Skip to content

Tartışma

949 Konu 12.4k İleti

Alt kategoriler


  • Herkesin bir kürsüsü olmalı.

    279 Konu
    5k İleti
    K

    @Efruhte
    Bizi anlatıyormuş..muş. Hayal görüyorsun. Sen en iyisi mi aynaya bakıp saçını tara, ki dağınık görünmesin.

  • 121 Konu
    1k İleti
    kâfir imamK

    Aynaya bakıp da cehennem gören kötülük gören tek canlı cinsi müslümanlardır. Ne yapalım yani kabahat bizim mi.

  • 78 Konu
    2k İleti
    K

    Yaratma faslı

    Bu ceketi insan yarattı.
    Eee....
    Bu masayı insan yarattı.
    Eeee....
    İnsanı tanrı yarattı.
    Eeeee......
    Tanrıyı da başka tanrı yaratmış olmalı.
    Heee!
    Tanrıyı da insan yarattı!

  • Zelenski & Putin

    57
    2 Oy
    57 İleti
    448 Bakış
    D

    Ukraynalıların yalan söylediklerine ihtimal bile vermiyorum. Rusların ne mal olduğu tarih boyunca bilinir. Yeni öğrenmiyoruz biz bunları. Bunlarda bir milim ilerleme de yok. Hep aynılar.

  • Türklerden filozof neden çıkmıyor?

    18
    0 Oy
    18 İleti
    377 Bakış
    kâfir imamK

    @TENTEN, içinde söyledi: Türklerden filozof neden çıkmıyor?

    @kâfir-imam, içinde söyledi: Türklerden filozof neden çıkmıyor?

    @TENTEN, içinde söyledi: Türklerden filozof neden çıkmıyor?

    Kendimden örnek vereyim.
    Çalıştığım zamanlarda hiç düşünmüyordum.
    Tekdüze iş yaptığım içinde robot gibi olmuştum.
    Hala öyleyim.
    Çünkü hala ihtiyaçlarımı karşılamak için çalışıyorum.Ev İşlerimi başkalarına yaptıracak kadar da zengin değilim.
    Yaptırmakda istemem.
    Felsefe yapmak için insanın bütün ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor.
    Eski roma ve Eski yunan zamanında kölelere yaptırılıyordu işler.
    Düşünmek için boş zamanları çoktu.

    İnsanlar düşünmedikleri için mi fakirler yoksa fakir oldukları için mi düşünemiyorlar?

    Yada hiçbiri.

    Düşünmedikleri ve düşünemedikleri(genetik çevre şartları vb sebepler) için fakirler.
    Birde "amaca ulaşmak için her yol mubahtır " diyecek kadar ahlaksız olmak gerekiyor.

    Yok bence öyle de değil. Bakın bu forumda @Fides adlı bir üye var. Onun gibiler yüzünden gelişmiyor bu ülke. Konuyu kendi örneği ile cevaplamış oldu 😃

  • Kim Hakli?

    7
    0 Oy
    7 İleti
    114 Bakış
    D

    Kedinin bir özelliği de ağzının suyunun asla dışarı akmaması. Ağız suyu diyorum, salya demeye dilim varmıyor, çünkü son derece berraktır, su gibidir. Üstelik antiseptiktir, temizleyicidir.

    Bu yani insanı bile kıskandıracak bir özellik. Bu bizde yok. Başka olan hayvan da bilmiyorum. Kedinin bazen gerçekten Mısırlıların inandığı gibi olağanüstü bir şey olduğuna inanasım geliyor. Dışkısını gömen başka bir canlı da bilmiyorum insan dahil buna!

    Hayret etmemek elde değil.

  • Herşey 10-15 yılda bir değişiyor

    2
    1 Oy
    2 İleti
    51 Bakış
    phiP

    @bilgisezgi abi seni ozluyoruz, umarim cabucak iyilesir ve aramiza daha sık gelirsin.

  • Akpnin içeri attığı kişiler neden akpli oluyor?

    6
    0 Oy
    6 İleti
    81 Bakış
    D

    Tamam bunun telefonuna adli emniyette tutulduğu halde fetöcü hainler yükleme yaptılar ve ortaya çıkınca da sehven oldu diye kargaları bile gülmeye bile tenezzül ettirmeyecek bir hezeyan sayıkladılar.

