GÜNÜN SÖZÜ
-
"Ey zulüm ile kuyu kazan! Sen kendi düşeceğin kuyuyu kazmaktasın!"
Mevlana Celaleddin Rumi -
Görüyorum ki herkesin kendine göre bir acısı ve kendince haklı olduğu bir davası var. Ne taraftan baksak, incinmiş insan göreceğiz.
-
Adaletin herkese eşit bir şekilde sağlanmadığı, hukukun bağımsızlığının olmadığı ülkelerde toplumsal barışın olması mümkün değil.
-
Az konusani cok, cok konusani az dinlemeli
-
İnsanlar sadece işitmek istediğini duyar. Sözden çok söyleyene bakılır. Bundan dolayı hep çok konuşan oluruz.
Not: Alınganlık yapmadım ilham aldım sözü yazmak için -
Çok gezen tavuk ayağında pok getirirmiş...miş. Bunu diyenler halt etmiş, çünkü çok gezenin ufku geniş olur, her yelpazeden insanla tanışır ve nihayetinde özgür olmanın ne anlama geldiğini öğrenir. Keşke her insanın başka diyarları gezip dolaşma imkanı olsa.
-
Ne tuhaf. İnsanlar sizin kötü olmanız için uğraşır. Kötü duruma düşmenizde de haberi yokmuş gibi ayıplar.
-
Görüyorum ki herkesin kendine göre bir acısı ve kendince haklı olduğu bir davası var. Ne taraftan baksak, incinmiş insan göreceğiz.
@Efruhte, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
Görüyorum ki herkesin kendine göre bir acısı ve kendince haklı olduğu bir davası var. Ne taraftan baksak, incinmiş insan göreceğiz.
Önce bir kesim kaynakları ele geçirdikleri için mutluydu ülkenin kurucu çimentosu mutsuzdu. Şimdi herkes mutsuz. Mutlu olan kimse yok çünkü haksızlık yapanlar haklılık duygusundan mahrumlar. Haksızlık yapılanların uğradığı haksızlık kabul edilir değil. Yani bir parça haklılık olsa... Yok. Apaçık haksız bir durum var.
-
Günün Sözü:
İnsanlar ikiye ayrılır: Tanıdıkça küçülenler ve tanıdıkça büyüyenler.
Denis Diderot -
@phi, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
Az konusani cok, cok konusani az dinlemeli
Konfüçyüs de şöyle demiştir:
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
-
@DemoKratos , bildiğini bilmeyeni nasıl tanıyacaaz veyahut ifşa edeceeez?
-
@DemoKratos , bildiğini bilmeyeni nasıl tanıyacaaz veyahut ifşa edeceeez?
@kereste, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
@DemoKratos , bildiğini bilmeyeni nasıl tanıyacaaz veyahut ifşa edeceeez?
Bilen insanın tavrı bir başkadır. Anlaşılır. Bilgili insan su dolu testi gibidir. Su ağzından dökülmese de sızar. Hâli tavrı, oturuşu, bakışı bilgisini belli eder. Fakat konuşmuyorsa yılgındır, bezgindir, ümitsizdir. İnsanlara güveni kalmamıştır.
Onu ifşa etmek gerekmez. Onun güvenebileceği, insanların anlayamadığı bildiklerini anlatabileceği bir dosta ihtiyacı vardır. Böyle bir dost onun kilidini çözebilir ve bilgisini açığa çıkarabilir.
-
Bilen bilgisinin farkında olur aslında. Bildiğini bilmeyen derken bilgilerinin insanlara yararlı olacağını bilmeyen ya da bunu umursamayan anlaşılmalı. Bilgileri ile insanlara yarar sağlayacağından, takdir göreceğinden umudu kesmiş kişiyi anlamak gerekiyor. Yoksa bildiğinin farkında olmamak pek olası değildir.
Evet özlü güzel sözler de yoruma ihtiyaç duyar.
-
Sokrates de şöyle demiştir:
"Zeki insanlar sürekli her yol ile öğrenir. Normal insanlar deneyimleyerek öğrenir. Cahiller ise her şeyi bilir."
-
Bilgi güçtür, derler. Harbiden böyle ancak bildiğini beleşe veya karşılık beklemeden paylaşanların sayısı bir hayli azdır. Bunu da normal karşılamak gerek, çünkü nede olsa evvela geçim derdi her zaman ön planda olmuştur.
