İçeriğe atla

Genel Alanlar

366 Konu 3.1k İleti

Alt kategoriler


  • 28 Konu
    344 İleti
    K

    @Sputnik , yurdum memleketlinin tek derdi başına bir çatı ve açlığını gidermek. Hal böyle iken, kim kaliteyle uğraşacak?

  • 91 Konu
    495 İleti
    S

    "St john's wort" yani "sarı kantaron" bitkisinin antidepresan özelliği olduğu kanıtlanmış. (Psikiyatrik ilaçlarla etkileşime girdiği için psikiyatri hastaları kullanmamalı. Serotonin sendromu yapabiliyor.)

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Sarı_kantaron

  • 97 Konu
    670 İleti
    PakizeP

    Kafir İmam

    Bir zamanlar küçük bir Anadolu kasabasında, Ali isimli bir imam yaşardı. Ali, kasabanın saygın simalarından biriydi. Her sabah camide namaz kıldırır, akşamları ise iman dersleri verirdi. Ancak içten içe bir huzursuzluk vardı içinde. Dini sorguluyor, imanın sınırlarını zorlamaktan, bu soruları içinden geçirmekte kendini zor buluyordu.

    Zamanla, Ali’nin kafasındaki bu sorgulamalar, çevresindekiler tarafından fark edildi. Efruhte Bacı, kasabanın en çok konuşan ve eleştirilen kadınlarından biriydi. Sık sık camiye gelerek Ali’nin öğretilerini eleştirir, onun boş inançlar peşinde koştuğunu söylerdi.

    “Ali, hasta ruhlarımıza şifa değil, şüphe getiriyorsun!” derdi Efruhte. Diğer mahalleli de destek olur, onu “kafir imam” olarak yaftalamaya başlardı. Ali, bu hakaretlere maruz kalıyor ve içinde daha derin bir sorgulama ile baş başa kalıyordu. İman ile sorgulama arasında gidip gelirken, sonunda kalbinin sesine kulak vermeye karar verdi.

    Bir gece yarısı, kararını verirken yanına bir bilgisayar alarak yazılım öğrenmeye başladı. Artık Ali, yalnızca dini metinlerin altına imza atan bir imam değil, yeni bir yaşam arayışında olan bir adamdı. Hızla yazılım dünyasında yer edinmeye çalışırken, eski mesleğini tamamen bırakmaya karar verdi.

    Zaman geçtikçe, yazılım alanında ustalaşmış ve çok para kazanmıştı. Kafasındaki tüm sorulara yanıt ararken, yaratıcılığına da yeni kapılar açmıştı. Kısa zamanda varlıklı bir adam olmuştu; onun bu değişimi, kasabanın meraklı gözlerinden hiç kaçmadı. Efruhte Bacı ve mahalleli, “kafir imam” olarak damgaladıkları Ali’nin başarılarını konuşmaya devam etseler de, onun peşinden gelen maddi başarıları göz ardı edemez hale geldiler.

    Bir gün, Ali kasabaya geri döndü. Kalabalık bir izleyici kitlesi arasında içeri girdi. Kalabalık, Efruhte’nin öncülüğünde hâlâ Ali’ye hakaret etmeye çalışıyordu. Ancak Ali, onlara gülerek yaklaştı ve yüksek sesle sordu:

    “Siz miydiniz beni işimden eden?”

    Ali’nin gülüşü, mahalle halkının suratındaki şaşkın ifadeyi daha da belirginleştirdi. Bir zamanlar küçümsedikleri adam, şimdi statü sahibi bir kişiydi. Cevap veremeyen kalabalığın yüzünde sadece utanç kalmıştı.

    İlk zamanlardaki hakaretlerin tamamen tersine döndüğünü gören mahalle, Ali’ye karşı bir saygı geliştirmeye başlamıştı. Ali, “İmanım sorgulandı, ben de yanıtlar aradım. Sonunda kendimi buldum,” diyerek topluluğa davranışlarının arkasında yatan gerçekliği ortaya koydu. Artık geriye dönüp bakmıyordu; kendisini kanıtlamış, başarı bizatihi kendisiyle birleşmişti.

