İçeriğe atla

Tartışma

1.0k Konu 14.9k İleti

Alt kategoriler


  • Herkesin bir kürsüsü olmalı.

    328 Konu
    7k İleti
    ictenlikI

    Bugünkü NATO-Rusya çatışmasını anlamak için 2. Dünya Savaşı'na geri dönmek gerekiyor; burada gördüğümüz şey 2. Dünya Savaşı'nın sadece bir devamı çünkü 1945'te kolektif Batı zaten küresel kontrolü hedefliyordu ve SSCB (Rusya) onun ana engeliydi.

    Anglo-Saksonlar, Temmuz 1945'te Rusya'ya (SSCB) saldırmak istiyorlardı.

    SSCB'nin Nazi Almanyası'nı mağlup etmesinden sonra, SSCB büyük kayıplar vererek zayıfladı, İngilizler ve ABD, Rusya'nın zayıflığını kullanarak müttefiklerini sırtından bıçaklamak istediler.

    İşte "Düşünülemez Operasyon" adı verilen Churchill projesinin metni >

    İngiliz Askeri liderlerinden Başbakan Winston Churchill'e, SSCB'ye sürpriz bir saldırı olan 'Düşünülemez Operasyon'un şansı hakkında rapor, 22 Mayıs 1945

    Deşifre metni

    OPERASYON DÜŞÜNÜLMEZ

    ORTAK PLANLAMA PERSONELİNİN RAPORU

    Düşünülemez Operasyonu'nu inceledik. Talimatlarda belirtildiği gibi, incelememizi temel alacak aşağıdaki varsayımları aldık:

    Bu girişim Britanya İmparatorluğu ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kamuoyunun tam desteğini alıyor ve sonuç olarak İngiliz ve Amerikan birliklerinin morali yüksek olmaya devam ediyor.

    Büyük Britanya ve ABD, Polonya silahlı kuvvetlerinin tam desteğine sahiptir ve Alman insan gücünün ve Alman sanayi kapasitesinin geri kalanının kullanımına güvenebilirler.

    Diğer Batılı Güçlerin kuvvetlerinden yardım için herhangi bir kredi alınmaz, ancak kendi topraklarında üsler veya gerekli olabilecek diğer tesisler sağlanır.

    Rusya Japonya ile ittifak kuruyor.

    Düşmanlıkların başlama tarihi 1 Temmuz 1945'tir.

    Yeniden konuşlandırma ve serbest bırakma planları 1 Temmuz'a kadar devam edecek ve sonrasında duracak.

    Gizliliğe duyulan özel ihtiyaç nedeniyle, Hizmet Bakanlıklarındaki normal personele danışılmamıştır.

    NESNE

    Genel veya siyasi amaç, Rusya'ya Amerika Birleşik Devletleri ve Britanya İmparatorluğu'nun iradesini empoze etmektir.

    Her ne kadar bu iki ülkenin 'iradesi' Polonya açısından tam bir anlaşmadan başka bir şey değilse de bu, askeri taahhüdü sınırlamaz. Hızlı bir başarı Rusları en azından şimdilik bizim irademize boyun eğmeye sevk edebilir; ama olmayabilir. Buna Ruslar karar verecek. Eğer topyekun savaş istiyorlarsa, bunu yapabilecek konumdalar.

    Hedefimize kesin ve kalıcı sonuçlarla ulaşabilmemizin tek yolu topyekün savaşta zafer kazanmaktır, ancak yukarıdaki 2. paragrafta söylediklerimizi, hızlı başarı ihtimalini göz önünde bulundurarak, sorunu şu şekilde ele almanın doğru olduğunu düşündük: iki hipotez: -

    Topyekûn bir savaşın gerekli olduğu ve bu hipotez üzerine başarı şansımızı inceledik.

    Siyasi takdir, siyasi hedefimize ulaşmak için hızlı bir başarının yeterli olacağı ve devam eden kararlılığın bizi ilgilendirmeyeceği yönündedir.

    TOPLAM SAVAŞ

    SSCB'de devrim ihtimali ve hakkında fikir beyan etmeye yetkili olmadığımız mevcut rejimin siyasi çöküşü dışında, Rusya'nın ortadan kaldırılması ancak aşağıdakilerin bir sonucu olarak gerçekleştirilebilir:

    Rusya'nın metropolünün öyle bölgelerinin işgal edilmesi, ülkenin savaş yapma kapasitesinin daha fazla direnişin imkansız hale geleceği bir noktaya kadar azalmasına neden olacaktı.

