merkez bankasindaki durumdan oturu bence 🙂 kendilerini koruyorlar iste.

sefaletin ve cehaletin çöreklendiği, gün-be-gün katmerleştiği yer ve zamanda salt gençleri bir umut ışığı olarak görmek yanıltabilir; zira, sorun gençlerde değil onlara bu günleri yaşatan önceki kuşaklardadır; buna rağmen genç beyinlerin ön yargılardan sıyrılma, tartışma ve tabulardan arınma umudu her daim saklı kalacaktır...

güzel ve anlamlı bir değerlendirme yapılmış, anlaşılan o ki yazan sitede öylesine gezinmemiş...

@phi, içinde söyledi: Kılıçdaroğlu Kaybederse Bizi Nasil Bir Turkiye Bekliyor?

peki simdi ne olacak?

Muharrem İnce adaylıktan çekilince tayyibe çalışmıyor gibi görünüyor ama aksine bu şekilde tayyibe daha çok oy kazandırdı.

Gelin bunu birlikte değerlendirelim.
Ali Yeşildağ adında tayyip ile yıllardır birlikte olan adam 15-20 gündür tayyip aleyhinde video yayınlıyor.
Bu da haliyle tayyibin oylarına eksi olarak yansıyor.
Bu videoların birinde Muharrem İnce aleyhinde seks kaseti yayınladı, bu kaset bilinçli olarak basit yapılmış ki, montaj olduğu anında ortaya çıktı.
Kaset montaj çıkınca bu adamın tayyip aleyhinde olması tayyibe eksi yerine artı oylar kazandıracak.
Böylece hem tayyibin oyları artacak hem Muharrem İnce bölücü, nankör olmaktan kurtulacak.
Açıkçası burada Tayyip-İnce işbirliğiyle bir taşla iki kuş vurdular.
Bu şekilde Kılıçdar İnce yüzünden yüzde 2-3 oy kaybedecekken bu yapılan senaryo yüzünden şimdi daha fazla oy kaybedecek.

@DemoKratos, içinde söyledi: Kremlin'e Saldiri

Ruslara da Bayraktar verilmiş olmasın!

@phi, içinde söyledi: Kremlin'e Saldiri

@TENTEN e canada vermekten vazgecince ukraynaya kaydik ya daha yeni mi haberin oldu senin?

@DemoKratos Ruslara Bayraktar verilmiş olmasın deyince bu nasıl saçma iş demek için yazdım. 🙂

En kritik anlarda bile ortaya "bir bölen" in bir yerlerden bulunup çıkartılabilmesi ne kadar güvenilmez ve yozlaşmış bir toplum olunduğunun şaşmaz göstergesi.

Tek görevinin bölmek olduğu apaçık olduğu bir kişi neye dayanarak tüm ilkelerini çiğneyip düşmanlaştırıcı kutuplaştırıcıların hizmetine girebiliyor, vaat edilen hangi çıkara satın alınıyor anlamak güç. Çıkara tapan bir toplumun bu çürümüş yapısını aşmak zor. Herkesin satın alınabileceği bir fiyatı olması düşündürücü.

Bazı insanlara çıkar vaad et, rüşvet teklif et, kayırma, torpil, üstün tutma ve adaletsiz haksız çıkar sağlama teklifinde bulun, ne dersen yaparlar.

Böyle ahlaksızlardan ve bozuk karakterli insanlardan oluşan bir toplumun başına da ancak bu aşağılık yöntemlerle destek sağlayan yöneticiler gelir. Bu toplumlarda doğru söyleyen dokuz köyden kovulur. Yalancı ve haksız çıkar vaat ediciler el üstünde tutulur.

Bu karakter yoksunlarının adaleti, çıkarlarının yanlı savunulması ve ötekileştirdiklerinin haklarının gaspedilmesidir. Bunlar öteki ve düşman gördüklerinin malını ganimet, canını helal sayarlar. Nitekim bunların en önde gelenlerinden sayılan şeyhülislam Ebu Suud denen adam değil farklı dinden, farklı mezhepten olanların bile canını helal ve malını ganimet sayan fetva vermiştir.

Toplumun halen o meralarda otluyor olması gerçek bir utanç.

