ARKADAŞ SEÇİMİNDEKİ EN ÖNEMLİ KRİTERİNİZ/DEĞERİNİZ NEDİR ?
-
'En' ifadesini pek sevmem ama özellikle sorularımı sorarken detay yerine genele ya da önemli olana vurgu yapılması için 'en' ifadesini kullanırım. Bu yüzden başlıkta da 'en' ifadesini kullandım.
Arkadaşlık vb. kavramlar ilk bakışta basit görünen lakin derin anlamları olan birlikteliklerdir. Her şeyden evvel haz kaynağıdır.
Hayatta en keyifli anlarıma dönüp baktığımda da toplumun genelinden farklı perspektif geliştirebildiğini düşündüğüm insanlarla geçirdim.Arkadaşlık vb. ilişkilerin özellikle başlangıç döneminde farkında olsa da olmasa da aslında herkesin yoğunluğu fark etmeksizin beklenti içerisinde olduğunu düşünmekteyim.
Benim bu konudaki tonu en yoğun olan kırmızı çizgim :
Arkadaşlığın ileri boyutunda bile emrivaki yapılmasına tahammülüm bulunmadığı için kişinin kullandığı dilin Türkçe değil 'Nezaket Dili' olmasıdır.
Peki sizin ARKADAŞ SECİMİNDEKİ EN ÖNEMLİ KRİTERİNİZ NEDİR ?
kalın yazı
-
@Struma cok siradan olacak ama durustluk ve iyi niyet diyebilirim.
-
@phi
Sıradan ama vazgeçilmez. Vazgeçilmesi teklif bile edilemez. -
@Struma , ön-yargılardan arınmış olmak derim...
-
Sevgili @Struma arkadaşlık bu devirde sürdürülmesi zor bir olay olmaya başladı gözümde. Sebebi insanların gerçek veya yalan olduğunu geç veya hiç anlayamamış olmam. Maskeler...
Sorunun cevabına gelirsek, iki bireyin de muhtemeldir ki bir sınır çizgisi vardır. İşte o sınırı aşmamak. Benim çizgim, ben istemediğim sürece hayatıma müdahale edilmesini istemem. Ama izin vermediğim halde sınırımı aşmaya başladıysa o arkadaşlığa arkadaşlık demem.
Teşekkürler...
-
Kriterden ziyade bilhassa küçük yaşta(ilk, orta okul, lise) edinilen arkadaşlıklar hem samimi hem de uzun soluklu oluyorlar kanımca. Çünkü yaşlandıkça arkadaş ve çevre edinme kıstasları da yükseliyor. Öyle her merhaba dediğinizle samimiyet kurmak güçleşiyor.
Benim en samimi oldugum arkadaşlarım ilk ve orta okuldaki sınıf arkadaşlarımdır hălă. Daha sonra edindiğim samimi arkadaşlarımın sayısı azdır. -
Benim belirli kriterlerim yok. Kafalar ya uyuşuyordur, ya da uyuşmuyordur.
Ama Kereste'nin dediği de doğru. Belli bir yaştan sonra hangi ortamda olduğun da önemli. Bazı ortamlarda kısa süreli de olsa, insanlarla sosyalleşebiliyorsun. Diğer bazı ortamlarda (mesela yüksek lisans dönemi diyim) insanların birbirinden çok fazla haberi olmayabiliyor. Ama lise-ortaokul arkadaşlıkları da bitmeden son 5-6 ay öncesinde beni baymaya başlamıştı. Bence yetişkinlik dönemi dostlukları daha keyifli. Ama çocukluk arkadaşlıklarını yetişkinlikte de sürdürebilenleri (kendim öyle bir şey yapamadığım için) biraz kıskanmıyor değilim.
-
Benim için önemli kriter her yerde geçerli olan şey tutarlı olup olmadığıdır.
Peki ne ile tutarlıdır sorusunu sorarsanız cevabı kendiyle kendi iddia ettiği ve söyledikleri ile tutarlılık göstermesine bakarım.
Çünkü tek düze bir insan profili yok dünyada. Her çeşitinden var. Olmalıdır da. Ama tutarsızlık içinde kalan insanlar kendini bile tanımamışsa tutarsızdır bence.
Örneğin asgari ücretle geçiniyoruz edebiyatı yaptıktan sonra benim bile almaya çekindiğim telefonu kullanması tutarsızlıktır.
