İçeriğe atla

Tartışma

1.1k Konu 16.1k İleti

Alt kategoriler


  • Herkesin bir kürsüsü olmalı.

    393 7k
    393 Konu
    7k İleti
    EfruhteE
    küçücük göze bakıldığında hiçbir şeyin sığmayacağı gözükürken nasıl oluyor da yeri geliyor koskoca ayı dahi sığdırabiliyor. Buna şaşmayanlar, Nuh'un gemisine şaşıyor. tuhaf
  • 143 Konu
    2k İleti
    EfruhteE
    , içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar 4. sayfa İnsan, neye odaklanırsa onu görür ve o şekilde düşüncesini geliştirir. Misal, odada bir masa vardır. Masanın üzerinde karışık ve farklı cisimler. Masanın yanında iki sandalye biri masanın içine doğru girmiş diğeri ise çıkık durumda. Odaya giren kişi bütün hepsini aynı anda bütün detaylarıyla göremez ve bilemez. En çok dikkatini çeken ne ise ona yönelir. Ve daha önce bildiği öğretilmiş olana eğilim gösterir. Her insanın odadaki durumu aynıdır. Duygu durumu da gördükleri ve bildikleri kadarıyla ibaret Bazen tek bir detaya odaklanıp, diğer detayları yok sayabiliyor da. Mesala sadece tek bir sandalyeye odaklanıp, masayı, masanın üzerindekileri ve diğer sandalyeyi yok sayabilir. Bunlardan birinin var olduğunu söyleyene saçmalıyor şeklinde yaklaşabilir. Duygu durumu da felsefik düşünceye bağımlı olarak değişebilir. Odaklandığı şekilde gören birinin kanıtı da odaklandığından farklı değildir. Mesala inananlar ruh der. Bedendeki organların aynı olmasına rağmen, aynı işleyişte bulunamamasına gözle görülen bir kanıt bulunamamıştır. Bir hastalığın hiçbir belirtisi olmadan ani gelen bir ölümde ne bir mikrop, ne bir kaza, ne de başka bir şey. Tüm organ herşeyiyle sağlıklı bir şekilde yerinde dururken niçin tüm foksiyonlarını yitirir. Dışarıdan giren ne bir madde vardır ne de bedenden çıkan bir madde. Gözle görülür hiçbir şey yoktur. Sadece göz ve dokunmaya odaklanmış biri için bu durumun kanıtı yoktur.
  • 84 Konu
    2k İleti
    EfruhteE
    @house, içinde söyledi: Şu an ne düşünüyorsun? @Efruhte, içinde söyledi: Şu an ne düşünüyorsun? @house, içinde söyledi: Şu an ne düşünüyorsun? @Efruhte, içinde söyledi: Şu an ne düşünüyorsun? süs köpeğini de balkonunda besliyorsa ve dışarıya yürüyüşe çıkartmışsa tesettürlü bacım niçin tuhaf bakayım Balkonda köpek(!) beslendiğini duymuş- görmüş bir veterinerden işitmek isterim. İlk defa duyuyorum. Hayal pencereniz dar ise ne yapabilirim. Balkon sadece açık balkonlardan olmuyor, kapalı balkonlarda var. Derdi din olan çözümünü muhakkak bulur. Yo ben daha manzara hakkında yorum yapmamıştım. Bence sizin "msülüman" lığı anlama/algılama sorununuz var. Madem öyle ben size köpekli şahıs için ne düşündüğümü söyleyeyim. %100 evde beslediğinden emin değilim çünkü her ne kadar ev köpeği ile gezinen türbanlıyı gözlerimle görsemde. Bu köpek geçekten onun mu bilmiyorum, kendisini tanımıyorum. Şayet sorsaydım ve o evet benim köpeğim deseydi. O vakit hüsni zandan öteye geçip kesin bir yorumda bulunur yadırgarım. Bence siz balkon savunma absürdlüğünde bulunacağınıza keşke belki bu türbanlı bacım bir hizmetli veya köpek gezdiriciliği işini yapan biri olabilir deseydiniz. Böylelikle ilk savunma olarak bir hüsnizan beselemiş "müslüman" kimliğine uygun düşünmüş olurdunuz. Balkonda köpek beslenmez. Balkon hem hukuken hem mantıken evin içinden bir parçadır. E hal böyle iken siz hangi kaynağa istinaden evin balkonuna sokak, bahçe savunması yapıyorsunuz bize? Şakmısınız. Bu mantıkla sen alkol dükkanında alkol satan türbanlı bacına niye sahip çıkmadın ki? Alkolün haram olduğu kesin bildirilmiştir. Bu yüzden alkol içmek, satmak bunlar Müslümana yakışmayan bir durumdur. Kuranı Kerim de köpeğin bakımı beslenmesine dair bir ayete rastlamadım. Hayvanları korumak, beslemek bir Müslümanın uyması gereken ahlaki davranıştır. köpeğin bakımı beslenmesi evde, evin içinde olmayacağı necis olduğu fıkhen bildirilmiştir. Bildiğimce. Balkon evin bir parçası hükmünde bunda size katılırım. Ama balkonu daha farklı kullanış konumuna getirerek sanki evin bahçesi haline de getirebilirsiniz. Malasef artık apartman durumları var bahçeler kalmadı. Balkonlar bahçe vazifesini görmekte. Daha önce belirttiğim gibi balkonunda beslemiş ve gezdirdikten sonra kendi kıyafetlerini temizlemiş , temizliğine, ve balkonuna götürürken odalarına değdirmeden götürdüğünü düşünür yani gereken hassasiyeti gösterdiğini düşünür ve tuhaf karşılamam.
  • Kıyaslama fakirliği ve YYGY

