Budizm eleştirisi
-
Dört Yüce Gerçek
Dört Yüce Gerçek ve Sekiz Aşamalı Asil Yol bütün Budist okullarında itibar edilen öğretilerdendir. Budist yazmalarda kaydedildiğine göre, Dört Yüce Gerçek Gautama Buddha tarafından, aydınlanmaya ulaştıktan sonra verdiği ilk vaazda öğretilmiştir.- gerçek, Dukkha: acı, hayatın ve varoluşun bir parçasıdır.
- gerçek, Samudaya: acıların kaynağı arzu ve isteklerdir.
- gerçek, Nirodha: istek ve arzular bırakılırsa acılar sona erdirilebilir.
- gerçek, Magga: acıların sona erdirilmesinin yolu Sekiz Aşamalı Asil Yol'dan geçer. Doğru kavrama, doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem, namuslu kazanç, doğru çaba, uyanıklık ve doğru konsantrasyon.
Arzu ve istekler bırakılırsa acı sona erer mi?
Yemek isteğimi bırakırsam açlık sorunum çözülmüyor. Acı çekmekten kurtulunmuyor.
Yaşamak isteğindende vazgeçmen lazım.
Ölülerin arzu ve isteği olmaz. İntihar et kurtul demek gibi birşey bu. -
Acıların kaynağı sadece istek/arzu olamaz, çünkü bunlardan bağımsız bir sürü kaynak var. Hele ki bazı şeyleri isteyerek yapmamamıza rağmen hayatımız zehir oluyor. Tüm dinler çöp tenekesini hak ediyor aslında.
-
(18) Eğer çok kıt geçimlik insanlarsak ve her zaman çok fazla istismara maruz kalıyorsak, kendimizi sürekli olarak çok fazla hastalığın pençesinde buluyorsak ve zarar, kesinti ve acı çekiyorsak, o zaman başkalarının yaptıkları yanlışlardan dolayı acı çekmesi gereken tüm bu zorlukları kendimiz kabul edersek, başkalarından acı çekme cesaretini asla kaybetmemeliyiz - Budaların Oğullarının hepsi bu şekilde çalışır.
Burada acıları yok etme öğretilmiyor.
Cesaret tek başına işe yaramaz.
Acılarına katlan deniliyor.
Nasıl katlanılacaksa?
Narkozsuz ameliyat olmayı kimse istemez mesela.(21) Duyularımızın peşinden koştuğu nesnelere düşkünlük ve tuzlu su içmek bir ve aynıdır: kendi memnuniyetimiz için ne kadar çok yer alırsak, onlara olan arzumuz ve susuzluğumuz o kadar artar. Bu nedenle, duyularımızın arzu ettiği herhangi bir nesneye karşı takıntılı bir çekim tasarladığımızda, tereddüt etmeden onu çabucak terk edin - Budaların Oğullarının hepsi bu şekilde çalışır.
(22) Gerçekten var gibi görünen her şey, yanılsama içindeki zihnimizin yarattığı şeydir; Bu zihnimiz de, en başından beri, doğası gereği gerçek bir özden yoksundur. O zaman Gerçeğin bilinen ve bilen hakkında sahip olduğumuz kavramların ötesinde olduğunu görmek, içsel varoluşa olan inancı ortadan kaldırın - Budaların Oğullarının hepsi bu şekilde uygulanır.
(23) Ne zaman güzel bir nesneyle ya da zihnimizi memnun eden çekici bir şeyle karşılaşsak, bunun aslında bir yaz gökkuşağından farklı olduğunu düşünerek aldanmayın: her ikisi de çok hoş bir görünüme sahip olsa da, bu cephenin arkasında önemli bir şey yoktur. Zorlayıcı çekim dürtülerini terk edin – Budaların Oğulları bu şekilde pratik yapar.
(24) Hayatımızda çektiğimiz çeşitli hastalıklar, çocuğumuzun rüyada ölmesine benzer; Sadece yanılsama olan şeyi gerçek olarak kabul etmek, bedenin ve zihnin gereksiz yere tükenmesidir. Tam da bu nedenle, normalde bize çok fazla keder veren hoş olmayan koşullarla karşılaştığınızda, onlara sadece bir yanılsamaymış gibi yaklaşın – Budaların Oğullarının hepsi bu şekilde pratik yapar.
