Karşı devrim nedir?
-
Fransızlar devrim yapmadan önce de toplumlar köleydi.
Ancak fransız devrimiyle birlikte onun karşıtı olan ve adına karşı devrim denilen modern kölelik çağı başladı.
Modern köleliğin yasallaştığı, demokrasi ve özgürlüğün çöpe atıldığı, halkın sizden-bizden diye ayrıştığı, dinciliğin, ırkçılığın, mafyanın veya ideolojik faşizmin hüküm sürdüğü ve sadakacı toplumun yaratıldığı sisteme karşı devrim denir.
Devrimde olduğu gibi karşı devrimi de halk yani modern köleler getirir.
Kölelerin devrim yerine karşı devrimi getirmesi ve köleliğin onlara cazip gelmesi anormal görünse de aslında bu bir kölelik alışkanlığına dayanmaktadır.
Kölelik, binlerce yıl köle olarak yaşayan toplumlara o kadar işlemiş ki, profesör dahi olsalar bu alışkanlıktan kolay kurtulamıyorlar.
Fransız devrimini dünyanın belası sayan sözde aydın Celal Şengör kölelik alışkanlığına en bariz bir örnektir.
Öyle ki, hem Atatürkçü geçinip hem Fransız devrimi benzeri devrim yapan Atatürk ile bilerek veya bilmeyerek çelişmektedir.
Bu da gösteriyor ki, bir prof bile kölelik alışkanlığına halen bağlı ise bir de sıradan halkı düşünün...
Bu alışkanlıktan kurtulamayan ve halen dibine kadar bağımlı olan coğrafyaların aksine Avrupalılar bu alışkanlıktan çoktan çıkmış, ikinci evrimini yaşıyorlar.
AB ülkelerini emperyalisleşmeye iten de bu çok geride kalmış coğrafyaların köleliğe biat etmelerinden kurtulamayışıdır.Karşı devrim neden güçlü?
Dincilerin çorbası, mafyanın silahı ve iktidarların sadakası halka daha cazip geliyor.
Karşı devrimde tecavüz, saldırı, gasp, rüşvet ve serbest pazarı bir fırsat olarak görüyorlar.
Karşı devrimin en büyük destekçisi emperyalizmdir.
Emperyalizmin maddi-manevi desteği olmadan karşı devrim gerçekleşmez.
Çünkü karşı devrimin yaşandığı ülkelerin yeraltı, yerüstü değerleri ve insan emeğinin aslan payı emperyalizme akar.
Karşı devrim budur, emperyalizm donuna kadar soyar, donuna kadar soyulan ise çorba ve sadakayla ona şükreder.
Bu yüzden emperyalistler ile köleler çok iyi anlaşırlar.Türkiye'de birilerinin şeriat istemesi, kürdistan istemesi, Kars, Erzurum ve Hatay'ı istemesi, 7-8 eyalete bölünmesini istemesi ve araplaşmak için can atılmasının nedeni, karşı devrimin zirvede olmasındandır.
Yazıyı burada noktalarken bir dip not düşeyim.
Karşı devrimin yaşandığı bir ülkede karşı devrimci olmayan muhalifler etkin ve yetkin siyaset yapamaz. -
"Karşı devrimci" genellikle gericiler olarak tanımlanıyor bildiğim kadarıyla.
Gerici ve karşı devrimci olup bunu kabul edenlerde faşist ve ırkçılar oluyor.Hitler bir sözünde "ben devrime karşı duruyorum, bu anlamda karşı devrimciyim" demişti. Zaten demokrasiyi de kaldırıp aydın saydığı insanların kitaplarını yaktırmıştı.
Kurdukları yeni devlete de üçüncü imparatorluk diyorlardı.@bilgisezgi, içinde söyledi: Karşı devrim nedir?
Fransız devrimini dünyanın belası sayan sözde aydın Celal Şengör kölelik alışkanlığına en bariz bir örnektir.
Fransız devrimi ve Amerikan bağımsızlığı aydınlanmanın bir ürünü değil midir?
Fransız devriminin olması tarihsel bir zorunluluktu. Fransa da olmasaydı başka ülkede olurdu.
Celal Şengör saçmalıyor, sonuç olarak. -
@Sputnik, içinde söyledi: Karşı devrim nedir?
"Karşı devrimci" genellikle gericiler olarak tanımlanıyor bildiğim kadarıyla.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Gericilik
Toplum bilimci Emre Kongar gericiliği "insanoğlunun tarihsel gelişim sürecine göre, üretim ilişkilerine göre, tüketim ve paylaşım ilişkilerine göre ve siyasal rejimlere göre" sınıflandırmıştır. Bu tanıma göre insanlık tarih boyunca gelişme ve ilerlemeler göstermiştir. Kongar'ın tanımına göre toplayıcılık, avcılık, tarım, sanayi ve bilgi toplumu gibi aşamaları geriye götürmek ya da durdurmak gericiliktir. Üretim ilişkileri de benzer şekilde zaman içinde ilkel (primitif) klanlar, kölecilik, feodalizm, kapitalizm ve sosyalizm gibi değişimler göstermiştir. Bu değişimleri geriye götürmeyi savunmak gericiliktir. Tanrı adına mutlak hukuki ve idari yetkilere sahip derebeylikleri ve krallıklar, yerlerini anayasal krallıklara ve cumhuriyetlere bırakmıştır. Çağdaş devletlerde kişi hak ve hürriyetleri demokratik ve laik yasalar ile güvence altına alınmıştır. Demokratik ve laik çağdaş rejimlerin yerine insanlar tarafından dini kuralların insanlara karşı işletildiği antidemokratik rejimleri istemek gericiliktir.