Felsefenin varoluş sorunuyla mı ilgilenmesi, yoksa insan davranışları ile mi ilgilenmesi tercihi felsefede hep bir sorun olagelmiş.
Bunun nedeni bence varlık sorununun asla çözülemeyecek olması fakat insan davranışlarını biçimlendirmenin pratik yararlarının olması. Çözemeyeceğimiz bir işle uğraşmaktansa çözüm üretebileceğimiz işlerle uğraşmak daha verimli olabilir.
En gelişkin zihinli filozoflar ikisiyle de uğraşır. Aslında tam mükemmel, kimsenin ihlal edemediği bir etik üretemeyeceğimize göre varlık sorunu gibi etik sorununun da mutlak ve kesin bir çözümü yoktur.
Farketmiyor aslında, ikisinde de ne kadar köfte, o kadar ekmek ilkesi geçerli. Benim adım hıdır elimden gelen budur veya karıncaysam ulaşamazsam da yolunda giderken ölürüm fikri.
Felsefede biraz yüksek fikirlere ihtiyaç vardır, sıradan fikirlerle pek felsefe olmaz. Hiç etikle ilgilenmeden sadece varoluş sorununa odaklanmak da eksik kalır, varoluş sorununa hiç bakmayıp sadece etik geliştirelim demek de eksik kalır.