Varolmayan Ülke ya da şimdilik yurtları tanınmayan yurtsuzlar
-
-
Yönetim hissetmekten bıktım
Bu bıkkınlığı anlatan bir kelime var mı? Varsa şu. Dünyanızı havaya uçurmak istiyorum. Varolamadığım yer zaten yoktur. Her gün keyif alamadığım ve neşe saçıp savuramadığım (her gün gülücük ve kahkahaların patlayıp durmadığı ) yer zaten hiç varolmadı ya da olmasın, ben de burada olmayayım.Gülmek ya da her an kahkahayı basmaya hazır olma dışında bütün varoluş biçimleri zaten butlanlı (ölü doğmuştur, yaşatılamaz da)
-
İnsan gülmeyi bilen hayvansa bu doğayı kahkahayla doldurmadığı hiç bir günü yaşamadı
Gülüşün titreşimi papatyaya çarpmadığı gün papatya yaşamadıYönetim hissetmekten bıktım
Şenlik istiyorum. Şenlik özlüyorum. Neşe özlüyorum. Tepeden tırnağa dolu dolu mutlu, bıkkın olmayan, güne koşa-kalkan insanlar özlüyorum.
-
@TENTEN
Benim çocukluğum (0 - 10) böyle geçti. Keçilerimiz vardı ancak ineğimiz yoktu çünkü fakirdik. Keçilerin sütünden ve peynirinden beslendik. Mis gibi temiz hava vardı ancak alaturka tuvaletlerimiz rezildi. -
Dünyayı beğenmiyorsanız ve değiştirmek istiyorsanız, bunun tek yolu var. Siyaset. Evet; siyasetle bu mümkün. Da, paran olacak, çevren olacak, retoriğin çok iyi olacak, azıcık yakışıklı olmak da gerek. Ve elbette çok azimli olmak gerek . Bakın mesela RTE´ye; nereden nereye geldi ve Türkiye´nin çehresini kendi kafasındaki resime göre tamamen değiştirdi.
-
Bir kabile ve grup birliği gibi bir şey hissetmek istiyorum. Bu içimi kaplıyor.. Kendimsiz hissediyorum
Herkesin birbiri gibi hissettiği
Başka türlü nasıl varolurum bilmiyorum. Ateşler içinde bir yüzyıl. Eksiklik duyumsayarak ...
Kendim olabilmek diğerleri gibi hissedebilmek. Yakın olabilmek, başka yolunu bilmiyorum.
Yabancıların yurdunda kapana kısılmış kaçak. Esir alınmamış ama esir
Özgürlüğünü vermemiş ama özgürlüğü kiralık ya da kendinden defolu. -
Gözüme kendi gözünün içi gibi bakanların içinde ve ülkesinde ölmek ya da yaşamak
, onlarca kuşatılmak, içlerinde olmak başka hiç bir şey istemiyorum. Hiç bir şey, başka türlü hiçbir şey kendimsizliği gidermiyor ve o ülkede gözlerine kendi gözüm gibi bakamazsam beni eğiten öğreten onlar olsundu ve etim kemiğim ve kanım onların olsundu
Sonra ne geleceğinin önemi yok, -
-
Bir yanım -yarı yarıya- vahşi kurtlar kadar yabani ya da yabanileşmek istiyor ki ben buna özgürleşme derdim başka yolunu bilmiyorum bıktım
Yabancılaşma ve özgürlük tıkanıklığı içeren hiç bir durumu sevmiyorum ve bıktım
Doğa ve ben ve biz . Yabancılık yok ,yabancı yok, başkası yok biz varız . Yabancı düşman. Hepsi bu .Buraya set koyan yabancı ya da düşman o halde savaşa hazırlansın çünkü savaşacağız...
-
Kendim olabilmenin tek yolu diğerlerini tıpkı benim gibi, kendim gibi hissedebilmektir
Başka türlü varolmayı bilmiyorum ve öğrenmekte istemezdim, çöpe kaldırın -
Bu sayfa için uygun olacağını düşündüğüm şiirimi paylaşmak istedim.
