İçeriğe atla
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
    • Tartışma
      • Serbest Kürsü
      • Sizin Köşeniz
      • Eğlence & Oyun
    • Felsefe
      • Felsefe Tarihi
      • Felsefe Okulu
      • Filozoflar
      • Felsefe Sözlüğü
    • Soru & Cevap
      • Din & İnanç
        • Astroloji
        • Mitoloji
        • Spiritüel Hayat
        • Anadolu
        • Orta Doğu
        • Hint
        • Uzak Doğu
        • Yeni
      • Genel Alanlar
        • Sosyoloji
        • Psikoloji
        • Tarih & Edebiyat
        • Bilim & Teknoloji
        • Kültür & Sanat
      • Duyuru & Destek
      • World
      • Güncel
      • Popüler
      • Kullanıcılar
      • Gruplar
      Daralt
      Marka Logo efelsefe
      Düşünce, eleştiri ve paylaşım platformu
      • Kurallar
        • Light
        • Cloudy
        • Dim
        • Dark
      1. Ana Sayfa
      2. Felsefe
      3. Felsefe Okulu
      4. Epistemoloji
      5. Milliyetçiliğin Epistemolojisi

      Milliyetçiliğin Epistemolojisi

      Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Epistemoloji
      espitemelojimilliyetcilikmilli epistemoloji
      13 İleti 7 Yayımlayıcılar 462 Bakış
      • En eskiden en yeniye
      • En yeniden en eskiye
      • En çok oylanan
      Cevap
      • Yeni başlık oluşturarak cevapla
      Cevaplamak için giriş yapın
      Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
      • D Çevrimdışı
        D Çevrimdışı
        YetkinDemoKratos
        22 Nis 2022 19:15 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
        #4

        Milliyetçilik tamamen doğal bir duygudur. İnsan sosyal bir canlıdır ve çevresindeki insanlarla sürekli kesintisiz bir iletişim içindedir. Bu iletişimin doğal sonucu milliyetçiliktir.

        Yani en çok birlikte olduğunuz kişiler aileniz değil mi. Bu aranızda doğal bir bağ oluşturuyor. Bir sıkıntınız olduğunda önce ailenizle görüşürsünüz. Ya da sokaktan geçen çocukları durdurup eğitim masraflarını ben karşılayayım demezsiniz. Kendi çocuğunuzun okul masraflarını karşılarsınız. Aynısı yani, gidip Uganda'ya askerlik yapmaz ve İsviçre maliyesine vergi ödemezsiniz. Bunları kendi ulusunuzun devletine yaparsınız.

        Fazlası zarar olmaya her şeyin fazlası zarardır. Dünyada en yararlı en vazgeçilmez en saf madde nedir sudur. Peki su zehirlenmesi diye bir şey var mı, evet var.

        Zaten zehir kavramı tamamen görecelidir. Her madde zehirdir, ama biz çok az miktarı öldüren maddelere zehir deriz. Tutar da kafatası ölçersen elbette milliyetçi değil ırkçı olursun.

        Aralarında ne ırk, ne inanç, ne din, ne dil, ne kültür hiç bir alaka bulunmayan insanların dünür olma yoluyla sağlam bağlar kurduğu bir dünyada yaşıyoruz. Elin Japonu, ya Şintoist ya ateist. Ne dilini anlarsın ne kültürünü. Ama gençler tanışmış anlaşmış bize de onaylamak düşer dersin.

        Yani hiç olacak şey mi, vay elin dilini dinini bilmediğim yabancısı ile ne işim var demek? Herkes insan. Yani benim öyle acayibime gidiyor ki, onlar Hristiyan onlar ateist onlar başka ırktan filan demeler. Hiç öyle iş mi olur yahu? Herkes insan!

        Bakarsın yani, karşılıklı inançlara, diğer aidiyetlere saygı varsa sorun olmamalı. Ben dünyada ırkçılık diye bir sorun olduğunu pek de düşünmüyorum. Benim düşüncem müslüman olmayan herkes kafir milletidir diyen İslam sorunu olduğu yönünde. Başka da ciddi bir ayrımcılık göremiyorum.

        1 Cevap Son cevap
        0
        • D Çevrimdışı
          D Çevrimdışı
          YetkinDemoKratos
          23 Nis 2022 17:18 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
          #5

          Ben bilgiyi yorumlamaktan yanayım ama bazen bazı bilgileri vermek yararlı olabiliyor. Bilgiler arasında bağlar vardır. Tüm bilgiler gerçeğin ipuçlarıdır. Ne kadar çok bilgi varsa o kadar çok gerçek hissi yaşanır.