    Rus kuvvetlerinin sahada öyle kesin bir yenilgiye uğraması, SSCB'nin savaşı sürdürmesini imkansız hale getirecek.

    Rusya'nın Hayati Bölgelerinin İşgali

    Durum öyle gelişebilir ki, Ruslar kesin bir yenilgiye uğramadan geri çekilmeyi başarabilirler. O zaman muhtemelen Almanlara karşı çok başarılı bir şekilde uyguladıkları ve topraklarının onlara sağladığı uçsuz bucaksız mesafelerden yararlanarak önceki savaşlarda uyguladıkları taktikleri benimseyeceklerdi. 1941'de Almanlar Moskova bölgesine, Volga'ya ve Kafkasya'ya ulaştı, ancak fabrika tahliye tekniği, yeni kaynakların geliştirilmesi ve Müttefiklerin yardımı ile birleştiğinde SSCB'nin savaşmaya devam etmesini sağladı.

    Müttefiklerin daha fazla direnişi imkansız kılmak için Rusya'ya girmeleri gereken mesafenin neredeyse hiçbir sınırı yoktu. 1942'deki Almanlar kadar ya da aynı hızdadır ve bu nüfuzun kesin bir sonucu yoktur.

    Rus Kuvvetlerinin Kesin Yenilgisi

    Rus ve Müttefik kuvvetlerinin mevcut güç ve mevzilerinin ayrıntıları Ek II ve III'te ve resimli A ve B haritalarında verilmektedir. Rusların yaklaşık üçe bir üstünlüğüne sahip olduğu Orta Avrupa'daki mevcut güç dengesi, bunu Mevcut koşullar altında Müttefiklerin bu bölgede tam ve kesin bir zafer elde etmesi pek olası değildir. Müttefiklerin organizasyonu daha iyi, teçhizatı biraz daha iyi ve moralleri daha yüksek olmasına rağmen, Ruslar, Almanların zorlu rakipleri olduklarını kanıtladılar. Yetenekli komutanlara, yeterli donanıma ve bizim standartlarımıza göre muhtemelen daha düşük olsa da, sınava girmeyi başaran bir organizasyona sahipler. Öte yandan, tümenlerinin yalnızca üçte biri yüksek standarttadır, diğerleri oldukça düşüktür ve genel hareket kabiliyeti Müttefiklerinkinden çok daha düşüktür.

    Rusya'nın topyekûn savaşta kesin bir yenilgiye uğratılması, özellikle mevcut devasa insan gücü kaynaklarına karşı insan gücünün seferber edilmesini gerektirecektir. Bu çok uzun vadeli bir projedir ve şunları içerecektir: -

    Amerika Birleşik Devletleri'nin geniş kaynaklarının büyük bir kısmının Avrupa'da konuşlandırılması.

    Alman insan gücünün ve tüm Batılı Müttefiklerin yeniden donatılması ve yeniden örgütlenmesi.

    Sonuçlar

    Şu sonuca varıyoruz: -

    Eğer siyasi hedefimize kesin olarak ve kalıcı sonuçlarla ulaşmak istiyorsak, Rusya'nın topyekun bir savaşta yenilgiye uğratılması gerekli olacaktır.

    Rusya ile topyekün bir savaşın sonucunu tahmin etmek mümkün değil ama kesin olan şey şu ki, bunu kazanmamız çok uzun zaman alacak.

    HIZLI BAŞARI

    Ancak siyasi takdir sonucunda hızlı ve sınırlı bir askeri başarının Rusya'nın şartları kabul etmesi sonucunu doğuracağı düşünülebilir.

    Düşmanlıkları başlatma kararı alınmadan önce aşağıdakilerin tam olarak dikkate alınması gerekir: -

    Eğer bu değerlendirme yanlışsa ve kendimize koyduğumuz sınırlı hedef ne olursa olsun, Rusya'nın bizim şartlarımıza uymasına neden olmuyorsa, aslında topyekün bir savaşa girmiş olabiliriz.

    Düşmanlıkları belirli bir alanla sınırlamak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla ilerlerken dünya çapında bir mücadeleyi öngörmeliyiz.

    Her şey planladığımız gibi gitse bile askeri açıdan kalıcı bir sonuç elde edemeyiz. Rusya'nın askeri gücü kırılmayacak ve uygun gördüğü anda çatışmayı yeniden başlatma olanağına açık olacaktır.

