4 Sihirli Rutin
-
Covid-19 sonrasında hayatımıza giren yeni kavramlardan birisi de "psikolojik sağlamlık" oldu. Psikolog Dr. Jessica Jackson bu durumu şöyle açıklıyor: 'İnsanların ilk olarak anlaması gereken şey, dayanıklı olmak bir deneyimi yüksek stres seviyesiyle yaşamak demektir. Ve bu tür bir seviye ile uzun süre boyunca faaliyetlerimizi sürdüremeyiz.' Dr. Jackson ve psikiyatr Dr. Samantha Boardman tarafından önerilen, psikolojik sağlamlığınızı güçlendirebileceğiniz 4 etkili adım var:
- Duygularımızı yok sayarak yaşamak kolaydır, ama ta ki patlayana dek onları bastırınca... Bunun önüne geçmek için Dr. Jackson her sabah kendinize en az 5 dakika ayırarak şu soruları sormanızı tavsiye ediyor:
-
Nasıl hissediyorum?
-
Bugün neye ihtiyacım var?
-
Bugünün nasıl geçmesini istiyorum?
Bu soruları düşünmek ve kendinize sormak olumsuz düşünceleri kafanızdan atmanıza yardımcı olabilir.
- Pozitif "mikro-anlar" yaratın.
Beynimiz olumlu anılar yerine olası tehlikelere odaklanmaya ayarlanmıştır. Bu olumsuz alışkanlığın çözümünü ise Dr. Boardman veriyor:
'Anlamlı bir bağ ya da neşelendirici bir aktivite, stresle aramıza girerek dayanıklılığımızı arttırır.'
Bir arkadaşınızı aramak ya da sevdiğiniz bir müziği dinlemek rutininizin bir parçası olsun. Boardman unutmamak için telefonunuzdaki hatırlatıcılara sevdiğiniz şeyleri eklemenizi öneriyor.
- Teknoloji ile olan ilişkinizi denetleyin.
Yetişkinler ve gençlerde görülen anksiyete ve depresyonun majör sebeplerinden birisi de sosyal medyadır.
İnterneti tamamen bırakmak mümkün olmayabilir fakat Boardman teknolojiyle olan ilişkinizi denetlemenizi öneriyor: Sosyal medyanızdan çıkarmanıza gereken ve size iyi gelmeyen bir sayfa ya da insan varsa...
Yaşam alanı düzenleme uzmanı Marie Kondo 'Eğer bir şey size belli bir seviyede mutluluk saçmıyorsa veya kötü hissettiriyorsa ya onu susturun ya da harcadığınız zamanı azaltın.' şeklinde öneriyor.
- Sınır koymayı deneyin.
Sınırlarınızı çizmek, psikolojik dayanıklılık için çok önemli. Bu, hayatınızda neyi isteyip, neyi istemediğinize karar vermek demek oluyor.
Dr. Jackson, dayanıklılığın bazen tamamen bağımsız olmakla karıştırıldığını söylüyor: 'Dayanıklılık daha çok kendi ihtiyaçlarınıza önem vermekle ilgili.'
Sınırlarınızı çizmek size başta zor gelebilir ancak hislerinizi açıkça paylaşarak, istemediğiniz şeylere 'hayır' demek daha iyi hissettirecektir.
-
Kapitalizmin, diktatörlüklerin sınırlarına boyun eğin diyor. Boyun eğmek için de kendince bir reçete sunuyor. Sunduğu reçetede insanları tamamen egoizme sıkıştırıyor.
Zaten başımıza ne geliyorsa bu egoist ilkelliğinden geliyor. -
@bilgisezgi, içinde söyledi: 4 Sihirli Rutin
Kapitalizmin, diktatörlüklerin sınırlarına boyun eğin diyor. Boyun eğmek için de kendince bir reçete sunuyor. Sunduğu reçetede insanları tamamen egoizme sıkıştırıyor.
Azizim, yukarda yazılanları Kapitalizme nasıl bağladınız?
-
@bagimsizkoala, içinde söyledi: 4 Sihirli Rutin
Sınırlarınızı çizmek size başta zor gelebilir ancak hislerinizi açıkça paylaşarak, istemediğiniz şeylere 'hayır' demek daha iyi hissettirecektir.
Bana göre, bizleri biz yapan en önemli nokta bu aslında. Kendi kapasitenizi/sınırınızı ne kadar iyi tanırsanız, o kadar az inciri berbat etme tehlikesi var. Özgüvenli olmak çok önemli bir şey, çünkü istemediğiniz durumlarda "Hayır" diyebilmek için özgüvenli olmak lazım.
Karşısındaki insanları kırmamak/üzmemek namına "Hayır" diyemeyen cesaretsiz çok insan var. Halbuki işler ters gittiğinde zararlı olan kendileri oluyor çoğunlukla.
-
Maalesef insan türüne öğüt yarar sağlamıyor. İnsan türü darbeyi yemedikçe aklını başına devşiremeyen bir tür. O yüzden psikologların salık verdikleri yöntemleri kimse uygulamıyor.
Yiyecek darbeyi diz üstü çökecek, aklı başına gelir. Niçe'nin "beni öldürmeyen şey beni güçlendirir" demesi tartışmalı olsa da darbeyi yeyince aklını başına almak tam böyle bir durum.
-
Niçe'nin sözü neden tartışmalı, çünkü öldürmeyip süründüren bir sürü şey var. Bunlar Niçe'ye parmak sallıyorlar. No no no bay Niçe diyorlar.
Ama yine de tartışmalı, süründüren şeyler de sonunda öldürecektir. Ama ölmeyecek kim var da zaten? Niçe öyle pek boş laf da etmez şimdi açık konuşalım.