İçeriğe atla
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Popüler
  • Dünya
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
  • Gruplar
  • Kullanıcılar
Daralt
Marka Logo

efelsefe

  • Kurallar
    • Light
    • Cloudy
    • Dim
    • Dark
  1. Ana Sayfa
  2. Genel Alanlar
  3. Tarih & Edebiyat
  4. İbn Fadlan Seyahatnamesi

İbn Fadlan Seyahatnamesi

Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Tarih & Edebiyat
ibni fadlan
6 İleti 3 Yayımlayıcılar 209 Bakış
  • En eskiden en yeniye
  • En yeniden en eskiye
  • En çok oylanan
Cevap
  • Yeni başlık oluşturarak cevapla
Cevaplamak için giriş yapın
Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
  • TENTENT Çevrimdışı
    TENTENT Çevrimdışı
    TENTEN
    tarihinde yazdı Son düzenleyen: TENTEN
    #1

    İbn Fadlan Seyahatnamesi

    https://tr.wikipedia.org/wiki/İbn_Fadlan

    İbn Fadlan acaba ne kadar kuzeye gitti?
    Gecenin bir saat olduğu yerden bahsediyor.
    Akşam namazından sonra kızıllığın kaybolmadığından da bahsetmiş. 🙂

    İbn Fadlan der ki:
    Onların ülkesinde gündüzler çok uzundur. Senenin bir kısmında gündüzler uzar,geceler kısalır. Sonra geceler uzar, gündüzler kısalır. Vardığımızın ikinci gecesi olunca
    kubbeli çadırımın dışında oturdum. Semaya baktım. Çok az sayıda yıldız gördüm.
    Zannederim şurada burada 15 yıldız vardı. Akşam namazından önceki kırmızı şafak hiç
    kaybolmuyor. Gece pek karanlık değil. Bir ok atımlık mesafeden insan insanı tanıyordu.
    İbn Fadlan der ki:
    Aya baktım samanın ortasına gelmiyor. Bir müddet kenarında doğduktan sonra sabah
    oluyor, sonra ay kayboluyor. Hükümdar bana ülkesinin üç aylık ötesinde (kuzeyinde)
    Visu adlı bir kavmin yaşadığını, onların ülkesinde gecenin bir saatten kısa olduğunu
    söyledi.
    [43]

    1 Cevap Son cevap
    1
    • K Çevrimdışı
      K Çevrimdışı
      kereste
      tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste
      #2

      Haritayı iliştiriyorum:

      8c9a0a26-e3e6-4466-b6cb-9f4db2632378-image.png

      1. Savaşçı´yı izledin mi, ben izledim. Film´de bir Arabın kuzeye yolculuğu işleniyor. Yarı korku yarı macera şeklinde.

      Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

      TENTENT 1 Cevap Son cevap
      0
      • Prens ErnakP Çevrimdışı
        Prens ErnakP Çevrimdışı
        Prens Ernak
        tarihinde yazdı Son düzenleyen:
        #3

        seyahatnamesi tarihçiler nezdinde meşhurdur mutlaka okunur ben okumadım ama arkadaşımdan biliyorum.

        En deli sevdaları yaşarım uykusu geçerken (Mehmetçik)
        Daha dokunmadan kurudu İrem, çöllere bir türlü yağamıyorum.

        TENTENT 1 Cevap Son cevap
        0
        • K kereste

          Haritayı iliştiriyorum:

          8c9a0a26-e3e6-4466-b6cb-9f4db2632378-image.png

          1. Savaşçı´yı izledin mi, ben izledim. Film´de bir Arabın kuzeye yolculuğu işleniyor. Yarı korku yarı macera şeklinde.
          TENTENT Çevrimdışı
          TENTENT Çevrimdışı
          TENTEN
          tarihinde yazdı Son düzenleyen:
          #4

          @kereste, içinde söyledi: İbn Fadlan Seyahatnamesi

          Haritayı iliştiriyorum:

          8c9a0a26-e3e6-4466-b6cb-9f4db2632378-image.png

          1. Savaşçı´yı izledin mi, ben izledim. Film´de bir Arabın kuzeye yolculuğu işleniyor. Yarı korku yarı macera şeklinde.

          İzlemiştim. O filmde kutuplara gitmişti sanki. 🙂

          1 Cevap Son cevap
          0
          • Prens ErnakP Prens Ernak

            seyahatnamesi tarihçiler nezdinde meşhurdur mutlaka okunur ben okumadım ama arkadaşımdan biliyorum.