(25) Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler; Bu yüksek örnekle, sahip olduğumuz nesnelerden yapmamız gereken hediyelerden bahsetmeye ihtiyaç var. Nezaketimizin karşılığını alma umudu olmadan veya kazandığımız tüm erdemleri düşünmeden, cömert verme pratiğine katılın - Budaların Oğulları bu şekilde pratik yapar.
Bu budist kutsal yazılarında da dünyanın gerçek olmadığı hayal olduğu vurgulanıyor. İntihara teşvikde var.
Hayal olarak kabul edince acılarımız yok olmuyor. -
@TENTEN, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
İntihara teşvikde var.
Bunu buradan mı çıkardınız?
(25)Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler;
Canınıza kıyın manası çıkmaz buradan. Ben öyle anlamadım.
-
@hulk, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
@TENTEN, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
İntihara teşvikde var.
Bunu buradan mı çıkardınız?
(25)Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler;
Canınıza kıyın manası çıkmaz buradan. Ben öyle anlamadım.
Ne anladınız peki? Bu budist rahibi gibi bir sürü örnek var. Japonların intiharlarını anlatmaya gerek yok.
Bir amaç için olursa intihar ediyorlar işte.
Acı çekmekten kurtulmak için arzu ve isteklerden uzak durulması kuralını burada takan yok.
En büyük arzumuzda yaşama isteği değil mi? Yaşama isteği ancak kendini öldürülerek yok edilir. Bir sürü çelişki var. -
@TENTEN, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
Ne anladınız peki? Bu budist rahibi gibi bir sürü örnek var
Thích Quảng Đức (chữ Hán: 釋廣德, Vietnamca: [thǐk̟ kwâːŋ ɗɨ̌k] (i); Lâm Văn Túc olarak doğdu; 1897 – 11 Haziran 1963), 11 Haziran 1963'te yoğun bir Saygon yolu kavşağında kendini yakarak ölen Vietnamlı bir Mahayana Budist keşişiydi. [2] Quảng Đức, sadık bir Roma Katoliği olan Ngô Đình Diệm'in ABD destekli Güney Vietnam hükümeti tarafından Budistlere yapılan zulmü protesto ediyordu.
Ilımlı islamcı gibisiniz. Dilbilgisi denen bir bilim dalı var. Buna rağmen kelimelere taklalar attırma metodunu izleyerek asıl siz çelişkiyi yaratıyorsunuz.
Evet bir zulme dikkat çekmek için bir insan kendini yakmış. Aynı şeyi dünya genelinde bir çok olayda görüyoruz zaten. Faturasını ödeyemeyip kendini yakan yurdumda insan bile var. v.b. bkz: https://www.cnnturk.com/dunya/sinir-disi-edilmek-istenen-suriyeli-kendini-yakti?page=1
Bunu budistin yapması o fiilin bir öğreti gereği yapıldığını kanıtlamaz.Ne yani bu kendini yakma protestosu bu öğretinin bir emri/sonucumu?
Zorlama yorumla böyle bir çıkarsama yapaılamaz. Ali topu tut. Ali topu at. Budist sana zulüm yapılırsa kendini yak. Böyle bir şey iddia etmek için örneklerdeki gibi ilkokul çocuğunun anlayacağı şekilde net cümleler gerekir. Bilmem anlatabildim mi?(25)Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler;
"Bedenlerinden vazgeçerler" deyimi kelimenin birincil(gerçek) anlamı olarak ifade edilseydi. Bir öncekisindeki cümle ile uyumlu veya bağımsız tek parça bir cümle olmalıydı. Burada tamamı ile bir gerçek(temel) anlamdan bahsedebilmemiz söz konudu değil. Kaldı ki, sizin açıdan yorumlaya kalksam bile; savaşlarda da insanlar bir şekilde kendini bir amaç için feda ederler. Biz bunlara intihar etti demeyiz. Nükleer reaktöre giren bir Japon diğer insanların hayatını kurtarmak için kendi hayatından vazgeçip, radyasyon yemedi mi? Yedi. İntihar mı etti şimdi bu insan/lar? Diğer insanların hayatını kurtarabilmek için çabalayan insanların bu tutumlarına "intihar" demek kabalık olur zannımca. Ben böyle yorumladım.
"Aydınlanmaya çalışan insan" intihar etmekle nasıl aydınlanabilir ki? Ne yani diğer budistler aydınlanmaya çalışmıyor da bi bu mu aydınlanabilmiş?
https://www.turkedebiyati.org/kelimede-sozcukte-anlam/Bırakalımda bu konuda müteşabih cümleyi bir edebiyatçı-dilbilgisi uzmanı yorumlasın/tefsirlesin ha ne dersiniz?
