Motivasyona İhtiyaç Duyduğunuzda Neler Yapıyorsunuz ?
-
@Struma bekliyorum. Açık bulursam saldırıya geçiyorum.
-
Sonrası yeni bir maraton zaten. Bir de kırmızı elma denen bir hedef koyup gözümün görecegi bir yerde bulunduruyorum o da motive ediyor.
Maraton ifadesi net bir nokta atışı bence.
Neden kırmızı peki, paylaşmak ister misiniz ?
-
@Struma eski turk tarihinde hocamız bahsetmişti kırmızı elma denirmis hedefe dikkat çekici olsun diye sanırım
-
@zafiRa kizil elmadir dogrusu. Turklerin turan inancini temsil eder.
-
@phi evet evet kırmızı diye aklımda kalmış
-
@zafiRa
Motivasyon objelerinin oldukça işlevsel olduğunu düşünüyorum.Alt bir fikri olması da ayrı bir güzellik.
-
Bende ansızın motivasyonum düşebiliyor belli bir sebep olmadan ama bir anda da motivasyonumu tekrar kazanmış olarak buluyorum kendimi. Yorucu bir süreç olarak geçiyor bende. Ama bazen uyku veya birkaç günlük kafa tatili de işe yarıyor.
-
taktik oyunlar oynuyorum; strateji hiç değişmiyor o zaman ve her daim motivasyon var oluyor...
-
@nejdet-evren, içinde söyledi: Motivasyona İhtiyaç Duyduğunuzda Neler Yapıyorsunuz ?
taktik oyunlar oynuyorum; strateji hiç değişmiyor o zaman ve her daim motivasyon var oluyor...
En islevseli bu gerçekten.
Öbür türlü insan uhrevi bir güç bekliyor.
-
Bugüne kadar motivasyona ihtiyaç duyduğumu söyleyemem, bu nedenle bu hususta nelerin iyi geldiği konusunda hiçbir fikrim yok.
Hedefler demişken; çoçukluğumda bile doğru dürüst bir hedefim yoktu açıkçası.
-
Ben kendimi doğaya vururum. Atlarım bisiklete pedallarım. Bitkin düştüğüm yerde piknik yapar geri dönüşe geçerim. Döndüğümde her şey sıfırdan tekrar başlar.
Bir seferinde 90 kilometre gitmiştim. Köylüler beni ağırladı. Ertesi gün geri döndüm! Bu rekorum, bundan uzun yol bisikletle yapmadım. 50 km. normal sınırım.
-
Bence bisiklet insan türünün yaptığı en iyi icattır. Ne bilgisayar, ne uzay mekiği, ne uydu.
Bir bisiklete atlar ve dünyayı dolaşır, hiç yakıt kullanmazsınız. Yok böyle bir icat. Hayatta hiç kimsem olmasa, yapayalnız bir adam olsam kesin bisikletle dünya turuna çıkar, nerede ölürsem orada kalırdım.
Yanımda bir köpeğim olurdu. Hayatım boyunca kediler besledim, kaç kedim oldu sayamam. Bir kedi ordusu olurlar. Hayatımda sadece bir tek köpeğim oldu. Köpeğin sadakati bambaşkadır. Kedide işte bir tek bu eksiktir.
Nerde köpeğim dinlenmek istedi, orada mola verirdim. Ben ne yersem o da onu yer, ben nerde yatarsam o da orada yatardı.
Bağımsız, hiç kimseye karşı hiç bir sorumluluğu olmayan başına buyruk, canı ne istiyorsa onu yapan bir adam olmak isterdim doğrusu. Zaten de öyleydim, hiç kimse bana ne yaptığımı soramazdı. Hesap vereceğim hiç kimse yoktu. Ama bir kez bağlandın mı bir daha kurtuluş ancak ölüm ile.
Sözümü tutamadığım olmamıştır. Ölüme kadar sözü verdiysem ölüme kadardır, sözden dönmek asla yok. Öyle alıp başımı gidemem söz verdiysem.
Kedilerimi de ölüm bizi ayırıncaya kadar diye alırım. Şimdiye kadar hep kedilerin ölümü beni onlardan ayırdı. Bakalım son kedim hangisi olacak ve beni ondan benim ölümüm ayıracak merak etmiyor değilim.
Kediler aynı benim gibi özgürlük düşkünüler ve özgüvenleri aşırı yüksek. Bu yüzden zaten kısa olan ömürlerini bile tamamlayamayabiliyorlar.
Önceki kedilerimden aldığım derslerle şimdiki kedimin bütün risklerini önledim. Dışarı çıkmaz, istemez zaten çıkmak. Bütün balkonlar pencereler kedi güvenli. Onun yaşlanıp ölmesini istiyorum, kucağımda son nefesini vermeli. Ondan önce ölmezsem tabii.
Onu sevgimle çok mu sıkıyorum diye endişe ediyorum ama çıkmayı gerçekten kendisi istemiyor. Ne zaman çıkarsam koşarak geri geliyor. Sürekli deniyorum, özgür bırakıyorum, gitmiyor. Kapıdan on metre uzaklaşmış değil.
Onu bir kez uzun seyahate çıkardım, eve dönünceye kadar huzur bulmadı. Ama bin kilometre yol yaptı, beni eve hapsettin gün göstermedin diyemez. Gittiğim yerler çok güzel yerlerdi, istese orada kalırdı. Eve dönünceye kadar evi özlediğini açıkça söyledi. Ağzıyla değil, kedi dilini artık öğrendim. Birbirimizin ne dediğini anlarız. Aynı dili konuşmayız ama anlarız.
-