Tutarsız insan ya kendini tanıyabilecek zekaya sahip değildir yada gizli gündemi vardır yalan söylüyordur, ikiyüzlüdür.
Bunlarla da arkadaşlık yapmam.
Karşısındakinin tutarsızlığını anlayamayan kişi de aynı seviyede zekaya sahiptir.
Bazen tutarsızlıklara ve tutarsız kişilere katlanmak zorunda olursunuz idare edersiniz ama sonuçta onlara güvenmemelisiniz.
İnsan tutarsızlıklar yapabilir eğer arkadaşınıza bunu söylediğiniz de özeleştiri yapmıyorsa size hak vermiyorsa yada bunun için mantıklı bir sebep ileri sunamıyorsa onu dost arkadaş olmaktan çıkarırım.
Türkiye'de çok sık gördüğüm şey manita ilişkilerinde örneğin erkek kızı paket yapmış sarmalamış çanta gibi eşya gibi kullanıyor. Kız ise kendisini koruyan kıskanan birinin olduğunu düşünerek mutlu yada çevreye hava basma derdinde. Sonra kendisine mal muamelesi yapan hanzodan şiddet gördüğü zaman insan olduğu aklına geliyor.
Yada bir telefona bir emanet arabaya tav olup sonra da mal olmadığını ispat etmeye çalışırken mal sahibi tarafından şiddete maruz kalmaları tutarsız yaşamın sonucudur.
İşte aslında insanların çoğu arkadaş seçmiyor , çevreye hava atmak için bir malzeme seçiyor. Mağazadan ayakkabı alır gibi yani. Yada kendine finansal köle seçiyor , duygu sömürüsü ile oynatıp yönetebileceği birini arıyor.
Bu konuyu erkek kadın ilişkisi dışına da genişletebilirsiniz. Örneğin meşhurlarla resim çektiren , nüfuzlu kişileri tanıdığını her yerde dile getiren kişiler de aslında benzer çapta değerlendirilebilir. Arabayla foto paylaşan falan filan... Kişiyi davranışları çok iyi ele veriyor. Aslında kimsenin susturamadığı şey beden dilidir.
Arkadaş seçerken beden dilini çok iyi gözleyin. Sözleriyle tutarlılık içinde mi onun cevabını beden dilinde bulacaksınız.
-
@phi ne gibi dürüstlük ne gibi iyi niyet?
-
@Berfin ne gibisi olur mu bu kavramlarin
-
@phi olur
-
@Berfin durustlugun ne gibisine ornek verebilir misin mesela?
-
@phi sana göre dürüstlük vardır bana göre vardır kendi kriterlerimize göre dürüstlük ölçümü yaparız ( farkında olmadan ) bu asırlardır böyle biri bize iyi geldiği zaman bu insan iyi deriz ama olumsuz bir yönü gördüğümüz de iyi olsa dahi yanlış karakter der notu veririz dürüstlüğü ararken bile on yargılı ve bencilce davranıyoruz (uzun ve köklü bir konu )
-
@Berfin bir insanin durusut yada iyi oldugu konusunda net kriterler vardir ve o sekli ile tanimlariz.
belirttigin ikili iliskilerde inisler cikislarin oldugu durumlardir, bu durumlar menfaate daha bagli oldugu icin cikar bittigi an arkadaslik dostlukta bitiyor yada azaliyor.
ama bu azalma yada bitme durumu o kisinin yada kisilerin iyi yada kotu oldugundan dolayi degil yada durust yada yalanci oldugundan degil senin cikarinin bittiginden oturudur.
Bu cikar konusunuda olumsuz algilama lutfen, sevgi de bir cikardir, saygida bir cikardir, cikar dedigimiz sey kisiyi memnun mutlu etme gudusu huzurlu saglikli etme gudusu diyebiliriz.
-
Arkadaş ile dost hep birbirine karıştırılır.
Oysa birbirinden çok farklıdır.
Arkadaş merhaba der geçer.
Dost ise hal-hatırını sorar, zor durumdaysan yardımına koşar.Bu nedenle arkadaşı tanıdık, dostu da aile üyesi gibi görürüm.
Arkadaştaki aradığım kriter, dost olmaya adaysa ona ciddi değer veririm.
Dostluk benim için bir çok değeri paylaşmak demektir. Sendeki ihtiyaçların onda da olduğunu düşünmek ve ona göre davranmak demektir.Herşeyden önce insanın sana hangi niyetle baktığı önemli.