    kıyaslama fakirliği
    4
    2 Oy
    4 İleti
    253 Bakış
    D
    Çok yerinde bir konu olmuş. Hemen bir örnek vereyim: Çaya şeker atmama mevzusu. Bu kısa sürede toplumsal bir algı oluşturdu ve çaya şeker atılmaması gerektiği kanısı hızla yayıldı. Bir kanıyı bu kadar hızlı yaymak zordur. Fakat trend bir tuttu mu akar gider. Hızla yayılır. Moda haline geldi mi artık önü kesilmez. Genel kabul görür. Tabii ki şeker kullanımı önemli bir sorun. Göbek yağının birincil direk sorumlusu. Fakat algı o yönde değil. Şeker atan modayı bilmemekle suçlanır hale geliyor. Herkesin eğilim gösterdiği bir davranışa ters kalmakla, "değişik" olarak suçlanmakla yüz yüze. Modaya, trende uyum sağlayamıyor!!! Eğer algı moda olmasa da bilinç olsa, çaya şeker atmaktan kaçınan kişi baklavaları, tulumbaları her gün lüplemekten de kaçınması lazım. Çaya şeker atmıyor, beş dilim baklavayı iç ediyor. E be kuzum az önce çaya şeker atmamıştın nooldu? Niye bir dilim baklava yeter, içinde çok şeker var demedin? Çaya atılan şeker de baklavada olan teker mi?
  • Felsefe.Net´de sorgusuz sualsiz konular ve iletiler siliniyor..

    felsefe.net
    1
    0 Oy
    1 İleti
    142 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Felsefe öcü mü?