          Bu bakımdan su zehirlenmesi nasıl olur bilgi vermek isterim. Normalde olmaz. Ama bir çöldesiniz, kesintisiz terliyorsunuz ve su kaybediyorsunuz. Deli gibi durmadan su içiyorsunuz. Fakat terle kaybettiğiniz bir şey daha var: Tuz. Suyu yerine koyuyorsunuz ama tuzu yerine koymuyorsanız o zaman su zehirlenmesi ortaya çıkar. Nasıl gerçekleşir?

          Kanda tuz kalmaz. Alyuvarları balıklar gibi düşünün. Bunlar tuzlu su balıkları. Tuzlu su balığı tuzsuz suda yaşayamaz. Neden? Çünkü tuzsuz su ozmoz yoluyla hücrelere nüfuz eder. Hücreler aşırı su absorbe ederek şişerler ve işlevleri durur.

          İşte alyuvarlar da fazla su absorbe ettikleri için görevlerini yapamaz, yani oksijeni ve karbondioksiti taşıyamazlar. Şakası yok, ölüm demektir. En masum madde olan su, çok ölümcül bir hale gelir. Bir kez sudan zehirlenildi mi geri döndürmek oldukça zordur. Çünkü tuzu direk damardan enjekte etmek bile durumu hemen kurtarmaz. Çünkü oksijene olan ihtiyaç çok acildir, beklemeye zamanı yoktur.

          Bu da bir antiparantez olsun.

          1 Cevap Son cevap
          0
          • D Çevrimdışı
            D Çevrimdışı
            YetkinDemoKratos
            23 Nis 2022 17:34 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
            #6

            Laf lafı açıyor, tabii tuz zehirlenmesi de olur. Kan çok tuzlu ise bu sefer ters ozmoz ile hücrelerdeki su kana emilir. Hücreler bu sefer de büzülerek işlevlerini kaybederler. Yine oksijeni ve karbondioksiti taşıyamazlar.

            Ben alyuvarlardaki hemoglobinin karbondioksit bağlama başarısını şaşırtıcı buluyorum. Oksijen tamam, kolay bağlanır oksitlenme kolay işlem. Fakat gel hücreye bu oksijeni ver, karbondioksiti bağla götür. Bu çok zor işlem.

            Daha şaşırtıcı olanı bitkilerdeki klorofilin karbondioksiti parçalama yeteneği. Biz teknolojimizle bunu yapabiliyoruz ama tek oksijeni çekebiliyoruz ve geriye karbonmonoksit kalıyor. Bunu ayıramıyoruz. Klorofil iki oksijeni de çekiyor saf karbon bırakıyor. Ben inanılmaz buluyorum.

            Habire laf lafı açıyor ama Perseverance Mars yüzey aracı Mars atmosferindeki karbondioksitten oksijen üretme denemesini başarıyla gerçekleştirdi. Ama işte karbonmonoksit de üretmesi bir handikap.

            1 Cevap Son cevap
            0
            • N Çevrimdışı
              N Çevrimdışı
              Yetkinnejdet evren
              23 Nis 2022 18:24 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
              #7

              Konu ile ilgili bir yazı hazırlıyordum, lakin evrilme biçimine göre yazma isteiğim kalmadı; teşekkür ederim.

              kadınlarını erkeğe muhtaç bir şekilde yaşamaya zorlayan toplumlar, kökten acizdir...

              D 1 Cevap Son cevap 28 Nis 2022 06:37
              1
              • T Çevrimdışı
                T Çevrimdışı
                OrdinaryusTENTEN
                23 Nis 2022 20:39 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                #8

                Dilini bilmediğim insanlarla iletişim kuramadığım için anlaşamam.
                Dünyada yüzlerce dil var.
                Hepsini öğrenmek imkansız.
                İhtiyaçlarımı sağlayamadığım ekonomik sistemde de yaşayamam.
                SSCB gibi her dil için özerk bölge oluşturmak isteyen sosyalistler ile dil konusunda anlaşamıyorum.

                1 Cevap Son cevap
                0
                • D Çevrimdışı
                  D Çevrimdışı
                  YetkinDemoKratos
                  28 Nis 2022 06:34 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                  #9

                  Tabii antiparantezleri uzatmak konuyu saptırmak olur. Sadece laf lafı açtığı için antiparantezler açılabilir.