    Ancak yukarıda belirtilen tehlikeleri de kabul ederek sınırlı bir askeri harekat riskine karar verildiğini varsayarsak, Ruslara şartlarımızı kabul etmelerini sağlayacak bir darbe indirmek için ne gibi hareketler yapabileceğimizi inceledik. kesin bir yenilgiye uğratılmamış olsalar ve askeri açıdan hâlâ mücadeleyi sürdürebilecek durumda olsalar bile.

  • 127 Konu
    2k İleti
    ictenlikI

    4 Kasım 1995. İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin (73 yaşında), Tel Aviv'deki bir barış mitinginin sonunda arabasına doğru yürürken 27 yaşındaki İsrailli sağcı hukuk öğrencisi Yigal Amir tarafından vurularak öldürüldü. Amir polise tek başına hareket ettiğini söyledi.

    İzak Rabin, İsrailli asker ve politikacı. İsrail’in 5. Başbakanı olan Rabin, 1974-77 yılları arasında ve 1992 ile 1995 yılındaki suikastına kadar olan süre olmak üzere iki dönem başbakanlık yaptı. 1994 yılında Rabin, Şimon Peres ve Yaser Arafat ile birlikte Nobel Barış Ödülü’nü kazandı.

    Yigal Amir adında, aşırı sağcı bir İsrailli radikal tarafından Oslo Anlaşmasını imzalamasından dolayı suikasta uğradı.

    Oslo I Anlaşması , resmen Geçici Yönetim Düzenleme İlkelerinin Bildirgesi olarak adlandırılır ve Filistin-İsrail çatışması için bir dönüm noktasıdır. Bu görüşme, İsrail ile Filistin temsilcilerinin üst düzeyde ilk doğrudan yüz yüze anlaşma çabası olarak tarihe geçmiştir. Bu anlaşma görüşmeleri İsrail ve Filistinliler arasındaki çatışmaların iki taraf arasında kalan nihai olarak çözecek bir anlaşma ve gelecekteki ilişkiler için bir çerçeve olarak düşünülmüştü.

    https://tr.wikipedia.org/wiki/İzak_Rabin
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Oslo_I_Anlaşması

  • 82 Konu
    2k İleti
    ateistkamyoncuA

    @phi, içinde söyledi: Hey sen hosgeldin!

    @ateistkamyoncu aramiza hos geldiniz.

    Hoş bulduk herkese benden çay @TENTEN e yok 🙃

  • Dinler bölücü ve asimile kaynağıdır

    4
    1 Oy
    4 İleti
    132 Bakış
    D

    Bu durum Kuran'ın açılış bölümünde vurgulanmıştır. Bu bölümde Yahudilerden "mağdub" yani kendilerine öfkelenilen sıfatı yapıştırılarak nefret söylemi geliştirilmiştir. Zaten ilerleyen bölümlerde Yahudi nefreti sürekli pompalanır ve öfke giderek artarak lanetlendikleri ilan edilir. Yahudi soykırımına zemin hazırlamak için sürekli üzerlerine suçlar atılır.

    Kuran'ı dikkatle inceleyen, İslam'ın ne olduğunu derhal anlar. Bu son derece açıktır.

    Bahsedilen bölümde Hristiyanlara ise "dallin" denmiştir. Yani sapkın. Bu nefret söyleminden çok bir davet havası taşır. Yani gelin yeni dine girin sapkın olmayın gibi.

    Konumuzla ilgili kısma gelirsek İslam ise "sıratı mustakim" olarak vasıflandırılmıştır. Yani orta yol. Bu ifade söylediklerimin kanıtıdır. Yani ne Tevrat kadar katı bir şeriat, ama ne de şeriat bağlayıcılığından yoksun Hrist gevşekliği. İkisinin ortası.

  • Multeci Sorunu

    5
    2 Oy
    5 İleti
    147 Bakış
    D

    Mültecilerin kabul edilmesinin amaçları var.

    Tabii ki bunlar arasında muhacirleri ağırlayan ensar olma sevabına nail olmak !!! filan yok. O keriz kekleme kısmı işin.

    Ana neden, Beşşar Esad'ın askere alacak genç bulamamasını sağlamak ve bu yolla ülkesini savunmaktan aciz kalmasını, ele güne, Rusya'ya İran'a muhtaç kalmasını sağlamak. Bunun kanıtı, genç erkeklerin kabul edilmesi. Bunu yapacak bir ikinci enayi ülke daha dünyada bulamazsınız. Başka hiç bir ikinci ülkede, muhacir genç adamlar ülkenin deniz kenarında nargile içerken ülkenin çocukları o mültecilerin geldikleri ülkede savaşıp ölmezler.

