efelsefe
    • Register
    • Login
    • Search
    • Categories
    • Recent
    • Popular
    • Kurallar
    • Etik Kurulu
    1. Home
    2. DemoKratos
    3. Best
    D
    • Profile
    • Following 0
    • Followers 0
    • Topics 10
    • Posts 367
    • Best 98
    • Controversial 5
    • Groups 0

    Best posts made by DemoKratos

    • RE: Canakkale Koprusu

      @phi insanlar arabasına yakıtı zor dolduruyor, ne köprüden geçmesi? Az önce iki yüz lirayı otogaza bayılınca kahve içecek para kalmadı! İki yüz liralıktan aşağısı da yani hemen biter! Uzun yola gidecek olsan bin gidiş bin geliş iki bin lira!

      Hayır biz bundan sonra nasıl nereye gideceğiz anlamadım!

      Gerçekten de Çanakkale geçilmez yani!!!

      posted in Serbest Kürsü
      D
      DemoKratos
    • RE: Hey sen hosgeldin!

      @smile teşekkür ediyorum.

      Herkese söylemek istediğimi bu iletiye ekliyorum: Forum kısa süre önce durağan görünüyordu, şimdi aktif gördüm ve sevindim. Ülkede resmen forum krizi var. Bir dengesiz bilgisizi mod yapıyorlar forumun içini boşaltıyor, seslenen de olmuyor.

      Nasıl iş anlamıyorum ama nasıl yönetildiğine bakarak ne olduğunu anlamak yeterli diye düşünüyorum.

      posted in Eğlence & Oyun
      D
      DemoKratos
    • Evde bilim: Dünya dönüyor

      Dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü kanıtladım.

      Bunun için tavana bir ip astım ve zemine yaklaşana kadar uzattım. Ucuna da bir ağırlık bağladım.

      Ağırlığı doğu tarafa doğru çektim ve serbest bıraktım. Ağırlık doğu - batı doğrultusunda doğrusal salınıma başladı.

      Tavandaki mesnet bizce sabit olsa da dünya dönmekte olduğu için sabit değil. Dünya döndükçe hareket ettiği için sarkaç sabit bir mesnede bağlı salınmıyor. Dolayısıyla salınımı dünyanın dönüşünden etkilenerek değişiyor.

      Aynı zamanda dünya yuvarlak olduğu için ağırlık merkezi güneyde kalıyor. Kuzey yarımkürede olduğumuz için. Bu da salınan ağırlığın güneye yakın ucunun güneye çekilmesine yol açıyor.

      Bu iki nedenden dolayı salınım doğrusaldan eliptik duruma geçiyor, aynı zamanda salınım yön değiştiriyor.

      Hava direnci nedeniyle salınımın genliği azalsa da bunun deneyimize bir zararı yok. Bir süre sonra salınım büyük ölçüde eliptik hale gelip doğrultusu doksan derece dönüyor. Kuzey güney yönünde salınımı sürdürüyor.

      Bu da dünyanın yuvarlak olup döndüğünün apaçık kanıtı.

      posted in Bilim & Teknoloji
      D
      DemoKratos
    • RE: Sizi Farklı Kıldığını Düşündüğünüz Bir Özelliğiniz Var Mı ?

      Bu soru bende bir anı tetikledi. Öyle çok eski değil, üç dört sene öncesine ait bir anı.

      Bana bir üniversite öğrencisi kız kaplumbağasını bırakıp gitmişti. Hayvan sevgim çok fazladır. Kaplumbağaya mütevazi bir cam saray yaptım. Yüzme yeri, güneşlenme ve dinlenme yeri... Böyle yüzme havuzlu villası olan zengin gibi sudan çıkıp kolunu bacağını havaya kaldırıp kuruturdu.

      Kaplumbağa yıllar içinde büyüdü ve oraya sığmaz oldu. Uzun bir araştırmaya giriştim. Kaplumbağayı bırakacağım doğal alan neresi olmalı, nerede en güvende olur diye.

      Sonunda insan pek ulaşmayan, orman görevlilerince korunan ve avlanmanın tümüyle yasak olduğu bir göl belirledim. Oraya götürdüm.

      Fakat insan ulaşamadığı kadar varmış. Sarp kayalıkları zorlukla aştıktan, derin vadilerden geçtikten sonra bir bataklık önüme çıktı. Kaplumbağayı orada bırakabilirdim, suya kendisi ulaşırdı.