Ben Köyümü Çok Özledim
_Hasretliği ,gel bana sor
Şehir yeri, virane hor
Gece gündüz ,işimiz zor
Ben köyümü ,çok özledim .Anam babam, gurbetteler
sormaktayım, ne haldeler
Düşüm rüyam, dilimdeler
Ben köyümü, çok özledim.İnek gütsem, meralarda
Sütün içsem,kana kana
Aksa terim, harmanlarda
Ben köyümü, çok özledim.Toprağinda , taşındayım
Havasında ,suyundayim
Uzağında ,yakındayim
Ben köyümü, çok özledim.Soba kursam, bacasina
Ekmek yapsam, ocağında
Keşkek dövsem, düğünlerde
Ben köyümü, çok özledim.Gizli gizli, akar yaşım
Ne de çabuk, geçti yaşım
Şehir yeri ,dertli sızım
Ben köyümü, çok özledim. -
Kırılgan bir çocuk gibi hissediyorum, güçsüz hissediyorum ama bu benim yüzümden değilmiş gibi diğerlerinin yüzünden ya da diğerleri eksikmiş gibi
Yalan söylememeye programlıyım ve bu ne söyleyeceğini bulamamak gibi çünkü söylemek isteyebileceğin herşeyi duymak isteyecekler var mı? ve tam perdesiz ve dolaysız olduğunda yani her şey açık olduğunda bu çok çıplak olurdu. Yani mesela Tezer Özlü gibi. Bu sanki kırılgan ve güçsüz, zayıf, çocuksu, farklı ya da tuhaf algılanman gibi olacakmış gibi
Düşünceleri saklamak ,düşünceleri başka türlü söylemek, her gün böyle geçiyor çünkü mesela atıyorum acı çektiğini, yalnız hissettiğini ve bunun için kimsenin bir şey yapmadığını ve kendin bile ne yapabileceğini bilmediğini söyleyebilir misin?
Hem belki de ilgilenilmesi gereken bu değildir ve başka daha önemli şeyler vardır yani daha çok acı çeken ve daha yalnız olanlar varsa bunu hissetmek(e aldrımak) doğru mu? Ben iyiyim iyi durumdayım o halde ne yapmalıyım çünkü bu (yalnızlık ve ne hissettiğim) önemli değil. Çok daha karmaşık acılar var yani buna kendime aldıramam. Kendime aldırmamalıyım. Bunu (kendime aldırmamayı) kendime öğretmeliyim demeliyim.Ne istediğimi bilmiyorum
Burada olmamayı istemeye benziyor desem tam değil başka bir yerde başka bir ben olmayı ve şu an ki bu ben olmayı unutmayı istemeye benziyorBaşkası olmak istiyorum ama sanırım burada değil ya da buradaysa böyle değil yani şu an ki realitenin bu olmadığı bir bura ancak
-
Mevcut realiteyi silen bir kurşun kalem arkası silgiye sahip olmak isterdim ama bu uygun değilse yani herkes bunu istiyor onlar seçiyorsa? Tamam karışmamalıyım. (Yani ben kimim ki tanrıcılığa soyunamam -sadece kendimi dile getirdim ve baktım ki ora hatalı, karmaşık, bilinmiyor, kuant ve sustum ) O halde ? Yanıt bulamıyorum, . İşte burada içerideyim ,bekliyorum, bitsin ve dayanmalıyım zaten ölüm günü kendi gelecek...
-
Ölümü bekliyorum evet bir otobüs bekler gibi
Ne acelesi var ne geç kalmış bir bekleme
Kendi bileceği kendi sefer saatinde gelmesine karışmayan bir beklemeyle...
ve öyle durakta kiminle karşılaşırsak ve laf lafı açarsa -
Günler aktif olarak ölümü beklemekle geçiyor ve bu saatten sonra en sevdiğim oyun haydi ölümü bekleyelim oyunu ya da ölümü beklemek oyunu,
Eskiden, ilk gençlikte ve çocukta böyle değildim
Ölümden başka hiç bir şey bana artık yeni bir umut ya da değişim ifade etmiyor. Bıkkınlık ve usanç ..Burası. Bu demek. Ölüm umut demek..
