İçeriğe atla

Felsefe Tarihi

87 Konu 122 İleti
  • Postmodernizm

    5
    1 Oy
    5 İleti
    49 Bakış
    PakizeP

    Modernizm ve postmodernizm, özellikle sanat, edebiyat, mimarlık ve felsefe alanlarında iki farklı düşünce ve ifade biçimini temsil eder. İşte bu iki akım arasındaki bazı temel farklılıklar:

    Zaman Dönemi:

    Modernizm: 19. yüzyılın sonlarına doğru başlamış ve 20. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Sanat ve kültür alanında yenilik ve ilerleme arayışıyla karakterizedir. Postmodernizm: 20. yüzyılın ortalarından itibaren ortaya çıkmış ve 21. yüzyıla kadar devam etmiştir. Modernizm sonrası bir yanıt olarak şekillenmiştir.

    Temel Özellikler:

    Modernizm: Kesinlik, nesnellik ve evrensel doğrular arayışı ön plandadır. İleriye dönük ve yenilikçi bir yaklaşım sergiler. Sanatçılar, toplumun ve kültürün geleceği için yeni yollar keşfetmeye çalışır. Postmodernizm: Belirsizlik, çok seslilik ve görecelilik vurgulanır. Kesin anlamlar ve evrensel değerler reddedilir. Metinlerarası ilişkiler, parodi ve ironi gibi teknikler sıklıkla kullanılır.

    Kültürel Yaklaşımlar:

    Modernizm: Genellikle Batı'nın ilerici ve öncü fikirlerine dayanır. Endüstrileşme ve bilimsel gelişmelere paralel bir şekilde kültürel bir dönüşüm hedefler. Postmodernizm: Kültürel bağlamda daha açıktır; çoğulculuk, kimlik siyaseti ve farklı kültürlerin bir arada var olmasını kabul eder. Serbest ve eklektik bir yaklaşımı benimsediği için çeşitli kültürel formları bir araya getirir.

    Sanat ve Estetik:

    Modernizm: Sanatın kendine özgü bir dili olduğunu savunur, soyutlama ve form üzerine yoğunlaşır. Yüksek sanat ile popüler kültür arasında keskin bir ayrım yapar. Postmodernizm: Yüksek ve düşük sanat ayrımını sorgular. Sanatın başka sanatlarla diyalog kurmasını, referanslar vermesini ve ironi kullanmasını öne çıkarır.

    Anlam ve Dil:

    Modernizm: Anlam arayışı içinde olan, dili net ve belirgin kullanmaya çalışan bir yaklaşım benimser. Anlamın önemli ve bulunabilir olduğunu savunur. Postmodernizm: Anlamın kaygan olduğunu, dilin sınırlarını zorlayarak anlamın değişebileceğini, çoklu yorumlara açık olduğunu vurgular. Anlamın inşa edildiğini ve süreksiz olduğunu savunur.

    Öz ve Kimlik:

    Modernizm: Bireyin özüne ve aracısız ifadesine önem verir. Bireylerin evrensel insan deneyimi içinde yer aldığını savunur. Postmodernizm: Kimliklerin çok katmanlı ve toplumsal yapılarla şekillendiğini savunur. Bireylerin özlerinin sabit olmadığını, zamanla ve bağlamla değişebileceğini belirtir.

    Bu farklılıklar, modernizm ve postmodernizm arasındaki temel çerçeveyi oluşturur. Her iki akım da kendi içinde çok çeşitli alt gruplara sahiptir ve bu gruplar da farklı yönlerden incelenebilir.

  • Aydınlanma Karşıtları

    3
    1 Oy
    3 İleti
    171 Bakış
    S

    Türkiye de en büyük aydınlanma karşıtı Celal Şengör dür. Bakın ne demiş.
    Fransız Devriminin aydınlanmanın bir sonucu olduğunu bilmiyor mu acaba?

    https://onedio.com/haber/prof-dr-celal-sengor-fransiz-ihtilali-insanlik-icin-bir-felaket-olmustur-akli-oldurmustur-1190044

  • Antik Yunan'da Felsefe

    1
    0 Oy
    1 İleti
    54 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Çin’de Konfüçyüs

    2
    0 Oy
    2 İleti
    110 Bakış
    S

    Çin komünist partisi iktidara geldiğinde ilk işleri Konfüçyüs düşüncesini yasaklamak olmuş. Hatta günümüzde Çinliler, 16 ve 20. yüzyıl arasında geri kalmalarını Konfüçyüs düşüncesine bile bağlıyorlar.
    Aynı bizdeki "İslam yüzünden geri kaldık" düşüncesine benziyor. Mesela çoğu kişi Atatürk'ün okuduğu Osmanlı okulunda Darwinizm dersi okutulduğunu bilmez.

  • Stoa Dusunce Sistemi

    1
    0 Oy
    1 İleti
    33 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • En Ünlü Filozoflar

    3
    1 Oy
    3 İleti
    101 Bakış
    phiP

    Bu chatgpt urunu 🙂 o sebeple eklenmemis olabilir 🙂

  • Nietzsche Neden Öldü?

    1
    2 Oy
    1 İleti
    2k Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Felsefenin Temel Kavramlari ve Tarihsel Gelisimi (Yapay Zeka urunu)

    1
    1 Oy
    1 İleti
    49 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Felsefe Nedir? Bilimsiz Felsefe Olur mu?

    2
    1 Oy
    2 İleti
    70 Bakış
    ?

    @phi felsefe metotsuz bilimdir. Yani tez den ibarettir. Henüz bilim olamamıştır.