    Yeni hayatında, insanlara ilham vermek ve onları korkularından kurtarmak üzerine bir yola giren Ali, kasabada "kafir imam" olarak anılmaktan çok, kendi özgür iradesiyle şekillendirdiği hayatıyla tanınmaya başladı.

    Ve bu, kasaba için bir ders olmuştu; sorgulamak, öğrenmek ve onu hayatına katmak, en üst mertebe dedi.

  • 117 Konu
    905 İleti
    K

    @TENTEN , çıkar mutlaka. Meslek yaptığım şirkette bobin sarma makinası da vardı. Tek tek sayardık. 🙂

  • Okyanus etkisi

    389
    0 Oy
    389 İleti
    4k Bakış
    G

    Güne not: Biricik "Yoda'm" iyileş olur mu

  • Bedenini Satan İnsanlar

    4
    0 Oy
    4 İleti
    47 Bakış
    ?

    Sol kesim en çok onurdan insanlıktan sözeder ancak yoktur bir farkları.

    Özellikle Türkiyede kişiliğini veya bedenini satmadan bir yerlere gelmek imkansızdır. Solcusu da sağcısı da aynı yönde evrilmiştir.

    Kişiliğini korumaya kalkarsan seni terbiyesiz ve anarşist olarak yaftalamaları çok kolaydır.

    İşveren olsun yada devlette midir amir olsun farketmez. Senden emeğini satmanı değil kişiliğini vermeni ister.

    Bu alçaklığı da din ile kutsarlar ,

    Anam babam sana feda olsun ya resulullah, varlığım varlığına feda olsun ey sevgili....

    Umarım anlamışsınızdır.

    Tapınırken secde etmeniz de bu kişiliksizliği sembolik olarak kutsamaktır.

  • Bu başlık silindi!

    2
    0 Oy
    2 İleti
    13 Bakış
  • Iraklılar İnsan Değilmiydi

    13
    0 Oy
    13 İleti
    131 Bakış
    ?

    @Efruhte, içinde söyledi: Iraklılar İnsan Değilmiydi

    @kâfir-imam haklılık payı var

    Ama şia mezhebi de az beter bir şey değildir. Zaten ortadoğu denen yerde yeşillik bitmez. Bitsede oradaki çöl develeri hemen yiyip tüketirler. Oradan iyi birşey çıkmaz.

    Bu nedenle Avrupa da kendi önlemini alıyor.

    Ancak Kudüs Filistin dalgası içine karışanı yutar bunu anladıkları zaman benden kocaman bir naniiiiiiiik alacaklar.

    Sonra uyanmadı demesinler.

  • Bu İşyerlerinden Uzak Durun

    3
    1 Oy
    3 İleti
    165 Bakış
    ?

    @Efruhte, içinde söyledi: Bu İşyerlerinden Uzak Durun

    O zaman hiçbir yerde çalışamazsınız çünkü bu maddeler dışında kalan bir işyerinin olduğunu sanmıyorum.

    Evet çok zor , var ama orada da işe girmek için yine torpil gerekli.

    Böyle bir işyerinde çalışıyorssnız asla ukalalık yapıp da kendinizi öne çıkartmayın. Çünkü karşılığı olmaz. Ben iki dil biliyorum , şöyle sertifikam var , böyle ustayım falan hiç yeltenmeyin , size aferin vermezler. Daha fazla işi üzerinize yıkıp arkanızdan ENAYİ diyerek gülerler.

  • 3 kelime, bir kısa hikăye

    34
    4 Oy
    34 İleti
    699 Bakış
    K

    Patates şenliği

    Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, pireler deve iken, çok uzak bir diyarın havası sımsıcak, suyu kıt ve toprağı çok kurakmış. İşte böyle bir yerde küçük bir köy varmış. İnsanları kısa boylu, saçları simsiyah ve tenleri kızarmış patatese benziyormuş. Kimisi mısır ekerken, kimisi domates, kimisi de patates ekermiş.

    Günlerden bir gün hava aniden kararmış, gök gürlemiş, gökyüzünde şimşekler çakmış ve akabinde yağmur yağacak derken, hava açılmış, bulutlar kaybolmuş ve yakıcı güneş terkrar ortaya çıkmış. Köylüler buna çok üzülmüş, çünkü uzun süreden beri yağmur yüzü görmemişler. Ektikleri mısırlar ve domatesler büyümeden kurumaya başlamış. Son umutları patateslermiş.