      Fakat gözümle onu emniyetli sulara bırakmak istiyordum. Bataklığa yürüdüm ve saplandım. Kendimi zor kurtardım, ayakkabılarım bataklığa saplandı. Ayakkabısız o kayaları aşıp geri dönemezdim. Bir kez daha saplanma riskine girip ayakkabıları çıkarmayı başardım. Sonra bataklığı aşamayacağımı anlayınca iyice sarp olan kayalara tırmandım.

      Sonunda göle ulaştım ve kaplumbağayı suya bıraktım. Tekrar o sarp kayaları tırmanıp derin vadilerden geri döndüm. Yeniden uygarlığa dönünce düşündüm. Bir kaplumbağa için canını kim tehlikeye atar? Hiç kimse, sadece ben!

      Dünyada tek kişi olmak çok hoşuma gitti. Dedim işte bu duyguyu hissedebilmek için ben bunu yaptım. Bu duygunun sağladığı doyum inanılmaz. Kendi ile gurur duymak çok fazla moral düzeltiyor. Kendimi üç gün süpermen gibi hissettim, göğsüm kabardı, üç gün normale dönmedi!!!

      posted in Soru & Cevap
      D
      DemoKratos
    • Determinizm

      İnsanlık kültür alanları ki bunlar başlıca olarak bilim, felsefe ve dindir. Detayda sanat, spor, oyun, eğlence, bunlar da insanlık kültürüdür elbette.

      Ama başat olarak insanlık kültürü bir sacayağa oturmuştur. Bu üç alandan tarihte tartışmasız en etkilisi din olmuştur. İnsanlar yüz binlerce yıl bir takım kutsal olduğunu iddia eden insanların hegemonyasında yaşadı. Bu hegemonya Rönesansa ve Reforma kadar kırılamadı. Felsefenin hiç bir çabası dini alt etmeye ve insanları özgürleştirmeye yetmedi.

      Ta ki bilim çağı başlayana kadar. Bilim sessizce geldi ve kısa sürede insanlığın en başat kültür alanı haline geldi. Fakat bilim şunun farkındadır ve başından beri olmuştur: Hakkında somut, ölçülebilir veri olmayan bir iddia üzerinde konuşmamak ve onu yok saymak doğru değildir.

      Bu kabul ve belirlemeden yola çıkarak, insan fikrinin hür olması temelinde bilim ve felsefe uzlaştılar. Aralarında bir görev bölümü yaptılar. Bir konu hakkında somut ölçülebilir veri varsa bu bilimin konusu olacaktır. Yoksa, soyut konuları felsefe ele alacak ve olası çözümleri listeleyecektir. Farklı çözüm önerileri hiç bir kayıt sınır standart olmaksızın özgürce tartışılacaktır.

      Bu işbirliği ve görev paylaşımının ardından din kovuldu. Bilim ve felsefe dine hiç bir konuda görüş sormaz oldular. Sacayak sabit bir şeydi, koşmak için iki ayak gerekliydi, uçmak için iki kanat gerekli olduğu gibi.

      Din ne zaman tamamen yok edilecektir, insanlık o zaman tam anlamıyla koşabilecektir. Kuyruk gibi bu üçüncü çıkıntıdan kurtulmadan olmaz. Bundan tamamen kurtulup bunu tümden yok etmek şarttır, elzemdir, başka çıkış yoktur. Bu karanlık ilkel iblis geçmişe gömülüp yok edilmelidir.

      Felsefe ise bir çok okullardan gelişerek gelmişse de günümüz modern felsefesi Modern Determinizmdir. Tabii son temsilcisi Laplace olan klasik determinizm de vardı. Bu akım Laplace ile son bulmuş ve Laplace kendi eliyle modern determinizme kapıyı açmıştır. O modern determinizme kapıyı aralayan son klasik deterministtir.

      En ünlü klasik determinist kuşkusuz Romalı Petronius'tur. Bu adam öyle derinlikli bir felsefe filan kurmamış ama determinizmi her nasılsa çözmüş bir adam. Bu adam yani işi bilmiş. Ve dünyanın belki en veciz sözü "rastlantının nedenleri vardır" sözünü insanlık tarihine kazımış. Düşünüyorum bundan daha güzel anlamlı bir söz olabilir mi, yok! Ben ömrümde böyle veciz bir söz daha duymadım!