-
Edo hanedani donemi Japonlari icin seppuku denilen intihar olayi vardir. Bu japonlarin genel kulturu olarak degerlendirmemek lazim, fakat yenilgiyi kabul etmeyen samuraylar kendilerini ustalarina karsi bu sekilde sorumlu hissederek intihar ediyorlardi.
-
@phi, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
Edo hanedani donemi Japonlari icin seppuku denilen intihar olayi vardir. Bu japonlarin genel kulturu olarak degerlendirmemek lazim, fakat yenilgiyi kabul etmeyen samuraylar kendilerini ustalarina karsi bu sekilde sorumlu hissederek intihar ediyorlardi.
Onur meselesi. Yüce ahlak sahibi insanların gösterdiği bir erdem. Türk töresinde de başarısız yönetcilere yer yoktur, sonucu ölüm, idamdır mesela. İStanbulun göbeğinde kaldırımda dede ve 5 yaşında torunu yürürken üzerine bina çöktü bu ülkede yahu. 2 senelik metruk bina, altında tıkır tıkır ATM ler çalışır vaziyette. Belediye reisi-vali %milyon bunun sorumlusu yani. 1938 den beri depremlerde binalar yıkılıyor, daha yeni 100 binlerce insan zarar görmüş, neredeyse 80 senedir aynı şey tekerrür ediyor, önlem almıyorlar. Kendilerini bu cimnayetlerden sorumlu hissetmeyen insan müsveddeleri var. Sizin yüzünüzden insanlar ölmüşse vicdan biraz suçluluk duyar, gereği; harekiriyi yapar değil mi?
-
Yok intihar demek kabalik olur demissin ya onun icin diyorum, yaptiklari eylem bir intihar seklidir ve cok kotudur de yani, yolu yordami da vardir cunku onun, mide ve barsaklarini deserler akabinde kellerini keser kaysukasi falan yani.
Evet erdem ahlak gostergesi olabilir, aslinda Ataturk'un ben size olmeyi emrediyorum yada Ya istiklal Ya olum tabirleri de bir nevi seppuki.
-
Karşıda ülkeyi işgal eden bir düşman var.
Kurtuluş için ölmeyi emretmek, net olan ve görünen düşman karşısında bir toplum ve bir vatan için yapılmıştır.
Zikiri, acı çekmeyi ve din adına ölmeyi ilahi kudrete ulaşmak olarak yapılan emir veya yönlendirme ise hayali bir inanç ve insanların kendilerini küçümsemesine inandırılmasıdır.
Birinci ve ikinci arasındaki anlam farkı kıyaslanmayacak kadar açıktır.
Hal böyleyken din adına ölmeyi emreden veya yönlendiren davranışları yok saymak gerçekleri görmemek veya inkardır. -
@hulk, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
@TENTEN, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
Ne anladınız peki? Bu budist rahibi gibi bir sürü örnek var
Thích Quảng Đức (chữ Hán: 釋廣德, Vietnamca: [thǐk̟ kwâːŋ ɗɨ̌k] (i); Lâm Văn Túc olarak doğdu; 1897 – 11 Haziran 1963), 11 Haziran 1963'te yoğun bir Saygon yolu kavşağında kendini yakarak ölen Vietnamlı bir Mahayana Budist keşişiydi. [2] Quảng Đức, sadık bir Roma Katoliği olan Ngô Đình Diệm'in ABD destekli Güney Vietnam hükümeti tarafından Budistlere yapılan zulmü protesto ediyordu.
Ilımlı islamcı gibisiniz. Dilbilgisi denen bir bilim dalı var. Buna rağmen kelimelere taklalar attırma metodunu izleyerek asıl siz çelişkiyi yaratıyorsunuz.
Evet bir zulme dikkat çekmek için bir insan kendini yakmış. Aynı şeyi dünya genelinde bir çok olayda görüyoruz zaten. Faturasını ödeyemeyip kendini yakan yurdumda insan bile var. v.b. bkz: https://www.cnnturk.com/dunya/sinir-disi-edilmek-istenen-suriyeli-kendini-yakti?page=1
Bunu budistin yapması o fiilin bir öğreti gereği yapıldığını kanıtlamaz.Ne yani bu kendini yakma protestosu bu öğretinin bir emri/sonucumu?
