İçeriğe atla

Felsefe

458 Konu 982 İleti

Alt kategoriler


  • 87 Konu
    122 İleti
    PakizeP
    Modernizm ve postmodernizm, özellikle sanat, edebiyat, mimarlık ve felsefe alanlarında iki farklı düşünce ve ifade biçimini temsil eder. İşte bu iki akım arasındaki bazı temel farklılıklar: Zaman Dönemi: Modernizm: 19. yüzyılın sonlarına doğru başlamış ve 20. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Sanat ve kültür alanında yenilik ve ilerleme arayışıyla karakterizedir. Postmodernizm: 20. yüzyılın ortalarından itibaren ortaya çıkmış ve 21. yüzyıla kadar devam etmiştir. Modernizm sonrası bir yanıt olarak şekillenmiştir. Temel Özellikler: Modernizm: Kesinlik, nesnellik ve evrensel doğrular arayışı ön plandadır. İleriye dönük ve yenilikçi bir yaklaşım sergiler. Sanatçılar, toplumun ve kültürün geleceği için yeni yollar keşfetmeye çalışır. Postmodernizm: Belirsizlik, çok seslilik ve görecelilik vurgulanır. Kesin anlamlar ve evrensel değerler reddedilir. Metinlerarası ilişkiler, parodi ve ironi gibi teknikler sıklıkla kullanılır. Kültürel Yaklaşımlar: Modernizm: Genellikle Batı'nın ilerici ve öncü fikirlerine dayanır. Endüstrileşme ve bilimsel gelişmelere paralel bir şekilde kültürel bir dönüşüm hedefler. Postmodernizm: Kültürel bağlamda daha açıktır; çoğulculuk, kimlik siyaseti ve farklı kültürlerin bir arada var olmasını kabul eder. Serbest ve eklektik bir yaklaşımı benimsediği için çeşitli kültürel formları bir araya getirir. Sanat ve Estetik: Modernizm: Sanatın kendine özgü bir dili olduğunu savunur, soyutlama ve form üzerine yoğunlaşır. Yüksek sanat ile popüler kültür arasında keskin bir ayrım yapar. Postmodernizm: Yüksek ve düşük sanat ayrımını sorgular. Sanatın başka sanatlarla diyalog kurmasını, referanslar vermesini ve ironi kullanmasını öne çıkarır. Anlam ve Dil: Modernizm: Anlam arayışı içinde olan, dili net ve belirgin kullanmaya çalışan bir yaklaşım benimser. Anlamın önemli ve bulunabilir olduğunu savunur. Postmodernizm: Anlamın kaygan olduğunu, dilin sınırlarını zorlayarak anlamın değişebileceğini, çoklu yorumlara açık olduğunu vurgular. Anlamın inşa edildiğini ve süreksiz olduğunu savunur. Öz ve Kimlik: Modernizm: Bireyin özüne ve aracısız ifadesine önem verir. Bireylerin evrensel insan deneyimi içinde yer aldığını savunur. Postmodernizm: Kimliklerin çok katmanlı ve toplumsal yapılarla şekillendiğini savunur. Bireylerin özlerinin sabit olmadığını, zamanla ve bağlamla değişebileceğini belirtir. Bu farklılıklar, modernizm ve postmodernizm arasındaki temel çerçeveyi oluşturur. Her iki akım da kendi içinde çok çeşitli alt gruplara sahiptir ve bu gruplar da farklı yönlerden incelenebilir.
  • 118 Konu
    204 İleti
    E
    Az önce bloğumda yayınladığım makaleyi sizinle de paylaşmak istedim. Diyalektik denince, kişinin aklına ilk gelen Marksistlerin kullandığı yöntemdir. Haksız da sayılmazlar çünkü günümüzde Felsefede hakim olan bir nevi Marksizm karşıtlığıdır. Halbuki diyalektiği Marks yada Hegel çıkarmamıştır. Çok daha eskiye Antik Yunan'a dayanır; Herakleitos'un nehir örneği ve Sokrates'in soru-cevap yöntemi bu kavramın ilk izleridir. Şimdi diyalektik sözcüğünün tarihteki yolculuğuna bakalım. Diyalektik nedir? Diyalektik sözcüğü, Eski Yunan'da kullanılan dialektike sözcüğünden günümüze ulaşmıştır. Başlangıçta karşılıklı konuşma, tartışma, diyalog gibi anlamlara gelen sözcük, karşılıklı aracılığıyla anlamında dia- ön eki ile 'konuşmak, söylemek, seçmek' anlamlarına gelen legesthai fiilinin birleşmesinden meydana gelir. Ayrıca Legesthai, aynı zaman da 'söz, akıl, mantık' gibi anlamlara sahip Eski Yunan'dan günümüze gelen logos sözcüğünün de oluşturur. Diyalektiği kavram olarak ilk kullanan Sokrates, teorik sistemizasyon olarak kullanan ise Aristoteles'tir. Ancak onların öncesinde diyalektik düşüncenin tohumlarını atan kişi Herakleitos'un kendisidir. 