    Köyün şamanı ahaliyi toplamış ve hep beraber köyün kıyısındaki tepeye çıkmışlar. Oraya yanlarında bir tavuğu da götürmüşler. Şaman bir yandan "Eey, göklerin tanrısı bize merhamet et, bizi aç bırakma, mısırımız ve domatesimiz kurudu, bari patatesimize göz koyma!" diye yakarırken, diğer yandan tavuğun kafasını kopardıktan sonra kanını yere akıtmış.

    Hava yeniden kararmaya yüz tutmuş, gökyüzünde bulutlar toplanmış ve şimşekler ardarda çakmaya başlamış. Köylüler umutlanmış ve beklemeye koyulmuş. Şaman yine bir şeyler söylemeye başlarken, yağmur yağmaya başlamış. Önce yavaş yavaş, sonra gümbür gümbür. Yağdıkça coşmuş ahali. Yağdıkça güller açmış köylülerin yüzünde.

    Bir hafta boyunca durmadan, gece gündüz devam etmiş yağmurun yağması. Kuraklık bitmiş, toprak gevşemiş ve yeşillenmeye başlamış. Patatesler kurumaktan kurtulmuş ve önce filizlenmişler, sonra toprağı delmişler ve yeşermişler.

    O günden beri bu ıssız köyde her sene bir hafta boyunca patates şenliği düzenlenir. Şenlik günü herkes gülümser, kırgınlıklar unutulur, sevgililer nişanlanır ve çocuklar bayram eder.

    Kelimeler: patates, şenlik, tavuk

  • Antik Mısırda Cinsel Hayat

    1
    0 Oy
    1 İleti
    37 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • DarkMatter2525 Youtube kanalı

    4
    1 Oy
    4 İleti
    90 Bakış
    H

    Türkçesi olmayanlara çeviri yaparak bol bol "sevap" kazanabilirsiniz.

    Benim favorim araba mevzusu!. 🙂

  • Türkiye Ev Fiyatları Avrupayla Yarışıyor

    2
    0 Oy
    2 İleti
    25 Bakış
    H

    Doğrudur. Avrupanın tertemiz kasabalarında 10-20 binliğe dönümlük arazisi ile 200-250 metrekarelik eski evler var. 500 avroya otomobil bile var. Ben iktidar olduğumda vergileri kaldıracam. Kamu personelini özelleştirecem. Okul-hastane-elektirik-su-doğalgazı kamulaştıracam. Diyaneti özelleştirecem. Bunların maaşını bütçe yükünden kurtaracam. Kamu araçlarının %95' ini satacam. Bakanlara elektirikli bisiklet verecem işlerine gidip gelsinler diye. Herkes gibi 65 yaşında 10 bin emekli aylığı verecem meclise. Kamu hastanesi dışında hastaneye gidemiyecekler. v..s. v.s.

  • 30 Yıllık Sorunlar Hala Seçim Vaadi

    1
    0 Oy
    1 İleti
    62 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Şeriat Tartışması AKP'nin Oyunu

    4
    0 Oy
    4 İleti
    115 Bakış
    ?

    Avukat kadın şeriat çıkışı ile kendi reklamını iyi yaptı.
    Hesaplarını iyi incelemek gerekir, bunun için birilerinden ne kadar ödeme aldı mı?

  • Yabancı sözlere Türkçe karşılıĝı önerisi...

    45
    0 Oy
    45 İleti
    353 Bakış
    K

    @kâfir-imam
    Doğrusunu söylemek gerekirse; benim Türkçem ilkokul terk. O zamandan beri Türk okullarına gitmedim.

  • Osmanlı ucube bir devlet miydi?