Zorlama yorumla böyle bir çıkarsama yapaılamaz. Ali topu tut. Ali topu at. Budist sana zulüm yapılırsa kendini yak. Böyle bir şey iddia etmek için örneklerdeki gibi ilkokul çocuğunun anlayacağı şekilde net cümleler gerekir. Bilmem anlatabildim mi?(25)Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler;
"Bedenlerinden vazgeçerler" deyimi kelimenin birincil(gerçek) anlamı olarak ifade edilseydi. Bir öncekisindeki cümle ile uyumlu veya bağımsız tek parça bir cümle olmalıydı. Burada tamamı ile bir gerçek(temel) anlamdan bahsedebilmemiz söz konudu değil. Kaldı ki, sizin açıdan yorumlaya kalksam bile; savaşlarda da insanlar bir şekilde kendini bir amaç için feda ederler. Biz bunlara intihar etti demeyiz. Nükleer reaktöre giren bir Japon diğer insanların hayatını kurtarmak için kendi hayatından vazgeçip, radyasyon yemedi mi? Yedi. İntihar mı etti şimdi bu insan/lar? Diğer insanların hayatını kurtarabilmek için çabalayan insanların bu tutumlarına "intihar" demek kabalık olur zannımca. Ben böyle yorumladım.
"Aydınlanmaya çalışan insan" intihar etmekle nasıl aydınlanabilir ki? Ne yani diğer budistler aydınlanmaya çalışmıyor da bi bu mu aydınlanabilmiş?
https://www.turkedebiyati.org/kelimede-sozcukte-anlam/Bırakalımda bu konuda müteşabih cümleyi bir edebiyatçı-dilbilgisi uzmanı yorumlasın/tefsirlesin ha ne dersiniz?
llımcı islamcı gibi olsaydım amaç uğruna bedenden vazgeçmeyi bedenin isteklerinden vazgeçme olarak yazardım.
Ama bu şekilde çevirirsek o zamanda en büyük isteğimiz olan yaşama isteği ile çelişiyor.Aydınlanma dedikleri şeyde doğum-yaşam-ölüm döngüsünden kurtulma.
Dharma dedikleri şeyde doğa yasaları. Ama onlardan kurtuluş yok. Buda aşamasına ulaşsan bile kurtuluş yok. Bir çeşit kadercilik var.
İsteklerinden vazgeçip bir şekilde ağrı acı ve hazları baskılayan veya yok eden bir insan chatgpt gibi robot olur ancak. -
Yukarıda kendini yakan rahip muhtemelen uyuşturucu almıştır, çünkü öyle kımıldamadan oturarak cayır cayır kebap olmak için beyinin bir hayli dumanlı olması gerek.
Ayrıca harakiri mevzusuna da bir temkinli yaklaşmak lazım, çünkü kendi karnını deşmenin yanmakla pek fazla bir farkı yok. Feci acı çekersiniz, bu nedenle yanılmıyorsam harakiri yapanların yanında elinde keskin bir kılıç olan birisi bulunur. Bu kişi sizin kellenizi uçurur, eğer becerikli değilseniz. -
Diğer bütün dinler gibi saçma sapan bir din işte. İman-inanç dedikleri şeyin akıl hastalığı sonucu oluştuğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
-
@TENTEN, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
llımcı islamcı gibi olsaydım amaç uğruna bedenden vazgeçmeyi bedenin isteklerinden vazgeçme olarak yazardım.
Ben ikna olmadım. Dün bir filmde tamda sizin dediğiniz "bedenden vazgeçme" ile ilgili diyalog geçiyor du iyi mi!. Filmin ana başrol karakteri; "ben bedenimden vazgeçtim" diyor du. Yani öldüğü, intihar ettiği falan yoktu. İnsanlara yardım etmek için çabalıyor, bedenini insanlara adamış, kendi haz ve ihtiyaçlarına vakit ayırmaksızın vaktini insanlara harcayan, uykusundan bile feragat eden bir yaşam sürüyordu. Bunu şöyle de düşünebilirsin. Norveç' li, İsviçre' li v.b. bir doktorun Afrika' nın fakir ülkesinde ücretsiz gönüllü hasta tedavsi veya savaş olan can güvenliği riski olan bir coğrafyaya gidip orada sosyal yaşantısız ömrünü geçirmesi gibi. İşte benim oradaki "bedenden vazgeçme" den anladığım bu. Siz ise aksine direk yaşamdan(candan) vazgeçi olduğunu iddia ediyorsunuz.
