Merhabalar,
Ben buraya yazmaya devam etmeyeceğim. Ama bazı E-postalar geliyor. Benim adımla kimsenin yazmasını da istemiyorum. İsterseniz hesabımı kalıcı olarak silebilirsiniz.
Merhabalar,
Ben buraya yazmaya devam etmeyeceğim. Ama bazı E-postalar geliyor. Benim adımla kimsenin yazmasını da istemiyorum. İsterseniz hesabımı kalıcı olarak silebilirsiniz.
Ben bu konuyu çeşitli vesilelerde 2008 yılından beri açıklamaya çalıştım. O zamanları Sıfır Forum diye bir forum vardı, kurucusu benim arkadaşımdı. Önce forumu yasaklamak istediler olmadı. Hck etmek istediler tekrar kurduk. Sonramangadalar (sizin abileriniz) geldi onlarla konuşmaya çalışında "Senin derdinden bana ne?" gibi cevaplar aldım. Sanırım neyin ne olduğu tam olarak anlaşılmıyor. Şimdi:
Bu dünyada lise / Üniversite bitirmiş kişiler var. Çoğu AKP'yi sevmiyor / sevmeyecek, bu konuda bir şey yapamazsınız.
Bu kişiler bağımsız haber kaynaklarını takip ediyor ve kitap filan okuyorlar. düzenli olarak. Yani başucunda kitap bulunuyor ve ayda ortalama 1 kitap bitiriyorlar. Çünkü okumayı seviyorlar.
dışarıda entelektüel insan bulmak zor. O yüzden forum ortamına geliyorlar. Peki amaçları nedir?
Neyse,
İyi akşamlar dilerüm da.
@DemoKratos, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
Çok uzattım ama şimdilik son ileti ile bitiriyorum:
Müşrik nedir kimdir hiç önemli değil. Herhangi birilerini herhangi bir inançlarından dolayı sonsuza kadar işkence ile tehdit etmek insan haklarına temelden, direk, apaçık aykırıdır.
Bu iddiayı çöpe atmak yok etmek bir insanlık borcudur. Bunu yapmadan insan olunmaz. Nokta.
Müşrik sana dediğim şey demek (referans da gösterebilirim). Yani imanda, teslimiyette, ibadette Tanrı'ya ortak koşmak. İşkenceyi ben duymadım ama büyük bir günahtır.
Bana göre: kast edilen mesela şaman inancı filan değildir. kast edilen derin bir anlam vardır. Diğer mesajımda yazmıştım. (mesela tarikata mensup olup da kendi pirine ibadet etmek onun ayağını öpnek vs.) belki bir nebze putperestliktir. Ama şirk = putperestlik demiyorum. Şİrk Allaha ortak koşmaktır bana göre siyasal islam da şirk'e benzeyen bir günahtır çünkü Allah ile aldatma eylemidir. bu yüzden şirk değilse bile şirke çok yakın bir günahtır.
ve sana önerdiğim kişi bu çözümlemeleri bütün kitaplarında yapıyor. Dİyor ki "Dinde bu bu değil / budur. Bu dediğimin kanıtı da şudur"
O yüzden "dini bilen" demiyorum ama bu konuyu "merak ediyorum / ben arapça da biliyorum" diyen kişi bence bu kitapları okumalıdır. Çünkü ben dini öğretmen değilim. Azami düzeyde bilgim var. saçma bir şey söylenirse "bu saçma" diyebilirim ama benim öğretmenlik vasfım yok.
Ve tekrar ediyorum: ateist forumda din konusunda (islam da demiyorum, genel olarak din konusunda) 10 yaş grubu üzeri bilgi birikimi olan hiç kimse yok bu söylediğimi de daktilo edip noter huzurunda gerçek ismimle tasdik ettirebilirim. Yok çünkü.
@DemoKratos, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar
Ayrıca müşrik tanımının ne olduğu İslam'ın sorunu, benim değil. Bu beni ilgilendirmez. Önemli olan, bir inanç grubuna pislik diyen, görüldükleri yerde öldürülmelerini emreden, onları asla affetmeyeceğini ve sonsuza kadar yakacağını söyleyen bir tanrıyı kabul edemeyecek oluşumuz.