    4
    0 Oy
    4 İleti
    120 Bakış
    S

    Osmanlının son zamanları bile iğrenç, klasik dönem ise daha tiksindirici ve iğrenç.
    Son zamanlarda biraz gayret göstermişler ama klasik dönem Osmanlısı insanın kanını donduracak derecede ucube bir toplum.
    Ellerinin altında her bir kaynak var ama tarım bile yapamamışlar ki, bütün Dünya'da nüfusun arttığı bir zamanda nüfus artışı yaşanmamış.
    Para desen geçmiyor, takas yöntemi ile ticaret yapıyorlar. Ülkede üretilen az biraz mallar ise İtalyan tüccarlara çok az bir miktara satılıyor, yani sömürge haline getirilmiş.
    Matbaa yani kitap okumak yasak, dini kitaplar dışında bütün kitaplar halka yasaklanmış,
    Toplum "ölüler toplumu" haline getirilmiş. "Ahirete hazırlık" dışında bir kaygıları kalmamış.
    Muhteşem yüzyıl da göründüğünün aksine iğrenç giysiler giyiyorlar. Bütün kılık kıyafetler ucubelikten ibaret.

    İşte Osmanlı tam olarak buydu. Sözde cihan padişahları bile bir gecekondu da kalıyordu.
    18.yüzyılda Osmanlı, Avrupa dan tahminen 2 bin yıl daha geri idi. Evet şaka yapmıyorum, bir camiyi bile 50-70 yılda inşa edebiliyorlardı. Firavun ikinci Ramses bunları görse "bu ne ucubelik" derdi herhalde.

    Keşke tarihçilerimiz muhteşemsiz Süleyman'ın askeri başarıları (?) yerine matbaanın 300 yıl geç gelmesinden bahsetseler.

  • Organik ve Doğal Ürünler

    7
    0 Oy
    7 İleti
    83 Bakış
    phiP

    Daha dun basima geldi, deniz levregi 275 tl idi havuz levregi 240 tl ben deniz levregi soyledim 600-700 gr diye not dusulmustu gelen balik buldigin havuzdu nerden anladim tadindan yagindan herseyinden 🙂 sonuc olarak organik vs hikaye domatesin fidesini her yerden alabilirsin dikiyorsun serada onceden alirsin sera olmazsa temmuz haziran agustos alirsin organik diye satarsin iste 🙂

  • Çalma Listesi

    64
    6 Oy
    64 İleti
    1k Bakış
    smileS

  • Antartika canlı kamera bağlantıları

    8
    1 Oy
    8 İleti
    150 Bakış
    K

    Her 15 saniyede bir güncellenen görsele canlı denilebilir, çünkü çok kısa bir zaman aralıĝı.

  • Şiir denemeleri...

    15
    2 Oy
    15 İleti
    262 Bakış
    K

    Önemli olan...

    Berideki muhakkak karşıdakini sinirlendir.
    Şuradaki muhakkak oradakini öfkelendirir.
    Yakındaki muhakkak uzaktakini kızdırır.

    Muhakkak birisi, birisinin tepesini attırır.
    Önemli degil bunlar.
    Önemli olan kendi kendimizi sinirlendirmemektir.

  • 3 Oy
    5 İleti
    119 Bakış
    S

    @kâfir-imam Akran zorbalığı çok büyük bir sorun. Zorbalık yapanlar öldürseler bile ceza almıyorlar. Çoğu cinayet-zorbalık vakası medyaya bilerek verilmiyor.
    Bu sorun ancak yüz yüze eğitim kaldırılarak hafifletilebilir.

    Ekşi sözlükte birine şöyle bir mesaj gelmiş. Zengin çocukları yetim bir çocuğu komaya sokana kadar dövmüşler. Bu zengin çocuklarına ne bir ceza ne bir kınama hiçbir şey yapılmamış. Gerçekten inanılmaz.

    https://eksisozluk.com/img/ayz2hehb

    kaynak

  • Merhaba Canım

    4
    4 Oy
    4 İleti
    197 Bakış
    V

    Ne güzel şiir.
    Şimdiye kadar bilmiyor olmak üzdü beni.

  • I.G. Farbenindustrie

    2
    1 Oy
    2 İleti
    59 Bakış
    ?

    Bu şirket işlediği insanlık suçlarından dolayı tasfiye ediliyor. Yani kapatılıyor eğer yerseniz...

    Araştırın bakalım günümüzde kaçtane şirket bu farbenindustrie şirketinin bölünmüş parçalarını oluşturur?

    Hepsi akrabalar arasında pay edilmiş. Kuzenler yeğenler arasında bölüştürülmüştür. Ama kuruluş şekli ulusaldır. Yani alman devletinin kamu şirketidir.

    Şimdi daha net anlaşılır umarım.