Ben budizm veya bir uzakdoğu kültürü hakkında eleştiri yapabilecek kapasite değilim. Çünkü uzakdoğu kültürünü deneyimlemedim. Orada doğmadım, büyümedim, bu dinin içine girip deneyimlemedim.
Bizler misal islam hakkında eleştiri yapabiliriz. Çünkü ekserimiz bu coğrafya-kültürün içinde bunu deneyimleyerek edindik.
-
Budizm, ötenazi ve intihar
Budistler ötenazi görüşlerinde hemfikir değiller ve Buda'nın öğretileri bununla açıkça ilgilenmiyor.Çoğu Budist (hemen hemen herkes gibi) istemsiz ötenaziye karşıdır. Gönüllü ötenazi konusundaki konumları daha az nettir.
Zihin durumları
En yaygın pozisyon, gönüllü ötenazinin yanlış olduğudur, çünkü kişinin zihninin kötü bir durumda olduğunu ve fiziksel ıstırabın zihinsel ıstıraba neden olmasına izin verdiğini gösterir.Meditasyon ve ağrı kesici ilaçların doğru kullanımı, bir kişinin zihinsel acı çekmediği bir duruma ulaşmasını sağlamalı ve bu nedenle artık ötenazi veya intiharı düşünmemelidir.
Budistler ayrıca birinin hayatını sona erdirmeye yardım etmenin, yardım eden kişiyi kötü bir zihinsel duruma sokacağını ve bundan da kaçınılması gerektiğini savunabilirler.
Zarardan kaçınmak
Budizm, zarar vermemeye ve yaşamın sona ermesinden kaçınmaya büyük önem verir. Referans yaşamdır - herhangi bir yaşam - bu nedenle yaşamın kasıtlı olarak sona erdirilmesi Budist öğretisine aykırı görünmektedir ve gönüllü ötenazi yasaklanmalıdır. Budist manastır hukukunun bazı kuralları bunu açıkça yasaklar.Meslekten olmayan insanların bir Budist yasası yoktur, bu nedenle ötenaziye katılan meslekten olmayan bir kişi hakkında söylenebilecek en güçlü şey, bir muhakeme hatası yapmış olmalarıdır.
Karması
Budistler ölümü bir geçiş olarak görürler. Ölen kişi, niteliği karmasının sonucu olacak yeni bir hayata yeniden doğacaktır.Bu iki sorun yaratır. Bir sonraki hayatın nasıl olacağını bilmiyoruz. Eğer bir sonraki yaşam, hasta kişinin şu anda katlandığı yaşamdan daha kötü olacaksa, ötanaziye izin vermek faydacı bir temelde açıkça yanlış olacaktır, çünkü bu, mevcut kötü durumu daha da kötü bir durum lehine kısaltır.
İkinci sorun, yaşamın kısalmasının karmanın işleyişine müdahale etmesi ve kısaltılmış yaşamdan kaynaklanan karmik dengeyi değiştirmesidir.
İntihar olarak ötenazi
Gönüllü ötanaziye bir intihar şekli olarak bakarsak başka bir zorluk ortaya çıkar.Buda'nın kendisi iki vakada keşişler tarafından intihara tolerans gösterdi. Japon Budist geleneği, rahipler tarafından birçok intihar hikayesi içerir ve intihar, Vietnam savaşı sırasında Budist rahipler tarafından siyasi bir silah olarak kullanılmıştır.
Ama bunlar keşişlerdi ve bu bir fark yaratıyor. Budizm'de yaşamın sona erme şekli, yeni yaşamın başlama şekli üzerinde derin bir etkiye sahiptir.
Bu nedenle, bir kişinin ölüm anındaki ruh hali önemlidir - düşünceleri özverili ve aydınlanmış, öfke, nefret veya korkudan arınmış olmalıdır.
Bu, intiharın (ve dolayısıyla ötenazinin) yalnızca aydınlanmaya ulaşmış insanlar için onaylandığını ve geri kalanımızın bundan kaçınması gerektiğini göstermektedir.
Kaynak:https://www.bbc.co.uk/religion/religions/buddhism/buddhistethics/euthanasiasuicide.shtml -
https://studybuddhism.com/tr/temel-noktalar/meditasyonlar/hayata-anlam-katmak
Meditasyon
Nefese odaklanarak sakinleşin.
Hayatınızı ele alın ve onu anlamlı bulup bulmadığınızı değerlendirin.