-
bazilari da zehirleniyor, bilgi bir sure sonra kibire bobure donusebiliyor.
-
@Efruhte, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
Görüyorum ki herkesin kendine göre bir acısı ve kendince haklı olduğu bir davası var. Ne taraftan baksak, incinmiş insan göreceğiz.
Önce bir kesim kaynakları ele geçirdikleri için mutluydu ülkenin kurucu çimentosu mutsuzdu. Şimdi herkes mutsuz. Mutlu olan kimse yok çünkü haksızlık yapanlar haklılık duygusundan mahrumlar. Haksızlık yapılanların uğradığı haksızlık kabul edilir değil. Yani bir parça haklılık olsa... Yok. Apaçık haksız bir durum var.
@DemoKratos, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
@Efruhte, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
Görüyorum ki herkesin kendine göre bir acısı ve kendince haklı olduğu bir davası var. Ne taraftan baksak, incinmiş insan göreceğiz.
Önce bir kesim kaynakları ele geçirdikleri için mutluydu ülkenin kurucu çimentosu mutsuzdu. Şimdi herkes mutsuz. Mutlu olan kimse yok çünkü haksızlık yapanlar haklılık duygusundan mahrumlar. Haksızlık yapılanların uğradığı haksızlık kabul edilir değil. Yani bir parça haklılık olsa... Yok. Apaçık haksız bir durum var.
Haklılık bulmak isteyenlere her trlü adaletsizliklerde haklılık olur. Minareyi çalan kılıfını hazırlar hesabı. Ülkemizde adalet anlayışı sadece kılıf meselesi. Minareyi çalmak normal. Oysa adalet kavramı minareyi çalmanın suç olması ile alakalıdır kılıfına bakmadan.
Kılıfına uydurduğu müddetçe herkes mutlu. Bir tek küçük bir azınlık minarenin çalınışının derdinde mutsuz. -
En iyi kopya çekenin ve iyi ezber yapanın, birbirinin aynısı olmanın adıdır bilgi.
-
@phi, içinde söyledi: GÜNÜN SÖZÜ
bazilari da zehirleniyor, bilgi bir sure sonra kibire bobure donusebiliyor.
Valla bu dünyada beleşe hiçbir şey yoktur. Hele öyleleri var ki hiç terlemeden, emek vermeden bilgiye ulaşmak istiyorlar. Hatta bazıları çok azılı; intihal yapmaktan bile ekinmiyorlar. Doktora tezlerini çalanlar var, para vererek hazır tez satın alanlar var.
Bu durumda hangileri daha erdemli?
Bilgili ve kibirli olanlar mı, yoksa beleşe konanlar mı? -
Konu benim alanımla ilintili oldugu için sahsi fikrimi paylaşarak, katkıda bulunmak isterim. İşletme doktoruyum ben. Doktoramı da çevremde çogu kişi bilmez %100 burslu yaptım. Bunu böbürlenmek için değil eğitim hayatım dahil olmak üzere yaşamımda hiçbir kazanımım emeksiz, kolaylikla, sabitlenen ifadeyle kopya çekerek, iyi ezber yaparak tanimlanan bilgi eşliğinde ya da beleşe olmadıgı icin yazıyorum. Aksine araştırarak, sorgulayarak, kimi zaman şartları zorlayarak, çogu zaman konfor alanımdan çıkarak, nakış gibi işleyerek oldugu için tüm ictenligimle belirtme ihtiyacı duyuyorum... Kibir yaşamak da bu surecin ciktilarindan şüphesiz lakin bundan ziyade kendini gerçekleştirme yolunda meydan okumanin, emeklerinin karşılığını almanın heyecanını ve gururunu yaşamanin paha bicilmez olduğuna inananlardanim. Akademik camiada da bahsi geçen örnekler ve nepotizm (adam kayirmacilik diğer bir deyişle dayıcılık) mevcut. Bu havayı soluyan birisi olarak bu durumdan duydugum rahatsizlik ve üzüntü tarifsiz...
Kibir kişisel bir öz algıyı etkilerken, erdemli olmak kişinin davranışlarının ahlaki boyutunu içerir bu sebeple hayata yön veren, bilgi ve diğer boyutlarda sürekli gelişime inanan, ahlaki degerlerini koruyarak ego vb. gelişim alanlarını dengede tutabilen tarafı seçiyorum