen vermiş, serinkanlı
    bir adam,
    kibirli kaderi ayaklarının altına alır,
    şansıyla da, şanssızlığıyla da yüz yüze
    gelir mertçe,
    hiç yılmadan başını dimdik tutar.

    Korkularla, arzularla tutuşmuş adam,
    kendine bile efendi değildir zaten,
    atar kalkanını, terk eder olduğu yeri,
    kendi kendine geçirir ellerine,
    sürükleneceği zinciri.

    Felsefenin Tesellisi, Romalı filozof Boethius (M.S. 480-525)

    Tarih & Edebiyat

  • Ayraç
    düşüntaşınD düşüntaşın

    yalan! bir özge can değil, bir hiçliğin dibi değil: ikinci el twitter
    mesajıdır artık leyla

    ismail kılıçarslan, gelecek ve diğer meseleler adlı şiir kitabı

    Tarih & Edebiyat

  • Evlat, eş
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Koşar kimi güllere
    Ben toprak beklettim

    Savruldu eşyalar
    Esti gürledi rüzgar
    Ben bir tohum istedim

    Koşar kimi güllere
    Göklere denizlere
    Ben,
    Henüz çiçeklenmeyeni
    Düşledim

    16.02.2022

    Tarih & Edebiyat

  • Mehmet'in ziyaretinin hikâyesi
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Mehmet, arkadaşı Ali'ye ziyarette bulundu. Epeydir sesi soluğu çıkmıyordu çünkü. Mehmet balkona geçti. Ali de dumanı tüten iki sıcak çayla geldi. Sigaralarını yaktılar. Mehmet, biraz işlerinden bahsetti. İşleri yolundaydı. Çoluk çocuk vesaire. Biraz siyaset. Malum ekonomi kötü ülkede. Sonra baktı Ali dalgın çay içiyor. Sustu. Uzaklardan ezan okunuyordu. Lacivert deniz manzarası sanki karşılarında yok gibiydi. Mehmet de sigarasından birkaç fırt aldı. Sonra Ali konuştu, Mehmet'i pek dinlememiş gibi, zihninde daldığı yerden, kaldığı yerden dilini çıkarttı:

    Yıllardır okuyorum. Bağımlılık gibi. Tam artık yeter diyorum, son okumalarımı yapacağım ve bu işi bitireceğim diye. Tam bitiriyorum. Sanki oyun baştan başlıyormuş gibi yeniden bir okuma serisine başlıyorum. Sıra sıra kitaplar gidiyor sıra sıra yeni kitaplar geliyor. Evde bir eşya ile işim bitince de takıntı yaparım onu yok etmek isterim. Tutamam. Gidiyorum sahaflara satıyorum hepsini. Nasıl olsa bütün bilgiler hafızamda diye. Sonra yeni kitap serilerinden almaya başlıyorum. Bir dönem din-tasavvuftan giriyorum, bir dönem tarih, bir dönem ateizm temelli ideolojiler, bilim, felsefe, sonra tekrar başa dönüyorum mistisizm vesaire. Okuduğum konularda temelden başlayıp bir inşa yapıyorum, okudukça bunu geliştiriyorum ve sonra yine yıkıyorum. Eğer bu inşa üzerine arkadaşlıklarım, çevrem oluştuysa her seferinde bunları yeniden terk ediyorum, yıkıyorum. Onca yıl sonra bu konularda asıl özlemim kesinlik oldu. Ama hiçbir yerde bulamadım. Ne inanç alanında, ne bilim-felsefe alanında. Daha somut bir parmak bile nerede başlar nerede biter bu bile ortalama bilgi ile tespit edilebilmiş durumda biliminsanlarınca. Tam bir ideoloji ile, tutarlılık ile yaşamı avucumun içine aldığımı düşünüyorum ama başka bir yerde fire veriyor ve şu yaşamın sonsuzluğu içinde buharlaşıp gidiyor. Net, kesin bir dünya görüşü bir asır sonra tuzla buz olabiliyor ve bir şeyi her yönüyle bilmemiz imkansız şu kısıtlı aklımız, varlığımız ile. Ama bu böyle diye de kendimizi istismara, kandırılmaya, saldırıya açık kılamayız. Gördüğüm kadarıyla bütün insanları heyecanlandıran tek bir konu var, her şey hep o konu üzerinden şekilleniyor, temelden inşa olunuyor ve nihayete erdiriliyor; siyasetten felsefeye kadar.. Allah var mı yok mu mevzusu. Konular dönüp dolaşıp buraya geliyor. Niye her seferinde baştan başlıyorum? Sanırım hayatımı düzenli bir iş ve aile hayatı ile rayına oturtabilseydim felsefe ve kitaplardan kurtulabilirdim. İş olunca diğeri, diğeri olunca iş olmadı ve bir düzene giremedim. Boşta kalınca da bir kahveye gidip oturma, arkadaşlarla vakit geçirme alışkanlığım oluşmadı. Belki sıcak çay ve sigara dumanları arasında sosyalleşmeye ve oyun oynamaya alışsaydım, o da farklı bir huzur olurdu. O insanlara da gıpta etmişimdir ayrıca. Ama bu hayatta en çok sabahları şükrederek işe gitmeyi sevmişimdir. O da 2 yıl sürdü. Çocukluğumdan beri bütün özlemim sıradan bir insan olmak. Hala öyle. Düzenli bir iş, evlilik, Rabbine şükür ve huzurluca ölmek. Belki bunlar çoktan olurdu rahatlıkla ama benim gibi duygusal insanlar, çabuk tepki verenler bir dengeyi kurmakta zorlanabiliyor. Bu yüzden ya bir dergahta, ya bir meyhanede zihnini dinlendirebiliyor. Geçen gün bir yakınımın cenazesine katıldım. Hayat garip. Morga girdim. Yüzüne baktım. Ama hiçbir şey hissedemedim. Ne korku ne başka bir duygu. O tanıdığım kişi orada yoktu. Sadece bir ceset. Neredeydi? Bir yerlerde olmalı. Acaba bir morgda mı çalışsam? Neyse, oraya da almazlar beni. Tecrübe isterler. Bir çay daha?