      Tuhaf ama ilk modern determinist Abdera'lı Demokritos'tur. Bu adam inanılmaz biri. Modern determinizmin diğer bir adı da maddesel determinizmdir. Demokritos da en net materyalisttir. Materyalist filozoflar var ama ben en netini Demokritos görüyorum. Adamın sarsılmaz, zırnık taviz vermez bir tanrı yok fikri var. Bu kadar sağlam tanrı(lar) asla olamaz ve yoktur diye duran kimse daha ben bilmiyorum varsa da. Atom kuramı determinizmin amentüsü, manifestosudur. Bu adam gerçekten inanılmaz, bu adam yıldızların uzak güneşler olduğunu söyleyen ilk kişi! Bunu ilkçağda kavramak inanılmaz! Tamam dünya yuvarlaktır diyen var antik Yunan'da ama yıldızlar uzak güneşlerdir demek yani aşırı ileri görüşlülük. Atom kuramı zaten günümüzün en gelişkin kuramı olan kuantumun temeli.

      Modern determinizm bilimin de felsefesidir. Bilim çalışma yöntemi olarak modern determinizmi seçmiştir. Fakat felsefi determinizm tabii çok öte, çok kapsamlı bir düşünce. Çoklu evrenleri bilim ile ele alma şansımız bugün yok ve felsefe bu konuda şu an tek yetkin konumda.

      Bilim ve felsefe el ele, iş bölümü ve işbirliği içinde modern determinizm yolundan birlikte insanlığı iki ayak ile koşturmaya, din kuyruğundan kurtarmaya çalışmaktadırlar.

      posted in Bilim
      D
      DemoKratos
    • RE: Minimalist Alfabe

      Artır
      Bilinci
      Cesaretle
      Çevrende
      Daima
      Eleştirel
      Farkındalık
      Geliştir
      Hayatı
      Ismarlama
      İstemlerle
      Jakuzide
      Kalmışçasına
      Laçkalaştırma
      Maddesel
      Nedenleri
      Orantılayarak
      Önemse
      Perileri
      Ruhları
      Saçmalıkları
      Tanrıyı
      Unut
      Üzülme
      Varlık
      Yokolmaz
      Zaten

      posted in bagimsizkoala
      D
      DemoKratos
    • RE: Ağaçların dilinden anlar mısınız?

      @bilgisezgi

      Bütün içtenliğimle onaylıyorum. Bu dünyada eğer kutsal bir şey varsa o da ağaçlardır. Bir ağacın değeri para ile ölçülemez.

      Neden? Çünkü havadan karbondioksiti alıp şekere ve oksijene çeviren bir makine henüz yapılamadı. Yapılsa bu makinenin fiyatı neyse ağaca da ona göre bir değer biçerdik.

      Hayatımda bir tek canlı ağaç kesmedim. Sadece kuruyan ağaçları kestim. Bir dalı kırılsa içim kanar. Budama hariç. Budama ağaç için yararlıdır.

      Bu dünyada en çok neyi seviyorsun diye sorsalar ağaçları derim.

      posted in Tartışma
      D
      DemoKratos
    • RE: Geceye Bir Şarkı Bırak

      Ben video bırakmayacağım, çünkü önereceğim parça zaten hit. Her yerde zaten, çok sardı.

      Bir de ben yorumdan yanayım. Hep yorumlarım, bir şeyi direkt yorumsuz vermeyi sevmem.

      Parçamız tabii ki son günlerin bomba hiti "BELLA CİAO"

      Bu parçaya kadar Becky G. dikkatimi çekmiş bir sanatçı değildi. Üstün bir dans performansı da yok. Ama şu bir gerçek ki bu eski şarkı hiç kimse tarafından bu kadar güzel yorumlanmadı. Becky G. yani parçayı ateşlemiş, roketlemiş, can vermiş!

      Her gün on kere dinlemekten bıkmadığım az parça olur. Bella Ciao bunlardan biri. Mükemmel yani, daha söylenecek sözcük yok, mükemmel.

      Eski parçaya yeni yorum deyince aklıma hep Sia gelir. O da eski bir şarkı olan California Dreams'i öyle bir okudu ki, tarih bu şarkının bu kadar güzel okunduğunu hiç yazmadı! Olağanüstüydü, nefes kesiciydi, hâla dinlemekten bıkmadım. Kadın daha başlarken gökyüzünün gri, yaprakların kahverengi olduklarını öyle bir tonlamayla söylüyor ki, ne diyeyim, Sia tanrıçam, sana tapıyorum! Ben böyle muhteşem sesi bir Dolores'te gördüm, bir de Celin Dion'da. Başka da varsa da ben bilmiyorum.

      posted in Eğlence & Oyun
      D
      DemoKratos
    • RE: Motivasyona İhtiyaç Duyduğunuzda Neler Yapıyorsunuz ?