'Çünkü nehir aynı nehir değildir ve siz de aynı siz değilsiniz.' - Herakleitos Düşünce olarak Herakleitos’ta var olsa da, diyalektiğin kavram hâline gelmesi Sokrates’in soru-cevap yönteminde gerçekleşir. “Doğurtma sanatı” olarak bilinen bu yöntemde, Sokrates sorular sorar ve cevaplar olumlu ya da olumsuz olsun, şeyin nesnelliğini ortaya çıkarır. Öğrencisi Platon ise bu yöntemle diyaloglarını şekillendirecek ve daha sonra Aristoteles’e aktaracaktır. Aristo'dan sonra diyalektik, özellikle Ortaçağ’a kadar felsefi tartışma ve teoloji aracı olarak varlığını sürdürür. Peripatetik (Aristotelesçi filozoflar) okul onun mantık ve diyalektik çalışmalarını devam ettirirken, Cicero gibi Romalı düşünürler bunu retorik ve ahlaki ikna sanatıyla birleştirdi. Ortaçağ’da Boethius, Aristoteles’in mantığını Latince’ye çevirerek Batı’da skolastik eğitimde diyalektiğin temelini atar. Aynı dönemde Ortadoğu'da gelişen İslam feslefesinde İbn Sina ve Farabi, Aristotelesçi diyalektiği hem felsefi hem teolojik bağlamda kullanırlar. yüzyıla geldiğimizde, bir dönüm noktası yaşanır. Aristoteles’in eserleri, İbn Sina, El-Farabi gibi İslam filozofları tarafından Arapça’ya çevrilir, yorumlanır ve geliştirilir. Haçlı Seferleri ve Endülüs’teki etkileşimler sayesinde bu Arapça eserler Latinceye çevrilmeye başlar. Böylece Batı Avrupa, Aristoteles’in mantık ve diyalektiğini yeniden öğrenip üniversitelerde öğretmeye başlar. Bu sayede diyalektik artık sadece bireysel tartışmaların değil, akademik ve sistematik bir tartışma yöntemi hâline gelir. Bu dönemde Skolastik filozoflar, Hristiyan teolojisi ile Aristotelesçi mantığı birleştirerek diyalektiği akıl ve inanç arasında köprü olarak kullanırlar. Günümüz felsefesinin kökeni olan Modern felsefede ise diyalektik, Leibniz ile mantık ve monadoloji çerçevesinde çelişkileri çözme aracı olarak görünmeye başlar ve henüz Hegel’in tarih ve evrenin içsel yasası anlayışı yoktur. Descartes, diyalektiği tarihsel veya toplumsal bir yasa olarak değil, akıl yürütme ve metodik şüphe aracı olarak kullanır. Ada felsefesinde (Bacon, Hume, İskoç Sağduyu Okulu) diyalektik doğrudan kullanılmaz; tartışma ve eleştiri yöntemleri öne çıkar, mantıksal ve retorik bir araç olarak görülür. Bu gelenekten beslenen Hegel ise diyalektiği tartışma yönteminden çıkarıp evrenin, tarihin ve bilincin içsel yasası hâline getirir. Bu yasaya göre çelişkiler ve çatışmalar zorunlu olarak çözülür ve bu süreç tüm varlığı ve tarihi şekillendirir. Böylece Almanya’da modern felsefede diyalektiğin temeli atılmış olur. Kant ise bu süreçte aklın sınırlarını ve çelişkilerini inceleyerek, saf akıl eleştirisi aracılığıyla metodik bir analiz geliştirerek aklın çelişkilerini sistematik bir biçimde ortaya koyar. Günümüz dünyasında ise diyalektik Karl Marx'ın teorize ettiği kavramdır. Hegel’in idealist diyalektiğini alıp tersine çevirmiştir; artık diyalektiğin zemini artık madde ve toplumsal ilişkiler olur. Çelişkiler ve çatışmalar, sınıflar arasında somut bir gerçeklik olarak görülür ve tarih, bu çatışmaların çözümü üzerinden ilerler. Yani Marx’ta diyalektik, soyut düşüncenin değil, maddi dünyanın ve toplumsal mücadelelerin analiz aracıdır. Marx, Hegel’in idealist diyalektiğini tersine çevirerek diyalektiği maddi dünyanın ve toplumsal ilişkilerin temeline oturtur. Artık çelişkiler soyut değil, somut ve toplumsaldır. Sınıflar arasındaki çatışmalar tarihsel bir zorunluluk olarak görülür ve tarih bu çatışmaların çözümü üzerinden ilerler. Böylece diyalektik, sadece düşünsel bir yöntem olmaktan çıkar, üretim ilişkilerini ve toplumsal mücadeleleri anlamak için pratik ve tarihsel bir analiz aracına dönüşür. Marx’ta diyalektik, artık sadece düşünsel bir yöntem değil, maddi dünyanın ve toplumsal mücadelelerin