Tünel
Evin kapısını açtı, dışarı çıktıktan sonra kapıyı yavaşça kapatıp kilitledi ve ardından sağ tarafa doğru yöneldi. Biraz yürüdükten sonra yolun karşısına geçti, durdu, başını yukarıya kaldırdı. Akşam güneşi bulutların arasında kâh kayboluyordu kâh yeniden görünüyordu. Görkemliydi; kusursuz bir daire görünümde geceyi alabildiğince aydınlatıyordu. Gökyüzü parçalı bulutluydu ve bir haftadan beri süren şiddetli yağmur dinmişti. Gecenin bu saatinde kasabadaki arabaların ve insanların kulakları tırmalayan sesleri kesilmişti. Mağazalar kapanmış, gün boyu oradan oraya koşuşan insanlar nihayet evlerine çekilmişti.
Yeniden yola koyuldu, durmadan yürüyordu. Sokak lambası olmamasına rağmen hava aydınlıktı. Bir süre sonra kasabanın sınırına varmıştı bile. Kasabanın bitiminde çam ve palamut ağaçlarından oluşan ormanlık bir alan başlıyordu. Ana yol ormanın tam ortasından geçiyordu ancak aynı zamanda ormanda yaşayan hayvanlar için büyük bir tehlike arz ediyordu. Hayvanseverler ve kasabanın ahalisi uzun bir süreden beri karşı çıkmasına rağmen belediye, masraflı olmasın diye yolu doğrudan ormanın içinden geçirtmişti. O gündür bu gündür yüzlerce hayvan arabaların altında ezilmişti.
Bu meseleyi çözmeye azimliydi. Hayvanların ölmesine seyirci kalmaya niyeti yoktu. Bir şeyler yapmalıydı ki altı aydan beri her gece buraya geliyor ve titizlikle sabaha kadar çalışıyordu. Son bir haftadır yoğun yağışlar nedeniyle gelememişti.
Geçen sene belediyeden yardım istemişti, hatta güzel bir proje hazırlamıştı. Belediye projeyi onayladı fakat eleman tahsis edemeyeğini bildirdi. Malzeme yardımı yapılması karşılığında kendisi gönüllü olarak çalışacağını söyledi. Tüm güvenlik önlemlerini almıştı, haftalarca tünelin planını enine boyuna hesaplamıştı. Nede olsa yılların inşaat mühendisiydi. İşinde uzmandı ve iki sene evvel emekliye ayrılmıştı.
Yanında getirdiği kazmayı ve küreği biraz temizledi; tünelin bitmesine az kalmıştı. Muhtemelen bir ay içinde yolun karşısına varacaktı ve hayvanlar rahat bir nefes alacaktı.
Kelimeler: tünel, orman, kasaba