    İkinci neden, şimdi bunlar bu ülkenin halkının kafasına Avrupa Birliğine filan giremeyeceklerini dank ettirdiler ya! Artık "siz en iyisi Arap liginde oynayın, çok da yakışır, tam size göre" diyorlar. "Sizin gibi gerilerin neyine çağdaşlık, modernlik, laiklik, siz kadın cinayetlerinizle, yobaz tutuculuğunuzla, gazetecileri, aydınları hapse doldurmanızla kalın, Araplarla yarışın bu konuda, cuk oturur size" diyorlar.

  • Ülkesini kaybettiğinden haberi olmayan halk

    4
    3 Oy
    4 İleti
    166 Bakış
    TENTENT

    Dokunulmazlıklar yüksek maaşlı memurlar kalkmadığı sürece birşey olmaz.
    Birde eskiden keyfi dayak olayı (askerde okulda hapiste vb)vardı.

  • EKSİK YÖNLERİMİZ NELER ?

    8
    2 Oy
    8 İleti
    252 Bakış
    K

    Kelim, sağırım, solağım, şen şakrak birisiyim...daha sayayım mı?!😀

    Yoksa bunlar eksiklik sayılmıyor mu?!

    Şaka bir yana...
    Hep şuna aldanıyoruz: Dünya hep bizim etrafımızda dönüyor.
    Bunun verdiği gazla, dünyaları yaratacağımızı zannediyoruz. Halbuki bizim bireysel olarak yaşayıp yaşamadığımızın hiçbir kıymeti yok aslında.

  • Bilgi güç müdür ?

    9
    1 Oy
    9 İleti
    681 Bakış
    D

    Bilgi tarih boyunca güç olma oranını artırarak günümüze gelmiştir. Ne kadar yakın tarih, o kadar fazla bilginin güç olmasının apaçık oluşu. Ne kadar eski tarih, o kadar bilginin güç olmasının daha az belirgin oluşu.

    Yaşayan önemli düşünürlerden Jose Luis Cordeiro ki şaşılacak kadar fikirlerimiz paraleldir, "Ölümsüz İnsan" kitabının yazarıdır, okuduğum zaman nasıl fikirlerim bu kadar paralel olur diye şaşırdım. Aynı ben.

    O diyor ki gelecekte distopya yoktur. Gelecek daima aydınlıktır. Distopyalar, karanlık daima geçmiştedir. Bunu okuyunca ne kadar şaşırdım anlatamam. Benim fikirlerimin anası bu yani, çok şaşırdım ve sevindim de.

    Kralsın Jose biraderim dedim. Adam tüm fikir üretimlerini bu omurga fikir etrafında inşa ediyor. Bu adamı çok tuttum. Keşke yeni tanımış olmasaydım dedim.

  • Ağaçların dilinden anlar mısınız?

    5
    4 Oy
    5 İleti
    230 Bakış
    K

    Biz insanlar gökten zembille inmedik herhalde. Fırsat buldukça hep söylerim: Bizler doğanın bir parçasıyız. Onsuz yapamayız.

    Hal böyle iken, doğaya sırt çevirmek, her tarafı beton yığınına dönüştürmek, dünyanın nefesi olan asırlık ormanlıkları bir çırpıda yakıp yok etmek, bize yaşam sunan doğaya ihanettir aslında.

    Yeşillikler, ağaçlar, bitkiler olmasa bu dünya bildiğin çöle dönüşür. Aklı başında kim çölde yaşamak ister ki?

    Ama bizlerin vurdumduymazlığı yüzünden, bu güzelim yeşil/mavi gezegenimiz yavaş yavaş çöle dönüşmekte, kutuplardaki buzullar erimekte, iklim değişmekte ve birçok sahil bölgeleri su altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya.

    Yarım saatlik öğle molasını işyerimin hemen bitişiğinde olan ve içerisi bol ağaçlardan oluşan parkta geçirmeye gayret gösteririm hep. Parktan içeri adımımı attığım an, sanki milyonluk bir şehirde değil de kırsal bir beldede kendimi hissediyorum. Kuşların cıvıltısı, ağaç yapraklarının hışırtısı, böceklerin oraya buraya hareketleri beni hep etkilemiştir.

  • JES hakkında ne düşünüyorsunuz?