analiz aracı hâline gelir. Siyasette diyalektik Rus devrimi teorisyenlerinden Lenin, Marx’ın diyalektiğini hem felsefi hem de pratik bağlamda daha da çok geliştirir. Ona göre her olgu kendi içinde çelişkiler taşır ve bu çelişkiler, tezin ve antitezin çatışmasıyla çözülür. “Zıtların birliği, yani diyalektik (tesadüf, özdeşlik, eşit etki) koşullu, geçici, fani, görelidir. Karşıt olan zıtların mücadelesi ise mutlak, tıpkı gelişim ve hareketin mutlak olması gibi.” Vladimir I. Lenin — “On the Question of Dialectics” (1915) Mao ise çelişkileri somut ve tarihsel bağlamda ele alır, bazı çelişkilerin temel, diğerlerinin yan olduğunu vurgular: “Çelişki her yerde vardır; önemli olan hangi çelişki temel, hangi yan çelişkidir.” Tez ve antitez kendi iç çelişkileriyle birlikte ele alınmadıkça sentez gerçek bir dönüşüm üretemez. “Düşman ile aramızdaki çelişkiler antagonistik çelişkilerdir. Halkın safları içindeki çelişkiler ise, çalışan halk arasındaki çelişkiler, antagonistik olmayan çelişkilerdir…” Mao Zedong — (On Contradiction) (Ağustos 1937) 2500 yıllık serüveni sonrası, 1937'de Mao Zedung 'Çelişki üzerine' adlı söyleminde diyalektiğin ilk çıkışını temel alarak şunları söyler; 'Antik Yunan filozofu Herakleitos, ‘her şeyin akış halinde olduğunu’ ve ‘tüm değişimin kaynağının çelişki olduğunu’ söylemiştir. Hatta aynı nehre iki kez adım atamayacağımızı da belirtmiştir çünkü o artık aynı nehir değildir. Bu düşünceler diyalektiğin ilk nüvelerini barındırmaktadır.' ⦁ Mao Zedong (On Contradiction) (Ağustos 1937) Peki Diyalektik ne değildir ; Diyalektik ≠ Düalizm: Düalizm iki zıt ilkeyi katı biçimde ayırır, diyalektik ise zıtların birbirini belirleyen birliğini savunur. Diyalektik ≠ Mantık (Formel Mantık): Mantık çelişkisizlik ilkesine dayanır, diyalektik ise çelişkilerin şeylerin içsel yapısına ait olduğunu kabul eder. Diyalektik ≠ Sofistik: Sofistik tartışmayı kazanmayı hedefler, diyalektik ise hakikati ve süreci anlamayı amaçlar. Diyalektik ≠ Metafizik (Statik Düşünce): Metafizik varlığı durağan görür, diyalektik ise değişim ve süreç içinde kavrar.
  • 94 173
    94 Konu
    173 İleti
    S
    @Eski-Kullanıcı, içinde söyledi: Eflatun @Efruhte eşek de güzel hayvandır. İnsanlara çok yararı olduğu halde hakrete maruz kalıyor. Arapın putu bile hakaret ediyor. Eşekteki güzelliği değil de kötü sesi görüp hakaret ediyor. Allah çok karamsar yav. Eşek benimde sevimli bulduğum bir hayvandır. Bu aşağıdaki olay gerçek mi? Gerçekse çok kötü, çok. Gerçek değilse bile, bir hayvanın üzerine neden İsrail bayrağı çizersin ki? Zeka yerlerde. Teyit, eşeği öldürmediler diyor. Umarım doğrudur. Twitter da paylaşılan resim şu: [image: 1722716998769-88ca0222-007c-4430-bc81-3e304fe5be99-image.png]
  • 116 Konu
    117 İleti
    H
    Ruh spiritüal bir yapıdır. Spiritüal yapılar fani varlıkla fani olmayan varlığın kesişim noktasıdır. Spiritüal yapıların bir, iki, üç veya dört boyutlu formları vardır. Can karmaşık bir yapıdır. Canlılık real evrenle alternatif evrenin kesişim noktasında ortaya çıkmıştır. Biyoenformasyonel Hayaletler Alternatif evren araştırmaları biyoteknoloji araştırmalarının tamamlayıcısıdır. Canlılık daima real evrenle alternatif evrenin kesişim noktasında ortaya çıkar. Biyoteknoloji uzmanları dinozor ve benzeri tarih öncesi yaratıkların genetik yapısını araştırmaktadır. Bu yaratıkların genlerini canlı hale getirmek alternatif evrenle bağ kurmaktır. Günümüzde dabbe, clover veya predator adı verilen hayaletlerin görünür hale gelmesinin nedeni bu biyoenformasyonel bağlantı olabilir. https://neolatinscience.wordpress.com/?ref=spelling&_gl=1*an5f83*_gcl_au*MTI4NjA2NjcyNy4xNzYyMjQwMTM4 Oturma organından uydurduğun bu zırvaları yumurtlarken için ne içtin?
  • What is death? / Who are we? / What are we? : Ölüm Nedir? / Biz kimiz? /Neyiz?