Bu çöp yani, bu asla kabul edilemez. Bunu kabul etmek insanlıktan çıkmak demek olur. Bu derhal reddedilip anında çöpe atılması gereken bir inanç. Böyle şey olmaz, kabul edilmesi inanılması söz konusu değil.
Benim sorunum: Ben pandemi öncesinde sen ve arkadaşlarınla bu konuyu Ateist Forumda tartışmıştım. Tekrar aynı şeyleri yazmayacağım.
Benim düşüncem: Sizler dini bilmiyorsunuz. Yani "yanlış biliyorsunuz" demiyorum. Bilmiyorsunuz. O yüzdenbence forum ortamında değil, hiçbirşey yapamıyorsanız bazı şeyleri eşinize dostunuza sorup öğrenmelisiniz. Çünkü sizin kadar aşırı uçta ateist zaten yok. Müslüman bile yok. Talibanı karşıma alıp konuşsam onlar bile bu kadar uç nokta fikirleri savunmazlar. Bence sizler kendi yazdıklarınızdan da kopmuş durumdasınız ve bilmeden birbirinizi şişire şişire birbirinizi bu hale getirdiniz.
"müşrik tanımı üzerinde durmaya gerek duymuyorum. Bu tartışmanın uzayacağı bir konu. Bence Kuran'da Allah'a ait bir yetkinin "tağut"a verilmesi şirk olarak gösterilir ama önemli değil. Yine de müşrik olması için Allah'ı kabul etmesi ama yetkisini kabul etmemesi gerekir dersen haklı olursun. Tamam o yüzden haklısın diyelim. Bu önemli değil, çünkü ben allaha inanmadığım için beni yakar yakmaz filan hiç sallamıyorum."
Müşrik sana söylediğim şeydir. "Ortaklık" kelimesinden gelir ve "Allaha ortak koşmak" anlamına gelen büyük bir günahtır.
Aynı ifade eski ahitte de vadır. "Ben kıskaç bir Tanrıyım" sözü geçer.
Senin söylediğin, yani kuranda "göklerin ve yerin hükmü bana aittir" sözü "Bunları yaratan / yöneten benim, benden başka ilah arama" olarak anlaşılmalıdır.
Sen farkında olmadan daha felsefi bir alana girdin. Ama Kuranda "Ben sana irade vermedim, sen özgür değilsin, benim dediğim gibi olacaksın (!)" diye bir şey yok. Tam tersine "seni özgür yarattım yaptığın her şeyden kendin sorumlusun" mesajı birçok yerde verilmiş.
/Neyse. Ben senin görüşlerini tartışırım. Ama bilgi eksikliği varsa onu gidermek durumundasın. Bilgi eksikliğini tartışamam. Önce öğren sonra tartışalım
"Ben kendimi müşrik olarak asla tanımlamam da, ateistlerin müşrik kabul edilmesi İslam/Kuran açısından zorunludur."
"Ateist ise allaha inanmadığına göre hükmü laik yargı verir diye inanır. Hüküm yetkisini allahtan alıp başkasına verdiği için de müşrik olmuş olur."
Hayır. Şİrk demek Allaha ortak koşmak, Allah dışında varlıklara itaat, Allahtanbaşkasına ibadet etmek demektir. sen farklı bir şeyden söz ediyorsun.
"Üç değil, beş değil. Kuran defalarca buna yığma yapar. Allah'tan başka hüküm verici mi arıyorlar, hüküm Allah'ındır diye sayamayacağım kadar çok tekrarlar. Apaçıktır yani, kesindir."
"Bazı yerlerde de Allah ve elçisi der. Ama yani bunu o kadar çok tekrarlar ki, hüküm yetkisini laik, dini kenara koyan yargıya vermek diye bir şey Kuran'a direk kafadan kesin aykırıdır."
ateistler konusunda da "Kuranda" benim dinim bana senin dinin sana" denir. Yani yanlış yorumluyorsun.
Şirk konusunun bunlarla hiçbir alakası yok.
"İslam'ı ise sadece bugün olanlar değil, tarihte de İslam alimi denilen her kim varsa hepsinden çok daha iyi bildiğimi her zaman iddia ederim. Hiç bir müslümanın İslam'ı benden iyi bilmesi söz konusu bile değildir. Balık su içinde suyu bilmez ya, onun hesabı."
"İslam'ı bilmenin tek yolu vardır: Kuran'ı okumak. Ben de okudum ve biliyorum. İslam'ı bilmek için başka bir şey okumak gerekmez."