    5
    0 Oy
    5 İleti
    135 Bakış
    K

    Avantajları ağır basan bir temiz enerji türü ve diğer enerji türlerine (rüzgar, su ve ışık) nazaran her zaman var olan bir enerji.

    Yurt dışından ithal edilen enerji bağımlılığından kurtulmanın ve ne idiğü belirsiz devletlerin siyasi baskısından kurtulmanın yolu, her ülkede var olan bu enerji türlerine yatırım yapmaktan geçiyor.

  • Dinler neden barışçıl olamaz?

    5
    0 Oy
    5 İleti
    194 Bakış
    D

    İnançların sadece dini olması gibi bir şart bulunmuyor. İnançlar felsefi de olur.

    Din veya felsefenin siyasi amaçla kullanımı aynı sonucu verir: Dini veya felsefi bir görüş biçimini siyasete temel yapmak dogmadır. İnanca dayalı yapılan siyaset biçimlerine ideoloji diyoruz.

    Bilimden başka bağlayıcı hiç bir şey yoktur. Sadece bilim bağlayıcıdır ve ilkelerine uyulması zorunludur. Bilimin dışında ancak dogmatik olunur.

    Bir bağlayıcılık içerdiğini iddia etmeden dini veya felsefi bir inanca sahip olmakta bir sakınca görülemez, yoktur.

    Devlet yönetimini dine de ideolojiye de dayandırmaya kalkışmak aynı derecede yanlıştır. Devlet sadece bilime dayalı yönetilir.

    Bu bilince erişememiş kişiler ve halklar elbette var ve çoklar da. Bu bir bilim yoksunluğu, bilinç yoksunluğu.

    Bilmek ve bilinç ayrı şeylerdir. Bir konuyu bilmekle o konuda bilinçli olmak farklıdır. Örneğin Kuzey Kore füze yapma bilgisine sahip ama kullanma bilincinden yoksun. Çünkü ideolojik bir devlet. Totaliter bir hanedan yönetimi ideoloji dayatıyor.

    Kuzey Kore'de füzeler diktatörün ezici gücünü pekiştirmekten başka bir işleve sahip değil. Dikta aracı. Diktatör diktasını sürdürmek için füze gücüne dayanmak zorunda hissediyor.

  • Şüphem şüpheniz mi?

    32
    0 Oy
    32 İleti
    515 Bakış
    B

    @kereste, içinde söyledi: Şüphem şüpheniz mi?

    Şimdi de sıra kelime oyunlarına mı geldi?

    Kelime oyunu yapmam için bir neden yok. Bunun bir iddia değil şüphe olduğunu hatırlatmak için yazdım.

  • Ukraynaya giden RUS askeri araçlarında ki Z simgesi nedir?

    20
    0 Oy
    20 İleti
    363 Bakış
    L

    @TENTEN

    Balkanlarda birçok ülkede yarım / yamalak da olsa anlarlar.

    Ama beni kızdıran:

    Osmanlı zamanında Boşnaklar ovalarda tarım ile uğraşırmış. Sırplar dağlarda çobanlık yaparmış. O yüzden biri müslüman olmuş, diğeri hıristiyan kalmış. Sonra Sırplar Boşnaklara soykırım yapmış.

    Yani bir çeşit intikamı seven kinci millet durumu var. Benim de o hoşuma gitmiyor.

  • Zayıfın yaratma gücü

    12
    1 Oy
    12 İleti
    191 Bakış
    nejdet evrenN

    Tüm olumsuzluklara karşın güçlü bir irade ile karşı durabilmek, sömürüye karşı hayata dört elle sarılıp geleceği yaratabilmek üreten insan kitlesine aittir; güçlü olmak ile gücü tekelinde bulundurmak kesinlikle bir ve aynı şey değildir; dolayısı ile üreten, yaratan ve direnenin, eviren, çeviren ve devirenin güçlü, sömürenler ise gücü elinde bulunduran güçsüzler olduğu kanısında ısrarcıyım...

  • Araplar Türkleri neden sevmez?

    8
    1 Oy
    8 İleti
    284 Bakış
    D

    Hayır Hatay belediye başkanı yanlış bir şey söylüyor olsa da biz de karşı çıksak. Adam gerçeğin, hem de apaçık gerçeğin ta kendisini söylüyor!

    Nerde bir doğru söyleyen var bin tepesine dokuz köyden kov politikasına bu halk nereye kadar izin verecek gerçekten ahmaklığın boyutları ne ölçüde merak konusu.