    Ama ben ergenokunun savcısıyım diyen kimdi?

    Şimdi bir davanın müdahil çok sayıda avukatı olabilir. Ama müdahil savcı diye bir şey yoktur, olamaz da. İnsanlar bunu anlayacak omurgadan değil beyinden bile yoksun olabiliyorlar.

  • İnanç Özgürlüğü

    2
    2 Oy
    2 İleti
    74 Bakış
    B

    @DemoKratos İnanç özgürlüğü yoksa da en azından inançlarını bir şekilde uyguluyorlar. Ancak inançsız olmayanlara bırak özgürlüğü yaşam hakkı bile tanımıyorlar.
    İnancı olmayanlar sadece özgürlükten değil kendi yaşamından da mahrum.

  • Vücudun hafızası var mı?

    2
    1 Oy
    2 İleti
    89 Bakış
    D

    Vücudun hafızası elbette ve kesinlikle var. Bunun en bariz kanıtı ampüte edilen organların hâla varmışlar gibi kaşınması. Kolu kaşınıyor ama olmayan kolu kaşıyamıyor. Bu bellek etkisi geçene kadar ampüte kişiler sıkıntı yaşıyorlar.

    Sinir sistemi ağ şeklinde bütün vücudu sardığı için vücudun hafızası kesinlikle vardır.

    Benim gün içinde uğraştığım çizimler gece gözüm kapalıyken basbayağı görsel şekilde gözümde canlanır. Basbayağı görürüm yani, öyle hayalde filan değil. Fakat renklerin negatiflerini görürüm. Siyah hatlar beyaz görünür parlak alanlar siyah. Pek renk görmem. Renkli canlanma nadirdir.

    Bu tabii ışık duyarlı hücrelerin renk duyarlı hücrelerden daha keskin sinyaller üretmelerinden. Renkleri keskin görmenin bedeli net görüşün kaybıdır. En keskin gözlü hayvanlar renkleri görmezler. Fakat çok zayıf ışıkta net görebilirler.

  • Rusya'nin Kiev'i Bombalamasi

    2
    0 Oy
    2 İleti
    94 Bakış
    D

    ABD de seyir füzeleri ile Rusya'yı vurmalı. Ama yapar yapmaz bilmiyoruz. Ele muhtaçlık zor. Ukrayna açıktan ve doğrudan ABD müttefikidir ve bu ABD ye misilleme hakkı verir. Umarım ABD bu hakkını savsaklamaz.

  • 0 Oy
    3 İleti
    62 Bakış
    TENTENT

    @phi

    https://toki.gov.tr/arsa.html burada var.

    mustakil arsa yok diyordum varmış.

    Ama e devlette çıkmıyor.

  • Halka Yapılacak En Büyük Iyilik Kötülüktür

    6
    0 Oy
    6 İleti
    168 Bakış
    D

    Ben halktan şöyle bir gözlem sonucu ediniyorum:

    Siyasal İslam'ın başarısızlığı yüzünden bir yılgınlık var. Bu açıkça görülüyor. İlk iktidara geldikleri yıllar gibi atak ve iddialı değiller. İlk yıllarında padişahlığı da geri geliyordu ceddin deden ceddin baban alalım düşmandan eski yerleri marşları gırla gidiyordu. Şam'da Cuma namazı kılınıyordu. Afrin'e bile girmek elli gün sürünce ve onca mülteci beslenmesine rağmen Esad düşürülemeyince bütün balonlar söndü.

    Bir de sanırım kulaktan kulağa bunlara bir fetva yayınlandı. Dinin allahın tartışmaya açıldığı yerlerde bulunmayın, orayı terkedin diye. Böyle bir fetvanın kulaktan kulağa yayıldığına inanıyorum. Bu fetvayı hangi din baronu vermiştir bilemem ama birkaçı birden de vermiş olabilir. Sanki dindar ve dinci kesimde böyle bir anlayış oluştu gibi bir görünüm var.

    Tabii bu iyi değil. Kutuplaşmayı, ayrışmayı, kim kime dum duma kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor burnunun dikine gidiyor herkes olması çok kötü. Böyle bir fetva varsa kim verdiyse topluma büyük kötülük ediyor. Ayrışmayı körüklüyor, toplumsal iletişimi baltalıyor. Fakat tüm dindarlarda bu tavrı görmek çok yoğunlaşınca böyle bir fetvanın el altından yayıldığını düşünmek komplo teorisi değil.