                  O bakımdan konuyu sürdürürsek:

                  Dünyada belli başlı iki ideoloji gözlemliyoruz: Din ve ırkçılık. Marksizm ikisine de karşıdır ve ikisinin birden panzehiridir ama tutunamadı. Tutunamayışının nedeni devletin temeline konması yüzünden. İdeolojileri devletin temeline koyamayız.

                  Atatürkçülük örneğin bir ideoloji değildir. Kemalizm denerek öyle bir görüntü verilmeye çalışılsa da değildir. Neden? Çünkü ideolojiler var olan sisteme alternatif bir sistem getirirler. Atatürkçülük çağdaş Batı değerlerini esas aldığı için öyle yapmamıştır ve bu nedenle bir ideoloji değildir. Yani devletin temeline konmasında sakınca yoktur.

                  Marksist ilkeleri devletin işleyişinin temeline koymadan sosyal demokrasi şeklinde ondan yararlanmalıyız. Bu durumda onu ırkçılık ve dinciliğe karşı da aktif edebiliriz.

                  İnsanlar yani ya dinci olacak, devlete temel olacağını iddia ettikleri bir ideoloji ortaya atmak için, ya ırkçı. İki seçenek bulunuyor.

                  Dincilik sonsuz ayrımcılık önerdiği için daha tehlikeli olsa da ırkçılık eh kötünün daha az kötüsü denerek kabul edilemez. O da reddedilmek, devlete hiç bir ideolojinin temel yapılmasına izin vermemek şarttır.

                  Aslında çoğu kez de birlikte hareket ederler. Bunun canlı örneklerini hep gördük, hâla görüyoruz. Neden, çünkü tanrı bizim ırkımızı seçti ve üstün kıldı iddiası ile güçlenmek için.

                  En iyisi ikisini aynı görmek ve sosyal demokrasi ile onlarla mücadele etmektir.

                  1 Cevap Son cevap
                  0
                  • N nejdet evren
                    23 Nis 2022 18:24

                    Konu ile ilgili bir yazı hazırlıyordum, lakin evrilme biçimine göre yazma isteiğim kalmadı; teşekkür ederim.

                    D Çevrimdışı
                    D Çevrimdışı
                    YetkinDemoKratos
                    28 Nis 2022 06:37 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                    #10

                    @nejdet-evren, içinde söyledi: Milliyetçiliğin Epistemolojisi

                    Konu ile ilgili bir yazı hazırlıyordum, lakin evrilme biçimine göre yazma isteiğim kalmadı; teşekkür ederim.

                    Görüşlerinden yararlanmak bizi memnun eder, yazmanı bekliyoruz.

                    1 Cevap Son cevap
                    0
                    • D Çevrimdışı
                      D Çevrimdışı
                      YetkinDemoKratos
                      19 May 2022 10:43 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                      #11

                      Doğru düzgün sorulursa eğer, o zaman milliyetçilikle su zehirlenmesi arasında ne alaka olduğu güzelce açıklanır.

                      Suyun bile fazlası zehirliyorken, yani su bu artık, yaşamın temeli. Bunun bile aşırısı zehir oluyorsa...

                      Milliyetçiliğin aşırısının mutlaka ırkçılığa gideceği bu örnekle apaçık, kesin, net açıklanıyor.

                      Bu arada bir anti parantez açarak su zehirlenmesi diye bir şey nasıl olabilir, su da mı zehirler sorusu akla gelirse bilgi veriliyor. Bu. Olay bundan ibaret.

                      1 Cevap Son cevap
                      0
                      • D Çevrimdışı
                        D Çevrimdışı
                        YetkinDemoKratos
                        19 May 2022 10:53 tarihinde yazdı Son düzenleyen: DemoKratos
                        #12

                        Şimdi biraz hatırlayalım. Atatürk Milli Mücadeleyi başlattığında subaylar arasında iki görüş egemendi: Bunlardan biri Turancılık, biri İslamcılık. Fakat bunların her ikisine de karşı olan bir akım daha ortaya çıkmıştı: Bolşevizm.

                        Bolşevik görüşlü subaylar tıpkı Çar'ın devrildiği gibi padişah devrilince Rusya ile ittifak kurma yanlısıydı.

                        İşte Atatürk tüm bu eğilimleri kendine çekip savaşı kazanıp sonra da Batı yönelimli bir politikayı hayata geçiren inanılmayacak kadar zeki, bir insan bu kadar zeki olamaz dedirtecek düzeyde neredeyse mucizevi bir deha idi.