    ölüm yaşam hayat
    6
    0 Oy
    6 İleti
    399 Bakış
    S
    @ictenlik Yazdıklarını anlayamıyorum. Bazı yerleri üç kere okudum hala anlayamadım. Ne anlatmaya çalışıyorsun?
  • Gerçek Nedir?

    yalan ve gerçek inanmak nedir yalan nedir gerçek nedir
    7
    0 Oy
    7 İleti
    265 Bakış
    S
    Fark etmiyoruz ama neyin gerçek neyin sahte olduğuna beyin-sinir hücreleri- karar veriyor. Dindarların mantıksız saçma sapan masallara inanmalarının açıklaması da burada gizli. Bu yüzden gerçek veya sahtenin insanlar tarafından tam olarak anlaşılması zor. Zihin izin vermeden doğruyu ve yanlışı ayırt edemeyiz. Gelecekte insan beyni makinelere, bilgisayarlara bağlandığında bu dediğim daha anlaşılır duruma gelecek. Belki de bilgisayara bağlanıp alternatif -sanal- evrenlerde gezinti yapacaklar. Aslında ne düşündüğümüzü bırakın ne görüp duyduğumuza bile beyin karar veriyor. Her şey özünde yanılsamadan ibaret.
  • What is reality? What is Truth? What real?