    Eskiden konuşur, tartışırdım, sadece internetten değil yüz yüze de. Fakat şimdi bu konuyu kapatalım deyip konuşmayı reddediyorlar.

  • Sorular

    17
    0 Oy
    17 İleti
    246 Bakış
    D

    Peki ama o zaman akla bir soru geliyor. Laikliği benimseyen ve destekleyen dindarlar bunu göremiyorlar mı? Şimdi bu soruyu yanıtlayalım:

    Bir kere laikliğin tanımında dinsizlik yok. Sistem uygulanırken insanların dinsiz olmaları diye bir şart da yok. O halde görünürde laiklik dinsizliktir diye bir done yok.

    Laikliğin derin analizde dinsizlik çıkacağı sadece bir yorumdur, kimseyi bağlamaz. Bu yoruma katılmayıp "öyle bir şey yok, ben dindarım ve de laikim, senin yorumunu ben yalanlıyorum" derse yok illa sen de dinden çıkmışsın diye üzerine gidilecek değil elbette artık! Bunu radikal dinciler yapar ancak.

    Hiç bir deist de ateist de "madem laikliği kabul ettin namaz kılmak oruç tutmak yok, yasak" diyecek hali yoktur. Böyle bir dayatma en temel insan haklarından olan inanç özgürlüğüne terstir.

    Deizm zaten laisizmin kaynağı da, ateistlerin de inanç özgürlüğüne saygı duyacakları, laisizmi benimseyecekleri konusunu geçmiş Marksist temelde kurulmuş devlet deneyimleri gölgeliyor. Marksizm kuşkusuz ekonomik bir tezdir, dini değildir ama dine de sömürünün aracı olarak tavır alır.

    Stalin, Mao gibi liderlerin ve Pol Pot gibi yöneticilerin dine karşı aldıkları yasaklayıcı tavır siyasi olduğu halde ateizme mâlediliyor. Tabii alakası yok. Ateizm Marksizmin malı kesinlikle değildir. Marksizm ekonomik bir tezdir, temeli budur. Ateizm temelinde kurulmamıştır.

  • Bilinc Fizigi

    4
    0 Oy
    4 İleti
    125 Bakış
    D

    Evrenlerden arta kalan karadeliklerden yeni evrenler nasıl doğar? Bu konuda çok sayıda teori mevcut. Yalnız bunlar bilimsel değil felsefi teoriler. Çünkü evrenimizden başka bir evren hakkında hiç bir somut kanıtımız yok.

    Son yıllarda karadelik çarpışmaları mercek altına alındı ve bu konuda bilgiler artırılıyor. Bilindiği gibi karadelik çarpışmaları evrendeki en şiddetli olaylar. Uzay zaman dokusunu bile dalgalandırıyor. Buna kütle çekim dalgaları deniyor ve ölçüldü. Gama ışın patlamaları daha şiddetli görünse de karadeliklerden ışık bile kaçamadığı için şiddeti gözle görülemiyor.

    Bilimciler bu konuda varsayımlar geliştirdiler. Bunlar gözlemlere ve bilgisayar simülasyonlarına dayanıyor. Birer yıldızdan geriye kalmış küçük karadelikler birbirlerinin çekimini algıladıklarında bir vals başlıyor. Yörüngeleri eğiliyor ve birbirlerinin etrafında dönmeye başlıyorlar. Yörüngeler çarpışma noktasına kadar uzun bir süreçte daralıyor. Bu bile uzay zamanı dalgalandıran müthiş bir çarpışmaya yol açıyor. Ki bu karadelikler sadece birer yıldızdan arta kalan küçük karadelikler.

    Evrende ise tam bilinmese de galaksileri yutacak büyük çekimsel alanlar mevcut. Örneğin bizim süper kümemiz içinde Tha Great Attractor diye çok güçlü bir çekim merkezi var. Evrenin sonunda evrenden geriye böyle büyük karadeliklerin kalacağı öngörülüyor.