      Ben kendimi doğaya vururum. Atlarım bisiklete pedallarım. Bitkin düştüğüm yerde piknik yapar geri dönüşe geçerim. Döndüğümde her şey sıfırdan tekrar başlar.

      Bir seferinde 90 kilometre gitmiştim. Köylüler beni ağırladı. Ertesi gün geri döndüm! Bu rekorum, bundan uzun yol bisikletle yapmadım. 50 km. normal sınırım.

      posted in Soru & Cevap
      D
      DemoKratos
    • RE: Çanakkale Zaferi

      Dünyada bu kadar emperyalistlerin çiğnettirdiği çürük sakızları çiğnemekte ısrarcı bir millet daha olduğunu sanmıyorum.

      Hangi her büyük meydanda kavşakta Atatürk heykeli var yahu? Hangi hayal aleminde yaşıyor bunlar acaba? Her kentin sadece bir büyük meydanında Atatürk heykeli var. Hiç bir kavşakta Atatürk heykeli hiç görmedim!

      Bir zahmet, adam ülkeyi uçurumdan çevirmiş yani, şehrin meydanında da heykeli olsun artık yüksek müsaadelerinizle!!!

      Atatürk'e laik dindarlar bile karşı değilken yobazların laf etmeye kalkışması çok anlamlı! Bu yobazlığın, gericiliğin artık alameti farikası! Yobaz mı, gerici mi Atatürk'e karşıdır! Atatürk puttur!!!

      Aman emperyalistlerin ağzınıza kattığı sakızları çürüye çürüye leşe dönse de çiğnemeye devam edin! Yoksa yobazlığınıza halel gelir maazallah!!!

      Öğürene kadar, zehirlenene kadar iyice çiğneyin o iğrenç sakızları! Kimin putu varsa puta tapıyorsa onu kınayalım diye iddiaya girersek en büyük put, görünmez olduğu iddia edilen puttur!

      Bu davamı güneş gibi kanıtlayamazsam şerefsiz olayım! Biz her mahalleye Atatürk heykeli dikip günde beş kere en büyük Atatürk diye hoparlörle çığlık atıyor muyuz ülen?

      Şaşkının önde gideni gözündeki merteği görmez elin gözünde kazık kadar çöp var diye bağırıp dururmuş! O kazık sizin gözünüzde! O yüzden herkesin gözüne bakınca çöp görüyorsunuz! Sizden başka kimsenin gözünde çöp yok!

      "Zombie in your head" misali!

      posted in Duyuru & Destek
      D
      DemoKratos
    • RE: Uyku öncesi rehberi

      Hep teknolojik aletleri suçluyorlar da bende öyle olmuyor. Tam tersine uykumu getiriyor. Ben bunu kafamda çok düşünce dönmesine bağlıyorum. Bir videoya odaklandığımda o kuyrukları birbirine değmeden kafamın içinde dolanan tilkiler bize bakmıyor diye yerlerine oturuyorlar. Ben de uyuyorum o zaman.

      Uyku konusunda benim bildiğim, bir düzeni olması gerektiğidir. Yatış saati kalkış saati sabit olmalıdır.

      Ama bazen rutini bozmak farklı hissettirir. Bu yüzden gece yarısı ilham perileri diye bir şey vardır.

      posted in bagimsizkoala
      D
      DemoKratos
    • RE: Motivasyona İhtiyaç Duyduğunuzda Neler Yapıyorsunuz ?

      Bence bisiklet insan türünün yaptığı en iyi icattır. Ne bilgisayar, ne uzay mekiği, ne uydu.

      Bir bisiklete atlar ve dünyayı dolaşır, hiç yakıt kullanmazsınız. Yok böyle bir icat. Hayatta hiç kimsem olmasa, yapayalnız bir adam olsam kesin bisikletle dünya turuna çıkar, nerede ölürsem orada kalırdım.

      Yanımda bir köpeğim olurdu. Hayatım boyunca kediler besledim, kaç kedim oldu sayamam. Bir kedi ordusu olurlar. Hayatımda sadece bir tek köpeğim oldu. Köpeğin sadakati bambaşkadır. Kedide işte bir tek bu eksiktir.