    gerçek
    2
    0 Oy
    2 İleti
    159 Bakış
    ictenlikI
    Gerçek nedir? Gerçek sahteye göre/nazaran asıl olandır ve kavram başka türlü soyulamaz ya da açılamazdı. Gerçek, gerçek -hakiki/reel- dediğimizde belirlenendir. Sahte ve imitasyonun ve taklitin tersi reel: -anti ya da gayrı reel ya da reel olmayanın tersi olarak reel olan Reel olmayan nedir var mı? Anti-realite ya da anti ve gayrı reel demeliyiz Gerçek belirlemesi, gerçeklik belirlemesinin içlndeki, hakikilik ve sahtelik türevlerinin ayrımsanması. Bir şeyin hakiki olanının en hakisisi, en saf temiz, bakir hali. ve daha da soyulamaz. Bu yanıt elmayı soyduğunda olan gibidir. Neyin en gerçeği, spesifikleştirin. Hangi sahtenin en aslını arıyordun? demeliydik? Evrensel, objektif; subjektife göre objektif; gerçek Sahteye göre asıl ve en hakiki gerçek Evcile nazaran/göre yaban gerçek Çiçekçideki orkideye nazaran dağdaki gerçek gibi Evrenseller geneldir ve bu tek bir noktaya işaret etmez. Merkezi tek bir sorunun cevabına yönelen en hakiki hakikat aramasını genişlet. Tanrı gibi bir merkez obje/nüve sapması, başlangıç çekirdeği gibi yanılgı, uzaktaki tekillik gibi saçmalık, buna son ver, artık arama. Sorular, genişlik ve evren. Evren sonsuz ve sınırsız genişleyen ve genleşendir ve gerçekler de gerçekliklere göre çoğul ve bölünmüş ve dağınık haldedir. Merkezi bir odak yok. Anti antiyi vareder. Gayrı olmadan na olmaz. Çatışkı olmadan dinamik üremez. Evrende merkez ya da odak diye bir şey yok, bir noktaya takılmaya son ver. Merkezi bir odak yükselişi ve ilerlemesi aramıyoruz. Öyle bir yere gitmeyeceğiz. Kafanda ve evrende nokta, odak arama, genişlet, yay. Yukarı ya da ileri gitmiyor ve çıkmıyoruz. Evren dağınık bir bütünüktür. Her yeri eşdeğer, özdeşik ve işleşiktir ve merkezi bir köşesi yok. Bunun her yeri heryeridir ve her yeri olarak herhangi bir yere/yerine eşdeğer. Evren kendisidir . Merkezi ve odağı yoktur. Bir okyanus, bir orman. Gidilecek özel nokta yok. Bulunacak özel geçit yok. Her yer tamamen orman ve her yer tamamen de okyanus.. Evrende merkezi bir bölüm/bölge ya da hakikat arama çünkü yok çünkü hiç olmadı .Bu dağınıık, şimdi dağıt ve yay ve genişlet ve ısıtarak genleştirdiğini düşün. Yay ve aç, uza-t... Her yerine ve herşeye/herşeyine kavuş ve git/odaklan; bir yerine odaklanma/değil. Merkez yok. Bütünük. Bütünüklü dağınık. Dağınıklı saçınık. Aynıklı ayn Tüm yönlere ve tüm herşeye git ve kendini aç, genişlet. Bir dalga gibi, yayılan açılan genişleyen. Ev-ren-sel-leş-me. Geniş uzamlaşma, yaygın ve derinik uzamlaşma düşücenlerine açıl, kulak ver. Nokta aramıyoruz, merkez yok.. Tanrının oturduğu ev ya da hakikatin ve gerçeğin içinde oturduğu tünel delik -ya da özel bölgeler- ve hiç olmadı. Bilgi ve doğrular her yerdedir. Tüm evrene yayılır, sinyaller. Bir yere taşınman ya da gitmen gerekmez, birinden alman gerekmiyor, sana gelecek, inan. Heryerde. Merkezi yok. Taşınma. Serbest. Özel bölge arama yok; özel şey kimse arama, yok.. Kendine kulak ver, kurt gibi dinle ve hisset, açıl, dinle... Uzak yakın, yabancı el yok, herkes en hakiki ve herşey de ve kendine kulak ver. Kendinden al, merkez sensin, sen şimdi merkezdesin.. Seçici yok, asla olmayacak... Seleksiyon bir denklemdir, doğaldır ve matematik seçer gibi düşün Bu objektif realite
  • Bilgi nedir? Bilginin Doğası

    4
    1 Oy
    4 İleti
    273 Bakış
    ictenlikI
    En saf haliyle bilgi; bir şeyi öğrendiğinde onu tekrar becerebilme yolunu öğrenmiş ve kazanmış olmak gibi. Örneğin ağaca tırmanmak bir bilgidir. Satranç oynamak bir bilgidir. Çok kaba ama yeterli.
  • İnsan iyi midir kötü müdür?