    öcüdeğil sadece katılın
    9
    0 Oy
    9 İleti
    388 Bakış
    D
    @DemoKratos, içinde söyledi: Felsefe öcü mü? Platon'u önemsemem ama Sokrat bence önemlidir. Platon aynı zamanda Demokritos'un yani benim üstadımın şiddetli muhalifidir. Elinden gelse Demokritos'tan hiç bir söz kalmamasını sağlamak istediğini söylemiş ve Demokritos'un fikirlerinin tamamen yok olmasını dilemiştir. Platon İslam felsefesinde yer bulan tek Yunan filozofudur. Eflatun adıyla tanınır ve saygı duyulur. Aslında Aristo'nun fikirleri de dinlerde yer etmiştir ama adı anılmadan. O bakımdan Platon benim en az değer verdiğim filozof. Demokritos'a karşıysa zaten tamekse koy sepete pardon at çöpe. İşim olmaz. Kendini bil sözü Platon'a atfedilir ama bu çok daha eski bir sözdür. Bunu Platon ilk kez söylemiş olamaz. Bunun ne kadar eski bir söz olduğu bilinemez. Ama Platon bunu temel ilke edinmiştir tamam, doğruya doğru. Öldür ama hakkını ver. Platon bu ilkeyi çok öne çıkarmış ve iyi de etmiştir.
  • Dinler bölücü ve asimile kaynağıdır

    dinler bölücüdür
    4
    1 Oy
    4 İleti
    197 Bakış
    D
    Bu durum Kuran'ın açılış bölümünde vurgulanmıştır. Bu bölümde Yahudilerden "mağdub" yani kendilerine öfkelenilen sıfatı yapıştırılarak nefret söylemi geliştirilmiştir. Zaten ilerleyen bölümlerde Yahudi nefreti sürekli pompalanır ve öfke giderek artarak lanetlendikleri ilan edilir. Yahudi soykırımına zemin hazırlamak için sürekli üzerlerine suçlar atılır. Kuran'ı dikkatle inceleyen, İslam'ın ne olduğunu derhal anlar. Bu son derece açıktır. Bahsedilen bölümde Hristiyanlara ise "dallin" denmiştir. Yani sapkın. Bu nefret söyleminden çok bir davet havası taşır. Yani gelin yeni dine girin sapkın olmayın gibi. Konumuzla ilgili kısma gelirsek İslam ise "sıratı mustakim" olarak vasıflandırılmıştır. Yani orta yol. Bu ifade söylediklerimin kanıtıdır. Yani ne Tevrat kadar katı bir şeriat, ama ne de şeriat bağlayıcılığından yoksun Hrist gevşekliği. İkisinin ortası.
  • Multeci Sorunu

    multeci multeciler defolup gitsinler
    5
    2 Oy
    5 İleti
    197 Bakış
    D
    Mültecilerin kabul edilmesinin amaçları var. Tabii ki bunlar arasında muhacirleri ağırlayan ensar olma sevabına nail olmak !!! filan yok. O keriz kekleme kısmı işin. Ana neden, Beşşar Esad'ın askere alacak genç bulamamasını sağlamak ve bu yolla ülkesini savunmaktan aciz kalmasını, ele güne, Rusya'ya İran'a muhtaç kalmasını sağlamak. Bunun kanıtı, genç erkeklerin kabul edilmesi. Bunu yapacak bir ikinci enayi ülke daha dünyada bulamazsınız. Başka hiç bir ikinci ülkede, muhacir genç adamlar ülkenin deniz kenarında nargile içerken ülkenin çocukları o mültecilerin geldikleri ülkede savaşıp ölmezler. İkinci neden, şimdi bunlar bu ülkenin halkının kafasına Avrupa Birliğine filan giremeyeceklerini dank ettirdiler ya! Artık "siz en iyisi Arap liginde oynayın, çok da yakışır, tam size göre" diyorlar. "Sizin gibi gerilerin neyine çağdaşlık, modernlik, laiklik, siz kadın cinayetlerinizle, yobaz tutuculuğunuzla, gazetecileri, aydınları hapse doldurmanızla kalın, Araplarla yarışın bu konuda, cuk oturur size" diyorlar.
  • Ülkesini kaybettiğinden haberi olmayan halk

    haberi yokmilletin
    4
    3 Oy
    4 İleti
    204 Bakış
    TENTENT
    Dokunulmazlıklar yüksek maaşlı memurlar kalkmadığı sürece birşey olmaz. Birde eskiden keyfi dayak olayı (askerde okulda hapiste vb)vardı.
  • EKSİK YÖNLERİMİZ NELER ?