İnsanlardan o kadar bunaldım kiYani öldüğümde evrensel ne olacaksa, ne olması gerekiyorsa o olur.
Sonuçta bu realite değişir.
Bu realite biter ve bu realiteyi tekrar etmek dışında herşeye açığım. Her ne olacaksa her olacağa da açığım. Sorun yok.Evrensel neyse o olur, yasa neyse o olur, doğa ne derse o olur, evren ne derse o olur, evrenin yasası işer. İşlesin, uyumluyum. Barış.
Evrenle-doğayla-doğamla uyumluyum sorun yok .Sonuçta doğama (ölüme) dönerim burada (yaşamda) uyumsuzum. Uyumsuz hissediyorum bıktım, doğa karar verir. Doğa annem, rahmi evimdir. Ben barış içindeyim. -
Ölümden başka hiç bir şey bana çekici gelmiyor ve heyecan duyamıyorum. Ölüme karşı umutluyum. Biraz merak çok az da heyecan var. Yani tam bir heyecan değil ama yarıya yakın bir heyecanla bekliyorum .
Bütün umutları ölüme yükledim.
Yani piyangoyu ölüme oynadım.Yani burada ne yapıyoruz birileri bir şey yapmak istiyorsa yapalım; benim arada çok boş vaktim olur katılırım..
Ölüme kadar boş zaman aralıklarım bana da lazım değil isteyene dağıtırız
-
Bu sözgelimi ama bazen Tezer Özlü de bazen başkasında kendimi görebiliyorum. Bu yaşamak gibi. Bu anlar olmadığında kim olduğumu bilmiyorum, bir anlamı da yok, yürüyorum, kaybolmak gibi. Bunun olduğu anlar var, işte hepsi o. O varolma, gerisini anlamıyorum. Jung-Einstein, morfolojik alanlar, eşzamanlılık bir bağlantıysa bağlantı tüm bildiğim bu. Yani bu kavramlarda aynı şeyi hissedip açıklamayı denemişler gibi. Çaba.
Bunlar olmasa ne yapardım bilmiyorum. Yani ikinci beklenen gibi olan bu mu bilmiyorum.. Bu anların karşılaşmaların çıkagelmesi. Karşılaşmalar. O anın içinde hissediyorum. Oraya dairim ya da bunun gibi tam açıklayamadım. İçinde ıssız hissetmediğim yer.
Ormanda ağaç ağaca yaslanır, karşıdır gibi. Su suyu taşır. Işık. Bunun gibi. Yürüyorum.
Işığın bir merkezi olması gerekmez bütün ışıklar ışık cinsinden ışıktır, hepsi o. Benzeşim duyumsadığımda.
İçine hissetmek ya da olmak. Mihaly Csikszentmihalyi
nin akış kuramı var. Çocukluğum daha ziyade bunun gibi.
Akış tamamen eşzamanlılık gibidir ve sanırım bu yalnız olmayacak. Çocuklar daha başarılı. -
Feyerabend Eksikliği (doldurulmalıdır)
Maddesin, materyalsin, hiçsin, (hiçten gelip hiçe giden hiç) özgür irade yok, (büzüşüp çökmüş tekilliğin şeysinden doğmuş şeysin) (kabullen) vb formunda uzayan şeyler neredeyse bilgi, felsefe ve filozofi kılığında.
Bunlar kölelik (b)uyrukları gibi sloganlar. Sorgulayın, soruşturun, araştırın, bilgi toplayın, derin düşünün terkedin. Derim.