"Kuran tercümelerinin Türkçe olanlarının tek bir tanesi doğru düzgün tercüme değildir. Hepsi süslemeli, boyalı, cilalıdır. Gerçek bir tek Türkçe tercüme yok. Hiç bir tane meal denen şeyden Kuran'da ne yazdığı tam olarak öğrenilemez. Bunu direk okuyacaksın."
"Arapça bilmemek sorun değil. İnternet var, kaynak bol. Sözcüklerin tarihsel anlamlarına varıncaya kadar derinlemesine anlamlarını bulabilyorsun."
"Türkçe Arapça ile çok içiçe girdiği için aslında anlamak hiç zor değil."
İşte burada da nesil farkı gündeme geliyor. Ben küçükken okullarda mantıklı bir din ve ahlak dersi vardı. Şimdiki durum ne bilmiyorum. Ama vasatın altında da olsa belirli düzeyde bilgiler vardı.
Yine o zamanlar Yaşar Nuri hoca sık sık TV'Ye çıkardı. Onun bazı sözleri bazen aşırı medyatik gelse de gayet mantıklı ve bilgilendirici idi.
Olay şu: reform öncesi hıristiyanlıkta da bu var, hatta günümüzün katolik kilisesinde de bu var. Örneğin yeni papa eşcinsellerin dinden aforoz edilmesi uygulamasını kaldırıyor, Kilisenin içindeki pedofili olaylarının örtbas edilmesini durduruyor, daha modern bir din algısının önünü açıyor.
Rahmetli Yaşar Nuri hocanın iddiası da: "size öğretilen din yanlış, olayın özünü anlayabilmek için dinin özüne dönmelisiniz" diyor.
Ama dediğiniz gibi bunun en basit engeli dinin arapça olması. + burada konuştuğumuz gibi, zaman ayırıp bir din felsefesi çalışmasının yapılması şart. Zaten Kuran'daki emirlerden bir tanesi de "akşam saatlerinde Kuran'ı kerimi inceleyin" talimatıdır. Bunu mesela "akşam saatlerinde arapça sureleri anlamadan tekrarlayın" olarak anlayanlar var. Halbuki konu bu değil. Tam da sizin dediğiniz sebeple deniyor ki "Dini konuları irdeleyin, anlamaya çalışın, neyin kast edildiğini keşfetmeye çalışın".
Bu açıdan Arapça bilmenin faydası olabilir. Ama Yaşar Nuri Hocaya göre bu şart değil. Sağlam bir meal ve sağlam kiaplarla bu yapılabilir.
Ne yazık ki bu da göreceli. Benim sağlam kitaptan kast ettiğim olaya mantıklı, bilimsel bakabilen kişiler. BU da Kuran'da geçer. Bir yerde "kendinden öncekilerin yolundan gitmek zorunda değilsin" talimatı var. Yani açık açık "olaya bilimsel yaklaş, mantık açısından yaklaş, kendinden öncekileri o kadar kafana takma" deniyor.
Bu dediğim de ciddi çaba gerektiriyor. Yani TV'de falanca hocanın dediğini dinlemekle iş bitmiyor. Ama ruhsal çalışmaların hepsi öyle. İnsanlar sanıyor ki bu bir inanma / inanmama meselesi. Hiç değil. Bu bir yaşam boyu öğrenme sürecidir.
O yüzden benim "müşrik" tanımım mesela Yezidileri kapsamaz. Müşrik bence dini en iyi ben anladım diyip de mesela İŞİD'e filan katılan kişidir. Ya da bir siyasal islamcıdır. siyasal islamcının iddiası en başından itibaren Allaha ortaklıktır. Dini kullanarak iktidar elde etmek istiyor çünkü.
Yoksa bizim atalarımız müşrik mi mesela?
Alakası bile yok.
Ezberci / orta çağcı / düşünmekten uzak / tembel ve yozlaşmış bir zihniyet var. Yaşar Nuri de diyor ki "o zihniyetten silkelenip kurtulun, o zihniyetin İslamla hiçbir alakası yok". Bence öyle düşünüyorum.
Onun sorumlusu tercüman değil. Çünkü neticede metnin orijinali de var. İçine sinmediği yerde orijinaline başvurabilirsin.