Cumhurbaşkanlığı seçimini kimin kazanacağını bilemem ama kimin kaybedeceğini çok iyi biliyorum.
Bu ülkede her seçim halka vurulan darbeden başka birşey getirmemiştir.
Kılıçdar kazanırsa en azından 21 yıl önce kaybettiğimiz demokrasiye dönülür.
Sonuçta bağımlı bir ülkeyiz, dolayısıyla yöneten de bağımlı.

Dinin kendisi zaten istismar üzerine kurulmuştur.
Başkalarının hakkı alınmazsa ve onlar üzerinde hakim olunmazsa zaten din olmaz.
Çünkü din sadece inanmak ve ibadet etmekle sınırlı değil.
Din, din tacirleri ve onların müritleri yani köleleriyle oluşur.
Dolayısıyla dini istismar yoktur, dinin kendisi istismardır.

@kereste, içinde söyledi: Felsefeye Neden Ilgi Duyulmaz

Yukarıda bundan bahsedilmiş zaten. Felsefenin doĝrudan ekonomik durumla ilişkisi olduĝunu düşünüyorum, çünkü tuzu kuru olan birisi kafasına takılan her şey hakkında düşünme ortamı ve zamanı bulur.

Bilenler yeşillendirsin lütfen:
Önde gelen ve herkesin tanıdıĝı düşünür ve filozofların ekonomik durumunu bilmek isterdim.
@phi , diĝer konuda ünlü filozofların listesini yapmışsın. Onların tuzlarının nasıl olduĝu hakkında bilgin var mı?

Bazı Kişisel Detaylar ve Son
Descartes kendi çıkarlarını gözetecek kadar zengindi. Babası ona, 24 yaşındaki Descartes'ın sattığı bir dizi mülk hediye etti. Bu, hayatının geri kalanında rahatça yaşamasına yetecek kadar para topladı.
Descartes hayatının çoğunu hareket halinde geçirdi. Sonraki yıllarının 20'sini Hollanda'nın çeşitli yerlerinde yaşadı. Ayrıca orada matematik okudu ve öğretti. Fransa'dakinden daha az dikkat dağıtan şeyle Hollanda'da daha iyi çalışabileceğini gördü.
Hiç evlenmemesine rağmen 1635'te 39 yaşında baba oldu. Ortağı, Amsterdamlı bir hizmetçi olan Helena Jans van der Strom'du. Kızlarının adı Francine idi. Anne ve kızı, Descartes'ın evinde yaşıyordu - insanlara Francine'in yeğeni olduğunu söyledi. Kızını Fransa'da eğitmeyi planladı ama ne yazık ki kız beş yaşında kızıldan öldü. Francine'in annesi daha sonra evlendi ve Descartes, düğünün çeyizini ödeyerek babalık rolü oynadı.
1649'da Descartes, İsveç Kraliçesi Christina tarafından Stockholm'e davet edildi. Ondan yeni bir bilim akademisi kurmasını istedi.
René Descartes, 11 Şubat 1650'de Stockholm'de 53 yaşında zatürreden öldü. Stockholm'deki Adolf Fredriks Kilisesi'ne gömüldü.
https://www.famousscientists.org/rene-descartes/

Descartes zengin biriymiş. 🙂

İki şey tam da birbirini bu kadar mı bulur. İkisi de birbirinden... Neyse... Umulur ki tahammül edilmez sesleri bakılmaz suratları bir daha gelmemek üzere kaybolup gitsin.

Nasıl diye sorsam kendime ve bir papürüs gibi buruşturulmuş, solmuş ve okunmayan; dil iki ucu keskin bir kılıç sanki Zülfikar! Bir el değinir ya da dokunur ya da siler geçer farkında olmadan...Bilirsin, bilirler, bilinir de deşifresiz uzar gölgesinde gün batar. Bir sorgudur mahşeri hengamede yüreğim, kalıba sığmaz ve sığıntı; mülksüz...Bu çit, bu duvar, bu korku saramaz kanayan düşlerimi ve sen bakarsın utanmdan gözlerime; çit senin, duvar senin, korku da senin...Mülkün senin olsun, özgürlük benim...