Modern Avrupa kültürü (ki yok kendi kültürsüzlüğünün üretimi olarak) onları üretti. Ataları her yeri yağmalayanların torunları bunları söyledi. Bu aydınlanma kültürü ve filozofinin, evrimin ve insan ilerlemesinin en ilerisi, devamı ve geleceği olarak size sunuldu ve pazarlandı. Anlıyoruz. Öyle olmayabileceğini ya da farklı perspektifler ve bakış açıları da olabileceğini söylemek isterdik.
Yukarıdakiler herkesi küçümseyen kendisini akil hamisi sanan çökük zavallılarca üretilmiş -felsefe kılığına büründürülmüş- çökük kölelik replikleri.
Maddesin, materyalsin, hiçsin, (hiçten gelip hiçe giden hiç) özgür irade yok, (büzüşüp çökmüş tekilliğin şeysinden doğmuş şeysin) (kabullen) vb formunda uzayan şeyler neredeyse bilgi, felsefe ve filozofi kılığında.
İnsan onuruna yakışmıyor, reddediyor, başkaldırıyor, tarihten silinmesini rica ediyor ve asla onaylamıyoruz. Bunlara geçit verirsek; ne umut üretebiliriz, ne erdem, ne etik, ne gelecek ve ne de mutluluk. Tüm bunların çok açık farkındayız.
Batı topluluğu ağacın çürük dalıydı ve çürük insanlar üretti ve çürük insanları da onları söyledi ve üretti. Tüm öncüllerini, doğu ve doğa düşünürlerini/felsefelerini ve ilk çağ bilgeleri dahil herkesi reddedip aşağılayıp küçümsemekle meşgul ve avunan bu küçümseyeciler işte bunu üretti. Boş materyaller ve hiçlersiniz ve buna inanın.
Anarşist ve aykırı duruş tek yoldur.
"Materyalizm bir kölelik sloganı" ve bunun onayı gibi.
Boş materyal olmak ve hiç olmak tüm bunlara kapı aralar ve insanı en son boş amaçsız, duygusuz bir tenekeye çevirecek.
Hiç bir rasyonel etik üretmezsiniz. Materyalizmle. Kabullenin.Kralın duymak istemeyecekleri ama "Kral Çıplak". Hep öyleydi. Sadece kimse açıktan söylemiyordu.
Komün yaşamı demek, doğal kabile/klan birliğinin, doğa yaşamının aynısı ve doğal animist görüş orada her zaman hazır. Tersi giydirilmeye çalışıldığında bunu kim niye yaptı?
Bilinç kavramıyla boğuşmaları ya da onu -rasyonel/nesnel seminde yapılandıramamaları kendi sorunlarıydı ve insanlık bu hatanın bedelini ödemek zorunda değil. Bilgelerinizi ve düşünürlerinizi peygamberleştirmeyin ve onların düşüncelerini ayetleştirmeyin doğal sorgulayın ve yeniden yapılandırın, ve onları aşın, sorunları çözün düzeltin.Feyerabend eksikliği ve bize mistifike diyen ların/lerin ............. ......... habzersizliğinde.
-
Feyerabend Eksikliği 2
Felsefe büyük oranda bitmiştir ya da kapanmıştır (ya da konformizme yenilmiştir) diyoruz.
Son yaklaşık 10 küsür senede düşünce forumları ziyaret ettik. Bilim, bilimsel düşünce, bilimsel ateizm ve kısmen bunlarla yakınlaşmış ve işbirliği yapar görünen materyalist hiççi vb ideolojiler (heryeri tıkamış, kaplamış ve kuşatmıştır ve bunlar) artık insanlığın geleceği, ileri ve üst/öncü düşünler olarak pazarlanıyor. Alternatif düşüncelere mistifzim, idealizm vb yakıştırması dışlayıcılığı vb. yapılıyor. (ki bu ifadeler en hafifi ve az bile ama yeterli) Kendilerini üst/ileri yapı ve ileri düşünür/bilge sanan sanan bu sözde elitsi topluluklar her yeri kuşatmışlar ve onlar tarafından diğerleri adı verilenler toplumsal/düşünsel yargılar çıkmazında zaten susmak durumunda bırakıldı.
