Turk Fizikcinin Yercekimi Hikayesi
-
Formuluze etmesi 13 sene surmus
kozmik itim gucu -
Bu adam bir bilim adamıysa ve böyle bir sonuca varmışsa bu sonucu kanıtlamalı, aksi halde ya iddia olarak kalır ya da komik duruma düşer.
Yer çekimi yerine itici güçten bahsediyor ve bunu bir madde olarak adlandırıyor ama neyin ittiğini kendisi de bilmiyor.
Havada itici güç olabilecek bir madde yok.
Oksijen, buhar, çok az miktarda elektrik akımı ve frekans dalgaları var.
Zamanında havadan elektrik üretme gibi arayışlarım olmuştu. Damda bekleyen bir metre karelik bir sacda bir yılda sadece mikroamper düzeyinde elektrik birikti. Bir led lambasını bir gün boyunca yaktı.
Bu adamın iddiasını kanıtlayacak bir şey yok, ben uydurma, kafa karıştırma olarak görüyorum. -
Bu arada TENİTEN böyle şeyleri sever. Bakalım o bu konu için ne diyecek.
-
@bilgisezgi bende maddeyi hava kabarcığı gibi düşünüyorum.
Boşluğu ise su olarak görüyorum.Ama gök itimi olsa kapalı oda içinde yerçekiminin ortadan kalkması gerekirdi.
-
Ona kalsa zaman da gerçekte yoktur, bir algıdır.
Tüm açıklamalar sicim teorisinde saklı fakat sicim teorisi açıklanamıyor, sorun burada.
Çünkü sicim dediğimiz şey tek boyutlu, yani var olan bir şey değil. Tek boyutlu da, iki boyutlu da şey olmaz, bunlara var denilemez.
Yaratılışın sırrı olarak görülen de bu, tek ve iki boyuttan üç boyutlu varlıkların ortaya çıkması. Tek ve iki boyutlu varlık olamazken bunlara nasıl var diyeceğiz ve bundan üç boyut çıktı diyeceğiz bunu bilemeyişimiz en büyük sorunumuz. Yaratılışa inanç bundan kaynaklanıyor.
Biz, anlayamadığımız ve laboratuarda tekrarını yapamadığımız işleri yaratım kabul etme eğilimindeyiz. Biz yapabiliyorsak yaratım değil imalat, yapamıyorsak yaratım olarak kabul ediyoruz.
Bu kabul yerinde mi yersiz mi, yanılgı mı orasını tartışmayacağım. Bilmediğimiz oranda cahil olduğumuzu bilir ve kabul ederim. Bildiklerimizin oranını artırma savaşı veririz biz. Amacımız budur ve her geçen gün artan bir ivmeyle bildiklerimizi artırıyoruz.
Bu çaba her şeyin bilinmesi anlaşılması ile sonuçlanmayacak. Evren sona erdiğinde yanıtı bilinmeyen soru kalmamış olmayacak. Evren yanıtlanamamış sorularla son bulacak.
Yeni evrenlerde sorular baştan yanıtlanmaya başlanacak. Devran böyle sürecek. Varlık bir ritimdir. Resetlenir ve yenilenerek sonsuzca tekrarlanır.
Bu yüzden ritmik melodi ve danslarda bir kutsallık algısı vardır. Bundan sonsuzluk ve kutsallık algısını açıkça hissederiz. Beethowen'in keman partisyonlarının zorluğu gündeme getirildiğinde "tanrı ile konuşurken sizin kahrolası kemanlarınızı düşünemem" dediği söylenir.