    46
    2 Oy
    46 İleti
    2k Bakış
    ictenlikI
    İyi kötü dual bir paradigmadır ve doğa da ihtiyaç duyulmuyor. Dile nerede, nasıl girdiği ve sızdığını belirlemek gerekir. Belki de ilk kötülüğü bulmak gerekecek. Muhtemel birincil analiz, köleliğin doğuşuna işaret etti. Güç uygulanmış ya da birbirine karşı güç kullanmış üstünlük çabasın girişmiş topluluk. Kötülük; bilgisizlik, yanlış organizasyon, yanlış örgütlü toplum, doğaya karşı yanlış örgütlenme vb. ni işaret edecekti. İnsan özünde kötü ya da yanlış diyemeyiz. Eşitliksiz örgütlenmeler.
  • Kanıtsız Felsefe Olmaz

    felsefe
    6
    0 Oy
    6 İleti
    370 Bakış
    K
    Felsefe, istisnasız aklınıza gelen her şey hakkında düşünmektir, yani gri hücreleri çalıştırmaktır; bir bakıma beyin jimnastiği diyebiliriz. Kanıt göstermek/getirmek zorunda değildir, ki tekrarlanabilir, gözlemlenebilir, ölçülebilir ve yanlışlanabilir veriler/kanıtlar sunulduğunda bilimin ilgi alanına girer. Bilimin dışında kalanlar masaldan veya metafizikten öteye gidemez.
  • Arthur Schopenhauer'in Sarkacı

    schopenhauer metafizik
    1
    0 Oy
    1 İleti
    117 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • İlericilik ve Gericilik

    bard ilericilik gericilik
    4
    0 Oy
    4 İleti
    294 Bakış
    S
    Mısır Kralı I. Faruk demiş ki. "Sürgüne giderken 'Bir gün gelecek; dünyada 5 kral kalacak. Dördü iskambil kağıtlarında, birisi de Büyük Britanya'da' demiştir." https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Faruk
  • En Büyük İyilik Hak Aramaktır

    iyilik nedir en büyük iyilik nedir
    3
    0 Oy
    3 İleti
    187 Bakış
    ?
    @hulk halk arasında benzer bir laf vardır , arka cebe giren şemsiye açılmaz diye. Artık bu siyasete yıllarca yol verilmiş o konuda hak aramak için arka cebin dağılması parçalanması gerekir. Hani CHP hep eleştiriyordu akp yi. Şimdi aynılarını kendi de yapıyor. Resmi araçlara belediye başkanlarının adlarının yazılmasını kendileri eleştiriyordu. Ama İmamoğlu en büyük icraat olarak kendi adını heryere yazdırmayı başardı. Artık aklını kullanan bunlara elini kaptırmaz.
  • Kendimce

    kendimce
    43
    2 Oy
    43 İleti
    2k Bakış
    ?
    İnsanların çoğu yaratıcıyı kendilerine benzettikleri için severler. Aslında yine kendileridir gerçekten taptıkları. Haci adlı düşünür şöyle der, Bir gün put dile gelmiş , demiş ki aslında bilirmisin nedir taptığın? Ben sana sadece ayna tutarım.
  • İyi İnsan Olmak İçin Dinlere Gerek Yoktur