Asıl sorun dini işine geldiği gibi yorumlayanlar. Dİn konusunda herkes buna vurgu yapıyor. Dini kullanan veya, dini o şekilde anlamak isteyenler var. BUnlara karşı da önlem almamız gerekiyor. Yani bir şeyi araştırmak ya da doğru bilgiye ulaşmaya çalışmak lazım.
Konu: "müşrik kadın ile evlenmeyin, onun yerine gerekirse bir köle ile evlenin" diyor bir yerlerde. Ama konunun irdelenmesi gerek.
"sorularla islam" sitesindeki yanıtlar 100% doğrudur diye bir şey de yok.
Bakın web sitesinde ne diyor:
"Müslüman kadın ve erkek, müşriklerle evlenemez. Müşrik kadın, Allah'a başka şeyleri ortak koşan,örneğîn puta, yıldızlara, ateşe ya da hayvana tapan kadındır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:"
"Müşrik" burada "puta / yıldıza / ateşe tapan" olarak basite indirgenmiş.
Ama günlük hayatta karşımıza çıkan müşrikler örneğin ateşi kutsal sayan insanlar değil ki.
Tarikat kuran, dini kullanarak insanları aldatan, dini işine geldiği gibi yorumlayarak kendi egosunu tanrı ile aynı seviyede gören, yalan bilgilerle halkı zehirleyen müşrikler var.
Dikkat edin nasıl da basite indirgemiş. Müşrik = Yıldızlara tapan.
Aşırı kolay değil mi sizce de?
2000'li ve 2010'lu yıllarda bu tür "demokratlar" çok yaygınlaştı. Bunlar milliyetçi geçinen kitlelere yaklaşıp onların kültürel kimliklerinden ve psikolojik zayıflıklarından faydalandılar.
Fransa'da Löpen, Çekya'da Victor Orban, Hindistan'da Modi, Brezilya'da Jair Bolsonaro. BUnlar hep polülist kişiler. Popülüzm Faşizmin 21'İnci yüzyılda kendini yeniden kabul ettirme girişimidir.
Çin denen ülke, kendi de otoriter bir rejim olduğu için, bunları kullanmak amacıyla bu tür rejimlerle yakınlık kurmuştur. Ama bunların 1 numaralı spnsoru Rusya olmuştur. O yüzden Rusya 10 sene önce hak ettiği dayağı şimdi yiyor diye de düşünebiliriz. Ve RUsya'da değişim olursa, ki en çok Rus halkı için ve dünyanın kalanı için bu değişim olmasını ben istiyorum, o zaman buradaki bu "işkalcilerden" de kurtuluruz inşallah.
Bir de şöyle düşünün. Bizim başımızdakilerin sadece bize zararı var. Şimdilik ona buna musallat olmuyorlar. Ama Bolsonaro denen adam orada yağmur ormanlarının canına okuyarak dünyanın tamamını riske atıyor (örnek).
Ben zaten din bilimci değilim. İslamı eleştirmek için önce islamı öğrenmen gerek bunun adresi de ben değilim. Benim dini bilgim kendime yetmiyor. Ben ancak çok yanlış bir şey söylersen (ki sen ve arkadaşların bunu sürekli yapıyorsunuz) onu düzeltirim.
Müşrik olabilmek için kendini Allah ilan etmen ya da kendini Allah ilan etmiş birinin peşinden gitmen gerekiyor. ve evet, dini bağlamda bu büyük bir günahtır.
Bunu söyledim sadece: Olgu.
Benim belirli kriterlerim yok. Kafalar ya uyuşuyordur, ya da uyuşmuyordur.
Ama Kereste'nin dediği de doğru. Belli bir yaştan sonra hangi ortamda olduğun da önemli. Bazı ortamlarda kısa süreli de olsa, insanlarla sosyalleşebiliyorsun. Diğer bazı ortamlarda (mesela yüksek lisans dönemi diyim) insanların birbirinden çok fazla haberi olmayabiliyor. Ama lise-ortaokul arkadaşlıkları da bitmeden son 5-6 ay öncesinde beni baymaya başlamıştı. Bence yetişkinlik dönemi dostlukları daha keyifli. Ama çocukluk arkadaşlıklarını yetişkinlikte de sürdürebilenleri (kendim öyle bir şey yapamadığım için) biraz kıskanmıyor değilim.