Bilgi konformizm işbirliği bilgiyi en son tükürmüştür. Bilgi işe yarar çıktıya, ürüne ve en sonda ve metaya dönüştürüldü.
Sonuçta şunun ya da bunun dışındakilerin nesnel ,bilimsel, bilgisel, bilişsel vb tabana alınmayacağı gibi varsayım ya da yargılar bilgiyi karartmış kuşatmıştır. Bilgi tartışmaları yozlaşmış, kısırlaştırılmıştır.
Sonuçta bu gölgeleme, kuşatma, kimlik örtüsü (değersizleştirme dahil ) girdabında felsefe üretmenin artık neredeyse boşa emek sallama ve ziyanı olacağı kanaatindeyim.
İnsanlık bütün tavukların aynı gıdakladığı kafesi hakediyor. Bu mevcut insanlık. Geldiğim nokta bu ve umarım öyle olur. Kurtuluşunuz sandığınız ideolojiler sizi hapseder ve kaplar.Sonuç olarak felsefe uğraşı kesin bir bıkkınlık çünkü umut insanda o halde bu (aşağıdaki derlemeyle ) yola ve ileri yürünmezdi.
Normallik ve aptallığın benzerliği üzerine tartışmalar vardır. Aşağıdaki şeyler normalleştirildi ve geri çevrilmez biçimde bu olmuş görünüyor. İnsanın bu gidiş yönüyle, bu düşünce tutumlarıyla ilerleyebileceği tek yer geri ve geçmiş ya da başa dönüş ve kayboluştur. Üzgünüz...
@ictenlik, içinde söyledi: Varolmayan Ülke ya da şimdilik yurtları tanınmayan yurtsuzlar
Feyerabend Eksikliği (doldurulmalıdır)
Maddesin, materyalsin, hiçsin, (hiçten gelip hiçe giden hiç) özgür irade yok, (büzüşüp çökmüş tekilliğin şeysinden doğmuş şeysin) (kabullen) vb formunda uzayan şeyler neredeyse bilgi, felsefe ve filozofi kılığında.
Bunlar kölelik (b)uyrukları gibi sloganlar. Sorgulayın, soruşturun, araştırın, bilgi toplayın, derin düşünün terkedin. Derim.
Modern Avrupa kültürü (ki yok kendi kültürsüzlüğünün üretimi olarak) onları üretti. Ataları her yeri yağmalayanların torunları bunları söyledi. Bu aydınlanma kültürü ve filozofinin, evrimin ve insan ilerlemesinin en ilerisi, devamı ve geleceği olarak size sunuldu ve pazarlandı. Anlıyoruz. Öyle olmayabileceğini ya da farklı perspektifler ve bakış açıları da olabileceğini söylemek isterdik.
Yukarıdakiler herkesi küçümseyen kendisini akil hamisi sanan çökük zavallılarca üretilmiş -felsefe kılığına büründürülmüş- çökük kölelik replikleri.
Maddesin, materyalsin, hiçsin, (hiçten gelip hiçe giden hiç) özgür irade yok, (büzüşüp çökmüş tekilliğin şeysinden doğmuş şeysin) (kabullen) vb formunda uzayan şeyler neredeyse bilgi, felsefe ve filozofi kılığında.
İnsan onuruna yakışmıyor, reddediyor, başkaldırıyor, tarihten silinmesini rica ediyor ve asla onaylamıyoruz. Bunlara geçit verirsek; ne umut üretebiliriz, ne erdem, ne etik, ne gelecek ve ne de mutluluk. Tüm bunların çok açık farkındayız.
Batı topluluğu ağacın çürük dalıydı ve çürük insanlar üretti ve çürük insanları da onları söyledi ve üretti. Tüm öncüllerini, doğu ve doğa düşünürlerini/felsefelerini ve ilk çağ bilgeleri dahil herkesi reddedip aşağılayıp küçümsemekle meşgul ve avunan bu küçümseyeciler işte bunu üretti. Boş materyaller ve hiçlersiniz ve buna inanın.