      Nerde köpeğim dinlenmek istedi, orada mola verirdim. Ben ne yersem o da onu yer, ben nerde yatarsam o da orada yatardı.

      Bağımsız, hiç kimseye karşı hiç bir sorumluluğu olmayan başına buyruk, canı ne istiyorsa onu yapan bir adam olmak isterdim doğrusu. Zaten de öyleydim, hiç kimse bana ne yaptığımı soramazdı. Hesap vereceğim hiç kimse yoktu. Ama bir kez bağlandın mı bir daha kurtuluş ancak ölüm ile.

      Sözümü tutamadığım olmamıştır. Ölüme kadar sözü verdiysem ölüme kadardır, sözden dönmek asla yok. Öyle alıp başımı gidemem söz verdiysem.

      Kedilerimi de ölüm bizi ayırıncaya kadar diye alırım. Şimdiye kadar hep kedilerin ölümü beni onlardan ayırdı. Bakalım son kedim hangisi olacak ve beni ondan benim ölümüm ayıracak merak etmiyor değilim.

      Kediler aynı benim gibi özgürlük düşkünüler ve özgüvenleri aşırı yüksek. Bu yüzden zaten kısa olan ömürlerini bile tamamlayamayabiliyorlar.

      Önceki kedilerimden aldığım derslerle şimdiki kedimin bütün risklerini önledim. Dışarı çıkmaz, istemez zaten çıkmak. Bütün balkonlar pencereler kedi güvenli. Onun yaşlanıp ölmesini istiyorum, kucağımda son nefesini vermeli. Ondan önce ölmezsem tabii.

      Onu sevgimle çok mu sıkıyorum diye endişe ediyorum ama çıkmayı gerçekten kendisi istemiyor. Ne zaman çıkarsam koşarak geri geliyor. Sürekli deniyorum, özgür bırakıyorum, gitmiyor. Kapıdan on metre uzaklaşmış değil.

      Onu bir kez uzun seyahate çıkardım, eve dönünceye kadar huzur bulmadı. Ama bin kilometre yol yaptı, beni eve hapsettin gün göstermedin diyemez. Gittiğim yerler çok güzel yerlerdi, istese orada kalırdı. Eve dönünceye kadar evi özlediğini açıkça söyledi. Ağzıyla değil, kedi dilini artık öğrendim. Birbirimizin ne dediğini anlarız. Aynı dili konuşmayız ama anlarız.

      posted in Soru & Cevap
      D
      DemoKratos
    • RE: Forumun birinci kuşağının pili mi bitti?

      Hiç bir iletiyi yanıtsız bırakmamanızı tavsiye ederim. Çünkü sohbet böyle bir şeydir. Size bir şey söylendiyse mutlaka yanıt verirseniz güzel bir hareket yapmış olursunuz. Sohbetler böyle gelişir.

      İnsanlar konuşa konuşa aşırı klasik ama doğru işte. Doğru olmasa! Doğru olduğu için klasik sınıfına girmiş zaten.

      Tüm iletilere yanıt vermeniz, düşünceye, insana, kendinize değer vermenin, insanlığa değer vermenin bir ölçüsüdür.

      Bunun istisnası yok mu, elbette var. Amacı polemik, kavga olanlar elbette istisna. Bunlara ise yanıt vermemek doğru olanıdır.

      Ama fikrini söyleyene yanıt vermek bir insanlık borcudur. Bunu böyle bilirseniz ilkeli bir insan olursunuz. Bir şey söylendiğinde yanıt verilmeyecekse dükkanı kapatıp gidelim, gerek yok ki?

      posted in Duyuru & Destek
      D
      DemoKratos
    • RE: Alma - Verme Dengesi

      Bir başka söylenebilecek güzel anlatım şudur:

      Sen bana para verirsen benim param artar ama senin paran eksilir.

      Sen bana bilgi verdiğinde senin bilgin eksilmediği halde benim bilgim artar.

      Sen bana bir fikir verdiğinde senin fikrin daha da güçlenir. Ben de yeni bir fikir edinmiş olurum.

      Bilgiye doğru bir yorum getirdiğimizde bilgi güçlenir. Bilgimiz daha da arttığı gibi fikrimizi de daha fazla güçlendirir.