            TENTENT Çevrimdışı
            TENTENT Çevrimdışı
            TENTEN
            tarihinde yazdı Son düzenleyen:
            #5

            @Prens-Ernak, içinde söyledi: İbn Fadlan Seyahatnamesi

            seyahatnamesi tarihçiler nezdinde meşhurdur mutlaka okunur ben okumadım ama arkadaşımdan biliyorum.

            Neden Türklerin tarihini başkalarından öğreniyoruz?
            Çinliler ile Araplar hakkımızda yazmasalar hiç bilgimiz olmayacak.

            Peçeneklerin yanında bir gün kaldıktan sonra hareket edip Yayık (Ural) nehrine
            vardık. Bu şimdiye kadar gördüğümüz en büyük en deli akan nehirdi. Nehirden geçerken
            bir keleğin devrildiğini, üzerindeki insanların nehirde boğulduğunu gördüm. Çok kişi,
            deve, hayvan bu nehirde boğuldu. Bin bir güçlükle geçtik. Günlerce yürüdük. Caha,
            Bacağ, Samur, Kenal, Şuh, Kencelü[32] nehirlerini sırayla geçtikten sonra Başgırdlar
            denen Türk kavminin ülkesinde durduk. Onlardan çok korktuk. Zira onlar, Türklerin en
            kötü, en belalı, en katil olanlarıdır. Bir adam bir adama rastlarsa başını keser yanında
            götürür, vücudunu bırakır. Onlar sakallarını tıraş eder, bitleri yerler. Onlardan herhangi
            biri gömleğinin dikiş yerlerinde bit arar, bulunca dişleriyle ezer. Yanımızda onlardan
            biri vardı. Müslüman olmuş, bize hizmet ediyordu. Bir ara ona baktım, elbisesinde bir
            bit buldu, tırnağıyla ezdi. Sonra yaladı. Baktığımı görünce “hoş” dedi.
            Onlardan her biri erkeklik uzvu büyüklüğünde, aynı şekilde bir ağaç yontup üzerine
            asar. Sefere çıkmak isterse veya bir düşmanla karşılaşırsa ona secde eder, “Ey Rabbim!
            Bana şöyle şöyle yap” der. Tercümana sordum, “Bu meseleyi içlerinden birine sor.
            Niçin onu Rab kabul ediyor?” dedim. Adam cevaben “Ben onun bir benzerinden çıktım.
            Ondan başka beni yaratan tanımıyorum” dedi.[33]
            Aralarından bazıları on iki rabbı olduğunu söyler: kışın rabbı, yazın rabbı, yağmurun
            rabbı, rüzgârın rabbı, ağaçların rabbı, insanların rabbı, suyun rabbı, gecenin rabbı,
            gündüzün rabbı, ölümün rabbı, yerin rabbı.[34] Gökteki rab (Gök Tanrı) bunların en
            büyüğüdür. O da diğerleriyle anlaşır. Her biri diğerinin yaptığına razı olur. “Allah
            kâfirlerin zannettiğinden çok yücedir.” [35] İçlerinden bir grubun yılanlara, bir grubun
            balıklara, bir grubun turna kuşuna taptıklarını gördük. Bana anlattıklarına göre, bir gün
            düşmanlarından bir kavimle savaşıyorlarmış, düşmanlar onları yermiş, bu sırada
            turnalar bağırınca düşman korkup kaçmış, galipken mağlup hale düşmüş. Bunun üzerine
            turnaya tapmaya başlamışlar, “Bunlar bizim rabbimiz. İşte yaptıkları. Düşmanlarımızı
            yendiler” demişler. Bundan dolayı turnalara tapıyorlarmış.

            Prens ErnakP 1 Cevap Son cevap
            1
            • TENTENT TENTEN

              @Prens-Ernak, içinde söyledi: İbn Fadlan Seyahatnamesi

              seyahatnamesi tarihçiler nezdinde meşhurdur mutlaka okunur ben okumadım ama arkadaşımdan biliyorum.

              Neden Türklerin tarihini başkalarından öğreniyoruz?
              Çinliler ile Araplar hakkımızda yazmasalar hiç bilgimiz olmayacak.

