Seniha
-
Seniha
İlk defa böylesine özgürdü Seniha. Uçuyordu gökyüzüne, bembeyaz gelinliğiyle.. …
kollarını açtı. Rüzgarın akışına bıraktı kendini. Saçlarının buklelerinde hissediyordu
rüzgarın nefesini. Ayakları yere değiyor muydu bilmem, bir şey var ki; yol kayıyordu.
Aldığı her nefesi,hiç bırakmamacasına içine çekiyordu. İlk defa kendi isteğiyle bir şey
yapıyordu. Kendi hayatına, kendisi yön veriyordu. çevresindeki insanlara, töreye
aldırmayarak..
Onbeş yaşındaydı Seniha. Okumak istediği halde okutmamışlardı. Öyle ya kız kısmı
okuyup da ne yapacaktı. Sonra okuyup da bu düzene karşı gelirse, erkekler sözlerini
geçirebilecek kız bulabilirler miydi? Ya da erkeklerin lehine hizmet eden bu töreler nasıl
uygulanabilinirdi?
Babası kararını vermişti çoktan..Annesi şanslısın Seniha, maddi yönden hiç sıkıntın
olmayacak dedi, gözlerinin içi gülerek. Peki ya Seniha, hayatına yön verme şansı yok
muydu? Hayatına dair kararları başkaları mı verecekti hep.
Söyleyecek çok sözü vardı. Lakin harfler boğazına düğümleniyordu. Söyleyemedi
Seniha. Nasıl diyebilirdi ki; ben onunla evlenmek istemiyorum, ben başkasını
seviyorum.
Tam diline geliyordu sevda ama dil diyemiyordu.
Nihayet o gün gelmişti. Küçük büyük herkes en güzel kıyafetlerini giymiş, düğün alayı
kurulmuştu. Kumaları öne oturmuş, üstlerine gelecek yeni kumanın, kendilerinden
güzel olmaması için belki de dua ediyorlardı.
Bembeyaz gelinliği içinde, bir huri gibi süzüldü kendine bakan bakışlarda. Sevdiği kişi
de ordaydı. Duvağının altından korkusuzca bakabiliyordu sevdiğine.zaman durmuştu
sanki. Kalp atışları öldürüyordu dakikaları. Peki ya sevdiği, biliyor muydu böylesine
sevildiğini. Cesaret edipte söyleyebilmiş miydi Seniha….
Kolundan tuttu üç beş kadın. Götürdüler odasına. Hepsi bir şeyler söyledi. kadınlar
Senihayı koyup dışarı çıktılar. Seniha yavaş yavaş kaybolan kalabalığa pencereden bakıyordu. Sonra odaya baktı. Bütün eşyaları derinden derine süzdü. Pencereden yine baktı. Kalabalık gitmiş, beş on kişi kalmıştı. Adımları kapıya yöneldi. Merdivenleri bir solukta inmişti.görünmeden bahçe kapısından uçup gitmişti Seniha. Koşuyordu. sonunu düşünmeden, özgürlüğüne koşuyordu. Toprak şaşkınlıkla bakıyordu Seniha
ya. Bir çocuk gibiydi. Erkenden vazgeçmek zorunda kaldığı çocukluğu gibi..
Gözlerinde ışıldayan yıldızlarla,ayı güldürüyordu. Yoksa Ay küçülüp de gözbebeklerine
mi girmişti Senihanın… Kollarını açtı. Rüzgara dayadı bedenini, uçuyordu. Korkuları, üzüntüleri, bütün düşünceleri silinmişti.. Tüfek sesiyle irkildi. Geceyi bölen, hayallere kabus olup düşen tüfek sesi. Titriyordu Seniha. Geriye dönüp bakmak istemiyordu. Kulaklarını elleriyle tıkayıp, gözlerini en parlak yıldıza dikerek, kurşunun bedenine gireceği anı bekliyordu. Patladı..kurşun boşlukta, hayaller ise yıldızda. Kurşun bedeninde, oysa gökyüzünün en parlak yıldızı,Seniha
nın gözbebeklerinde.
Yayılınca tebessüm dudak kıvrımlarında, hayaller dönüşürmüş gökte bir yıldıza.. -
-
@Efruhte
Yer yer farklı font (yazı karakteri) kullanmışsın. -
@kereste uzun yıllar öncesinde yazmıştım nasıl font kullandığımı hatırlamıyorum. Böyle çok tuhaf gözüküyor