    soru cevap kişisel gelişim bireysel farklılık
    8
    2 Oy
    8 İleti
    357 Bakış
    K
    Kelim, sağırım, solağım, şen şakrak birisiyim...daha sayayım mı?! Yoksa bunlar eksiklik sayılmıyor mu?! Şaka bir yana... Hep şuna aldanıyoruz: Dünya hep bizim etrafımızda dönüyor. Bunun verdiği gazla, dünyaları yaratacağımızı zannediyoruz. Halbuki bizim bireysel olarak yaşayıp yaşamadığımızın hiçbir kıymeti yok aslında.
  • Bilgi güç müdür ?

    soru cevap
    9
    1 Oy
    9 İleti
    812 Bakış
    D
    Bilgi tarih boyunca güç olma oranını artırarak günümüze gelmiştir. Ne kadar yakın tarih, o kadar fazla bilginin güç olmasının apaçık oluşu. Ne kadar eski tarih, o kadar bilginin güç olmasının daha az belirgin oluşu. Yaşayan önemli düşünürlerden Jose Luis Cordeiro ki şaşılacak kadar fikirlerimiz paraleldir, "Ölümsüz İnsan" kitabının yazarıdır, okuduğum zaman nasıl fikirlerim bu kadar paralel olur diye şaşırdım. Aynı ben. O diyor ki gelecekte distopya yoktur. Gelecek daima aydınlıktır. Distopyalar, karanlık daima geçmiştedir. Bunu okuyunca ne kadar şaşırdım anlatamam. Benim fikirlerimin anası bu yani, çok şaşırdım ve sevindim de. Kralsın Jose biraderim dedim. Adam tüm fikir üretimlerini bu omurga fikir etrafında inşa ediyor. Bu adamı çok tuttum. Keşke yeni tanımış olmasaydım dedim.
  • Ağaçların dilinden anlar mısınız?

    ağaçların dilleri
    5
    4 Oy
    5 İleti
    307 Bakış
    K
    Biz insanlar gökten zembille inmedik herhalde. Fırsat buldukça hep söylerim: Bizler doğanın bir parçasıyız. Onsuz yapamayız. Hal böyle iken, doğaya sırt çevirmek, her tarafı beton yığınına dönüştürmek, dünyanın nefesi olan asırlık ormanlıkları bir çırpıda yakıp yok etmek, bize yaşam sunan doğaya ihanettir aslında. Yeşillikler, ağaçlar, bitkiler olmasa bu dünya bildiğin çöle dönüşür. Aklı başında kim çölde yaşamak ister ki? Ama bizlerin vurdumduymazlığı yüzünden, bu güzelim yeşil/mavi gezegenimiz yavaş yavaş çöle dönüşmekte, kutuplardaki buzullar erimekte, iklim değişmekte ve birçok sahil bölgeleri su altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Yarım saatlik öğle molasını işyerimin hemen bitişiğinde olan ve içerisi bol ağaçlardan oluşan parkta geçirmeye gayret gösteririm hep. Parktan içeri adımımı attığım an, sanki milyonluk bir şehirde değil de kırsal bir beldede kendimi hissediyorum. Kuşların cıvıltısı, ağaç yapraklarının hışırtısı, böceklerin oraya buraya hareketleri beni hep etkilemiştir.
  • JES hakkında ne düşünüyorsunuz?

    jesler ölümcül
    5
    0 Oy
    5 İleti
    175 Bakış
    K
    Avantajları ağır basan bir temiz enerji türü ve diğer enerji türlerine (rüzgar, su ve ışık) nazaran her zaman var olan bir enerji. Yurt dışından ithal edilen enerji bağımlılığından kurtulmanın ve ne idiğü belirsiz devletlerin siyasi baskısından kurtulmanın yolu, her ülkede var olan bu enerji türlerine yatırım yapmaktan geçiyor.
  • Dinler neden barışçıl olamaz?