@phi, içinde söyledi: Telefonsuz yaşamak mümkün mü?

yasanilmaz su donemde 🙂

Valla çok güzel yaşanılıyor.
Sürekli ona bakmak zorunda deĝilsin, şarjını doldurmak için ha bire priz aramak zorunda deĝilsin, zırt pırt rahatsız edilmiyorsun, nerede olduĝunu bilen yok, arayan soran yok vs. vs.

Kafan bir hayli rahat yani.

Sözcükler de birer hiyerogliftir. Milyonlarca var, hepsi ayrı bir durumu niteliyor ve öğrenmesi bir ömür boyu sürüyor.

@bilgisezgi, içinde söyledi: Helallik Istemek

Helallik ister, mazlum sıfatına girer, papaz elbisesi giyer, parmağımdaki yüzükten başka hiç bir şeyim yok der, üç çocuk ister, eyy abd der, ağlar, sızlar.
Ne yaptığı önemli değil, nasıl olsa bu millet yutuyor.
Yarın depremzedeler "Allah tayibi başımızdan eksik etmesin" bile derlerse şaşırmayın.
Çünkü depremzedelere çadır verdi çadır, hiç bir ülke depremzedesine çadır vermez ama akp yaptı yaa.

Kardeşim onlar minarenin kılıfıdır. Bu halk AKP'ye niye oy verdiğini çok iyi biliyor. Üç kuruşluk menfaati için oy veriyorlar.

Yani Tayyip çıkıp dese ki ananı da al git ulan , İsrail'in dölleri size mi soracam deprem bölgesine ne zaman geleceğimi..

Parasını verdikten sonra yine oyları alır. Sorun yok.

Nasıl ki bir şirket maliyeti düşürmek için uğraşır ve böylece kazancını artırır işte aynen akp de maliyeti düşürmek için sürekli halkı fakirleştiriyor. Böylece ayda 2000 TL ye kandırdığı seçmeni bir dahaki seçime 1000 TL ye razı ediyor. Çünkü daha fakir.

Bu kadar küfür ve hakarete akp kadrolarından alttan yukarı bir tek ses var mı. Onlar hala sessiz.

Sesi çıkan komünist parti üyeleri sadece. CHPliler ılıksu muhalefeti onlar Twitter ve TV'den saldırıyorlar. Makyajları bozulmasın diye .

Ama CHP seçmeni türbinlerde bağırıyor da CHP yönetim kadrosu .... neyse

Bu kadar hakareti CHP yapsın ama parasını versinler bu halk yine susar. Bu toplum böyle bir toplum.

Buradaki konu ayni fikre ve inanc degerine sahip olmak degil, ayni duyguyu yasayabilmek bence.

Herkesin daha da hassaslastigi bir donemden geciyoruz o sebeple birbirimizi kirmak en son yapmamiz gereken sey olsun.

@Laz-kafalı, içinde söyledi: Deprem (Merkez Ussu Kahramanmaras 7.4 Siddetinde)

@kâfir-imam @fakruzaruret benim imanım tam. Dedem hafız müteahhittir. Sizin Allah'a inanmanız bizi suçlu yapmaz.

Recep Tayyip Erdoğan kader konusunda haklıdır. Hemşehricilik değil bu. Siz imanı ve kaderi ne bileceksiniz ki.

Sen çalışmıyorsun başkalarının sırtından asalak olarak geçiniyorsun.

Aydınlanma çağından önce cumhuriyetle yönetilen devletlere öcü gözüyle bakılıyordu. Venedik-Ceneviz gibi çok gelişmiş 3-5 devlet dışında cumhuriyetle yönetilen devlet yoktu. Hatta o dönemin sözde "bilim insanları" cumhuriyet ve demokrasinin insan doğasına aykırı olduğunu ve bu rejimlerin küresel çapta hiçbir zaman kurulamayacağını söylüyorlardı. (Günümüz bilim insanlarının bir kısmı da sosyalizmi saçmalık olarak niteliyor, benzerliğe bakar mısınız!)

Ne zaman aydınlanma başladı o zaman karşımıza güçlü cumhuriyet sistemleri çıktı. (ABD gibi.)
Eğer insanlık önümüzdeki iki asırda yeterli bilinç düzeyine ulaşırsa sosyalist bir sistem kurulacaktır diye düşünüyorum.
Bana göre bu sosyalist sistem ilk olarak ABD'de kurulacaktır.