              Peçeneklerin yanında bir gün kaldıktan sonra hareket edip Yayık (Ural) nehrine
              vardık. Bu şimdiye kadar gördüğümüz en büyük en deli akan nehirdi. Nehirden geçerken
              bir keleğin devrildiğini, üzerindeki insanların nehirde boğulduğunu gördüm. Çok kişi,
              deve, hayvan bu nehirde boğuldu. Bin bir güçlükle geçtik. Günlerce yürüdük. Caha,
              Bacağ, Samur, Kenal, Şuh, Kencelü[32] nehirlerini sırayla geçtikten sonra Başgırdlar
              denen Türk kavminin ülkesinde durduk. Onlardan çok korktuk. Zira onlar, Türklerin en
              kötü, en belalı, en katil olanlarıdır. Bir adam bir adama rastlarsa başını keser yanında
              götürür, vücudunu bırakır. Onlar sakallarını tıraş eder, bitleri yerler. Onlardan herhangi
              biri gömleğinin dikiş yerlerinde bit arar, bulunca dişleriyle ezer. Yanımızda onlardan
              biri vardı. Müslüman olmuş, bize hizmet ediyordu. Bir ara ona baktım, elbisesinde bir
              bit buldu, tırnağıyla ezdi. Sonra yaladı. Baktığımı görünce “hoş” dedi.
              Onlardan her biri erkeklik uzvu büyüklüğünde, aynı şekilde bir ağaç yontup üzerine
              asar. Sefere çıkmak isterse veya bir düşmanla karşılaşırsa ona secde eder, “Ey Rabbim!
              Bana şöyle şöyle yap” der. Tercümana sordum, “Bu meseleyi içlerinden birine sor.
              Niçin onu Rab kabul ediyor?” dedim. Adam cevaben “Ben onun bir benzerinden çıktım.
              Ondan başka beni yaratan tanımıyorum” dedi.[33]
              Aralarından bazıları on iki rabbı olduğunu söyler: kışın rabbı, yazın rabbı, yağmurun
              rabbı, rüzgârın rabbı, ağaçların rabbı, insanların rabbı, suyun rabbı, gecenin rabbı,
              gündüzün rabbı, ölümün rabbı, yerin rabbı.[34] Gökteki rab (Gök Tanrı) bunların en
              büyüğüdür. O da diğerleriyle anlaşır. Her biri diğerinin yaptığına razı olur. “Allah
              kâfirlerin zannettiğinden çok yücedir.” [35] İçlerinden bir grubun yılanlara, bir grubun
              balıklara, bir grubun turna kuşuna taptıklarını gördük. Bana anlattıklarına göre, bir gün
              düşmanlarından bir kavimle savaşıyorlarmış, düşmanlar onları yermiş, bu sırada
              turnalar bağırınca düşman korkup kaçmış, galipken mağlup hale düşmüş. Bunun üzerine
              turnaya tapmaya başlamışlar, “Bunlar bizim rabbimiz. İşte yaptıkları. Düşmanlarımızı
              yendiler” demişler. Bundan dolayı turnalara tapıyorlarmış.

              Prens ErnakP Çevrimdışı
              Prens ErnakP Çevrimdışı
              Prens Ernak
              tarihinde yazdı Son düzenleyen: Prens Ernak
              #6

              @TENTEN, içinde söyledi: İbn Fadlan Seyahatnamesi

              Neden Türklerin tarihini başkalarından öğreniyoruz?
              Çinliler ile Araplar hakkımızda yazmasalar hiç bilgimiz olmayacak.

              hocam geçmişte göçebe iken biz pek yazıyı sevmezdik, yazı yerleşik kültürün ürünüdür, ne zamanki yerleşik olduk yazıya önem verdik.

              En deli sevdaları yaşarım uykusu geçerken (Mehmetçik)
              Daha dokunmadan kurudu İrem, çöllere bir türlü yağamıyorum.

              1 Cevap Son cevap
              1

              Cevap
              • Yeni başlık oluşturarak cevapla
              Cevaplamak için giriş yapın
              • En eskiden en yeniye
              • En yeniden en eskiye
              • En çok oylanan


              © 2021- efelsefe.com
              İzinler Kurallar
              • Giriş

              • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

              • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
              • İlk ileti
                Son ileti
              0
              • Anasayfa
              • Güncel
              • Popüler
              • Dünya
              • Kategoriler
                • All Categories
                • Individual Categories
              • Gruplar
              • Kullanıcılar