Hayatınızla ilgili şeyleri başkalarıyla nasıl paylaşmayı sevdiğinizi düşünün
Eksikliklerinizin üstesinden gelmek için çalışmanın, potansiyellerinizi realize etmenin ve sadece önemsiz şeyleri değil, başkalarıyla anlamlı şeyleri paylaşmanızın hayatınıza nasıl anlam katacağını düşünün ve paylaştıklarınız – yalnızca çevrimiçi ortamlarda değil, kişisel etkileşimde de – onlara bir şekilde yardımcı olsaydı bunun ne kadar harika bir şey olacağını hayal edin.
Hayatınızda anlamlı bir yön olmadığından büyük bir depresyona düştüğünüzü hayal edin.
Kendiniz üzerinde çalışmanın sizi bu depresyondan nasıl kurtaracağını ve bunun başkalarıyla paylaşabileceğiniz harika bir hediye olacağını düşünün.
Hayatınızda bu yönü benimsemeye karar verin.
Aynı şeyleri tekrar hayal edin, ama şimdi sadece o depresyon uçurumunun tam kenarında durduğunuzu düşünün.
Aynısını hayal edin, uçurumdan birkaç adım uzaktasınız, ama giderek ona yaklaşıyorsunuz.Somut örnek üzerine çalışalım. Kansersiniz ve üç ay sonra öleceksiniz.
Şiddetli ağrılarınızda var.
Bu meditasyonu yapınca ne değişecek hayatınızda. -
Bu, intiharın (ve dolayısıyla ötenazinin) yalnızca aydınlanmaya ulaşmış insanlar için onaylandığını
(25)Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler;
-Aydınlanmaya ulaşmış(Aydınlanmış).
-Aydınlanmaya çalışmak(Aydınlanmamış) .
Sanırım 25' in üzerine inşaa ettiğiniz çelişkiyi göremiyorsunuz.
-
@hulk, içinde söyledi: Budizm eleştirisi
Bu, intiharın (ve dolayısıyla ötenazinin) yalnızca aydınlanmaya ulaşmış insanlar için onaylandığını
(25)Tam olarak aydınlanmaya çalışan varlıklar, bu amaç uğruna bedenlerinden vazgeçerler;
-Aydınlanmaya ulaşmış(Aydınlanmış).
-Aydınlanmaya çalışmak(Aydınlanmamış) .
Sanırım 25' in üzerine inşaa ettiğiniz çelişkiyi göremiyorsunuz.
O benim çelişkim değil ki. Budizm öğretisini yazanların çelişkileri.
Aydınlanmanın bile doğru dürüst tarifi yok.
Sadece doğum-yaşam-ölüm döngüsünden çıkma olarak tarif ediliyor.
Arzularımızdan uzak durmak meditasyon yapmak bizi aydınlanmaya ulaştıracakmış. Geçmiş yaşamımızda yaptıklarımızın cezasını şimdiki yaşamımızda çekiyormuşuz. Şimdiki yaşamımızda yaptıklarımızı sonraki yaşlamımızda çekecekmişiz. Aydınlanmaya ulaşan Buddha dan daha fazla bilgi çıkmıyor. Kurgusal bir senaryo ile oyalama sadece. Acıları filan engelediğide yok.
Aynı anda birden fazla düşünemediğimiz için beyni bir şekilde oyalamak yani. Tıpkı namazın 5 vakit kılınması gibi. Gerçek sorunlardan kaçma derler buna. Şimdi bunun yerini teknolojik yaşamda bilgisayar oyunları dolduruyor. Gerçek yaşamda yapamadığımız şeyleri oyunlarda yapmaya çalışıyoruz. -
@TENTEN, içinde söyledi:
Şimdiki yaşamımızda yaptıklarımızı sonraki yaşamımızda çekecekmişiz.
Bu döngü mevzusu gaddar bir düzen, çünkü gelmişsin 70 yaşına ve ne tür naneleri yediğini de biliyorsun. Bu nedenle bir sonraki hayatının berbat bir hal alacağını şimdiden tahmin edebiliyorsun yani.
Da, bir insan ölene kadar sadece iyilik yapabilir mi?
İmkanı yok, mümkün değil, çünkü bir önceki hayatımızı nasıl geçirdiğimizi bilmiyoruz ki ona göre ayağımızı denk alalım, diii mi?
Artı; bir sonraki hayatımızda nerede, hangi diyarda, hangi dinin ortamına doğacağımız da meçhul.