    Fakat bunlar hâla yeni bir evren için çok küçük karadelikler. Bunlardan asla yeni evren olmaz. İşte bunların gözlemlenen vals biçimi çarpışmalarla büyümeleri gerekiyor. Peki Hawking ışınımı bu kadar uzun sürelerde karadeliklere kütle kaybettirmez mi? Hayır ettirmez. Çünkü bunlar çok büyük karadelikler ve ömürleri aşırı uzun. Bunlar toplana toplana bir evren kütlesini sağlayan ve aşan büyüklüklere ulaşabilirler.

    Fakat evren kütlesinden büyük bir karadelik de yeni bir evren oluşturamaz. Evren kütlesini aşması entropi sorununu ortadan kaldırıyor gibi görünse de yine de yeni bir evren oluşamaz.

    Oluşması için bu evren kütlesini aşan karadelikten iki tane lazım. Bunlar başlangıçta vals biçimi yaklaşsalar da, bilimcilerin kuramlarına göre yakınlık arttıkça valsi bırakıp doğrudan birbirlerine yöneliyorlar. Çünkü kütle çekimi çok büyük. Mesafe kısaldıkça çok daha dramatik bir olay ortaya çıkıyor. Muazzam kütle çekimi, Warp etkisi dediğimiz uzay dokusunun büzüşmesi olayına yol açıyor. Bu, iki karadeliğin çarpışma hızını ışık hızının çok fazla üzerine çıkarıyor.

    Bummm... Yeni bir Big Bang ve yeni bir evrene hoşgeldiniz...

  • Yeni Bir Melih Gokcek Vakasi

    6
    0 Oy
    6 İleti
    133 Bakış
    D

    Mars'tan geldiği bildirilen uçan daire "Allaağımız başımızdan eksik etmesin reyiz" pankartı açtı. Kaynak: Melih Haber Ajansı

  • Dokunulmazlıklar Acilen Kaldırılmalı

    11
    0 Oy
    11 İleti
    282 Bakış
    D

    Devletin gelir ve harcamalarının tamamen şeffaf olması gerekiyor. Bunu yapmadan hiç bir şey olamayız.

    Öyle ki bilgisayardan sisteme girdiğinde önce ana büyük paketler karşımıza çıkmalı. İşte filan köprüye şu kadar milyar döktük gibi. Ya da MTV nden şu kadar vergi topladık gibi...

    Bu ana paketlerin altında paketler açılmalı. Böyle matruşka gibi iç içe açıla açıla taaa senin ödediğin vergiye kadar ulaşabilmelisin. Ya da harcama kaleminde o yapımda çalışan bir işçinin maaş ödemesine kadar inebilmelisin.

    BU kadar özele inmek başlangıçta zor olur elbet ama ana paketler bir yerleştirilirse sistem giderek alt paketlere doğru sürekli geliştirilir. Her türlü tahsilat ve ödeme anında sisteme yansıyacak şekle gelirse bu bir bilişim devrimi olur ve büyük yarar sağlar.

    Sistemin şişmesini önlemek için her yıl sonunda reset atılır. Eski veriler sabitlenip belli bir süre depolanır. Bunlar stabil oldukları için arşivlenip saklanabilirler.

  • hz İsanın yanılgısı

    12
    0 Oy
    12 İleti
    219 Bakış
    nejdet evrenN

    Önce geçmişe gidelim ve daha sonra günümüze dönerek resmi tarih paradigmasının yazılı kaynakların okunmasına bağlı olarak çürütülebilir olduğunu örnekleriyle görelim.

    İ.Ö. 4-2 bin yıllarında Mezopotamya’da önemli uygarlık merkezleri kurmuş olan Sümerler geriye yazılı kaynak bırakmışlardır. Mitolojik ilk efsaneler “Gılgameş, Tufan ve Yaradılış” efsaneleri, Babil'de Hammurabi kanunları, tüm yazıtlar bu uygarlıkların sosyal-okonomik-plolitik-kültürel yapısı hakkında önemli bilgileri ulaştırmışlardır. Benzer şekilde Mısır’daki İskenderiye Kütüphanesi’ndeki tüm yazılı kaynaklar yine o dönemlere ait eşsiz bilginin aktarılmasını sağlamıştır. Okunmaların bir kısmı doğrudan yapılırken bir kısmı tersinden okumayı gerektirmiştir. İlkel mağaralardaki çizimler dahi doğru okunduğunda ve antropolojik, paleontolojik, atkeolojik kazılar ve araştırmalar ile desteklenip değerlendirildiğinde engin bilgi sundukları görülecektir.