    dinler barışçıl olamaz
    5
    0 Oy
    5 İleti
    278 Bakış
    D
    İnançların sadece dini olması gibi bir şart bulunmuyor. İnançlar felsefi de olur. Din veya felsefenin siyasi amaçla kullanımı aynı sonucu verir: Dini veya felsefi bir görüş biçimini siyasete temel yapmak dogmadır. İnanca dayalı yapılan siyaset biçimlerine ideoloji diyoruz. Bilimden başka bağlayıcı hiç bir şey yoktur. Sadece bilim bağlayıcıdır ve ilkelerine uyulması zorunludur. Bilimin dışında ancak dogmatik olunur. Bir bağlayıcılık içerdiğini iddia etmeden dini veya felsefi bir inanca sahip olmakta bir sakınca görülemez, yoktur. Devlet yönetimini dine de ideolojiye de dayandırmaya kalkışmak aynı derecede yanlıştır. Devlet sadece bilime dayalı yönetilir. Bu bilince erişememiş kişiler ve halklar elbette var ve çoklar da. Bu bir bilim yoksunluğu, bilinç yoksunluğu. Bilmek ve bilinç ayrı şeylerdir. Bir konuyu bilmekle o konuda bilinçli olmak farklıdır. Örneğin Kuzey Kore füze yapma bilgisine sahip ama kullanma bilincinden yoksun. Çünkü ideolojik bir devlet. Totaliter bir hanedan yönetimi ideoloji dayatıyor. Kuzey Kore'de füzeler diktatörün ezici gücünü pekiştirmekten başka bir işleve sahip değil. Dikta aracı. Diktatör diktasını sürdürmek için füze gücüne dayanmak zorunda hissediyor.
  • Şüphem şüpheniz mi?

    virüs savaşları
    32
    0 Oy
    32 İleti
    827 Bakış
    B
    @kereste, içinde söyledi: Şüphem şüpheniz mi? Şimdi de sıra kelime oyunlarına mı geldi? Kelime oyunu yapmam için bir neden yok. Bunun bir iddia değil şüphe olduğunu hatırlatmak için yazdım.
  • Ukraynaya giden RUS askeri araçlarında ki Z simgesi nedir?

    z askeri araç
    20
    0 Oy
    20 İleti
    545 Bakış
    L
    @TENTEN Balkanlarda birçok ülkede yarım / yamalak da olsa anlarlar. Ama beni kızdıran: Osmanlı zamanında Boşnaklar ovalarda tarım ile uğraşırmış. Sırplar dağlarda çobanlık yaparmış. O yüzden biri müslüman olmuş, diğeri hıristiyan kalmış. Sonra Sırplar Boşnaklara soykırım yapmış. Yani bir çeşit intikamı seven kinci millet durumu var. Benim de o hoşuma gitmiyor.
  • Zayıfın yaratma gücü

    zayıf yaratır
    12
    1 Oy
    12 İleti
    248 Bakış
    nejdet evrenN
    Tüm olumsuzluklara karşın güçlü bir irade ile karşı durabilmek, sömürüye karşı hayata dört elle sarılıp geleceği yaratabilmek üreten insan kitlesine aittir; güçlü olmak ile gücü tekelinde bulundurmak kesinlikle bir ve aynı şey değildir; dolayısı ile üreten, yaratan ve direnenin, eviren, çeviren ve devirenin güçlü, sömürenler ise gücü elinde bulunduran güçsüzler olduğu kanısında ısrarcıyım...
  • Araplar Türkleri neden sevmez?