    Benim açımdan değil gerçi. Bence bu ahmaklığın bir dibi yok ve dibe vurmayacak. Olsa şimdiye vurmuş olması gerekirdi. Bana böyle batıp gidecek gibi geliyor.

    Yanılmak sadece bir umut. Zayıf.

  • Ukrayna Kiev Canli Yayin

    12
    2 Oy
    12 İleti
    137 Bakış
    zafiRaZ

    @TENTEN sensiz olmaz, tamam bizde gitmiyoruz 🙂

  • Ülke nasıl çalınır?

    1
    2 Oy
    1 İleti
    96 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Nükleer Savaşlarda Nasıl Korunulur?

    9
    2 Oy
    9 İleti
    140 Bakış
    L

    Birkaç gündür de en çok bu kafama takılıyor.

    Gorbetchev ve Ronald Reagan'In 80'lerde başlattığı işi bitirmek gerekecek.

    Yani Nükleer silahların ya tamamen ortadan kalkmasını veya çok ciddi sayıda azaltılmasını konuşmak lazım. Bugün kimse Ukrayna krizinin yayılıp tırmanması beklentisi içinde değil. Uzmanlar çatışmanın NATO ile savaş boyutuna gelmeden sona ereceği görüşündeler. Ama Olayın tırmanma ihtimali de halen var.

    Birkaç sene önce Donald Trump'da Kuzey Kore'ye karşı nükleer silah tehtidinde bulunmuştu. Yani 20 sene sonra / 30 sene sonra ABD / Rusya gibi ülkelerin başına Putin'den bile daha deli bir adamın geçip geçmeyeceğini kimse bilemez.

    Bu silahların yok edilmesini talep etmek belki ütopik bir beklenti olur. Ama İran gibi ülkelerin eline geçmesini engellemek gerek. Sonra Rusya / ABD ve Çin gibi ülkelerin elindeki nükleer silah sayısını azaltmak gerek.

    İnsanlık bu türden bilinçlenmelerin çok uzağında görünüyor ama Bazen bir anda Gorbatchev / Yeltsin gibi adamlar çıkıp bu tür gelişmeleri ciddi şekilde hızlandırabiliyorlar. Aslında 2 ülkede önemli sayıda silah olası iyi bir şey. Önemli olan bunları aşamalı olarak ülke başına 100 hatta 50 gibi sayılara indirebilmek.

    Bu açıdan dünya 90'Lı yılları iyi kullanamadı. 90'larda da ABD elini uzatıp benzer şeyler önerseydi silah sayısı azaltılabilrdi. Bugün de Putin'İn elinde daha az nükleer silah olacaktı.

  • Türkiye ekonomisinin %11 büyümesi

    14
    4 Oy
    14 İleti
    313 Bakış
    D

    Ülkede hangi resmi açıklama güvenilir ki büyüme rakamı güvenilir olsun? Güven kalmadı başta. Tuz kokunca kokmadık bir şey kalmaz.

  • Kedi-köpek maması lüks değildir!

    15
    3 Oy
    15 İleti
    129 Bakış
    bagimsizkoalaB

    @Leonardo Bitlenme konusunda iç/dış parazit denilen bazen iğne bazen damla şeklinde yapılması ile çözüme kavuşturuluyor ve bu damla bir ay koruyuculuğu var. Onun dışında kedilerin dillerinde özel bir tükürük bezi var ağızlarının içi ve kendilerini yalaması ile daima temiz kalabiliyorlar. Köpeklerde aynı şey geçerli değil.

    Elbette köpeklerin türleri var ve bu onları karakterize etmiş. Bir süs köpeği asla sokakta yaşayamaz. Bu örnek çok doğru onlara bir sözüm yok. Benim şikayet ettiğim nokta şiddet, yanlış besletme ve insanların bencil hareket edişi.

    Son dediğinize katılıyorum.

  • Makam Odasi

    2
    2 Oy
    2 İleti
    41 Bakış
    zafiRaZ

    @phi kapıyı çalmadan girme makam odasına 🙂

  • Ölen insan degil İNSANLIK..!

    2
    2 Oy
    2 İleti
    107 Bakış
    G

    @zafiRa
    Sabah izledim bende helal olsun dedim, icimden geçenleri cokta guzel dilegetirmiş soydaşım..

  • Hersey Gorundugu Gibi Degildir

    5
    3 Oy
    5 İleti
    160 Bakış
    L

    @phi

    /BU tür haberlerin kaynağını da koyarsanız sevinirim mesela 🙂

    Ama doğru olsa şaşırmazdım. Zelensky Yahudi çünkü 🙂