    dinlere gerek yoktur dinlere gerek var mı ateizm nedir
    4
    2 Oy
    4 İleti
    245 Bakış
    K
    Nankör ve kibir. Dindarlar, dinsizleri/kâfirleri bununla suçlarlar. Bu forumda da bunu yapan dindarlar var. Neymiş efendim? Her şeye gücü yeten Arap Tanrısı işini gücünü bırakmış (belki canı sıkılmıştır), özene bezene bu dünyayı ve bilhassa insanları yaratmış. Yetmemiş hayvanları, insanların hizmetine sunmuş. Karşılıksız bir şeyin olmadığını yine bu tanrı bize ispatlıyor. Nasıl mı? Diyor ki, bunların karşılığında bana kayıtsız şartsız tapacaksınız. Yan çizerseniz sizi yakarım. Biz de kendisine sittiri çektiğimiz için nankör ve kibirli oluyormuşuz. Tabii yersen. Halbuki iyilik timsali ve merhametli birisi karşılık beklemeye tenezzül etmez, hele ki işkence (cehennem) yapmaya yeltenmez.
  • Düşünürlerin Özlü Sözleri

    özlü sözler aziz nesin
    14
    0 Oy
    14 İleti
    551 Bakış
    S
    [image: 1708972515691-a378b3aa-ed04-4190-8b4c-8111106b2e1e-image.png]
  • Kendi kendine tasarım mümkün müdür?

    tasarım akıllı akılsız
    15
    0 Oy
    15 İleti
    568 Bakış
    TENTENT
    <!DOCTYPE html> <html> <title>HTML Tutorial</title> <body> <canvas id="myCanvas" width="500" height="500" style="border:3px solid #000000;"> </canvas> <script> let myVar = setInterval(myTimer, 100); function myTimer() { var tuval = document.getElementById("myCanvas"); var ctx = tuval.getContext("2d"); var r = ["blue", "red", "green", "yellow", "black", "white", "brown", "gray"]; var c = Math.ceil(8 * Math.random() - 1); ctx.fillStyle = r[c]; ctx.beginPath(); ctx.arc(Math.round(Math.random() * 500), Math.round(Math.random() * 500), Math.round(Math.random() * 45) + 5, Math.PI * 2 * Math.random(), Math.PI * 2 * Math.random()); ctx.fill(); } </script> </body> </html> Bu kodu not defterine yapıştırıp html olarak kaydedin. Yada kodu aşağıdaki bağlantıda çalıştırın. https://html.onlineviewer.net/ Adımı yazması için ne kadar beklemem gerekiyor. Bol bol smile, pacman vb şeyler çıkıyor. Adını @smile cehennemi koydum.
  • Anarko Nihilizm

    nihilizm anarşizm anarko nihilizm
    30
    1 Oy
    30 İleti
    1k Bakış
    MistikM
    [image: 1701183287258-tr.jpg]
  • Benim Felsefem - Antinatalizm

    filozof
    66
    0 Oy
    66 İleti
    2k Bakış
    MistikM
    [image: tr.JPEG]
  • Hiyerarşiye karşı Anarşi

    komünizm anarşizm
    6
    1 Oy
    6 İleti
    387 Bakış
    MistikM
    [image: 348648956_288327490372481_8800268383875010524_n.jpg] https://sosyalistforum.biz
  • Çare Nükleer

    anarko nihilizm kıyamet
    1
    -2 Oy
    1 İleti
    130 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Antinatalizm (Doğum Karşıtlığı)

    nihilizm antinatalizm
    19
    0 Oy
    19 İleti
    652 Bakış
    MistikM
    [image: anti%20natalizm.jpg]
  • Hiç rüyadayken rüyada olduğunu fark ettin mi ?

    10
    1 Oy
    10 İleti
    498 Bakış
    S
    @TENTEN, içinde söyledi: Hiç rüyadayken rüyada olduğunu fark ettin mi ? Rüyada olup olmadığınızı nasıl anlıyorsunuz? Ben çoğu zaman anlıyorum. Beynim haber veriyor. @kereste, içinde söyledi: Hiç rüyadayken rüyada olduğunu fark ettin mi ? Rüya görürken acı hissettin mi? Hissetmiyorsan rüyadasın. Rüyada acı çekilmeyecek diye bir şart yok diye biliyorum. Acı hissetmek beyinsel zaten. Örneğin otistikler acıyı hissetmezler.
  • İnsanlar Korkularını Abartır

    ölüm ve sonrası cehennem var mı ölüm gerçeği yaşamak haktır
    1
    1 Oy
    1 İleti
    89 Bakış
    Kimse yanıtlamadı