-
Descartes’ın sisteminde aslında üç töz vardır. Bununla birlikte, bu üç tözden biri olan Tanrı, yaratılmamış bir töz olarak, esasen sistemin dışındadır. Yani onun Tanrısı, Ortaçağ’ın bir ucu kendisine uzanan hiyerarşik varlık anlayışında evrene müdahale edebilen, onu himayesi altında bulunduran teistik Tanrısından ziyade, Yeniçağ’ın, Descartes’ın ortaya çıkışında çok etkili olduğu, dünyayı ve yasalarını yarattıktan, hareket için gerekli enerjiyi aktardıktan sonra kıyıya çekilen, dolayısıyla dünyaya müdahale etmeyen, mucize yaratmayan, evrenin muhafazası ve himayesi fonksiyondan yoksun deistik Tanrı anlayışıdır. Yaratılmamış, ezeli-ebedi ve yetkin varlık olarak Tanrının karşısında ise Descartes’ın mekanizminde, canlılıktan, akıldan yoksun kaba bir maddi varlık olarak doğa bulunur. Onda doğa, gerçekten de yaratan yerine yaratılan, yani Tanrının mutlak boyunduruğu altında hiçbir özerkliği kalmamış edilgen bir alan olarak ortaya çıkar. Bu, Kartezyen düalizmin, Tanrıyla doğa, etkin varlıkla edilgin varlık karşıtlığından meydana gelen ilk uğrağı olup, ondaki bu düalist yapının söz konusu unsurları arasında artık
hiçbir ilişki kalmamış gibidir. -
-
Deizmin din karşısındaki başarısı göz kamaştırıcıdır. Böyle deist düşünürler sayesinde din karanlığı bir çok alandan kovuldu, aydınlanma yayıldı. Laikliği, bilimin özgürlüğünü hep deizme borçluyuz. Deizmi de klasik determinizme borçluyuz. Geçmişte dâhi kişiler determinizmi geliştirdiler ve bunun sonuçları büyük devrimler oldu. Karanlıklardan hiç çıkamamış insanlık ilk kez aydınlanmayı yaşadı.
İslam coğrafyasında determinizmi Farabi temsil eder. Fakat Gazali engeli yüzünden ve cahil halkın onu tercih etmesi yüzünden İslam coğrafyasında halife Me'mun devriminden sonra bir tek Atatürk devrimi yaşanabildi. Etkileri de yine cahillik yobazlık yüzünden yeterince yayılamadı.
Deizmin başarısı çok parlak fakat Celaleddin Rumi'nin dediği gibi dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni sözler etmek gerek. Deizm çağının da ötesinde ateizm çağının açılması gerekiyor ama ateistler din karşısında deizmin yakaladığı başarıyı henüz rüyamızda bile göremedik. Bizler henüz sökmeyen şafağın horozlarıyız. Erken öten horozlardan ise insanlar rahatsız oluyorlar.