    araplar türkler düşmanlık
    8
    1 Oy
    8 İleti
    383 Bakış
    D
    Hayır Hatay belediye başkanı yanlış bir şey söylüyor olsa da biz de karşı çıksak. Adam gerçeğin, hem de apaçık gerçeğin ta kendisini söylüyor! Nerde bir doğru söyleyen var bin tepesine dokuz köyden kov politikasına bu halk nereye kadar izin verecek gerçekten ahmaklığın boyutları ne ölçüde merak konusu. Benim açımdan değil gerçi. Bence bu ahmaklığın bir dibi yok ve dibe vurmayacak. Olsa şimdiye vurmuş olması gerekirdi. Bana böyle batıp gidecek gibi geliyor. Yanılmak sadece bir umut. Zayıf.
  • Ukrayna Kiev Canli Yayin

    12
    2 Oy
    12 İleti
    200 Bakış
    zafiRaZ
    @TENTEN sensiz olmaz, tamam bizde gitmiyoruz
  • Ülke nasıl çalınır?

    ülkeyi çalmayın
    1
    2 Oy
    1 İleti
    110 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Nükleer Savaşlarda Nasıl Korunulur?

    9
    2 Oy
    9 İleti
    187 Bakış
    L
    Birkaç gündür de en çok bu kafama takılıyor. Gorbetchev ve Ronald Reagan'In 80'lerde başlattığı işi bitirmek gerekecek. Yani Nükleer silahların ya tamamen ortadan kalkmasını veya çok ciddi sayıda azaltılmasını konuşmak lazım. Bugün kimse Ukrayna krizinin yayılıp tırmanması beklentisi içinde değil. Uzmanlar çatışmanın NATO ile savaş boyutuna gelmeden sona ereceği görüşündeler. Ama Olayın tırmanma ihtimali de halen var. Birkaç sene önce Donald Trump'da Kuzey Kore'ye karşı nükleer silah tehtidinde bulunmuştu. Yani 20 sene sonra / 30 sene sonra ABD / Rusya gibi ülkelerin başına Putin'den bile daha deli bir adamın geçip geçmeyeceğini kimse bilemez. Bu silahların yok edilmesini talep etmek belki ütopik bir beklenti olur. Ama İran gibi ülkelerin eline geçmesini engellemek gerek. Sonra Rusya / ABD ve Çin gibi ülkelerin elindeki nükleer silah sayısını azaltmak gerek. İnsanlık bu türden bilinçlenmelerin çok uzağında görünüyor ama Bazen bir anda Gorbatchev / Yeltsin gibi adamlar çıkıp bu tür gelişmeleri ciddi şekilde hızlandırabiliyorlar. Aslında 2 ülkede önemli sayıda silah olası iyi bir şey. Önemli olan bunları aşamalı olarak ülke başına 100 hatta 50 gibi sayılara indirebilmek. Bu açıdan dünya 90'Lı yılları iyi kullanamadı. 90'larda da ABD elini uzatıp benzer şeyler önerseydi silah sayısı azaltılabilrdi. Bugün de Putin'İn elinde daha az nükleer silah olacaktı.
  • Türkiye ekonomisinin %11 büyümesi

    14
    4 Oy
    14 İleti
    561 Bakış
    D
    Ülkede hangi resmi açıklama güvenilir ki büyüme rakamı güvenilir olsun? Güven kalmadı başta. Tuz kokunca kokmadık bir şey kalmaz.
  • Kedi-köpek maması lüks değildir!

    haytap
    15
    3 Oy
    15 İleti
    197 Bakış
    bagimsizkoalaB
    @Leonardo Bitlenme konusunda iç/dış parazit denilen bazen iğne bazen damla şeklinde yapılması ile çözüme kavuşturuluyor ve bu damla bir ay koruyuculuğu var. Onun dışında kedilerin dillerinde özel bir tükürük bezi var ağızlarının içi ve kendilerini yalaması ile daima temiz kalabiliyorlar. Köpeklerde aynı şey geçerli değil. Elbette köpeklerin türleri var ve bu onları karakterize etmiş. Bir süs köpeği asla sokakta yaşayamaz. Bu örnek çok doğru onlara bir sözüm yok. Benim şikayet ettiğim nokta şiddet, yanlış besletme ve insanların bencil hareket edişi. Son dediğinize katılıyorum.