Halka Yapılacak En Büyük Iyilik Kötülüktür
-
Ben başlıktaki gibi düşünüyorum, daha dogrusu artık böyle düşünmeye başladım.
- Halk, kendisine faydalı olacak kişi veya örgütlere asla şans vermiyor.
- Halk, nankörlüğü, hırsızlığı, ülke değerlerinden nemalanmayı fırsat sayıyor.
- Halk, yalan söyleyeni baş tacı ederken aynı zamanda yalancılığı geçim aracı yapıyor.
- Halk, "Devlet malı deniz, yemeyen domuz" söylemine bizzatihi uyuyor.
- Halk, dini değerleri açıkça istismar ederek onu kazanç haline getiriyor.
- Halk, masum ve saf insanlardan yararlanmayı erdem sayıyor.
- Halk, manevi değerleri hiçe sayarak maddi değerler için güçlüden yana oluyor.
Kendini bu tabloda görmeyenlere elbette bir sözüm yok ama çoğunluğun kötülüğü daha çok tercih ettiğini düşünüyorum.
-
@bilgisezgi musluman halklarin hepsi boyle abi.
-
Diğer deyişle bu halka yapılacak en büyük kötülük iyiliktir.
-
Yani bu şu demek oluyor: Bu halk kendisine en büyük iyiliği yapanı kendine düşman gibi görür demektir.
Bu halka en büyük iyiliği kim yapmıştır? Atatürk. Peki bu halk Atatürk düşmanı mı, bunu aslında iddia etmek haksızlık olur. Bu halkta yaygın olan bir şey değil. Bu halk bu kadar da çukura batmadı. Bu halk Atatürk düşmanı değildir, bunu iddia edemeyiz, bu haksızlık olur.
Ama bu halkın yarısı Atatürk düşmanlığına prim verdi, onay verdi, en azından sessiz kaldı mı, evet. Bu da ama yani Türkiye'nin yarısı merinos durumu demek ve vehameti yüksek bir durum. Tamamı olmasa da yarısı az bir oran değil.
Adam ayyaş dedi ne yaptı da sanki biz yaptık bizzz dedi bu halk yine gitti bot yığını gibi birikti arkasına. Bu bir utanç olarak bu halkın alnında kalacak. Bu karanlık dönem gelecekte utançla anılan bir dönem olacak, tabii eğer geleceğimiz olursa...
-
İyiler birlik olamıyor acele ediyor ve yöntem bilmiyorlar. Ama kötüler yöntem biliyorlar.
Ayrıca iyilik nedir ki?
Kötülere hiçbir ses etmeden yaşamaya çalışmak iyilik midir. Suya sabuna dokunmadan yaşamak herkese sırıtıp şirin görünmek iyilik değildir. Herkesi memnun etmeye çalışmak da iyilik değildir.
Türkiye'de pasif iyiler çoğunlukta. Hem kolum yorulmasın hemde yüküm taşınsın hem de cebim dolu olsun istiyorlar.
Böyle olmaz.
Hem starbucksa gideyim hem de solcu olayım. MC Donalds dan karnımı doyurayım ama hümanist olayım.Küresel markalara özenip adalet diye bağırmak imkansızı istemektir.
-
Ben halktan şöyle bir gözlem sonucu ediniyorum:
Siyasal İslam'ın başarısızlığı yüzünden bir yılgınlık var. Bu açıkça görülüyor. İlk iktidara geldikleri yıllar gibi atak ve iddialı değiller. İlk yıllarında padişahlığı da geri geliyordu ceddin deden ceddin baban alalım düşmandan eski yerleri marşları gırla gidiyordu. Şam'da Cuma namazı kılınıyordu. Afrin'e bile girmek elli gün sürünce ve onca mülteci beslenmesine rağmen Esad düşürülemeyince bütün balonlar söndü.
Bir de sanırım kulaktan kulağa bunlara bir fetva yayınlandı. Dinin allahın tartışmaya açıldığı yerlerde bulunmayın, orayı terkedin diye. Böyle bir fetvanın kulaktan kulağa yayıldığına inanıyorum. Bu fetvayı hangi din baronu vermiştir bilemem ama birkaçı birden de vermiş olabilir. Sanki dindar ve dinci kesimde böyle bir anlayış oluştu gibi bir görünüm var.
Tabii bu iyi değil. Kutuplaşmayı, ayrışmayı, kim kime dum duma kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor burnunun dikine gidiyor herkes olması çok kötü. Böyle bir fetva varsa kim verdiyse topluma büyük kötülük ediyor. Ayrışmayı körüklüyor, toplumsal iletişimi baltalıyor. Fakat tüm dindarlarda bu tavrı görmek çok yoğunlaşınca böyle bir fetvanın el altından yayıldığını düşünmek komplo teorisi değil.
Eskiden konuşur, tartışırdım, sadece internetten değil yüz yüze de. Fakat şimdi bu konuyu kapatalım deyip konuşmayı reddediyorlar.