Anarşist ve aykırı duruş tek yoldur.
"Materyalizm bir kölelik sloganı" ve bunun onayı gibi.
Boş materyal olmak ve hiç olmak tüm bunlara kapı aralar ve insanı en son boş amaçsız, duygusuz bir tenekeye çevirecek.
Hiç bir rasyonel etik üretmezsiniz. Materyalizmle. Kabullenin.Kralın duymak istemeyecekleri ama "Kral Çıplak". Hep öyleydi. Sadece kimse açıktan söylemiyordu.
Komün yaşamı demek, doğal kabile/klan birliğinin, doğa yaşamının aynısı ve doğal animist görüş orada her zaman hazır. Tersi giydirilmeye çalışıldığında bunu kim niye yaptı?
Bilinç kavramıyla boğuşmaları ya da onu -rasyonel/nesnel seminde yapılandıramamaları kendi sorunlarıydı ve insanlık bu hatanın bedelini ödemek zorunda değil. Bilgelerinizi ve düşünürlerinizi peygamberleştirmeyin ve onların düşüncelerini ayetleştirmeyin doğal sorgulayın ve yeniden yapılandırın, ve onları aşın, sorunları çözün düzeltin.Feyerabend eksikliği ve bize mistifike diyen ların/lerin ............. ......... habzersizliğinde.
-
Feyerabend Eksikliği 3
Materyalizm bir buhran ve afyondur.
İçi boş, kimliksiz, hiçlenmiş bilinçsiz materyal oluş. Bu köleye ve üretim emeği için sömürülecek metalaştırılmış köleleştirilmiş alt sınıfa buyrulan yer/şey ve verilen replik gibi. Bundan ileri ağır rahatsızız. Buna felsefe denmesini yoz, çirkin ve aşağılayıcı buluyorum. Bu insanı kimliği duyguyu metalaştırır. Kültürden koptuğunda ve artık oradan beslenemediğinde . Bu çözümlemeye kulak tıkayışı şimdilik anlyoruz.
Yaklaşık 10-12 yıldır memlekette düşünce forumları geziyorum ve bittik, tıkandık, bırakıyoruz. Bazılarına uğramadan bakıyorum. İçeride kim var ne yazıyor? Bazılarına hatta çoğuna uğrayamıyoruz (çünkü gözetlemede okuduk mistifike bıdı bıdı yazıcılar ora konuşlanmış görüyoruz ve içeri giremiyoruz bile çünkü grip saklanmaksızın dürüst yazarsan zaten hiçleneceksin) ya da kapı aralığından girip çıkıyoruz.
Susturulduk. Kimse bizi susturmadığını iddia edecektir doğrudur ancak Mumcu'ya sıkılan kurşunun sessizini biz 12 sene boyunca sıkıldı ve yedik. Yedikte yedik ve yetti. Çok fazla ya örtük ya da açık sanal zorbalık ve klavye savaşçılığı ve diğerleri yorgunuyuz. Bu yazıldığında sanırım ilk etapta paylaşılmayabilir ve ilk etapta bunu sözedenin duygusal serzenişi vb gelir değildir. Gerçekten yorgunuz. Alturist bir fedacı kadar yorgunuz ve bir o kadar yaralı.
Yarı peygamberleştirilmiş bu buhran kimliği (Marks) ve uzantısı Nietzsche gibi kimlikler buhranı tekelciliği felsefeyi tıkamıştır, katletmiştir. Düşüncenin yollarını tıkamıştır. Her yer aynı. Özgür düşün gölgeli. Özgür, açık ve serbest düşün bile bilimsel değil, nesnel açıklanamıyor iddialarıyla gölgeleniyor ve kapatılıp görmezden gelinip hiçleniyor ve hiç bir tartışma verilemiyor. Kimliğin bulandırılıyor, adın kimliğin küçümseniyor, saldırı görüyor. Bay Marks ve diğerleri ötekilere aşkın ileri/öte düşünülemez vb. yanılgılamalar var ya da doluşmuş. Yani batı aydınlanması düşünürleri düşünün bayrağı ve ötesi/ilerisi olarak şimdilik göndere çekilmiş. Yani bunları kırmakla mı uğraşacağız? Kutsanmış onaylanmış bu kimliklerin ontolojik buhranları yere çalınmadan yol alınamazdı.