      Bazen bilgiden çok bilgiyi doğru yorumlamak önem kazanır. Çünkü bilgileri birleştirerek bilinç geliştirmenin yolu onları doğru yorumlayarak puzzle parçaları gibi doğru yerlere yerleştirmektir.

      Büyük resime ancak parçaları doğru yerlerine yerleştirerek ulaşabiliriz. Yorumlayıp birleştiremedikten sonra bilgi unutulur. Bilgilerin birleştirilmesi ancak doğru yorumlanmaları ile olur.

      Doğru bilgiler öğrenilir ama yanlış yorumlanarak doğru şekilde birleştirilemezlerse bilinçlenme oluşmaz ve bilgi işlevini tam gösteremez.

      Bilinç ve bilmek çok farklıdır. Bilmek güzel şey ama bilincinde olmak çok daha önemlidir.

      posted in Spiritüel Hayat
      D
      DemoKratos
    • RE: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?

      Bu foruma da dini bir konudan girmek durumunda kaldım, neyse... Diğer felsefe.net forumu tabii bilgisiz bir modun keyfine bırakılınca çöpe döndü. Umarım burası canlanır. Sayfa düzeni güzel bir forum.

      Şimdi konu dini kitaplar ise, bu kitapların en babası ne? İçinde bulunduğumuz toplum açısından söylersek tabii Kuran.

      Kuran ne? Emevi soyunun Arap kabilelerini kendi boyundurukları altında birleştirip bir sömürü imparatorluğu kurmak amacıyla Hrist apokriflerden derleterek oluşturdukları bir metinler toplamı.

      Bu kaynaktan beselenecek dini kitapların bundan fazla bir şey olmaları olası mı? Tabii ki değil. Konu bu yani, bu kadar.

      posted in Din & İnanç
      D
      DemoKratos
    • RE: Kültürel Farkındalık

      @bagimsizkoala Konfüçyüs'e sormuşlar:

      -"Bir milleti nasıl yıkarsın?"

      -"Onların dillerini bozar, kavramları karşılayan dillerindeki sözcüklerin içini boşaltır, kavramları algılamalarını önlerim. Kavram kargaşasına sürüklenir ve dağılır giderler."

      posted in Kültür & Sanat
      D
      DemoKratos
    • RE: Sizi Farklı Kıldığını Düşündüğünüz Bir Özelliğiniz Var Mı ?

      Kaplumbağayı bırakacağımda veterinerime söyledim. Dedi ki kabuğuna çip takayım, izlersin nerede olduğunu.

      Süper fikir gibi geldi. Fiyatını sordum az bir rakam değil. Bataryası kaç yıl gidecek üç dört yıl gider dedi. Üç dört yıl sonra öldü mü kaldı mı anlayamayacaksam bu kadar parayı niye vereyim dedim.

      Üç dört yıl nerde geziyor nereye gidiyor izlersin dedi. Yahu o gölden çıkamaz işte nereye gidecek su kaplumbağası dedim. Ekvatora göç edecek değil ya bu! Tabii o kadarını yüzüne söylemedim içimden söyledim de şimdi çipe para verecek durumum yok dedim.

      Kaplumbağaların uzun yaşadığı dikkate alınırsa hâla o gölde yüzüyor olabilir!

      posted in Soru & Cevap
      D
      DemoKratos
    • RE: İstiklal Marşının Kabulü

      Benim ilginç bulduğum bir duygum var:

      Benim dinle imanla hiç bir alakam yoktur, hiç hoşlanmam, ilgilenmem, hiç önem vermem. Bu yüzden dini özellikli kişilere de önem vermem.

      Fakat bunun bir istisnası var: Mehmet Akif. Ben bu adama büyük saygı duyuyorum. Başka da dini motifleri öne çıkan saygı duyduğum bir kimse yok! Bir tek Mehmet Akif var!

      Bu adam bir ateist betimlemesi yapıyor, yerden yere vuruyor. Bu çok ağır eleştiriye rağmen ben bu adama hiç kızmıyorum. Bu ağır eleştirileri başkası yapsa beteriyle karşılık veririm.

      Bu adamın benim için dokunulmazlığı var. Ben bu adama tek kötü laf etmem. Fikirleri inancı ne olursa olsun. Ben biliyorum ki bu adam çok iyi bir insandı. Bundan son derece eminim.

