Dil evrim sürecinde insanlığın ortak bir iletişim aracı olarak varlık kazanmıştır; coğrafyalara dağılan insan topluluklarının zaman içinde sözcükleri telaffuz etme biçimlerine bağlı olarak farklı diller geliştirmeleri onun, dilin ortak karakterini ortadan kaldırmayacaktır; ne ki, dilin karakteristik yapısı el-beyin-dil diyalektiği ile toplumsal ve tarihsel bir yapı oluşturur, onu öğrenme sürecine dayalı zeka ve zekanın gelişin sürecine etki eden faktörlere göre öğrenilmesini etkiler; ne ki, dilin doğuştan bir zeka gerektirip gerektirmediği şeklindeki soru onun soyut bir varlık gibi algılanmasına neden olacak türden bir sorudur; zira dil yaşayan bir olgudur, yeni doğmuş bir bebek yaban bir ortamda büyütülürse dili doğduğu toplumla benzeşemeyecektir ancak onu öğrenmesi hiç de zor olmayacaktır; buradan hareketle kartezyen düşünce tüm dillerin kısa sürede öğrenilebilecek yapıda olduklarını, tarihsel belleğin yön göstereceğini düşünmektedir. Buna aynen katıldığımı da ilave etmek isterim...
Soru & Cevap
64
Konu
994
İleti
-
Dil öğrenme zekası doğuştan mıdır?
Çözülmedi -
Saygınglık puanı hk.
Çözülmedi -
Müslümanlar Niye Birlik Olamıyor
Çözülmedi -
-
-
Arş kelimesi neden tercüme edilmiyor?
Çözülmedi -
Elinizde ne tür eski kitaplar var?
Çözülmedi -
Peygamberi, peygamber yapan şey nedir?
Çözülmedi -
Gulyabani nedir?
Çözülmedi -
Bu başlık silindi!
Kilitli Çözülmedi -
-
İnanmak mı, bilmek mi?
Çözülmedi -
-
Yaratıcı Yazarlık
Çözülmedi -
-
TENTEN'e Soru
Çözülmedi -
-
Yem olmak (Resimli)nedir?
Çözülmedi -
Sivri zekalılara 3 soru
Çözülmedi -
Volt neyin ölçüsüdür?
Çözülmedi