İran’da Zerdüş
-
Çin ve Hint’te bireysel ve sosyal gerçeklik üzerine geliştirilen söz konusu felsefi filozoflardan daha bile önce, İran’da Zerdüşt adlı bir bilge ilahi gerçeklik ve “Kötülük Problemi” konusunda oldukça geniş kapsamlı fikirler ileri sürmüştü. Olabildiğine ayrıntılı bir ahlaki monoteizmin savunuculuğunu yapan Zerdüşt, pek çok kaynağa göre, Yahudi inançlarından, eski Mısır tanrılarından, hatta Vedalar’dan etkilenmişti.
Zerdüşt birden fazla Tanrıya inandığını söylenerek tektanrıcılık sorgulanmış
olsa da onun sadece Tanrıların en kudretlisi olan Ahura Mazda’ya tapınılmasını istediği açıktı.Zerdüşt dünyadaki karşıt metafiziksel güçler arasındaki çatışmanın belirlediğine inandığı ahlaklılıkla ilgili olarak da birtakım düşünceler geliştirmişti. Ahura Mazda, kötülüğe tekabül eden mutlak karanlığın tam karşısında, iyilikten yanaydı. Bizim hem iyilik ve hem de kötülükle dünyaya geldiğimizi, bu ikisi arasında verilen mücadelenin hayatımızı anlamlandıran en önemli şey olduğunu söyleyen Zerdüşt, demek ki Aziz Augustinus’tan tam bin yıl önce kötülük problemi üzerinde kafa yormuştu. Söz konusu ahlaki düalizm, nitekim Zerdüştçülerin sapkın olduklarına inandıkları Manişeistlerin elinde, sonradan iyiyle kötü arasında geçen kozmik bir çatışma haline gelecektir.
-
Ben bazı kaynaklarda bu Ahura-Mazda'nın bizdeki şeytanın da atası olduğunu okumuştum. Yahudi / Hiristiyan inancında geçmiş şimdiki gibi bir "mutlak kötülük" inancı yokmuş. BU inanç Hıristiyanlığa (ve tabi ki müslümanlara) bu Ahura Mazda inancından geçti deniyor.
-