    Cumhuriyet tarihinin eleştirisi yine Başbakanlık arşivlerinden yararlanılarak Özgürt Üniversite’nin saygın öğretim görevlileri tarafından “Resmi Tarihin Eleştirisi” olarak 12 ciltte toplanmıştır. Aynı kaynağın okunma biçimi bir mantık süzgecinden geçirildiğinde farklı, tamamen ters sonuçlar doğurmaktadır.

    Demekki tarihsel olayların tümden inkarı yerine onların doğru okunmaları daha sağlıklı bilgiler vermektedir.

  • 0 Oy
    8 İleti
    229 Bakış
    D

    Fakat tabii her işte bir hayır vardır derler, doğrudur. Atatürk devrimleri yapılalı ve din devreden çıkarılalı bu halkın kafasında acaba doğru yaptık mı acaba allah bize gücendi mi takıntısı hep kaldı. Bu takıntıdan bir türlü çıkamadı bu halk.

    Eğer dine bir dönüş yapalım bakalım nasıl olacak hata mı yapmışız yoksa hata mı yapıyoruz anlayalım demeseydi bu takıntı kafasında hep kalacaktı. Dini tarihe gömmek ve ondan kurtulmak için bu aşamadan geçmek gerekiyor gibi görünüyor. Umarım dincilik ve ırkçılık birbirine sarılarak birlikte batıp giderler.

    Umut yersiz olsa da çıkmamış candan umut kesilmez. Kesmemek de gerekir. İnsanlar yüzyıllarca, bin yıllarca nelere katlanmak zorunda kaldı, karanlık dogmalar içinde ne hayatlar söndü. Aydınlık yüzü görülmeden çağlar geçti. Olacak, doğaldır. Her gecenin şafağı söker.

  • 1 Oy
    4 İleti
    112 Bakış
    D

    Bu arada yine lafın lafı açması kabilinden ilginç bir ayrıntı vereceğim:

    Tarihte hükümranlığı elinde tutanların tanrı olarak görülmesi veya gösterilmesi çok yaygındır. Fakat ilginç olan hiç bir Sümer kralı bunu yapmadı.

    Bir tek son güçlü Sümer kralı olan Gılgamış'ın o kadar güçlü ki dağları yerinden oynatabilir olduğu iddia edildi. Ondan sonra da Sümer'in Akadlara boyun eğdiği çöküş dönemi başladı. Sümerler bu çöküşü büyük bir tufana bağladılar. Akadlara boyun eğdik demediler. Buna da Gılgamış tufanı dendi, sonra çevrildi Nuh tufanı oldu.

  • Gencin sorularını duymazdan gelen vatandaş

    1
    0 Oy
    1 İleti
    116 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Tuvalet suyundan bira üretiliyormuş

    8
    0 Oy
    8 İleti
    172 Bakış
    D

    Yani burada bahsettiğimin aynı anda hem elektrik hem damıtılmış su üretmek olduğunu vurgulamam gerek. Malum gelecekte yakıt ve su, ikisinin de sıkıntısı çekilecek ve bu yüzden savaşlar olacak öngörüsü var.

    Dünyada çok su var gibi görünse de bir çok güneş sistemi cismine göre dünya su açısından o kadar da zengin değil. Diğer kayasal gezegenlere göre dünya su zengini evet ama bazı Jüpiter ve Satürn uyduları su zengini dünyaya göre.

    Üstelik dünyada suyun çok azı denize karışmamış tatlı su ve bunun da çok azı içilebiliyor. Temiz su dünyanın bir numaralı sorunu olabilir.

  • Yüzyılın itirafı

    2
    0 Oy
    2 İleti
    122 Bakış
    D

    Sorun emperyalizmden çok içerden emperyalistlere hizmet eden satılmışlar. Bunlar ikide bir zevahiri kurtarmak için eeeey Avrupa eeeey Amerika eeeey İsrail demekten hiç çekinmezler. Halbuki onların çektiği iplerle oynamaktadırlar.

    Fakat asıl sorun bu da değil. Asıl sorun bu tiyatroları dibine kadar yiyen yutan çok büyük bir kesim olması. Sorunun kökeni tam olarak bu!