Doğa'da bir çalışma - dinlenme düzeni vardır. Çalışırız, yoruluruz, dinleniriz. Tek sorun: artık çoğumuz oturarak çalışıyoruz yada fazla kas gücü gerektirmeyen çalışmalar yapıyoruz. Bu yüzden eski çalışma düzenimizi yeniden icat etmemiş gerekiyor. Çünkü beden bitki bedeni değil, bütük kasların, kan dolaşımının liflerin harekete ihtiyavı var. Bu yüzden hiç olmazsa günde 1 saati egzersiz yapmaya ayırmalıyız. Ciddi paralar harcamaya filan da gerek yok. Keyifli bir aktivite bulup bunu her gün yapmak önemli.
İyi. Sevenler üzülsün. Ben dediğim gibi 2010'ların başından beri kendisinden pek hoşlanmıyordum
Çoşkun Aral'ın bu video'da bir de şöyle bir sözü var.
Belki duymuşsunuzdur. Ukrayna'ya, orada Ruslara karşı savaşmak için giden gönüllü insanlar da var.
Mesela şu makalede bu tür insanlardan söz ediliyor:
Çoşkun Aral bunları "maceracı" veya "piskopat" hatta "kana susamış, can almak isteyen kişiler" olarak tanımlıyor.
Söylediğinde biraz doğruluk payı olsa da ben öyle düşünmüyorum. Benim görebildiğim: Bunlar ya çok cesur insanlar. Yani Haksız bir savaşın başladığını görüp oralarda mesela dil biliyorsa tercümanlık yaparak, hemşire filan ise oralarda cephenin ardında gönüllü işlerde çalışarak "bende varım" demek isteyen kişiler. Ya da mesela Körfez savaşında, Suriye'de, Afganistan'da savaş deneyimi olan bir sürü Norveçli, Fransız vs. eski asker var. Ukraynalı gönüllüleri savaş taktikleri konusunda eğitmek için, veya bizzat savaşmak için giden insanlar var.
Bir de Çoşkun Aral'ın dediği kişiler var. Mesela Ruslara karşı kuyruk acısı olan bir sürü Çeçen de Ukrayna'da gönüllü askerli yapıyormuş.
Onun dışında mesela "neo-nazi" tiplerde öyle bir cesaret olacağına ben inanmıyorum. Psikolojik sorunu olan kişileri de ben olsam almam. BU tür insanlar savaş alanında diğerlerini de tehlikeye atacakları için pek zannetmiyorum öyle bir şey olacağını.
Yine de hazırladıkları röportaj çok güzel. Coşkun Aral 90'lı yıllarda sevdiğim gazetecilerdendir. Videolarını tavsiye de ederim
değişiyor galiba. Yoksa ilüzyon mu?
Çoğunluk sağlak ise, araçların soldan gitmesi daha mantıklı bence.
Yazar. Lukman 13, Nisa 48, 116
Arapçada Şirk "Ortaklık" demektir. "Ortak" anlamındaki "Şerik" sözcüğünden gelmektedir.
3 Çeşit Şirk vardır:
1- Allaha Ortak koşmak
2- Teslimiyette şirk (Allah dışındaki varlıklara itaat)
3- İbadette şirk (Allahtan başka varlıklara ibadet etmek)
/ Şirk bütün zulümlerin anasıdır ve insanın ebediyen etkisinden kurtulamayacağı türden bir yanlışlıktır)
Yani mesela bir pir'i dervişi yüceltip Allah ile bir tutamazsın. Böyle bir kişiye (veya bir parti liderine) "öl de ölelim" diyemezsin. Allah olmayan bir varlığın önünde namaz kılamazsın.
Yani dediğin doğru. Ama Ateist bunlardan hangisini yapıyor?
Bu dediğini "müslüman" geçinen kişiler yapıyor.
Balkanlarda birçok ülkede yarım / yamalak da olsa anlarlar.
Ama beni kızdıran:
Osmanlı zamanında Boşnaklar ovalarda tarım ile uğraşırmış. Sırplar dağlarda çobanlık yaparmış. O yüzden biri müslüman olmuş, diğeri hıristiyan kalmış. Sonra Sırplar Boşnaklara soykırım yapmış.
Yani bir çeşit intikamı seven kinci millet durumu var. Benim de o hoşuma gitmiyor.