      Okuyan varsa ateist eleştirisi öyle böyle değil, çok ağır. Sürekli dine imana vurgu yaptığını hepimiz biliriz. Ama ben bu adam hakkında hayatımda tek kötü bir laf etmedim. Bütün dinciler bir yana, Mehmet Akif bir yana.

      posted in Duyuru & Destek
      D
      DemoKratos
    • RE: Ukraynaya giden RUS askeri araçlarında ki Z simgesi nedir?

      @Leonardo, içinde söyledi: Ukraynaya giden RUS askeri araçlarında ki Z simgesi nedir?

      @DemoKratos

      Rus uçakları ve genel olarak rus silahları artık çok eski silahlar. Seni - beni korkutuyor. DOğu Avrupa ülkesini korkutuyor.

      Şu anda o kadar sayısal üstünlüğe rağmen Ukraynalılar da bir sürü rus uçağı / helikopteri vs. düşürüyorlar.

      Çünkü teknoloji, benim çocukluğumun teknolojisi. Evet etkileyici araçlar ama, çok ortalama F-16 bile etmez.

      O yüzden bir aram Patriot + F-16 yerine niye kullanmadığı S-400'e para verir halen anlamış değilim.

      Bir de şuna dikkat edin: Uyduruk / fakir ülkeler ucuz diye Rus silahları alıyorlar. BUgün Polonya bile Miglerini verecek adam arıyor.

      Dostum, önemli konuya değinmişsin. Hemen yanıtlamak istiyorum. Şu an Rus ordusunun korkulacak bir yanının olmadığı ortaya çıktı. Öyle gözde büyütülecek bir güç olmadığını herkes anladı. Gücü garibana yetiyor.

      Ukraynalıların elinde ABD nin verdiği güçlü uçaksavar ve tanksavarlar var. Rusya'nın işi zor. Komple abanıp Grozni gibi harabeye çevirmeden başaramaz.

      İlk kez muhalifi olduğum kişi ile görüşüm örtüştü, bu dedi ki Kırım'a ses çıkarılsaydı böyle olmazdı. İlk kez aynı sözü etmiş olduk.

      S400 zaten kullanılamayacağı biline biline alındı. Böyle şey nasıl olur, oluyor çünkü bu düşürülen Rus uçağının diyeti. Tazminat gibi ödendi bu füze parası. NATO bunu kullanmana asla izin vermez, belli bu. Bunu kullanmak için NATO'dan çıkacaksın. O zaman kullan. Bu para uçağın tazminatı olarak ödendi, kesin.

      Tabii yani bir Rus uçağının bir Javelin füzesine karşı yapacağı hiç bir şey yok. Bu füzeyi iki kişi kullanır. Biri lazer ile uçağı işaretler. Diğeri füzeyi fırlatır. Bu teknolojiden Rus uçağının kurtulma diye bir şansı yok.

      posted in Tartışma
      D
      DemoKratos
    • RE: İslam'daki Sorunlar

      @phi, içinde söyledi: İslam'daki Sorunlar

      @zafiRa ne kitapmis arkadas ingilize degil, kambocyaliya degil sadece ve sadece aracpa bilenlere mi gonderilmis bu 🙂

      O kadar haklısın ki daha da yüzde binbeşyüz haklı olacak değilsin artık. Şimdi bu Kuran'da bir pasaj yazmışlar. Bunda diyor ki biz bu Kuran'ı başka bir dilde göndermiş olsaydık Arab'a başka dilde kitap mı olur diyeceklerdi.

      Doğru tabii. Sen Arap için kitap yazıyorsun, Arapça değil! Öyle saçmalık elbette olmaz. Yazan son derece doğru.

      Fakat gel gelelim bu pasaj kitabı Araplar için yazarken gayet yerinde iken, kitabı başkalarına da dayatmaya kalkıştığında sıkıntı oluşturuyor. E tamam yani bu Allah bu Araplara bu Kuran'ı gönderdiyse, bize de bizim dilimizde bir kitap daha göndereydi! Matbaa masrafları mı yüksek yani, Allah'ın matbaasında işçiler mi grevde?

      Şimdi yani müslümanlar Kuran'da ne yazıyor hiç bilmiyorlar derken bunu kastediyorum. Bu pasajı okuyup geçiyorlar. Yahu dur hele, bak Arap'a başka dilde kitap olmazmış! Peki bize niye oluyor? Bunu bir tane düşünen müslüman var mı? Olsa hâla tabularla dogmalarla boğuşuyor olmazdık.

      posted in Din & İnanç
      D
      DemoKratos