Marks kişisinin bugün Rusya'yı, Çin'i ve direnen tarafı kısmen üreten hatta belki de bugünkü Avrupayı ve dünyayı da belki şekillendiren tarihsel kişilik oluşuna katılıyoruz. Önemini sayıyoruz ama ontolojisi berbattır ve kuramı ideolojiktir. Marks bir ideologtu. Materyalizmi sapla samanı birbirine karıştırmaktı ve bununla uğraşmadan hiç bir şey yapılamıyor.
Kimliğimi, içeriğimi, yazılarımı ve yazarlığımı, değerlerimi yargılatmayacağım ve bu anlamda kendimi artık küçümsetmeyeceğim. Buna karar verdim ve yazmak her gün kendini yeniden yargıya açmak. Fazla şişirilmiş Marks, Nietzsche gibilerin ya da düşünceye karıştırılmış bilimi ideolojileri gölgelemesiyle yürünmüyor, yazılmıyor. Susuyoruz ve felsefen çekileceğiz. . Felsefe üretimi ya da katkısı çabası artık umutsuz ve hiç bir zaman değer saygı görmeyecek ya da amaç sonuç üretmeyecek ikilemli emek gibi algılanıyor. İnsanlar umarım farkeder.
İnsanlar artık herkese/herşeye gölge eden üst/üstün olmuş düşünürlerinin ve söylemlerinin boyunu, uzunluğunu ve herhangi üstüncülük ve aşkıncılığını budamalı. Oyun sahası eşit değil. Tarafsızlık eşitliği yok. Hiç bir zaman olmadı. Saygı dilenilecek şey değil ve biz dilenci değiliz. Bıktık. Bıkkınız ve üzgünüz.
"Materyalizm bir engel ya da duvar gibi, set gibi" Bunun temsilcileri umarım herkesin materyalist olduğu toplumu deneyimler ve aşamazsa iliklerine kadar proleter oluşu da.
Materyalizm bir aşağılamadır. Bize göre öyledir ve yazmıyoruz çünkü bunu yazmak kırıcı mı;?
Fromm'un aldatma insan ruhuna yapılmış en çirkin saldırı dediği şey var. Bin yılın düşünürü lanse edildiğinde bu ek paket geliyor ve bizce aynısı. Materyalizm insan onuruna ,aklına, varlığına benliğe ,bilincine saldırı ve aşağılatma küçültme girişimi. Nefret. Bilgi nefreti ve erişim kıskançlığı.Saf madde ve materyale indirgenme seni saf metalaştırır. İşte çözümleme, ,işte bilgi.
-
Feyerabend Ekslikliği 4
Marks gibiler neredeyse kendinden sonrakilerin felsefe yapmasını ve özgür düşünü yasaklamış, kısıtlamış/kısırlaştırmış kişiler gibi. Herkesin yerine toptan düşünmüş (20 yıl ayet indirmiş) ve herkese ne düşüneceğini göstermiş ,işaret etmiş kişiler. Ne yazık ki
Lord Marks ya da felsefenin yeni Lordu Lord Marks gibilerin varlığı bir kaç yüzyıl sonra bile felsefe tıkıyor. Materyalizm bizi hiçler. Biz neysek oyuz.
Neden bilinç üzerine konuşmayı yasaklıyorlar ya da susturma kapatma güdümünde?
Materyaller oluşu iddia ve ilan etmek sizi yeterince mutlu etti mi? Şimdi iyi misiniz?
Ölüp gidip materyale geri dönüştüğümüzde -ki mesela Marks amca dönüştü- tüm bunların anlamı ne?