    Felsefe

  • Hayata ışık tutan bir söz ekle..
    düşüntaşınD düşüntaşın

    @zafira, içinde söyledi: Hayata ışık tutan bir söz ekle..

    Büyümeyi bitirdik artık sadece yaşlanıyoruz..

    Ya da doğduğumuzdan beri ölüyoruz 🙂

    Eğlence & Oyun

  • Sevgisizlik..
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Yunus Gezer adında 25 yaşında üniversiteli genç bir arkadaş Twitter'dan intihar mektubu paylaşıp yaşamına son vermiş.. Son cümlesinde de Joker filmindeki defterden bir cümle paylaşmış.. Umarım ölümüm yaşamımdan daha değerli olur.. Mektubun içeriğinde sevgisizlikten bahsetmiş genel olarak, tek beklentisinin sevgi olduğunu söylemiş.. Biz pek rastlamıyoruz ama her gün sayısız intihar yaşanıyor dünyada ve ülkemizde.. Ümitsizlik, çaresizlik, intihar insanlığın bir realitesi, bir parçası.. Nur içinde yatsın..

    Tartışma

  • eFelsefe.com'a Hoşgeldiniz!
    düşüntaşınD düşüntaşın

    merhabalar.. site çöktü ve yeniden yapıldı sanırım.. hem geçmiş olsun hem hayırlı olsun.. ben de eski nick name okuryazar yerine bu yeni nick name ile yazmaya devam edeceğim.. hoş bulduk

    Duyuru & Destek

  • Hayata ışık tutan bir söz ekle..
    düşüntaşınD düşüntaşın

    @phi, içinde söyledi: Hayata ışık tutan bir söz ekle..

    Az konusani cok, cok konusani az dinlemeli

    Bu çağda dinlenmeye başlayan kişilerin artık susma gibi bir lüksleri yok. Hemen bir youtube sayfası açıp konuşmaya devam etmeleri gerekiyor :))

    Eğlence & Oyun

  • İçinden geldiği gibi
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Ben uzun süredir uzun uykulara ihtiyacımın olduğunu sanmışımdır. Sonradan fark ettim ki meşgul insanın uykusu gelmiyor. Belki kişiye göre değişiyordur ama 6 saatin bile yettiğine kaniyim.

    Serbest Kürsü

  • Görünen her zaman dogru mudur?
    düşüntaşınD düşüntaşın

    Görüneni doğru algılamak için o kadar kısa ömrümüz var ki...

    Psikoloji

  • Ayın konusu
    düşüntaşınD düşüntaşın

    @nejdet-evren, içinde söyledi: Ayın konusu

    Bu başlıkta her ay bir konuyu tartışmaya açalım...Bu ayın konusu #empati#/olsun...Empati hakkında düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

    Empati şefkattir.

    Ekran görüntüsü 2022-05-14 224751.jpg

    Serbest Kürsü empati

  • Ayın konusu
    düşüntaşınD düşüntaşın

    @nejdet-evren, içinde söyledi: Ayın konusu

    @düşüntaşın , buradan hareketle şunu söyleleyebilir miyiz? narsist birisi empati yapamaz...

    Narsist olanlara karşı hariç, evet

    Serbest Kürsü empati
  • Giriş

  • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

  • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
  • İlk ileti
    Son ileti
0
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Popüler
  • Dünya
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
  • Gruplar
  • Kullanıcılar