    Kanıtlanması gerekir. Felsefenin öğeleri bir yöntem ile açıklanabiliyorsa hipotez olur. Bu hipotez genel geçer delillerle ispat edilebiliyorsa ve ölçülebiliyorsa bilim olur.

  • Antinatalizm Nedir? Felsefi Görüşü

    1
    0 Oy
    1 İleti
    66 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Felsefe / Hikmet Nedir?

    1
    0 Oy
    1 İleti
    67 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Efendi ve Köle Ahlakı

    5
    1 Oy
    5 İleti
    267 Bakış
    D

    Aynen öyle. Çocuğa gizlide tecavüz edip görünürde Kuran öğretiyor görünmek din adamı kisvesi ile mümkün olabiliyor. Bunu din dışında bir araçla yapabilmek olası mı? Değil. Bunu dinden başka gizleyecek, örtecek bir kılıf icat edilemedi.

    Minareye kılıfı ancak din terzisi dikebilir. Bunu başarabilecek başka terzi yok.

  • Kotumserlik Felsefesi

    3
    0 Oy
    3 İleti
    141 Bakış
    D

    Tabii şimdi felsefenin belirlemiş olduğu bu kötülük problemi tanrının olmadığını kanıtlamaz. Nihayetinde tanrı iyi olacak diye bir koşul olamaz. Tanrı var ve kötü olabilir.

    Fakat konu bu kadar basit değil. Bir kere en azından kötü bir tanrıya güvenilmez.

    Sonrasında, kötülük problemi aslında evrenin yapısının bir tanrı varsaymaya elverişli olmadığını gösterir. Kötülüğün olduğu bir doğada tanrıyı varsaymak için bir neden bulunmaz. Böyle canlıların birbirlerini yemeden hayatta kalamadığı temelde kurulmuş bir doğayı ne diye tanrının tasarladığına inanacağız ki? Buna niye inanalım? Bunun için bir gerekçe bulunmuyor.

    Doğanın evrimle şekillendiğini düşünmek ise bütün taşları yerli yerine oturtuyor, gerçeği ayna gibi gösteriyor. Tanrı filan yok, evrim var. Bu apaçık ve son derece kesin.

  • İkinci Uğrak: Analitik Felsefe

    1
    0 Oy
    1 İleti
    104 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • 20. Yüzyıl Felsefesinin İlk Uğrağı

    1
    0 Oy
    1 İleti
    101 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • 20. Yüzyılda Felsefe

    1
    0 Oy
    1 İleti
    101 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Egzistans Felsefesi

    2
    0 Oy
    2 İleti
    105 Bakış
    D

    Özetlemek gerekirse egzistansiyalizm "ne şekilde ise bir şekilde varız, neden var olduğumuzu bilmesek de var olduğumuzu biliyoruz ve önemli olan da bu" biçiminde özetlenebilir sanıyorum.

    Bu görüşü ile egzistansiyalizm yani varoluşçuluk tanrı ile ilgilenmeyi gereksiz görür. Tanrı mı yarattı her ne şekilde varsak bunun bir önemi olmadığını vurgular. Bu özelliği ile agnostik kapsamda bir felsefedir.

  • Hümanizm

    2
    1 Oy
    2 İleti
    139 Bakış
    D

    Hümanizmin kökeni son derece dogmatiktir, çünkü jeosantrik evren kuramına dayanır.

    Bu kurama göre yer evrenin merkeziydi ve içinde insan yaratılmak üzere bir beşik gibi düzenlenmişti. Her şey hazır olunca içine insan yerleştirildi ve her şey insanın emrindeydi.

    Yani bu hem yer merkezli, hem insan merkezli bir düşünce. Bilim aslında hümanizmi yerle bir etti. Darmadağın etti ve hiç özel olmadığı gerçeğini tokat gibi insan türünün suratına çarptı.

    İnsan türü hâla bu tokadın altından kalkma ve bilime direnme, kendinin özel olduğunu iddia etmeyi sürdürme çabasında. Ama bilim bu tokadı insanı aşağılamak için atmadı. Onu uyandırmak için attı. İnsan bunu zamanla anlayacak. Henüz anlamadı. Aşağılandığını zannediyor.

  • Varoluşsal Düşünmenin Anlamı

    2
    0 Oy
    2 İleti
    121 Bakış
    D

    Felsefenin varoluş sorunuyla mı ilgilenmesi, yoksa insan davranışları ile mi ilgilenmesi tercihi felsefede hep bir sorun olagelmiş.

    Bunun nedeni bence varlık sorununun asla çözülemeyecek olması fakat insan davranışlarını biçimlendirmenin pratik yararlarının olması. Çözemeyeceğimiz bir işle uğraşmaktansa çözüm üretebileceğimiz işlerle uğraşmak daha verimli olabilir.

    En gelişkin zihinli filozoflar ikisiyle de uğraşır. Aslında tam mükemmel, kimsenin ihlal edemediği bir etik üretemeyeceğimize göre varlık sorunu gibi etik sorununun da mutlak ve kesin bir çözümü yoktur.

    Farketmiyor aslında, ikisinde de ne kadar köfte, o kadar ekmek ilkesi geçerli. Benim adım hıdır elimden gelen budur veya karıncaysam ulaşamazsam da yolunda giderken ölürüm fikri.

    Felsefede biraz yüksek fikirlere ihtiyaç vardır, sıradan fikirlerle pek felsefe olmaz. Hiç etikle ilgilenmeden sadece varoluş sorununa odaklanmak da eksik kalır, varoluş sorununa hiç bakmayıp sadece etik geliştirelim demek de eksik kalır.

  • Ahlaki Kurtuluş

    1
    0 Oy
    1 İleti
    139 Bakış
    Kimse yanıtlamadı