                        Bu deha milliyetçiliği altı ilkenin içine boşuna almamıştır. Doğal bir ateşleyici roket olduğu için almıştır. Bugün Çin neden Ay'a, Mars'a gidiyor? Çİn bayrağını oraya taşımak için. Çinliler de var demek için.

                        Bu motivasyonu çöpe mi atacaktınız? Atatürk o kadar her işin en doğrusunu bilmiş ki, hayran olmayı bırak, tapmak geliyor neredeyse insanın içinden!

                        Atatürk'e hayran olmayacak kişi aptaldır. Zekadan hiç anlamaz. Yobazdır, kafa betondur. Başka olmaz. Güneşi göremeyen ancak yarasa olur, başka olamaz. Bunun gibi.

                        S 1 Cevap Son cevap 16 May 2023 13:50
                        0
                        • D DemoKratos
                          19 May 2022 10:53

                          Şimdi biraz hatırlayalım. Atatürk Milli Mücadeleyi başlattığında subaylar arasında iki görüş egemendi: Bunlardan biri Turancılık, biri İslamcılık. Fakat bunların her ikisine de karşı olan bir akım daha ortaya çıkmıştı: Bolşevizm.

                          Bolşevik görüşlü subaylar tıpkı Çar'ın devrildiği gibi padişah devrilince Rusya ile ittifak kurma yanlısıydı.

                          İşte Atatürk tüm bu eğilimleri kendine çekip savaşı kazanıp sonra da Batı yönelimli bir politikayı hayata geçiren inanılmayacak kadar zeki, bir insan bu kadar zeki olamaz dedirtecek düzeyde neredeyse mucizevi bir deha idi.

                          Bu deha milliyetçiliği altı ilkenin içine boşuna almamıştır. Doğal bir ateşleyici roket olduğu için almıştır. Bugün Çin neden Ay'a, Mars'a gidiyor? Çİn bayrağını oraya taşımak için. Çinliler de var demek için.

                          Bu motivasyonu çöpe mi atacaktınız? Atatürk o kadar her işin en doğrusunu bilmiş ki, hayran olmayı bırak, tapmak geliyor neredeyse insanın içinden!

                          Atatürk'e hayran olmayacak kişi aptaldır. Zekadan hiç anlamaz. Yobazdır, kafa betondur. Başka olmaz. Güneşi göremeyen ancak yarasa olur, başka olamaz. Bunun gibi.

                          S Çevrimdışı
                          S Çevrimdışı
                          DüşünürSputnik
                          16 May 2023 13:50 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                          #13

                          Bence milliyetçilik iyi bir şey değil. Kimseye bir faydası da yok, yani bana veya sokaktaki adama ne faydası var milliyetçiliğin?
                          Ne yenilikler veya gelişmeler getirmiş milliyetçilik?
                          Kapitalizm nasıl yok olmaya mahkum bir çürük ekonomik sistemse, milliyetçilikte çürük bir düşünce sistemidir.
                          İnsanlığa-insanlara bir faydası yoktur. Tıpkı kapitalizm gibi insan bilincinin yetersizliğinin ve insan acizliğinin ürünüdür.

                          @DemoKratos, içinde söyledi: Milliyetçiliğin Epistemolojisi

                          Bu deha milliyetçiliği altı ilkenin içine boşuna almamıştır. Doğal bir ateşleyici roket olduğu için almıştır. Bugün Çin neden Ay'a, Mars'a gidiyor? Çİn bayrağını oraya taşımak için. Çinliler de var demek için.

                          Bence milliyetçiliğin öyle bir etkisi yok, tam aksine bilimsel düşüncenin ve özgürlüğün önüne geçiyor.

                          1 Cevap Son cevap
                          0

                          Cevap
                          • Yeni başlık oluşturarak cevapla
                          Cevaplamak için giriş yapın
                          • En eskiden en yeniye
                          • En yeniden en eskiye
                          • En çok oylanan

                          13/13

                          16 May 2023 13:50


                          © 2021-2025 efelsefe.com
                          Gunaydin Ziyaretçi
                          İzinler Kurallar
                          • Giriş

                          • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

                          • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
                          13 - 13
                          • İlk ileti
                            13/13
                            Son ileti
                          0
                          • Kategoriler
                            • All Categories
                            • Individual Categories
                          • World
                          • Güncel
                          • Popüler
                          • Kullanıcılar
                          • Gruplar